12.Türkçe-Sırp-Hırvatça İlişkileri

İslav dillerindeki Türkçe unsurlarla ilgili ilk çalışmalar, 1850'lerde başlamıştır ve günümüzde de sürmektedir. Bu konudaki çalışmalar, burada sayamayacağımız kadar çoktur. Önce Rusların, daha sonra da Güney İslavlarının dilleri üzerinde başlayan bu çalışmaların meyvelerini derli toplu birer sözlük halinde Elizaveta Nikolaevna Şipova'nın ve Abdullah Skaljic'in eserlerinde bulabiliriz.

12.1.Türkçedeki Sırp-Hırvatça Unsurlar

Türkçedeki Sırp-Hırvatça unsurların monografik bir çalışması yoktur. Türkçedeki İslavca unsurları konu edinen çalışmalarda, zaman zaman sözlerin Sırp-Hırvatçadaki biçilerine de değinilmiştir.

12.2.Sırp-Hırvatçadaki Türkçe Unsurlar

Yukarıda da söylendiği gibi Slav dillerindeki Türkçe unsurlarla ilgili ilk çalışmalar, 1850'lerde başlamış ve günümüze dek süre gelmiştir. Bu konudaki çalışmalar, burada sayamayacağımız kadar çoktur. Slav dillerinden olan Sırp-Hırvatçadaki Türkçe kelimeler de bir sözlük halinde yine Abdullah Şkaljic'in eserinde yer alır .

Şkaljic'in eseri ise, Güney İslavlarının, Sırp-Hırvat dillerinin Türkçe unsurlarını konu edinir. Diller arası alıntılar konusunda dünyanın en ilgi çekici eseri olarak kabul edilen Şkaljic'in sözlüğünde, 6878 değişik anlamda 8742 kelime yer almaktadır. Sözlüğünün başına kısa bir fonetik ve morfolojik açıklama ekleyen ve Türkçenin bütün Balkan dillerine verdiği bazı ek ve yapıları değerlendiren Şkaljic, yine sözlüğünün girişinde, bu kelimeleri 38 ayrı grupta konularına göre sınıflandırmıştır.

 

13.Türkçe-Lehçe İlişkileri

Rus, Sırp-Hırvat, Çek, Slovak ve Leh dilleri gibi, bir İslav dili olarak, Ukrancadaki Türkçe unsurlarla ilgili ilk çalışmalar, 1850'lerde başlamıştır ve günümüzde de sürmektedir. Bu konudaki çalışmalar, burada sayamayacağımız kadar çoktur .

13.1. Türkçedeki Lehçe Unsurlar

Türkçedeki Ukranca unsurların monografik bir çalışması yoktur. Türkçedeki İslavca unsurları konu edinen çalışmalarda, zaman zaman sözlerin Ukranca biçilerine de değinilmiştir.

13.2. Lehçedeki Türkçe Unsurlar

Çeşitli İslav dillerindeki Türkçe unsurları konu edinen çalışmalarda, sözlerin Lehçedeki biçimlerine de temas edilir. Bilhassa Fasmer ve Doerfer, Türkçe sözlerin Lehçedeki biçimlerine de işaret derler. Monografik bir çalışmanın bulunmadığı bu konuda, Tadeusz Majda şunları sözlemektedir: “Türk halklarının Slav kabileleri (sonradan Polonyalılar diye adlandırılan Slav kabileleri dahil) ile asırlarca süren münasebetleri, Slav dillerini daha ilk gelişme aşamalarında etkiledi. Son yıllarda bu etkileşim, araştırmacıların ilgi odağı olmuştur. Yapılan incelemeler neticesinde Slav dillerinin gelişmesi ve bu süreç üzerindeki Hun, Protobulgar ve Avarların etkisi ile ilgili yeni bilgiler ortaya çıkarılmaktadır. Adı geçen kabilelerin konuştukları dilin Türk dil grubu mensubu olduğu kabul edilir. Diğer Slav dilleri gibi 5.-6. yüzyılda şekillenmeye başlayan Leh dili de, Türk dillerinin yoğun etkisi altında kaldı. Kelime dağarcığındaki Türkçe alıntıları tespit etmek ne kadar kolaysa, fonetik ve morfolosini tespit etmek de o kadar zor. H. Galton'un “Der Einfluss des Altaischen auf die Entstehung des Slawischen, (Wiesbaden 1997)” adlı yeni çalışmasında genel Slav dili için yaptığı incelemelere benzer çalışmaların Leh dili için yapılması gerekmektedir.”

14.Türkçe-Çekçe İlişkileri

Rus, Sırp-Hırvat, Ukran, Slovak ve Leh dilleri gibi, bir İslav dili olarak, Çekçedeki Türkçe unsurlarla ilgili ilk çalışmalar, 1850'lerde başlamıştır ve günümüzde de sürmektedir. Bu konudaki çalışmalar, burada sayamayacağımız kadar çoktur .

14.1.Türkçedeki Çekçe Unsurlar

Türkçedeki Ukranca unsurların monografik bir çalışması yoktur. Türkçedeki İslavca unsurları konu edinen çalışmalarda, zaman zaman sözlerin Çekçe biçilerine de değinilmiştir.

14.2.Çekçedeki Türkçe Unsurlar

Çeşitli İslav dillerindeki Türkçe unsurları konu edinen çalışmalarda, sözlerin Ukranca biçimlerine de temas edilir. Çekçedeki Türkçe unsurları konu edinen monografik bir yayın bulunmasa da, F. Miklosish her iki eserinde de ara sıra, K. Lokotsch ise sık sık, Türkçeden alınma sözlerin Çekçedeki biçimlerini de vermeğe çalışmışlardır. Fasmer, sözlerin Rusça biçimleri yanında Çekçedeki biçimlerini de verir. Türkçe unsurların bir kısmı da Çekçeye Macarca yoluyla taşınmıştır ve bu konu yeni yeni çalışılmaktadır.

1957 yılında, Çek ve Slovak dillerinin söz varlığı üzerindeki çalışmaların henüz başlangıç safhasında olduğunu belirten J. Blaskoviç, “Çek Dilinin Kök Sözlüğü” adlı eserde yalnızca 32 sözün Türkçe kaynaklı gösterildiğini; fakat bunların da doğru tespit edilmediğini ve doğru anlamlandırılmadığını ifade eder . J. Blaskoviç, bu yirmi sayfalık yazısında, Çek dilinde kullanılan şahıs adı, soyadı, yer ve kavim adı gibi 27 özel ad ile Türkçeden Çekçeye geçmiş 248 sözü irdeler ve yazısının sonunda şunları söyler: “Bugün Çek dilinin Türk kökünden gelen unsurları üzerine söyleyebileceklerimiz kısaca bunlardan ibarettir. Bu kısa yazı bile Türk kavimlerinin ve bilhassa Osmanlı Türklerinin Orta-Avrupa kavimlerine yaptıkları kültür tesirinin ne kadar geniş olduğunu göstermeğe yeter. Bu araştırma objektif bir şekilde gerçekliği ortaya çıkarmakta ve Türk kavimlerini ve kültürlerini elverişsiz bir açıdan gören eski ve yanlış görüş ve iddialara son vermektedir”

15.Türkçe-İtalyanca İlişkileri

Oğuz Türkleri Anadolu'ya gelmeden çok önce, belki Oğuzların bir kısmının da katıldığı başka Türk kavimleri, Karadeniz'in kuzey sahillerinde ve Balkanlar'da idiler ve buralarda çeşitli devletler kurmuşlardı. Periskop, Theofanis, Menandros gibi Bizans ve İbni Rüste, Gardizî gibi Arap tarihçileri, bu bölgede, Hun, Saragur, Ugor, Onogur, Avar, Bulgar, Peçenek, Hazar, vs. gibi çeşitli Türk kavimlerinden bahsederler. Bu kavimlerin dilleri ile o devirlerin Grekçe ve Lâtincesi arasında olup bitenler konusunda hiçbir çalışma yapılmamıştır. Bu ilişkiler konusunda yapılan tek şey, Bizans kaynaklarındaki bu kavimlerle ilgili tarih verilerinin ve bunlara bağlı olarak geçen özel adların derli toplu bir yayınından ibarettir; bu kavimlerin dilleri ile Grekçe ve Lâtince arasındaki alıntılar söz konusu bile edilmemiştir. 8. ve 9. yüzyıllarda, ortodoks Doğu Roma zayıflamış, Ön Asya'daki ticaret hayatı, başta Venedikliler olmak üzere, Cenovalılar, Sicilyalılar, Pizzalılar ve Floransalıların eline geçmişti. Bu şehir devletleri ile ve bazen de papalığın kışkırtmaları üzerine bu şehir devletlerinin ordularına katılmalarla oluşmuş Haçlı orduları ve Haçlı donanmalarıyla Türkler arasındaki egemenlik ve çıkar kavgaları, dünya tarihinin önemli bir bölümünü oluşturmuş ve bugün de bu kavgalar, papalık-hahamlık ittifakı yüzünden günden güne daha acımasız bir hal alarak sürüp gitmektedir.

Sözü edilen şehir devletlerine katılan Kuzey İtalya'daki diğer şehir devletleri, 1849 yılında, bir yandan da İtalya'daki iktidarını bu devletlere de kaptırma endişesi içindeki papalığın şüpheli desteği ile Avusturya egemenliğine baş kaldırırlar ve nihayet bu 11 şehir devleti, 1861 yılında İtalya Birleşik Krallığını kurarlar. Bu tarihlerden itibaren, aralarında bir yabancı dil gibi kullandıkları orta İtalyadaki Toscana bölgesinin dilini esas alan bugünkü İtalyanca doğar. Türklerin savaşlar dışındaki ilişkileri, daha çok Venedikliler ve Cenovalılar ile olduğu için, Türkçenin de genellikle Venedik ve Cenova Lehçeleriyle ilişkisi olmuştur.

15.1.Türkçedeki İtalyanca Unsurlar

Ankara Üniversitesi Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesinde hazırlanmış ve henüz yayımlanmamış bir doktora tezine göre, Türkçedeki İtalyanca sözlerin sayısı 523'tür . Bu sözlerden baldıran , baraka , borsa , çapa , kalçın , poğaça , tapa ve toka sözlerinin İtalyacadan Türkçeye geçmiş sözler olarak değerlendirilmeleri yanlıştır.

1988 yılında, “İtalyanca ve Yunanca Kaynaklı Türkçe Denizcilik Terimler.” adlı eser yayımlanır

15.2.İtalyancadaki Türkçe Unsurlar

Durdu Kundakçı'nın yukarıda belirttiğimiz ve henüz yayımlanmamış doktora tezine göre, İtalyancadaki Türkçe sözlerin sayısı 146'dır .

16.Türkçe-Arnavutça İlişkisi

Türklerin Arnavutlarla ilişkisi, yukarıda değinilen diğer Balkan halkları gibi Türk boylarının Karadeniz'in kuzeyinden geçip Balkanlara ilerlemesi tarihi kadar eski olsa da yoğun ilişkiler Osmanlı döneminde olmuştur.

16.1.Türkçedeki Arnavutça Unsurlar

Bu konuda yapılmış bir çalışma görmedik.

16.2.Arnavutçadaki Türkçe Unsurlar

Arnavutçadaki Türkçe unsurlarla ilgili çalışmalar, Slav dillerindeki Türkçe unsurlar üzerine çalışmaların başladığı XIX. yüzyılın ikinci yarısında başlar. Bu konudaki ilk çalışma, yine Franz Miklosich tarafından yapılan çalışmadır .

Ardından Gustav Meyer Arnavutçanın etimoloji sözlüğünde Türkçe kelimeleri göstermiştir. Eserinin girişinde, G. Meyer şunları açıklamaktadır: “Benim bu sözlüğümde 5140 madde başı bulunmaktadır. Bunlardan 1420 tanesi eski Romence mirası (Miklosisch'e göre bu sayı: 930), 540 tanesi İslavca (Miklosich'e göre bu sayı: 319), 1180 tanesi Türkçe, 840 tanesi Yunanca, 400 tanesi eski indogermen dillerindendir ve 730 tanesinin kaynağı belli değildir

Gyula Németh, “Arnavutçadaki Türkçe İzleri” adlı doyurucu yazısını 1961 yılında yayımlar . Dilaver Berberi, Arnavutçadaki Türkçe sözleri fonetik ve morfolojik açıdan değerlendirdiği doktora çalışmasını 1964'te tamamlar . “Arnavutçanın karşılaştırmalar yapacak kadar bol metni bulunmadığı için bu konuda ancak eş zamanlı bir çalışma yapabildiğini” belirten D. Berberi , bu çalışmasında Arnavutçadaki Türkçe sözleri ses ve biçim açısından incelemiştir.

Bu çalışmadan on yıl kadar sonra, Norbert Boretzky, Arnavutçadaki Türkçe etkisini iki cilt halinde yayımlar . Birinci ciltte Arnavutçadaki Türkçe sözlerin ses değişmeleri ile Arnavutçada kullanılan Türkçe ek ve yapılar incelenir. İkinci cilt sözlüktür. Bu sözlükte, varyantlarıyla birlikte 4078 madde yer alır. Ayrıca Arnavutçanın çeşitli ağızlarında kullanılan Türkçe sözler ise, yine varyantlarıyla birlikte, 585'tir.

1998 yılında Vladimir E. Orel tarafından yayımlanan “Arnavutça Etimolojik Sözlük”'te, yalnızca 53 söz Türkçe kaynaklı gösterilmiştir . G. Meyer, J. Norbert, M. Fasmer ve E. Hamp'ın bu konuda çalıştıklarını ve eserler verdikleri belirten V. E. Orel, “düzinelerce sözün kendi eserinde yeni etimolojik açıklamalara kavuştuğunu” vurgulayarak, kendi sözlüğünün “Arnavutçanın prehistoryasına belirli bir bakış açısıyla bakmağa dayandığını” ifade etmektedir. Yazılı belgeleri iki yüzyıldan eski olmayan bir dilin “proto”su peşinde koştuğunu, asıl amacının Proto-Arnavutçayı kurmak olduğunu bildiren ve elinde tek belge olmaksızın, Arnavutların m.ö. 3. yüzyılda terkettikleri Karadeniz'in kuzeyinde, Dacialıların ülkesinde ve Karpatlar'da dolaşıp duran V. E. Orel, pek çok Türkçe sözü de İslav kaynaklı göstermekte, Arnavutçadaki birçok İtalyanca, Grekçe, Romence, Makedonca ve Sırp-Hırvatça sözü de sözlüğüne almadığını açıkça söylemektedir . Sonuçta dış dünyada değil, yazarın zihninde oluşan ve kendisinin de dediği gibi “kurgusal” bir sözlük ortaya çıkmış ve yazarın pek sık kullandığı “Indo-European” sözü çerçevesinde amacına hizmet etmeğe başlamıştır.

“Kurgu”ları bir kıyıya bırakıp “olgu”lara ve gerçeklere tekrar dönersek, eski bir bölünmeyi temsil eden Ermeni, Arnavut ve Gürcü dillerini Hint-Avrupa dil grubuna dahil etmekte bugün büyük güçlükler yaşanmaktadır. Bunun başlıca sebebi ise, Türkçenin bu dillere etkisinin, sadece sözlük temelinde kalmayıp, tıpkı güney İslavcası, Bulgarca, Makedonca, Romence ve Yunancada olduğu gibi, gramer ve söz dizimi düzlemine de sıçramış olmasıdır .

Nitekim Arnavutçadaki Türkçe kaynaklı ek ve yapılar, birçok yazıya konu olmuştur. 1972 yılında, Hasan Kaleşi, bu konuda monografik bir çalışma yapmış ve 1975 yılında da yukarıda ifade ettiğimiz gibi Norbert Boretzky, “Arnavutçadaki Türkçe Etkisi” adlı çalışmasının birinci cildini bu konuya ayırmıştır. Bu çalışmalarda da görüldüğü gibi, Türkçe çokluk eki ile sıfat ekleri (- li; -siz ), kavram eki (- lik ), meslek eki (- çi ), eşitlik eki (- çe ), küçültme eki (- çik ), bu ekleri taşıyan birçok Türkçe sözün Arnavutçaya girmesi, Arnavutçanın dil ve düşünce düyasında bir gramer kategorisi oluşturmuş ve bu ekler, Arnavutça kelimelere de getirilmiştir.

17.Türkçe-Yunanca İlişkileri

Oğuz Türkleri Anadolu'ya gelmeden çok önce, belki Oğuzların bir kısmının da katıldığı başka Türk kavimleri, Karadeniz'in kuzey sahillerinde ve Balkanlar'da idiler ve buralarda çeşitli devletler kurmuşlardı. Periskop, Theofanis, Menandros gibi Bizans ve İbni Rüste, Gardizî gibi Arap tarihçileri, bu bölgede, Hun, Saragur, Ugor, Onogur, Avar, Bulgar, Peçenek, Hazar, vs. gibi çeşitli Türk kavimlerinden bahsederler. Bu kavimlerin dilleri ile o devirlerin Grekçe ve Lâtincesi arasında olup bitenler konusunda hiçbir çalışma yapılmamıştır. Bu ilişkiler konusunda yapılan tek şey, Bizans kaynaklarındaki bu kavimlerle ilgili tarih verilerinin ve bunlara bağlı olarak geçen özel adların derli toplu bir yayınından ibarettir; bu kavimlerin dilleri ile Grekçe ve Lâtince arasındaki alıntılar söz konusu bile edilmemiştir.

Türkçenin Yunanca ile ilişkisi, eski devirler ve Bizans üzerinden gerçekleşmiş sınırlı ilişki bir kıyıya bırakılırsa, 11. yüzyıldan 1920'lere kadar sürmüştür .

17.1.Türkçedeki Yunanca Unsurlar

Türkçedeki Yunanca unsurları araştıran çalışmalar, K. Miklosich'in eserinden bir kaç yıl sonra başlamıştır. Gustav Meyer ve K. Krumbacher'in eserleri aynı yıl içinde, 1893'te yayımlanır. Bu çalışmaları, A. Papadopoulos'un 1932 yılında yayımlanan Türkçedeki Yunanca sözleri incelediği eseri izlemiştir.

Yunancadaki Türkçe unsurlar konusu kadar ilgi çekmemiş görünen Türkçedeki Yunanca unsurlar konusu, daha sonra, bilhassa A. Tietze tarafından etraflıca çalışılmıştır . Tietze bu çalışmasında 347 sözü incelemiştir.

1960 yılında Yunancadaki Türkçe unsurlar üzerine çalışan Konstantinos Kukkidis ise 900 Yunanca sözün Türkçeye alındığını kaydeder .

Bütün bu çalışmalardan sonra, Christos Tzitzilis, 1987 yılında yayımladığı eserinde, Türk yazı diline veya ağızlarına Yunancadan geçmiş 597 sözü incelemiştir

17.2.Yunancadaki Türkçe Unsurlar

Yunancadaki Türkçe unsurlardan ise ilk defa söz eden ve bu sözleri listeleyen ilk kişi F. Miklo sich't ir. Daha sonra G. Meyer ve L. Rouzevalle de bu konuda çalışmışlardır. Kıbrıs Türk aydınlarından Hüseyin Şafi Alpay, Kıbrıs Rumcasındaki Türkçe sözlerin İngilizce anlamlarından oluşan kitapçığını 1937'e Larnaka'da yayımladı ve 1940 yılında bizlere daha hacimli ve daha ayrıntılı bir kitap vadetmesine rağmen, bu işini Kıbrıs'ın kargaşa ortamında bitiremedi. Bu çalışmada 402 Türkçe söz yer almaktadır. Bu çalışmalardan sonra, Konstantinos Kukkidis, 1960 yılında Atina'da çalışmalarını yayımlar . Bu çalışmaların sonuçları, sonraki yıllarda ses ve anlamca inceleme altına alınır ve 1974 yılında Pavlos Georgidas tarafından Münih Devlet Üniversitesinde hazırlanan ve gecikmeli olarak daha sonra yayımlanan doktora tezi, Yunancadaki Türkçe unsurları ses bakımından inceler . Yunancadaki Türkçe unsurların sayısı, K. Kukkidis'e göre 3000 ve P. Georgidas'a göre ise 1968'dir.

1988 yılında ise İ.T.Pambukis, Çağdaş Yunan Dilinin Türkçe söz varlığını incelediği eserini Atina'da yayımladı. 1994'te Konstantinos Giagkoullis, Kıbrıs Rum diyalektinin etimolojik sözlüğünü Lefkoşa'nın Rum kesiminde yayımlar . Bu sözlükte, 1520 Türkçe söz yer almaktadır. Son olarak 1998 yılında Ankara Üniversitesinde, Evangelia Ahladi tarafından hazırlanan yüksek lisans çalışmasında Yunancadaki Türkçe unsurlar ile Türkçedeki Yunanca unsurlar, gösterdikleri ses ve anlam değişiklikleri içinde ele alınmıştır.

Türkçenin bu dillerden başka Fransızca, Almanca ve İngilizce ile ilişkileri olmuştur; ancak bu konularda yapılmış çalışmalar yetersizdir. Bu konuda tutarlı ve gerçekçi bir çalışma yapabilmek için, Türkçenin öteki komşularına oranla daha yeni devirlerde doğmuş olan bu genç dillerin Türkçe ile ilişkilerinin araştırılması kadar, eski Latin, Grek ve Germen dilleriyle ilişkilerinin de incelenmesi gerekmektedir. Türkçenin bu genç komşuları ile ilişkileri konusunda az sayıda birkaç çalışma söz konusudur. Süleyman Yıldız'ın doktora çalışmasına göre Almancada 166 Türkçe söz vardır. İngilizcede ise Gatenby'e göre 247 , İrek Bikkinin'e göre 800 civarında Türkçe söz yer almaktadır.

Bu çalışmaların bibliyografyası için bkz.:

Poppe, N.: Introductian to Altaic Linguistic, Wiesbaden 1965, 165-176.s.

Poppe, N.Jr.: Studies of Turkic loan words in Russian, Wiesbaden 1971.

Şipova, E.N.: Slovar Tyurkizmov v Russkom yazıke, Alma-Ata 1976, 444 s.

Skaljic, A.: Turcizmi u Srpskohrvatskom-Hrvatskosrpskom jeziku, Sarajevo 1985, 662 s.

A. Skaljic, age.

Skaljic, A.: a. g. e.

Poppe, N.Jr.: Studies of Turkic loan words in Russian, Wiesbaden 1971.

Majda, Tadeusz: “Leh Dilinde Protobulgarca, Kıpçakça ve Osmanlıcadan Sözcük Alıntılarına Genel bir bakış”, 4. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, Çeşme 2000.

Poppe, N.Jr.: Studies of Turkic loan words in Russian, Wiesbaden 1971.

Blaskoviç, J.: “Çek Dilinde Türkçe Kelimeler“,

Blaskoviç, J.: a.g.e., s. 110.

Györffy, György: A magyarok elödeiröl és a honfoglalasrol. Budapest 1975.

Moravcsik, Gyula: Byzantinoturcica I - II. Berlin 1958.

Kundakçı, Durdu: İtalyancadan Türkçeye ve Türkçeden İtalyancaya Geçmiş Sözcükler, Ankara 1977, (basılmamış doktora tezi)

Kahane, R. ve H., Tietze, A.: The Lingua Franca in the Levant , Turkish Nautical Terms of İtalian and Greek Origin, İstanbul 1988.

Kundakçı, Durdu: a.g.e.

Franz Miklosich, Die Türkischen Elemente im den südost-und osteuropaischen Sprachen (Griechisch, Albanisch, Rumunisch, Bulgurisch, Serbisch, Klain Russisch, Grobrussisch, Polnisch) . I. Denkschriften der Kaiserlichen Akademie der Wissenschaften, Philosophisch - historische Classe, XXXVII. Wien 1884. 239 - 338 ; XXXV, Wien 1885. 105-192.; "nachtrag" I. XXXVII, Wien 1889, 1-88.s. II XXXVIII, Wien 1890. 1-70.

Meyer, Gustav: Etymologisches Wörterbuch der albanischen Sprache, Strassburg, 1891.

Meyer, G. (1891): a.g.e., s. IX.

Németh, J.: “Traces of Turkish Language in Albania ” , AO 13 (1961), s. 9-29

Berberi, Dilaver: Phonological and Morphological Adaptation of Turkish Loanwords in Contemporary Albanian Geg Dialect of Kruja: A Synchronic Analysis, İndiana University, 1964, 253 s. (Basılmamış doktora tezi).

Berberi, D.: a.g.e., s. 4.

Boretzky, Norbert: Der türkische Einfluss auf das Albanische, Teil 1: Phonologie und Morphologie der albanische Turzismen, Wiesbaden 1975, 279 s.; Der türkische Einfluss auf das Albanische, Teil 2: Wörterbuch der albanischen Turzismen, Wiesbaden 1976, 224 s.

Orel , Vladimir E.: Albanian Etymological Dictionary, Leiden 1998, 670 s.

Orel , V. E.: a.g.e., s. IX-XIII.

Berberi, D.: a.g.e., s. 4.

Kaleşi, Hasan: “Arnavut Dilinde Kullanılan Osmanlıca-Türkçe Ekler”, Bilimsel Bildiriler (TDK), Ankara 1972, s. 141-149.

Györffy, György: A magyarok elödeiröl és a honfoglalasrol. Budapest 1975.

Moravcsik, Gyula: Byzantinoturcica I - II. Berlin 1958.

Pavlos Georgidas, Die lautlichen Veränderungen der türkischen Lehnwörter im Griechhischen, Münih 1974.

G. Meyer, Die Griechischen und Romanischen Bestandteile in Wortschatze des Osmanisch-Türkischen, Viyana 1893.

K. Krumbacher, Zy den Griechischen elemente in Arabischen und Türkischen, Byzant Zeitschrift, 2, 1893.

A. Papadopoulos, Da ek tis Ellinikis daneia tis Tourkikis, Atina, 1932.

Andreas Tietze, Einige weiteregriechische Lehnwörter im anatolischen türkischen , Nemeth Armağanı, Ankara 1962, 373-388 s.; Die formalen Veränderungen an neueren europäischen Lehnwörter der mittelgriechischen Lehnwörtern im türkischen , Oriens V, 230-268 s.; Griechischen Lehnwörtern im anatolischen türkischen , Oriens VIII (1995), 204-257 s.

Konstantinos Kukkidis, Elnikon Lekson Paragomenon ek dis Turkilis Glosis, Atina, 1960.

Tzitzilis, Christos, Griechische Lehnwörter im Türkischen (mit besonderer berücksichtigung der anatolischen dialekte), Viyana 1987, 201 s.

Les emprunts turcs dans la grec vulgaire de Roumélie et spécialement d'Adrianople, Paris 1912.

Alper, Hussein Shafi, Alper's Vocabulary, Larnaca 1938, 20 s.

Konstantinos Kukkidis, age.

Pavlos Georgidas, Die lautlichen Veränderungen der türkischen Lehnwörter im Griechhischen, Münih 1974

İ.T.Pambukis, Tourkikis lezeis stin Elliniki, Atina, 1988.

Giagkoullis, Konstantinos, Leksiko Etimologiko kai ermnieütiko tis kupriakis dialektoi, Strovolos-Lefkoşe 1994, 186 s.

Evangelia Ahladi, Ödünçleme Süreci ve Dilbilimsel Görünümleri: Tütkçe ve Yunancada Ödünçlemeler, Ankara, 1998, A .Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, basılmamış yüksek lisans tezi.

Gatenby, E. V.: “Material for a study of Turkish Words in English“, A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi XII, 1954, s. 90.

 

1 2 3 4 5 6

 

 

.....
sayfa başına dön