Balkanlar'da farkli konusmak
Balkanlar'da farkli konusmak Dünya Gazetesi, 04/04/2006 GLOBUS / Kenan Mortan
"Holistik bakis" deyimini ilk duydugumda çok fazla yorumlayamamistim. Anlamak için hissedebilmek gerekiyordu. Söz, "bütüncül bakis" eski Yunanca'daki "holizm" sözcügünden alinma. Bütünü görmeden parçayi ayristiramayacagimizi söylüyor. Ayristiramayinca anlamak ve çözmek mümkün degil kuskusuz. Son zamanlarda giderek öne çikan bir zihni tarz, tekil bir ekonomik olayi kendi içinde ve tek basina degerlendirmek. Ihracatsa ihracat, döviz kuru söz konusu ise sadece kura bakmak. Karsilikli iç iliskileri hiç gözetilmiyor. Çapraz iliskilere aldirilmiyor. Oysa Howkins, insanlar için modelden bagimsiz gerçeklik olmadigini söyler. Her model zaman içinde denenir. Ise yariyorsa varligini korur yoksa ya yeniden uyarlanir ya da unutulur. Türk isletme dünyasi kur baskisi nedeniyle ihraaat yapilamadigini ileri sürüyorsa bir modeli sorguluyor demektir. Bu Kemal Dervis tarafindan sisteme alinmistir. Bu model yanlissa, bütünlügü görerek bunu söylemek gerek. Görünür ve belirgin degiskenler üzerinde odaklasip, bütünlügü göremeyince dogru bir zihni model de kurmak mümkün degil. Bugün, 3 anlamli örnek vermek istiyorum. Örneklerden 1'i Bulgaristan, 2'si ise Romanya'dan. Üçü de Türkiye'den gitme girisimlerin eseri. Dogru ve bütüncül bakmalariyla hepsi basari örnegi yaratmislar.
Birinci örnegimiz Bulgaristan'in Sumen kentinden. Kuzeyde 80 binlik bir yerlesim. Yüzde 30'u Türk asilli. Fikret Ince ismindeki bir mühendis özellestirmeden "Alcomet" sirketini almis. Hem alüminyum hem de profil üretiyor. Ortalama maliyeti 400 Euro olan 800 çalisani var. (Yüksek istihdam özellestirmenin önemli bir kosulu). 2005'te 50 milyon Euro'luk ihracati var. Alcomet ihracatta ilk 10'da yer aliyor. Geçen yil en basarili yabanci sirket seçilmis. Ülkenin de en fazla kurumlar vergisini veriyor. ITÜ çikisli mühendis ince basarisini üç nedene bagliyor. Birincisi, siçramali büyüme yolunu seçmesi. Ikincisi, piyasada hep hedefe odaklanmasi. Üçüncüsü dikey entegrasyondan hiç taviz vermemesi. Elinde özellestirmeden bira fabrikasi varken bunu satip, fabrikada tüm makinelerin yenilenmesini saglamis. Alcomet'in özel bir tesvigi yok. Kullandigi enerji 5.5 Ç'ye geliyor. Isçi maliyeti Türkiye'nin altinda degil. Bulgar Levasi da asinmamis yani ihracati destekler bir seyir izlememis. Ama sonuç ortada...
Ikinci örnegimiz ise "Erdemir Romania". Bükres'in 80 km batisinda Tirgovista kentinde. Geçmisi 35 yili asiyor. Silisli sac üreten tesis 2002'de batik konumda Erdemir'ce özellestirmeden alinmis. Çalisan sayisi 350 ve emek maliyeti ayda 500 dolarin altinda degil. Yillik 40 milyon Euro'luk ihracati var. Avrupa'nin hemen her ülkesine girmis. Giremedigi belki de tek ülke Türkiye. (Rusya'nin dampingli satis fiyatlarini altetmesi mümkün degil). Türkiye'den gelen sayisi bir mangayi bulmayan insanla olay götürülüyor. Erdemir'in kurumsal kültürü bunda etkili. Romanya'da döviz kuru son zamanlarda deger kazanmakta. Ama böyle olmasi Erdemir'in hedeflerini büyütmesine engel degil. Özel bir tesvik almasa da 2006'da 80 milyon Euro'yu yakalamak istiyor. Sonuç tartismasiz...
Türkiye'nin Mus'u sayilabilecek bir bölgede Moldova'ya komsu Birlad kentindeki "Rulmanti" ise yarim yüzyillik bir tesis. 2000'de Kombassan tarafindan alinmis. Tesiste ayni kurallar nedeniyle 3100 kisi çalisiyor. Enerji maliyeti bu yil ilk kez 6 Ç'ye düsmüs. Üretimin yüzde 8O'ini ihraç ediyor. Üstelik bu ihracatin yüzde 70'i de gelismis ülkelere yapiliyor. 2005'te "en basarili özellestirilen kurulus" unvanini almis. Özel bir tesvik almasa da yine iki elin parmagi kadar çekirdek profesyonel Türkiye'den gelmis kadroyla, hedefler gerçeklestiriliyor. Birlad'in lokasyon dezavantajina ragmen AB üyeligi sonrasi rulman ihracatinin daha da artmasi bekleniyor.
Bu birebir verdigim 3 örnek, "verim ile ögrenen organizasyon" gerçeginin yan yana gelmesiyle nelere erisilebilecegini gösteren 3 tartismasiz basari öyküsü.
Simdi yapay sorunlari asal kilarak, bütünü analiz etmeden bir yaklasimla Türkiye'nin komsu ülkelerdeki kurumsal basarilarina haksizlik etmis olmuyor muyuz?
Söz komsulardan açilmisken bilim dünyamizin yenisi Dr. Baris R. Tekin'in bir çalismasindan söz edeyim. Inceleme, Istanbul Ticaret Odasi'nca 2005-34 no ile yayinlandi. Basligi "Türkiye'nin komsu ve çevre ülkeleriyle sinir asan ticaretin gelistirilmesine yönelik bir strateji denemesi". Dr. Tekin, temel olarak cografi yakinligin dis ticarette ne denli etkili oldugunu arastirmakta. Gördügü "cografi yakinlik katsayisi"nin degismedigi. Küresellesme ortaminda bu durum alti çizilesi bir olay. Dahasi, eger ülkeler arasinda kültürel yakinlik varsa dis ticaret hacmi daha da büyümekte. Bu tesbiti arkasina alan Dr. Tekin, Türkiye'nin "ticaretin kolaylastirilmasi" ilkesini daha fazla benimsemesi gerektiginin altini çiziyor. Bu önemlidir! Çünkü bütün ticari protokollere ragmen mal hareketi hâlâ istenen akiskanlikta degildir. Mali birakin, insanin Türkiye'den Bulgaristan topragina geçmesi, 40 dakikalik bir kosusturmacayi gerektiriyor. Ikincisi, Türkiye'nin komsulariyla sadece ticaret yapmasini öngören "komsu ülkeler stratejisi" yeterli degil. Bunun ötesi strateji, sanayi politikasi öngörüsü de içermeli. Üçüncü ilke ise sinir asiri örgütlenme geregini gözardi etmemeli. Açik anlatimiyla, dissal faydalardan yararlanmak amaciyla sinir-asiri sirket birlesmeleri tesvikle desteklenmeli. Örnegin, Eregli Romania ile Eregli Türkiye arasindaki yatirim ortak paydasinda "Eregli" yazmasinin disinda hiçbir sey yoktur. Dr. Baris Tekin'in analizi bence yol arayan girisim sermayesi için yeni çikis yollari sunmakta. Dr. Tekin bunlari söylerken, insani mesaji unutmamis olmasi sevindiricidir. "Bölgesel kamu mallari" kavramiyla bu genç bilim adami politikaciya sorumlulugunu hatirlatmaktadir. Görünüste, Türkiye-Suriye arasinda sorun yok. Ama Suriye, Asi Nehri'nin kapaklarini açinca, Antakya'da ölümler yasaniyor. Ya da Bulgaristan ile sorun yok diyoruz. O da Tunca'nin fazla gelen sularini Türkiye'ye salinca Edirne'de yasam duruyor. Iste "bölgesel kamu mallari" kullaniminda rekabet unsurlari içermeyen, sinirlama-tahdit bulunmayan ve kullanimi bölgesel refahi artiracak mal ve hizmetlerin tümü oluyor. Uygulamaya dönüstürürsek Asi Nehri üstünde Dost Baraji'ni ortak yapmak, Bulgaristan'la Tunca Nehri'ni ortak olarak isletmek ya da Kars ve çevresi için Ermenistan'da enerji üretip almak, hepsi bu kavramin içinde yer buluyor. Dis Ticaret Müstesarligi'nin komsu ülkeler arasinda iliskiyi bölgesel kamu mallarini içerecek boyuta tasimasinin günü bence gelmistir. Bu yeni yaklasim, Türk is dünyasina 100 milyar dolara yaklasan ihracat büyüklügünü, ülke sinirlarini asarak üretme olanagi taniyacaktir.
HAFTANIN NOTU: Bükres'e inen THY uçaklari Romen makamlarinca körüge alinmadan önce kus gribi gerekçesiyle tümüyle ilaçlanmakta, sonra yolculardan asagilayici bir beyana imza koymalari isteniyor. Disisleri'nin bunu bir nota konusu yapmasi gerekiyor!
|