Bosna Hersek ve Türkiye
Reel sektörün diplomasiye diplomasinin reel sektöre katkisi... 04/04/2006 AYRINTI / Ferit B.Parlak ferit.parlak@dunya.com
Hükümetin 'diplomasi' ayaginin zayifladigina, reel sektör temsilcilerinin aksayan bu ayaga ilaç olmaya çalistigina, hükümetin de 'aktif ve etkin dis politika'ya tekrardan agirlik vermesi gerekliligine iki hafta önce bu kösede yer vermistim.
Bugün (dün) TOBB Baskani Rifat Hisarciklioglu ve baskanlik ettigi isadami heyetinin 'diplomasi' ve 'isbirligi' sinavlarini takip etmek üzere Bosna- Hersek'teyiz.
1999 yilindan buyana yüzde 5.5 ortalama ile büyüyen, ekonomik ve sosyal reformlarla AB'ye hazirlanan, yabanci sermayeli yatirimlarda rekorlar kiran, uluslararasi toplumun sempatiyle destekledigi, bölgedeki konumuyla stratejik öneme sahip ve Türkiye'ye ve Türk insanina sempati ile bakan, bizlere 'kardes' olarak hitap eden Bosna-Hersek halkiyla birlikteyiz.
Müzakere sürecine dahi baslamamasina ragmen AB'ye Türkiye'den önce girmesine kesin gözüyle bakilan ve Hisarciklioglu'nun "AB'nin göbeginde Türkiye'ye yakin bir ülke", "AB'de müttefikimiz olacak nadir ülke" seklinde tanimladigi Bosna- Hersek'in baskenti Sarajevo'dayiz.
1463-1878 yillari arasinda Osmanli idaresinde olan ve bu süreç içerisinde Müslümanlik'i benimseyen, 1918-1945 yillari arasinda Yugoslavya'da yasanan iç karisikliktan ve Naziler'in isgalinden nasibini alarak zor günler yasayan, 1945'ten Sovyetler Birligi'nin dagildigi tarihe kadar savasin izlerini silmeyi basaran ancak 1992 yilinin ilkbaharinda Sirplar'in etnik temizlik ve 'Büyük Sirp Devleti' planiyla baslattigi ve 1995 yili sonuna kadar süren 'insanlik disi soykirima' maruz kalan Bosna-Hersek'e simdi Avrupa'nin yükselen degeri gözüyle bakiliyor.
Ticaret ve yatirim ortamini iyilestirmeye yönelik yeni düzenlemeler, siyasi istikrar, yabanci sermayeli yatirimlarda rekorlar kirilmasi, uluslararasi toplumun tam destegi ve Avrupa'nin enerji ihraç eden tek ülkesi olmasi mevcut ekonomik istikrarin devamini olumlu yönde etkilerken Bosna-Hersek'in gelecegi ile ilgili ipuçlari da veriyor.
Bosna-Hersek halkinin Türkiye'ye olan sempatisi ve Türkiye'den beklentileri ise Türk is dünyasina 'firsat' sansi taniyor.
EBRD, EIB ve DB gibi uluslararasi kuruluslarca finanse edilen altyapi yatirimlarinin enerji, kara ve demir yolu altyapi projelerinde yogunlasacak olmasi ve agir sanayide gerçeklesmesi beklenen üretim ve ihracat artisi için gerekli altyapinin kurulmaya baslanacak olmasi firsatlardan bazilari.
2.5 milyar dolara mal olacak 350 kilometrelik Avrupa Otoyolu Projesi, 1.5 milyar dolarlik Bosna-Hersek Telekom modernizasyon projesi, enerji sektöründeki 5 milyar dolarlik yeni tesis ve modernizasyon projeleri, 250 milyon dolarlik demiryolu modernizasyon projesi, yapi ve insaat projeleri Türk is dünyasinin pay alma sansi bulunan somut projeler arasinda gösteriliyor.
Türkiye ile Bosna-Hersek arasinda 2002 yilinda imzalanan ve 2003 yilinda yürürlüge giren Serbest Ticaret Anlasmasi (STA) 2007 yilinin iki ülke arasindaki önemini gösteriyor. STA geregi 2007 yilinda tüm gümrük vergileri sifirlanacak ve Türk firmalarinin Bosna-Hersek pazarina girisi kolaylasacak.
Yine STA geregi Türk mallarinin gümrüklerden geçisinde 2006 yili basindan itibaren yüzde 85 oraninda vergi indirimi uygulaniyor.
Tüm dünya yakindan ilgilenirken, Türkiye'nin ilgisiz kaldigi devlet büyüklerinin 5 yildir ugramadigi Bosna-Hersek'e, TOBB 250 kisilik isadami heyetiyle çikarma yapti.
Bu firsatlar iki ülke arasindaki yillik dis ticaret hacmini 150 milyon dolarlardan 1-2 milyar dolarlara ulastirabilecek firsatlar olarak nitelendiriliyor.
TOBB Baskani Rifat Hisarciklioglu'nun Bosna-Hersek'te gösterdigi çabanin nedeni Türk is dünyasina bu firsatlari gösterebilmek. Hisarciklioglu'na Bosna- Hersek yönetimi tarafindan gösterilen yogun ve tarifsiz ilgi de ayni nedene dayaniyor.
Bu gezinin Türk reel sektörüne sagladigi ve saglayacagi katki 'diplomasi'nin ve girisimin önemini gösteriyor.
TOBB'un bu girisiminden elde edilen kazanimlar, hükümetin 'diplomasi ayagini' çok daha fazla güçlendirmesi gerekliligi dersini veriyor. Dünya siyasetinde ve ekonomisinde söz sahipliginin bu tür girisimlere bagli oldugu bilgimizi ise pekistirmemizi sagliyor.
|