Vehhabiler, Belgrad’ta Cami Basti
Vehhabiler, Belgrad’ta Cami Basti Dünya Gündemi 10 Kasim 2006 Vehhabiler, Sirbistan'da cami basti, kendi ibadet sekillerini yürürlüge koyma girisiminde bulunarak Novi Pazar'li bir grup müslümana saldirdi. Sirbistan yerel medyasina göre, son yillarda Balkanlarda Vehhabilerin etkinligi hayli artti. Balkanlar'da ve Kafkasya'da ortaya çikan ve "yeni bir tehdit" olarak degerlendirilen Vehhabilige “Ingiliz Istihbarati Islami” deniyor. Balkanlarda ve Kuzey Kafkasya’da etkinlik yarisinda basi Suudi Arabistan çekiyor. Bölgeye gönderilen Arap Vehhabiler, önce yerli Vehhabileri yetistiriyorlar ve sonra sorumlulugu, egittikleri bu kadrolara birakiyorlar. Suudilerin Kafkasya’da 2005 yilinda bir Islam devleti kuracaklari yolunda iddialari vardi. Balkanlardaki bazi Türk müftüler, Suud istihbaratinin örtülü ödeneginden maas aliyor. Bir süre önce Türk Diyanet Isleri Baskanligi ile Vehhabiler arasinda, Kirimda sorunlar yasanmisti.
100. Sayimizin mansetini Fransiz AFP ve Dünya Gündemi Haber Merkezi yazdi
Fransiz AFP Ajansi ve Dünya Gündemi SIRBISTAN, Belgrad: Sirbistan’in güney batisinda bir cami önünde bir grup Müslüman arasinda çikan çatismada 2 kisinin yaralandigi bildirildi. Sirbistan radyosu B92, dün geç saatlerde, Novi Pazar’da bir grup Vehhabi Müslümanin, yerel bir camide namaza engel olma girisiminde bulunmasi üzerine çatismanin çiktigini bildirdi. Görgü sahitlerine göre, cami önünde meydana gelen tartismada silahlarla ates açildi ve 2 kisi yaralandi. Yaralilarin kimlikleri açiklanmazken, polisin olay hakkinda arastirmasini sürdürdügü belirtildi. Radyoya göre, yerel Islam toplumu bir açiklama yaparak olay sonrasi caminin kapatildigini bildirdi. Açiklamada, “Vehhabiler kendi ibadet sekillerini yürürlüge koyma girisiminde bulunarak saldirdi” denildi. Vehhabiler veya Selefiler Sünni Islam’da radikal bir hareket, Müslümanligin ilk 3 jenerasyonunun uyguladigi saf Müslümanligi tatbik ettiklerini ileri sürüyorlar. Sirbistan yerel medyasina göre, son yillarda Balkanlarda Vehhabilerin etkinligi artti. Olayin meydana geldigi Novi Pazar, Sirbistan’in Sancak bölgesinde bulunuyor. Sancak, Osmanli Imparatorlugu döneminde 15. yüzyilda Kosova ve Bosna ticaret baglantisi için kurulmustu. Bosnak Müslümanlar 420 bin nüfusa sahip Sandcak’in yüzde 45’ini olusturuyor. (Fransiz AFP Ajansi- 4 Kasim 2006)
Balkanlarda ve Kafkasya’da Yükselen Yeni Tehdit Dalgasi: Vehhabizm ABD ve mutlak bati karsitligi ilkesi dogrultusunda, içerisinde Müslümanlarin bulundugu bütün bölgesel anlasmazliklara katilan ve uygarliklar arasinda çatismanin tirmanmasi için üzerine düseni yapan ‘Vehhabiler’in, sadece kendi silah güçleriyle degil, halka daha inandirici görünen fikirleriyle güç kazandigi belirtiliyor. Bilhassa Balkan ülkelerinde ve Çeçenistan’da çok taraftar bulan Vehhabilerin, Dagistan disindaki bölgede hemen her yerde taban aramaya devam ettigi bildiriliyor. Siyasi gözlemciler, ‘Vehhabilik’ olarak nitelendirilen dini akimda, ‘saf’ Müslümanlar’in, diger dinlerin mensuplari ile hatta Vehhabi olmadiklari için ‘kafir’ ilan edilen ‘diger’ Müslümanlarla baglantisinin bulunmadigi bir dünyanin hedeflendigini vurguluyor. 1990’li yillarin basinda dünyanin, tarihte bir dönemin bitisini ve bir sistemin iflasini izlerken, alttan alta parlamaya baslayan Vehhabizmin, Osmanli’nin yikilisindan sonra yattigi uykudan uyandigini ifade eden gözlemciler, Kuzey Kafkasya’nin ve Balkanlarin Vehhabiler için ayri bir cazibeye sahip oldugunu kaydediyor. “Dinsiz” Komünizmin çökmesinden sonra Kafkasya ve Balkanlarin en kiymetli topraklarinda, herhangi bir ortak paydadan yoksun çok sayida milletin yasadigina dikkat çeken siyasi gözlemciler, Kafkaslarin, Balkanlardakinden daha karmasik etno-kültürel yapisi ve tasidigi stratejik degerin, Vehhabileri kendi inanç sistemlerini bu milletlere “ortak payda” olarak sunmaya ittigini belirtiyor.
Riyad’dan Vehhabilik Propagandasi Balkanlarda ve Kuzey Kafkasya’da etkinlik yarisinda basi Suudi Arabistan’in çektigini bildiren uzmanlar, Riyad’in bölgeye sizma metodunu ise ‘Vehhabiligi yayginlastirmak’ olarak açikliyor. Bölgeye gönderilen Arap Vehhabilerin, önce yerli Vehhabileri yetistirdiklerini ve sonra sorumlulugu, egittikleri bu kadrolara biraktiklarini vurgulayan gözlemciler, bu arada Suudi sermayesinin, Vehhabi organizasyonlarinin baslica mali destegini teskil ettigini kaydediyor. Suudilerin Kafkasya’da 2005 yilinda bir Islam devleti kuracaklari yolunda iddialari vardi. Vehhabilik faaliyetine bazi Balkan devletlerinin ve Rusya’nin da ilgisiz olmadigina dikkat çeken gözlemciler, bölge ülkelerinin, din degistirip Müslümanliktan ayiramayacaklarini iyi bildikleri Balkan ve Kuzey Kafkasya Müslümanligi içerisine, Türkiye ve Türklük karsiti bu akimin sizmasindan çikar umduklarini öne sürüyorlar. Metodlu ve planli çalisan Suudi Arabistan’in, Kuzey Kafkasya’daki Vehhabi faaliyeti için, Ürdün hariç bütün Arap ülkelerini kullanabildigini ifade eden uzmanlar, sonuç itibariyle Suudilerin, Kafkasya Müslümanlarini, ‘Vehhabi olanlar ve olmayanlar’ seklinde ikiye bölme yolunda hayli mesafe aldigini belirtiyor.
Gözlemciler, sadece zihniyetlere degil, cografyaya da yerlesen Vehhabiligin bölgeden çikarilmasinin artik, girmesi kadar kolay olmayacagini ileri sürüyor. Simdilerde Suudi Arabistan’in, son dönemde, 11 Eylül’den sonra hakkinda olusan kötü imaji silmek için “Ortadogu’nun baris perisi” rolünü üstlenmis göründügünü bildiren uzmanlar, kötü imajin olusma sebebini, New York ve Washington’a düzenlenen saldirilarda, uçaklari kaçiran 19 kisiden 15’inin Suudi Arabistan vatandasi olmasina bagliyor. Bu 15 kisi arasindan 10’unun da ülkenin güneybatisindaki Asir bölgesinden gelmesinin de dikkat çektigini kaydeden gözlemciler, ‘Neo Vehhabiler’ diye de adlandirilan radikal grubun, Suudi Kralligi’na muhalefet ettigini hatirlatiyor. 1979’de Mekke’deki isyan girisiminin ardinda da pek çok Asirli’nin bulundugunun ortaya çiktigini vurgulayan siyasi gözlemciler, hatta kökenleri bölgeye dayanan Usame bin Ladin’nin de komünistlere ve Afganistan’daki Sovyet birliklerine karsi savasta pek çok Asirliyi yanina çektigini belirtiyor. Gözlemciler, Körfez Savasi sirasinda Amerikan birliklerinin Suudi Arabistan’da konuslandirilmasi üzerine radikal Vehhabilerin sayisinin arttigini da bildiriyor.
Kirim’da da din hizmetlerinde Suud-Türkiye çekismesi yasaniyor. Diyanet Isleri Baskanligi, Kirim’da 35 camiye imam tayin etti. Türkiye’den gelen imamlar oldugu gibi yeni yetisen Tatar imamlar da var. Seyit Settar Külliyesi Camii’nde Türkiye Diyanet Vakfi hizmet veriyor. Kirim’da yogun bir Vehhabilik propagandasi var. Suudiler dini hizmet veriyorlar. Ancak karsiliginda da Vehhabiligi yerlestirmeye gayret gösteriyorlar. Ayni sekilde bazi balkan ülkelerindeki Türk müftülerin, Riyad’dan gizlice maas aldigi gazetemize ulasan bilgiler arasinda. Gürcistan Devlet Güvenlik Bakani Valeri Haburzaniya da, 4 Mart 2002’de, Abhaz liderleri Vehhabi hareketini desteklemek suçlamisti. Bosna Savasi yillarinda, bölgeye, özellikle Suudi Arabistan’dan yogun bir “Mücahit” akisi vardi. Bunlara “Kara Kugular” ismi verilmis ve bu birlik, Bosna Cumhurbaskani Aliya Izzetbegoviç tarafindan da ziyaret edilmisti. Savas sirasinda, Bosna’ya en fazla yardim eden ülke Suudi Arabistan. Vehhabiligi, “Ingiliz Islami” olarak yorumlayan uzmanlar da var.
Tunuslu Kadin Yazarin Iddiasi Tunuslu kadin yazar Latife Bin Mansur, Suudi Arabistan’daki Suudi yönetiminin, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1924 yilinda Türkiye’de getirdigi laisizmden korkarak, Vehhabiligi kurup destekledigini öne sürüyor. Tunuslu yazar Mansur, uzun arastirmalardan yola çikarak kaleme aldigi ve 2002 yilinda yayinlanan “Müslüman Kardesler” ve “Vahset Kardesleri” kitaplarinda sunlari yaziyor: “Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin Mustafa Kemal Atatürk tarafindan ilan edilmesi, yeni Suudi Kralligi için kendilerince bir tehdit olusturuyordu ve yok olmakla karsi karsiya bulunduklarini anlamislardi. Suudiler kendileri için büyük bir risk bulundugunu fark ettiler. Atatürk’ün kurdugu yeni Laik Türkiye Cumhuriyeti ve bu yeni deneyim, Müslüman çogunlugun yasadigi bölgelerde Atatürk Türkiyesi örnek alindigi takdirde ve laisizmi ilan etmek, kirmizi mürekkeple, gösterise girmeden inançli olunabilecegini ve bir devletin din üzerine kurulmamasi gerektigini ortaya koyuyordu. Suudi aileler ve Vehhabiler bu tarz projelerin gün görmesine karsi çaba sarf ettiler. Doktrincilerin istegine maddi imkanlarini sonuna kadar da sundular. Bu doktrinciler, Muhammed ibn Abdülvahap ve Suudi krallarin ortaya attigi sapik yeni fikirlerini cazip buluyorlardi.”
Hac'da Vehhabilik Propagandasi "Suriyeliler, Misirlilar, Sudanlilar, Tunuslular, Cezayirliler, Faslilar, Pakistanlilar, Suudi Arabistan'daki kutsal yerleri görmek ve Kabe'yi ziyaret edip haci olmak üzere geldikleri sirada bu ülkelerin ileri gelenleri Suudi krallari tarafindan özel olarak çagrildilar. Bu özel davetli olarak gelenler Vehhabilik doktrinini ilk yayan misyonerler oldular. Vehhabilik doktrini, Suudi Kralligi tarafindan finanse edilerek yayildi. 1929 yilinda ilk sapik Vehhabilik mezhebi Misir'da Hasan el Benna tarafindan kurulmus oldu. Vehhabi eylemcilerinin Avrupa'daki asiri sagci eylemlerle çok yakin iliskileri oldu. Bu sagcilar, Misir'da bulunuyorlardi ve sözde Fransiz ve Ingiliz egemenligine karsi gelmeyi amaçladiklarini söylüyorlardi. Vehhabilikte dine baglilik dis görünüsle ifade edilir. Vehhabilik taraftari olmayanlari dogru yola getirmek gerekir. Sayet gelmiyorlarsa harekete geçerek karsi çikanlari mutlaka bertaraf etmeyi gerektirir."
Türk Emniyet Mensuplarina Vehhabilik Semineri 26 Aralik 2003 günü, Türk Emniyet mensuplari, Asayis Sube Müdürlügü Konferans Salonu'nda düzenlenen "Selefiyelik ve Vehhabilik" konulu toplantida bir araya gelmisti. Marmara Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Ayvalli'nin konusmaci olarak katildigi toplantida, Istanbul Valisi Muammer Güler, Istanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, ilçe emniyet müdürleri ve çok sayida polis memuru hazir bulunmustu. (Dünya Gündemi Haber Merkezi- 10 Kasim 2006)
|