74 çikarmasi verdigi istihbaratla yapildi simdi adada birlesme kaçinilmaz diyor
74 çikarmasi verdigi istihbaratla yapildi simdi adada birlesme kaçinilmaz diyor 25.11.2006 / Cevdet Askin / Dizi Yazi /Referans gazetesi Tremeseli lakapli 70 yasindaki Mehmet Ali Ilkman, Kibris’taki direnisin efsanevi komutanlarindan. Daha Türkiye’den gönderilen subaylar tarafindan Türk Mukavemet Teskilati (TMT) kurulmadan önce Rum saldirilarina karsi direnisi örgütleyenlerden. 1958 yilinda Lefkosa’da EOKA’cilarin (Ulusal Kibris Savasçilari Örgütü) gittigi kahvehaneyi basarak nam salan Tremeseli, Girne’de 74 çikarmasinin yapilacagi bölgeyi 3 yil boyunca hem denizden hem karadan ölçüp biçip, karis karis fotograflayip, Rumlarin top mevzilerini belirleyerek Ankara’ya rapor etmis. 74 çikarmasinin perde arkasinda kalan mütevazi kahramani, bugün Kibris’ta birlesmenin kaçinilmaz oldugunu, Türkiye’nin bu gerçegi kabul etmesi gerektigini söylüyor.
Mehmet Bey nerede, ne zaman dogdunuz? 1936 yilinda Tremese’de dogdum. Çatismalar basladiginda Lefkosa’daydim. Rençberlik yapardim.
Olaylar ilk ne zaman basladi? 1955’te basladi.
Rumlarla Türkler yillardir bir arada yasiyordu. Ne oldu da olaylar basladi? Rumlar, Enosis yapmak istiyorlardi. Yani Yunanistan’la birlesmek istiyorlardi. Biz de bunu istemiyor, karsi çikiyorduk.
Siz ne istiyordunuz? Biz bagimsizlik istiyorduk aslinda. Türkiye taksim istedi. Biz de onun yoluna gittik.
1958’de Rumlar bir otobüsü taramis, 5 Türk ölmüs.
Bu olay simdi Inönü Köyü olan Sinde Köyü’ndeydi. EOKA’cilar otobüsü taradi. Büyük bir köydü. Köyde yasayanlarin hepsi Türktü. Orada Ismet Sadikoglu vardi. TMT örgütleniyordu ama resmen devreye girmemisti daha. Onun için seçtiler o köyü. EOKA’nin basi Grivas emir verdi bizzat. Rumlar özellikle seçtiler Sinde’yi.
Sindirmek için yani.
Evet. Örgütlenme olmasin diye. Liman isçilerinin otobüsüydü. Magusa Limani’na giderlerdi. Sabah pusu kurup yolda taradilar, 5 kisi öldü. Halkin morali çok bozuldu. O zamana kadar tek tek vuruyorlardi ama böylesine büyük bir is hiç yapmamislardi. Herkes köyünde kalmaya basladi. Disariya çikamadi. En büyük olay buydu bize karsi yapilan.
Siz neredeydiniz o sirada? Ne hissettiniz? Tremese’deydim. Çok üzüldüm. Karsiligini vermemiz gerekirdi. Bizim kendi direnis grubumuz vardi TMT’den önce. TMT, zaten onun üstüne kuruldu. Mesela alti köyde ben örgütlüydüm. Lider bendim. Bölge bölge bir sürü lider vardi Kibris’ta.
Amaç neydi? Direnmekti Rumlara. Kesin bir niyetimiz yoktu. Türkiye bize silah vermedi. Ilk dönemlerde karsi çikarlardi bize. Türkiye 1957’de de karsi çikardi. Tehlike kapidaydi; biz, bunu kabul etmedik, örgütlendik. Olacaklari biliyorduk.
Silahlariniz var miydi? Ufak tefek silahlarimiz vardi. Tabancaydi. Birkaç tane Sten makineli tüfek vardi. Rumlara misilleme yapardik. O gün Rumlara bir gözdagi vermek, halka moral vermek istedim. Lefkosa’da Küçükganali Polis Karakolu’nun dibinde bir kahve vardi. EOKA’cilar oraya gelir giderlerdi, EOKA’nin yuvasiydi. Bir bölük asker vardi o karakolda. “Onlara karsi bir is yapayim, en tehlikeli yerde bir baskin yapalim da halkin morali yükselsin” dedim. O yüzden kahveyi hedef seçtik. Iki kisiye tabanca verdim, onlar arka tarafi kollasin diye. Bende Sten vardi.
Nasil gittiniz? Arabayla gittik. Plakayi, üstüne taktigimiz sahte plakayla sakladik. Daha evvel bir tur atip kesif yapmistim. Elli metre uzakta arabadan indim. Evden bozma bir kahveydi. Ikindi vaktiydi, disarida oturuyorlardi. Beni gördüler. Egitimli insanlardi, ben ates ettim üzerlerine. Açikçasi çok insan öldürmek istedim. Iki sarjör vardi üzerimde. En az yirmi kisi öldürmek istiyordum, planim buydu.
Atese baslayinca saga sola dagilmaya basladilar. Üç tane attim, tutukluk yapti. Bu sefer üstüme geldiler. Kahve attilar üstüme, yüzüm yandi.
Silah yok yani onlarda.
Yok. Sandalye atip üstüme hücum ettiler. Sonra tekrar sarjör koydum, üç tane daha attim.
Kaç kisi vuruldu? 5 kisi vuruldu. Kesin.
Öldüler mi? Bes Türk öldürmüslerdi, dengelendi yani? Öldüler mi bilmiyorum ama dengeledik isi en azindan.
Sonra nasil kaçtiniz? Polisler çikmadi mi silah sesine? EOKA, karakolu basti sandi Ingilizler. Ondan sindiler. Disari çikmadilar. Savunmaya geçtiler hemen. Üç dakika vaktimiz vardi, onu planlamistim. 4-5 dakika kaldik, tehlikeye girdik biraz. Sonra karakoldan ates etmeye basladilar. Çekildik. Lefkosa’da yollari kesmislerdi. Örgütlenmemiz çok iyiydi. Silahlari verdik, 3 kisi bekliyordu köse basinda bizi. Plakayi degistirip yakalanmadan köye döndük.
Sizi aramaya gelen filan oldu mu sonra? Yok olmadi.
60’ta cumhuriyet kuruldu. 63’te neler oldu?
Cumhuriyet ölü dogmustu. Neticeyi ne Rumlar ne Türkler kabul etti. Gerçek durum budur. Her iki taraf da olaylari tirmandirdi. Ben o zaman Lefkosa’da “Özel Grup Bölük Komutani”ydim. Bölgede ise alti köyün TMT tabur komutaniydim. Yeraltindaydik. Ben Literevaz bölümünü savunuyordum. Direkt “bayraktar”a bagliydim. Bayraktar adanin komutaniydi. Yalniz ondan emir alirdim.
Kaç kisi vardi grupta? 40-50 kisi vardi. 58’deki basarimizdan dolayi beni bölük komutani yaptilar. Çok çatismaya girdim ama hiç yaralanmadim.
64’ten sonra ortalik sakinlesince siz ne yaptiniz?
Yeraltindan çiktik. Mücahit olduk. Tabur komutani oldum ben.
Mücahitlik hangi tarihe kadar sürdü? 1974’e kadar.
O zaman neredeydiniz? Ben 67’de terhis oldum. MIT’e girmistim.
Sizi neden çok genç emekli ettiler? Artik askerlik kuruldu, görevimiz doldu diye. Aslinda bizi çok sevmezlerdi. Tabur komutaninin üzerine Türkiye’den astsubay geldi. Ben de kabul etmedim. Iste böyle açikçasi istenmezdik. Gerçek buydu.
Sonra ne yaptiniz? Rençberlik yaptim. Kamyonculuk yaptim. MIT’e davet edildik. 12 sene MIT’te çalistim. Çikarma sonrasi da devam etti.
Çikarmada ne yaptiniz? Çikarmadan iki sene önce bütün Girne’nin sahil boyunu yedi mil güney, yedi mil kuzey, 7 mil bati, 7 mil dogu hep resimlerini çektik. Isaretledik. Denizden resim çektik. Kumlari ölçtük. Üç yaz çalistik bu sekilde. Çok emek sarf ettik.
Ekip miydiniz? Evet, üç kisi.
Bütün çikarma detaylarini siz verdiniz öyle mi? Evet bunu ilk defa size söylüyorum. Kimseye söylemedim. Denizin kaç metre derinligi vardi. Dayimin deniz motoru vardi. Onunla giderdik. Yedi mil batisini, yedi mil dogusunu. Top mevzilerini hep filme çektik. Üç yaz.
Size talimat mi geldi, bakin buraya diye? Tabii talimat geldi. O zaman general Fuat Dogu idi bizim baskanimiz. Çok muhterem adamdi. Ankara’ya davet etti beni. Bir ay davet etti. Orda konustuk bunu. Üç kez bas basa yemek yedik.
Size çok güveniyorlarmis.
Evet çok güveniyorlardi. Beni çok defalar tebrik etti.
Madalya verdiler mi size? Yok vermediler. Bugün isim bile yoktur. Isimlerimizi bile silmislerdir. Sorsan bilinmez büyük ihtimalle. Ne madalyasi.
Çikarma basladiginda neredeydiniz? Girne’de. Benim kardesim Kamyoncular Birligi Baskani’ydi. Bize emir verdiler, parasütle atilan malzemeleri tasidik. Mevzilere yerlestirdik. Çikarma öncesinde, malzemeleri tasidik. Sonra Girne’yi aldiklarinda limandan gelenleri, çikarmadan sonra naklettik istenilen yerlere.
Rumlarla birlikte yasama konusunda ne düsünüyorsunuz? Bence bu, kaçinilmaz artik. Kendimizi aldatmamaliyiz. Hiçbir zaman Rum düsmani degilim. Enosis’e karsiydim. Yok olmayalim diye çalistim. Rumlarla çok iyi iliskilerim vardi. Dogdugum köyde çocuklugumda beraberdik. O ayri is, bu ayri is.
Kapilar açilinca arkadaslariniz geldi mi?
Hepsi geldi, görüstük.
Kaç yil geçmisti görüsmeyeli? 32 yil filan. Bir tanesi geldi, köye gidip beni bulamadi, agladi beni bulamayinca. Ismi Fani. Solcu Fani. AKEL’ci. Delikanlilik dönemini beraber yasadik. Lefkosa’daydim. Barikata geldi. Burada görüstük. Kahve içtik. Aldim eve götürdük. Misafir ettik. Insanlik insanliktir. Savas olur o baska.
Siz Rumlara kursun da attiniz ama ‘O ayri, benim arkadaslarim ayri’ diyorsunuz.
Evet. Birlesmek artik kaçinilmaz. Türkiye eninde sonunda bunu kabul edecektir. Ne Enosis var ne taksim var, artik birlesilecek. Gerçek budur.
|