Anasayfa   İletişim  
Reklam  
-->
   
 
 
   
Google
   
   
    
 
 
 

 
 
 
 
 

Balkanlarda Yilbasi ve Bayram...

Komsularda yilbasi ve bayram 18 Aralik 2006


Yazi ve fotograflar:Saffet Emre Tonguç

BULGARISTAN

Kis gelince dogru kaymaya

Balkan yarimadasinin kuzeydogusunda, kayak merkezleri, sahil kasabalari, manastirlari ve Roma eserleriyle ilgi çeken küçük bir ülke. Bulgaristan adiyla MS 681’den bu yana varligini sürdürüyor. Çalkantili tarihine karsin, Avrupa kitasinda ismini korumayi basarmis en eski ülke. Bulgaristan, 500 yil Osmanli Imparatorlugu’na ait olduktan sonra bir 50 yili da eski Sovyet blogu üyesi olarak geçirdi, bugünse AB’ye üye olacak ülkelerden biri olarak kalkinma yolunda emin adimlarla ilerliyor.

8,5 milyonluk nüfusunun yüzde 10’unu Türklerin olusturdugu Bulgaristan, yazin Karadeniz kiyilarindaki genis plajlariyla, deniz, kum, günes asiklarinin ilgi alanina giriyor, kisinsa ülkenin yarisi daglik oldugundan kayak turizmi gündeme geliyor. Karadeniz sahillerindeki Varna, Bulgaristan’in sahil baskenti olarak nitelendiriliyor. Burgaz ise Bulgaristan’in sinirimiza en yakin Karadeniz kenti. Bulgaristan’da kayak merkezleri denince akla ilk gelen yerler sezonun araliktan mart sonuna kadar devam ettigi Borovetz ve Pomporovo oluyor.

Baskent Sofya 545 metre rakimiyla Madrid gibi Avrupa’nin en yüksek baskentlerinden biri. Binalarinin büyük bir kismi II. Dünya Savasi sonrasi insa edilen sehirde, güzel parklara, eski Bizans ve Osmanli eserlerine rastlamak mümkün. 1912 yilinda Neo Bizans tarzinda yapilmis olan Aleksander Nevski Kilisesi Bulgaristan’in özgürlügü ugruna hayatini kaybetmis olan 200 bin Rus askeri için yapilmis. Devamindaki caddeden gittiginizde, Bulgarlarin özgürlügüne büyük katkilari olan Rus çari II. Alexander’in heykeli var. Bulgar Milli Bankasi’nin arkasinda, bugün Milli Arkeoloji Müzesi olarak kullanilan dokuz kubbeli Büyük Cami (1496) bulunuyor. Banya Basi Camii ise sehirdeki en zarif Osmanli eserlerinden biri.

Bul Vitosha ve Graf Ignatiev Sofya’nin hareketli alisveris caddeleri olarak geçiyor. Kumarhane, pub ve barlar da renkli bir gece hayatina açilan kapilar. Vitosha civarindaki barlar çok gözde, My Mojito, Toba&Co ve The Barn tavsiye edebilecegim yerlerden bazilari.

YEMEKLER TANIDIK

10. yüzyildan kalma, Kutsal Ivan’a adanan Rila Manastiri yüzyillarca Bulgar kültürünün merkezi olmus. Bugünkü bina 1834-1837 yillari arasinda insa edilmis ve 1200 freskle süslenmis. Koprivshtitsa Osmanli’ya karsi yapilan isyanin ilk basladigi kasaba ve Sredna Gora daglarinda yer aliyor. 2600 nüfuslu bu tarihi kasabanin sokaklarinda geçmise yolculuk yapabilirsiniz. Bulgaristan’in ikinci büyük manastiri Bachkovo’nun da bulundugu Plovdiv, Roma dönemine ait saheserleri de bünyesinde barindiriyor. Veliko Tarnovo ise Yantra nehrinin kiyisindaki dik tepelerde kurulmus ve Bulgaristan’in ilk anayasasinin hazirlandigi sehir. En tepedeki kale tüm görkemiyle sehri yukaridan seyrediyor. Bulgaristan’da bir haftaniz varsa programiniza Sofya, Plovdiv, Rila Manastiri, Veliko Tarnovo ve Koprivshtitsa’yi koyun.

Bulgar Mutfagi çok tanidik isimlerden olusuyor. Kebabcheta (kebap), kavarma (kavurma), sarmi (sarma), gyuvech (güveç), shopska (çoban salatasi), tarator (cacik), ayran, boza ve erik brendisi olan rakiya en popüler olanlar. Menlik ülkedeki iyi bir kirmizi sarap üreticisi, bira içinse Kamenitza veya Zagorka’yi tercih edin.

ROMANYA

Karpat daglarindan Kont Drakula’ya

Romanya tarihi bizimkiyle iç içe geçmis ülkelerden biri. Tarih kitaplarimizda sikça bahsedilen Eflak ve Bogdan ile tarihi gerçeklerden efsaneye terfi etmis Kont Drakula’nin memleketi olan Transilvanya Romanya topraklarinda bulunuyor. Bu arada dünyanin Drakula diye tanidigi bizim bildigimiz adiyla "Kazikli Voyvoda"nin hikayesi Osmanli’yla çok ilintili. Drakula adini, zalimligi ve silah kullanmadaki becerisi dolayisiyla Dragul yani Dragon olarak anilan babasi Vlad Basarab’dan almis. Drakula 1442 yilinda 10 yasindayken Osmanli topraklarina yollanmis. Kaldigi alti yil boyunca iskence metotlari üzerine kafa yormus. Geri döndügünde de en popüler iskence metodu olan kazik sayesinde adi "Kazikli Voyvoda"ya çikmis. Bu metodu da katilinden hirsizina, yaslisindan sakatina herkese uygulamis. Hatta 20 bin civarinda Osmanli askeri "Kazikli Voyvoda"nin kurbani olmus.

BIR DOGUNUN PARISI DAHA

Ülkede yetisen ünlülerin bazilari yedi tepeli sehrimize konuk olmuslar. Filozof, tarihçi, bestekar Dimitrie Kantemir ile yazar Panait Istrati bir süre Istanbul’da yasamislar. 1976 Montreal Olimpiyatlari’nda, aletli jimnastik dalinda tam not olan 10’u ilk kez alan Nadia Comaneci, tenisci Ilie Nastase ve futbolseverlerin yakindan tanidigi Gheorghe Hagi de Romanyali.

Baskent Bükres’in lakabi "Dogu’nun Paris’i", sehirde Zafer Taki bile var, hatta Bd. Unirii Sanzelize model alinarak insa edilmis, farkli olsun diye de bir metre genis yapmislar! Iki milyonluk nüfusa sahip olan sehir diktatör Nikolay Çavusesku döneminde güzelliginden çok sey kaybetmis. Sehrin tarihi bölümündeki bes kilometrekarelik bir alanda yer alan 9000 bina yikilmis, Osmanli’dan kalma eserler de yerlerini beton bloklara birakmislar.

Calea Victoriei, Soseauna Kiseleff, Bulevardul Aviatorillor and Bulevardul Magheru, sehrin sik ve alisveris düskünlerine hitap eden caddelerinden. Rock müzik sevenler sehirdeki en bilinen gece kulübü Club A’ya gidebilirler. Avantgarde, Basilicum Pub, Club Sugar, Opium Studio, La Motor, Twice , Queen’s Club gece hayati için tercih edebileceginiz diger yerler.

Sinaia ve Brasov, kayakseverlerin ilgi odagi. 15 bin kisinin yasadigi Sinaia 1880’lerde Romen kraliyet ailesinin daglardaki merkezi olmus. Kral I. Carol çok süslü Peles Sarayi’ni yaptirmis, Kraliçe Maria da Pelisor Sarayi’ni. Sianaia’daki Bucegi daglari yazin yürüyüs, kisin kayak için çok ideal. New Montana otelinin arkasindaki teleferik 2000 metreye kadar çikiyor. 350 bin kisinin yasadigi Brasov çok güzel bir sehir. Merkezdeki Siyah Kilise adini bir yangin sonrasinda almis. Brasov’dan Muntele Tampa’ya bir teleferikle çikabilir ve kayak yaparak temiz dag havasini cigerlerinize doldurabilirsiniz.

HUZUR VE DINGINLIK IÇIN

Karadeniz kiyilarindaki Köstence, Osmanli izlerinin belirgin oldugu, Müslümanlarin da bulundugu bir sehir. Hemen yanindaki Mamaia, Karadeniz kiyisindaki en bilinen turistik tesisleri barindiran bölge. Etrafta ise tanidik isimli cografyalar: Mecidiye kasabasi, Sütgöl, Tekirgöl. Dogdugu Almanya’dan sonra tam yedi ülke geçen Tuna nehrinin Karadeniz’e döküldügü yer olan Tuna Deltasi Romanya’da bulunuyor. UNESCO’nun dünya kültürel mirasi listesine dahil edilmis olan bu zengin faunada 300 çesit kus, 160 çesit balik var. Ülkenin kuzeyinde, huzurun, sessizligin, dinginligin merkezi manastirlar bölgesi turistlerin çok ilgisini çekiyor. Bunlardan Voronetz manastirindaki fresklerde kullanilan mavi renk, "Voronetz mavisi" adiyla literatüre geçmis bulunuyor.

Her an köse basindan bir sövalye çikabilecek derecede bir ortaçag kenti olan Sibiu’nun Istanbul’la ortak noktasi ise her ikisinin de önümüzdeki yillarda Avrupa’nin kültür baskenti olmalari, Istanbul’un 2010’da elde edecegi bu unvani 120 bin nüfuslu Sibiu, 2007 yilinda alacak ve ayni yil Romanya ile Bulgaristan AB’ye girecekler.

Cografya ve tarihle arasi iyi olmayanlar Romanya’ya ilk gittiklerinde sasirabilirler. Rumenlerin ana dilleri, aralarinda sikismis oldugu komsularinin aksine Latince kökenli. Sessiz harfleri biraz daha fazla agir basan bir Italyanca gibi. Ruh, kafa yapisi olarak da Latinler. Rumenler, neseli, esprili, eglenmeyi seven, bir taraftan da çok okuyan, sanatsal faliyetleri yakindan takip eden insanlar. Romanya’nin dünyada 5. büyük sarap üreticisi oldugunu, popüler içkileri arasinda yüzde 60 alkol oranli Palinca, yüzde 40-50 alkol oranli, agirlikli olarak erikten yapilan Tzuica oldugunu söylersem bu nesenin kaynagi hakkinda fikir sahibi olabilirsiniz!
SELANIK, ATINA YUNANISTAN

Körfezin gelini ve bilgelik tanriçasi

Ege’nin en güzel yarimadalarindan biri olan Halkidiki’de yer alan Selanik, adini Büyük Iskender’in üvey kizkardesi olan Thessalonica’dan almis. "Thermaikos Körfezi’nin Gelini" diye tanimlanan Selanik, Bizans zamaninda Istanbul’dan sonra gelen en önemli ikinci sehirmis. Bugün ikincilik yine Makedonya bölgesinde bulunan bu sehirde; bu kez rakibi, adini Bilgelik Tanriçasi Athena’dan alan Atina.

1492’de Ispanyollarin zulmünden kaçip, solugu Osmanli’da alan Sefarad Yahudileri Selanik’i bir siginak olarak görmüsler ve sehir bazilarinin yorumuna göre ikinci Kudüs olarak adlandirilmis.

20. yüzyilin baslarinda Jön Türklerin ana karargahi olan sehir, II. Mesrutiyet’in ilanina sahitlik etmis. 1430’dan 1912’ye kadar Osmanli’nin kontrolünde kalmis, Balkan Savaslari’ndan sonra Yunanistan’a verilmis. 1917’deki büyük yangin sehrin yüzde 80’ini yok edince, Anka Kusu misali küllerinden yeniden dogmus Selanik. Dünyaca ünlü Princeton Üniversitesi’nde Osmanli Tarihi üzerine dersler veren Prof. Heath Lowry Selanik’i "Türkiye disindaki son Osmanli sehri" diye tanimliyor.

ATATÜRK VE BIZANS MÜZESI

Sehrin eski bölümü, surlarin oldugu kisim, halen "Yedi Kule" olarak adlandiriliyor ve eski Istanbul’u animsatiyor. Bazi Osmanli gelenekleri hálá devam ediyor. Iki tane "Marmelatçi" buna güzel bir örnek. Selanik’in belli bölümlerinde ise Beyoglu’nun eski havasi var. Sahil de ayni Izmir. Tek farki, Paralia olarak adlandirilan Kordon’un sonunda yer alan Beyaz Kule. Selanik çok tanidik, bizden bir sehir, hele Izmirliyseniz...

Atatürk’ün ve Nazim Hikmet’in dogum yeri olan Selanik’teki Atatürk Evi’nin bahçesinde ayni zamanda baskonsoloslugumuz bulunuyor. Üç katli ahsap yapi Selanik Belediyesi tarafindan satin alinip, 1937’de Atatürk’e hediye edilmis ve 1953’te müze olarak ziyarete açilmis.

Sanata ve tarihe merakli olanlar sehirdeki Arkeoloji ve Çagdas Sanatlar müzelerini kaçirmasinlar. Selanik’te olaganüstü bir Bizans Müzesi, müzede de Anadolu kökenli çok sayida güzel obje var. Galerius Taki, Mozole olarak insaatina baslanan ve sonradan cami ve kilise olarak kullanilan Rotunda, Kutsal Bilgelik anlamini tasiyan Aya Sofya Kilisesi ve Beyaz Kule de Selanik’in görülmesi gereken diger yerler.

Vaktinde Assos’ta da yasamis olan ünlü filozof Aristo’nun adini tasiyan meydanin yakinindaki Tsimiski Caddesi ve civarindaki sokaklar Selanik’te alisveris için ideal yerler. Yüz Euro’nun üzerindeki alisverislerinizde vergi iadesi de var. Kempinski Nikopolis, Hyatt Regency, Makedonia Palace ve Electra Palace sehirdeki en iyi oteller. Gece hayatina merakli olanlar ve ambians düskünleri, Selanik sosyetesinin de müdavimi oldugu deniz kenarindaki Shark ve Casa La Femme kulüplerine gidebilirler. Clubber’lar da Lido ve Olympion’u deneyebilirler.

GECELERI ÇIFTETELLI

Interni muhtemelen Selanik’teki en pahali ama bir o kadar da sik bir restoran, Omilos ve Miami lezzetli deniz ürünleri tadabileceginiz yerlerden. Eski Limandaki Kitchen Bar ve Tre Marie de sehrin gözde restoranlarindan. Thermaikos, Ethnic ve Kordon’daki Nikis 35 popüler kafe-barlar olarak ilginizi çekebilir. Tatlilara düskünseniz Terkenlis va Agapitos pastanelerini deneyin.

Bu arada gece eglencelerinde Çiftetelli Turkiko (Türk) esliginde göbek atan pala biyikli, eli tespihli adamlar görürseniz sasirmayin, kültürler arasi benzerlik deyip geçistirin.

Istanbul’dan yaklasik 650 km. uzaklikta bulunan Selanik’e otobüsle Gümülcine ve Kavala üzerinden dokuz saat içinde ulasabiliyorsunuz. Olympic Hava Yollari da haftanin iki günü iki sehri birbirine bagliyor. Selanik’e giderseniz, Kordon’da bir kahve içip, karsi tarafa bakin, iki ülkeyi birbirine baglayan Ege’den esen rüzgar, hos bir serinlikle beraber hatiralari da tasiyacak size.

ATINA’NIN EN IYI RESTORANLARI

á Spondi Dünyanin farkli köselerinden 10 bin sise sarap, Italya’nin her bölgesinden peynir ve Atina’nin Nisantasi’si Kolonaki’den gelen varlikli misafirler. Italyan mutfaginin Atina’daki en iyi temsilcisi. (Varnavas Meydani, Pyrronos 5. +30-210-7520658 www.spondi.gr)

á Dahpne’s 19. yüzyildan kalma, avlusu fresklerle süslü bir yapida Yunan mutfaginin tadini çikartmak istiyorsaniz, Daphne dogru bir adres. Sicak bir ortam, geleneksel Yunan mutfagi ve ille de tavsan güveç. (Lysikratous 4 +30-210-3227971 www.daphnerestaurant.gr)

á GB Corner Parlamentonun hemen yanindaki görkemli otelin içinde yer alan restoran, merkezi bir konuma sahip. Akdeniz mutfaginin hakim oldugu mönüyü, içinde Yunan saraplarinin da oldugu detayli bir sarap listesi takviye ediyor. Terasindan Akropol’ün güzel bir manzarasi var. (Hotel Grande Bretagne, Syntagma Meydani +30-210-3330000 www.grandebretagne.gr)

á 48, The Restaurant Fransiz saraplari, dostane bir servis, siradisi bir ambians, sik insanlar ve sef Peskias’in lezzetli yemekleri. Gidenlerin bazilari, Atina’nin en hos mekani oldugu konusunda hemfikir. (Armatolon & Klefton 48. +30-210-6411082 www.48therestaurant.com)

á Milos Athens New York ve Montreal’deki restoranlarindan sonra Costas Spiliades ülkesine dönüp, sik bir deniz ürünleri restorani açti. Mutfak açik, önünüze gelenin ne sartlarda pisirildigini görüyorsunuz. Izgara baliklarin tadina doyum olmuyor. (Hotel Hilton Athens +30-210-7244400 www.hilton.com)

á Ikinci beste ise Varoulka (Akdeniz/Deniz Ürünleri), Sale e Pepe (Italyan), Thalassinos (Yunan/Deniz Ürünleri), Kiku (Japon), Boschetto (Uluslararasi) var.

DIGER EN IYILER

Taverna, Aristera-Dexia. Kebapçi, Tike. Baklavaci Güllüoglu ve Mikonos’ta bile subesi olan Kervansaray. Fast Food, Goody’s ve Pita Pan. En iyi müzeler Arkeoloji Müzesi ve Türkiye’den de çok sayida eserin oldugu Benaki Müzesi. En sik alisveris caddesi Kolonaki, diger alisveris caddeleri ise Ermou, Kifissia ve Glyfada’da. En gözde gece kulüpleri: El Pecado, Alekos Island, Guru Bar, Balux, Bios ve Balthazar.  

 

 
Nutuk (Sesli ve Görsel)
 
Etkinlik Takvimi
Kasım , 2024
PzrPztSalÇrşPrşCumCts
1 2
3 4 5 6 7 8 9
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
 
 
 
 
 
Copyright Aralık 2002 © balkanpazar.org
tasarım ve uygulama Artgrafi.net