Belene'den AB'ye
Belene'den AB'ye Milliyet, 3 Ocak 2007, Sükran Pakkan - Istanbul
Bulgaristan'da Temmuz 2006'da yapilan seçimlerde Türkler, Belene Kampi, sürgünler ve baskilarla geçen zulüm yillarina en iyi yaniti sandikta verdi. Yillarca gizli örgütlenen Türklerin kurdugu Hak ve Özgürlükler Partisi (HÖH) iktidar ortagi oldu. Türkler ülke yönetiminde söz sahibi haline geldi. Üstelik, mayisa kadar Bulgaristan'i Avrupa Parlementosu'nda (AP) "geçici olarak" 3 Türk temsil edecek. Milletvekilleri Çetin Kazak, Filiz Hüsmenova ve Necmi Ali, Sofya yönetiminin Avrupa'daki yüzleri oldu. Onlar, aci dolu geçmisleriyle yasadiklari ülkenin yazgisini degistirdiler. Iste onlarin hikâyeleri:
Göç etmesi, askerlige takildi
Çetin Kazak, babasi "Türkiye'ye göçüyoruz" dediginde fark etti gerçegi. Ama göçemediler. Çünkü, o çocuktu ve dogal olarak askerligini yapmamisti. Askerligini yapmayanlara da göç izni yoktu
Meclis'in en genç milletvekillerinden Çetin Kazak, çocukluguna birçok veda, siyasi hayatina birçok ilk sigdirmis birisi. Kazak'in Avrupa Parlamentosu'ndaki (AP) hedefi, Türk çiftçilere AB fonlariyla ekonomik destek saglamak. Çünkü, geçmiste büyük zorluklar çekmis çiftçi babasi ve topraklarindan göç etmek zorunda kalmis birçok akrabasi var. Kazak'in hikâyesi, 29 Haziran 1972'de eski adiyla "Eski Cuma" olan Turgoviç köyünde basladi. Babasi ziraat mühendisi bir çiftçi, annesi ise anaokulu ögretmeniydi. En yakin arkadasi ise ilkokul sirasindan, yüksek lisans diplomasina kadar hiç ayrilmayacagi ikizi Metin oldu. Bulgarlarin çogunlukta oldugu köyünde güzel bir çocukluk geçirdi. 1980'lere kadar, kendi deyimiyle, "Etrafinda neler olup bittiginden hiç haberi olmadi." Bir gün okuldan eve döndügünde, yakin akrabalarini kapinin önünde beklerken buldu. Birbirlerine sarilip vedalastilar. Üzerinde önlügü, elinde defterleri otomobilin arkasindan bakakaldi, "Niye bu ani gidis?" diye. Aksam eve dönen babasi, "Çok kötü seyler oluyor. Türkiye'ye göçüyoruz" dediginde fark etti gerçegi...
Vedalar bitmedi Vedalarin ardi arkasi kesilmedi. O yillarda Bulgaristan'dan 350 bin kisi göç etmeye zorlandi. Kazak'in payina da, "otomobillerin arkasinda el sallama" buruklugu düstü. Yüzlerce araçtan olusan Türk konvoyunun köyü terk edis anini ise hiç unutamadi. Kazak ailesi Bulgaristan'da kalmak zorundaydi. Çünkü, yasalar, erkek çocugu askerlik görevi yapmayan ailelere göç izni vermiyordu. Türkiye'ye dönüs hayalleri yikilmisti. "Bulgaristan'ta sadece biz kalacagiz galiba" diye düsündü. Yillar geçti, acilar biraz dindi. Tip egitimi almak üzere Varna Üniversitesi'ne kayit oldu. Sonra doktorluk yapamayacagina karar verdi. Akli siyasetteydi. Iki yil dayanabildigi okulda, HÖH'ün gençlik teskilatini tüm baskilara ragmen
|