Bulgaristan ve Romanya: Nereden nereye Eser Karakas, Stargazete, 12.01.2007 Çok degil yaklasik yirmi sene önce Bulgaristan ve Romanya’yi kiskanmak herhalde kimsenin aklina gelebilecek bir gazete yazisi basligi olamazdi.
Ama bugün bendeniz bu tür bir baslik atiyorum ve hislerimde samimiyim.
Geçenlerde ayni konuda Sayin Ertugrul Özkök de Hürriyet gazetesinde ayni kiskançlik duygusunu isleyen çok güzel bir yazi yazmisti.
Haset ve kiskançlik farkli seyler; ben 20 sene önce Jivkov ve Çavusesku rejimleri altinda yasayan bu iki ülkenin bugün AB üyesi olmus olmalarina asla haset etmiyorum, kutluyorum ama itiraf edeyim, biraz kiskaniyorum.
Bulgaristan ve Romanya’nin AB tam üyelikleri ülkemizde daha önceki katilimlara oranla daha fazla ilgi çekti, hatta bir parça da tepki olustu.
Tepkinin temel nedeni de bir tür Osmanli refleksi ile Bulgaristan ve Romanya’yi küçük görmek ve bu ülkelerin bizden çok önce AB’ye üye olmalarini yadirgamak.
Bulgaristan ve Romanya’yi küçümsedik ama acaba gerçek böyle mi?
Birlesmis Milletler’in 2006 ‘Insani Kalkinmislik Raporu’nda Türkiye 177 ülke arasinda 92. sirada.
Bu siralamanin kisi basina gelir, egitim ve saglik kriterleri bazinda yapildigini da hatirlatalim.
Ayni raporda Bulgaristan 54, Romanya ise 60. sirada yer aliyor.
1997 BM Insani Gelismislik Raporu’nda ise Bulgaristan 69, Romanya 79. sirada.
AB müzakere süreci bu iki ülkeyi 1997-2006 arasi insani gelismislikte nasil öne çekmis, çok net görünüyor.
Diger bir ifade ile AB’nin yeni ve bizim üyeliklerini yadirgadigimiz iki ülke, vatandaslarina saglayabildigi refah (gelir, egitim ve saglik) kosullari açisindan bugün bizden (Bulgaristan 38, Romanya 32 sira) önde.
Bulgaristan’da satin alma gücü paritesine göre kisi basina gelir sekiz bin ABD dolari, Romanya’da ise sekiz bin besyüz ABD dolari.
Bizde ise kisi basina gelir, yine satin alma gücü paritesine göre, yedi bin yedi yüz dolar.
Kisi basina gelir farklari çok belirgin degil ama maalesef Bulgaristan ve Romanya egitim ve saglikta bizim çok önümüzde.
21. yüzyilda ortalama bir Türk 68 sene yasayacak ama ortalama bir Bulgar 73, ortalama bir Rumen ise 72 sene yasayacak.
Bu daha uzun yasam beklentisi, iki ülkenin yurttaslarina üretebildigi saglik hizmetlerinin bizden belirgin bir biçimde önde olmasindan kaynaklaniyor.
Üstelik Bulgarlar dünyanin en fazla kisi basina sigara tüketimini gerçeklestiren milleti.
15 ve yukari nüfusun okur-yazarlik orani Bulgaristan ve Romanya’da yüzde 98 iken bizde bu oran yüzde 87.
Bulgaristan ve Romanya bizim 2005 senesinde baslattigimiz AB tam üyelik müzakerelerine 1997 senesinde basliyorlar ve o tarihte Bulgaristan’da kisi basina gelir (satin alma gücü paritesi) üç bin sekiz yüz dolar iken Romanya’da dört bin iki yüz dolar.
Ve görüldügü gibi tam üyelik müzakere sürecinde Bulgaristan kisi basina gelirini dört bin dolarin altindan sekiz bine, Romanya ise dört binin biraz üzerinden sekiz bin besyüze çekebilmis.
Sözün özü
Bunlar meselenin iktisadi yönleri ama en az bu konu kadar önemli bir de anlayis meselesi var.
Bilindigi gibi 1958 senesinde Türkiye Cezayir’in Fransa’ya karsi bagimsizlik savasi için Birlesmis Milletler’de çekimser oy kullanmis ve bu tavir ülkemizin Arap dünyasi ile iliskilerini çok olumsuz etkilemis idi.
Rahmetli Özal 1986’da Cezayir’i ziyaret etti ve 1958 BM oylamasi için Cezayirliler’den özür diledi ve Özal’in bu tavri bizde inanilmaz tepki aldi; nasil olur da Türkiye adina özür diler, diye tüm kökten devletçiler ayaga kalkti.
1980’lerde Bulgaristan’da Türk kökenli Bulgarlar’in adlari degistirildi, eziyet gördüler; 90 sonrasi rejim degisti ve 1997 senesinde Bulgaristan’in dünya güzeli bir disisleri bakani, Nadejda Mihailova Türkiye’ye geldi ve geçmisteki insanlik disi uygulamalar için bizden resmen özür diledi.
Ben o gün, bugün kiskandigim Bulgarlar’in bizden önce AB üyesi olacaklarini kestirmis idim desem, övünmek olur mu acaba?
|