Balkanlar'in üçte birini geri istiyoruz ...
Erhan Afyoncu Bugün, 14.1.2007 Balkanlar'in üçte birini geri istiyoruz
AIHM, Fener Rum Lisesi Vakfi'nin 1974'e kadar tapuyla sahip oldugu tasinmazin Türkiye tarafindan iadesine veya tazminat ödenmesine karar verdi.
Türkiye'deki azinlik vakiflari bu karari kullanarak eski vakif mallarini geri isteyecekler. Ancak Osmanli döneminde Balkanlar ve Orta Avrupa'da binlerce vakif kurulmustu. Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Sirbistan, Macaristan gibi ülkelerin yaklasik üçte biri vakif topraklardi. Biz de Rumeli'deki vakif mallarimizi geri istiyoruz
Türk devletlerinde en önemli kurumlardan biri vakif müesseseydi. Basta Osmanli Imparatorlugu olmak üzere birçok Türk devletinde kurulmus olan vakiflar, asirlarca kamu yararina faaliyet gösterdi. Vakiflar basta belediye hizmetleri olmak üzere halkin faydalandigi birçok faaliyeti yürüttüler. Hayir sahibi zenginler, halkin faydalanmasi için camiler, medreseler, köprüler, su yollari, çesmeler vs. yaptirirken, bunlarin harap olmamasi ve hizmetin devamli olmasi için vakiflar kurarlardi. Araziler, evler, hamamlar, dükkânlar bagislanarak kurulan vakiflar hayir kurumlarinin hizmetlerinde kullandiklari gelir kaynaklariydi. Osmanli Beyligi kurulduktan kisa bir süre sonra 14. yüzyilin ortalarinda Orhan Gazi'nin oglu Süleyman Pasa komutasinda Balkanlar'a geçmis ve kisa zamanda birçok yer fethedilmisti. 15. yüzyilin sonlarina gelindiginde bugünkü Yunanistan, Sirbistan, Bulgaristan, Makedonya, Arnavutluk topraklari ele geçirilmisti. 16. yüzyilda Macaristan fethedildi. 17. yüzyilin sonlarina dogru Osmanli hâkimiyeti Slovakya, Ukrayna ve Polonya içlerine kadar uzandi. Rumeli'deki Osmanli hâkimiyeti 1912'ye kadar yaklasik 500 yil sürdü. Osmanlilar, Rumeli'ye geçtikten sonra fethettikler topraklari bir taraftan Anadolu'dan getirdikleri Türkler'le iskân ettiler, diger taraftan da sehir ve kasabalari yaptirdiklari cami, medrese, han, hamam, tekke ve köprülerle donattilar. Filibe, Eski Zagra, Yeni Zagra, Sumnu, Samakov, Köstendil, Silistre, Vidin, Selanik, Tirhala, Inebahti, Balyabadra, Karaferye, Anabolu, Yergögü, Gümülcine, Nigbolu, Avlonya, Iskodra, Berat, Elbasan, Diraç, Ülgün, Yanya, Manastir, Kalkandelen, Prizren, Ohri, Kratova, Üsküp, Nis, Semendire, Rusçuk, Belgrad, alacahisar, Yenipazar, Izvornik, Visegrad, Uyvar, Kanije, Budin, gibi sehirler Türk eserleriyle doluydu. Asirlarca kaldigimiz bu sehirlerin adini bile unuttuk. Osmanli döneminde Balkanlar ve Orta Avrupa'da binlerce vakif kuruldu. Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Macaristan gibi ülkelerin yaklasik üçte biri vakif topraklariydi. Sadece Bulgaristan'da 2356 cami-mescid, 142 medrese, 273 mektep, 174 tekke, 42 imaret, 116 han, 113 hamam, 27 türbe, 24 köprü, 75 çesme, 16 kervansaraydan olusan 3339 Osmanli eseri vardi. Bulgarlar, 19. yüzyilin sonlarinda özerklik kazandiktan itibaren Ruslar'in da kiskirtmalariyla bilinçli olarak bu vakiflarin önemli bir kismini yok ettiler. Avrupa Insan Haklari Mahkemesi, Fener Rum Lisesi Vakfi'nin açtigi tapu davasinda, vakiflarin eskiden tapu kaydiyla sahip oldugu tasinmazlarin, baskalarina devredilemeyecegine vakif senetlerinin degistirilemeyecegine karar verdi. Öyleyse, Balkanlar ve Orta Avrupa'da kamulastirilmis veya özel kisilere devredilmis Türk vakiflarinin sahip olduklari tasinmaz mallarin da geri verilmesi gerekir. Rumeli'deki vakif mallarimizi geri istiyoruz.
RUMELi: OSMANLI’NIN ANAVATANI
Osmanl. Beyli.i, So.ut ve cevresinde kurulmu. bir beylikti. Ancak tarihin gordu.u en buyuk imparatorluklardan birisi olarak tarih sahnesine c.kmas., kuruldu.u topraklar.ndan dolay. de.il, her ac.dan zengin ve siyasi direni.in az oldu.u Rumeli topraklar. sayesinde gercekle.ti. Osmanl. Beyli.i'nin yay.lma alan. uygun f.rsatlar c.kmad... takdirde Rumeli olmu.tu. Osmanl. Beyli.i'nin Ru‚meli'de kuvvetlendikten sonra Anadolu'yu topraklar.na katt...na dikkat etmek gerekir. Devletin ana siyasi organizasyonunu sa.lad... bolge de Rumeli'ydi. Osmanl. .mparatorlu.u Rumeli'de oylesine sa.lam bir yap. kurmu.tur ki, Fetret Devri'nde Anadolu topraklar. cok k.sa surede elinden c.karken, buras.n.n buyuk bir bolumu elinde kalm.. ve bu saha sayesinde varl...n. surdurebilmi.tir. Timur istilas.ndan sonra Osmanl.lar Rumeli'yi gercek yurtlar. saymaya ba.lad.lar. Osmanl. devlet te.kilat.nda kurulan ilk yonetim birimlerin Rumeli ad.n. ta..r ve bunlar protokolde daha sonra kurulan Anadolu adl. birimlerden once gelir. Orne.in, Rumeli Beylerbeyli.i Anadolu Beylerbeyli.i'nden, Rumeli Kad.askerli.i Anadolu Kad.askerli.i'nden daha buyuk memuriyetlerdi. Tarihci Paul Wittek, Rumeli'nin Osmanl.lar icin ivarl.k sebebii oldu.unu, Balkan Harbi sonunda Osmanl.lar.n varl.k sebeplerini yitirdiklerini soyler. .lber Ortayl. da, Osmanl. Devleti'nin fiilen 1912'de sona erdi.ini belirtir. Rumeli olmasa Osmanl. .mparatorlu.u da olmazd.. Bu yuzden Osman .mparatorlu.u'nun anavatan. Rumeli'dir. Bugun Trakya haric butun Rumeli elimizden c.kt... icin bunu tam olarak anlayamayabiliriz. Ancak Sofya'n.n 1385'te, Erzu‚rum'un 1518'de, Selanik'in 1387'de Van'.n ise 1548'de Osmanl. hakimiyetine girdi.i du.unulurse durum biraz daha rahat anla..labilir. Bu konu bilinmedi.inden, Osmanl.lar'.n kendi anavatanlar. olan Anadolu'yu ihmal ettikleri hay.r eserlerini hep Rumeli'ye yapt.klar. s.kca soylenir. Osmanl.lar fethettikleri butun yerleri vatan olarak benimsemi.lerdi. .lk yay.ld.klar. saha oldu.u ve daha once uzerinde Turk ve .slam kulturune ait eserler bulun‚mad... icin Rumeli'de Osmanl. eserine s.kca rastlamak normal bir durumdur.
KIBRIS’TAKI TÜRK VAKIFLARI
Osmanli Imparatorlugu'nun diger topraklarinda oldugu gibi Kibris'in önemli bir kismi da vakif arazilerden meydana gelmisti. Bugün sik sik Rumlar'a verilmesi gündeme gelen Maras, Beylerbeyi Abdullah Pasa tarafindan kurulan vakfa bagli bir araziydi. Larnaka'da, Ebubekir Pasa tarafindan kurulan su vakfina bagli birçok arazi vardi. Yine bugün Kibris'ta Hâlâ Sultan diye anilan Peygamberimiz'in süt halasi Ümmü Haram adina kurulmus birçok vakfa ait mallar da bugün Kibris Rum yönetimi idaresindeki topraklar da yer aliyor. Kibris'ta Ingilizler'e ait üsler bile vakif topragiydi. Acaba AIHM, Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti'nde kalan Rum mallari için karar alirken Türk vakiflarinin arazileri için de olumlu bir karar verirm
Sicil-i Osmani'yi bugünkü dile çeviren, Evliya Çelebi seyahatnamesini Yücel Dagli ile birlikte yayinlayan ve daha birçok önemli eserin yazari olan Seyyid Ali Kahraman Evkaf-i Hümayun Nezareti ile ilgili önemli bir kitap yayinladi. Kitabevi tarafindan geçtigimiz günlerde yayinlanan kitap Osmanli Evkaf Nezareti'ni, yani Vakiflar Bakanligi'ni anlatiyor. Kitapta Evkaf-i Hümayun Nezareti'nin nasil kuruldugu, teskilati, nizamnameleri ve nazir olarak görev yapanlar hakkinda önemli bilgiler yer aliyor. Vakiflarla ilgili bir nezaretin kurulusunu gerektiren sebepler ile bu yeni kurumun sahip oldugu idari yapi ve zamanla idari yapida meydana gelen degisikleri eserden ögreniyoruz. Eserin sonunda da vakiflar hakkinda arastirma yapacaklarin isini kolaylastiracak bir vakif terminolojisi konulmus II. Mahmud zamaninda kurulan Evkaf Nezareti, vakif eserlerin harap olmasina yol açacak bir baslangiçti. Vakif gelirlerinin nezaretle birlikte bir havuzda toplanmasiyla birlikte bu paralarin önemli bir kismi vakiflarin kurulus amaçlari için degil de devlet bütçesindeki açiklarin kapatilmasinda kullanilmis. Seyyid Ali Kahraman'i ve Kitabevi'ni böyle bir eseri bizlere kazandirdiklari için tebrik ediyorum.
BiR BAKANLIK KURDUK, VAKIF SiSTEMiNi ÇÖKERTTIK
Sicil-i Osmani'yi bugünkü dile çeviren, Evliya Çelebi seyahatnamesini Yücel Dagli ile birlikte yayinlayan ve daha birçok önemli eserin yazari olan Seyyid Ali Kahraman Evkaf-i Hümayun Nezareti ile ilgili önemli bir kitap yayinladi. Kitabevi tarafindan geçtigimiz günlerde yayinlanan kitap Osmanli Evkaf Nezareti'ni, yani Vakiflar Bakanligi'ni anlatiyor. Kitapta Evkaf-i Hümayun Nezareti'nin nasil kuruldugu, teskilati, nizamnameleri ve nazir olarak görev yapanlar hakkinda önemli bilgiler yer aliyor. Vakiflarla ilgili bir nezaretin kurulusunu gerektiren sebepler ile bu yeni kurumun sahip oldugu idari yapi ve zamanla idari yapida meydana gelen degisikleri eserden ögreniyoruz. Eserin sonunda da vakiflar hakkinda arastirma yapacaklarin isini kolaylastiracak bir vakif terminolojisi konulmus II. Mahmud zamaninda kurulan Evkaf Nezareti, vakif eserlerin harap olmasina yol açacak bir baslangiçti. Vakif gelirlerinin nezaretle birlikte bir havuzda toplanmasiyla birlikte bu paralarin önemli bir kismi vakiflarin kurulus amaçlari için degil de devlet bütçesindeki açiklarin kapatilmasinda kullanilmis. Seyyid Ali Kahraman'i ve Kitabevi'ni böyle bir eseri bizlere kazandirdiklari için tebrik ediyorum.
FiLiBE’DE BiR VAKIF
Osmanli hâkimiyeti altinda bulunan Balkan ve Orta Avrupa topraklarinda binlerce hayir eseri insa edilmisti. Bu eserlerin hepsi de vakifti. Gelibolu üzerine yaptigi arastirmalarla taninan Osmanli tarihçisi Dr. Ibrahim Sezgin'in Filibe'deki Sehabeddin Pasa vakiflari ile ilgili yaptigi bir çalismadan hareketle binlerce Osmanli vakfindan birinden kisaca bahsedecegiz. Bu örnek Balkanlar'daki Osmanli vakiflarinin önemini daha iyi anlatacaktir. Bugün Bulgaristan'in en önemli turistik sehri olan Filibe 1360'li yillarin sonunda fethedilmisti. Filibe'ye, fetihten sonra Anadolu'dan Türk aileleri getirilip yerlestirildi. Cografî konumu ve yapilan Türk iskâni dolayisiyla Filibe sehri büyük bir gelisme göstererek 16. asir baslarinda 29'u Müslüman mahallesi olmak üzere 33 mahallelik önemli bir sehir oldu. Yeni kurulacak sehirlerin veya mevcut sehirlerde olusturulacak yeni mahallelerin gelismesinde, buralarda kurulan imaret sitelerinin büyük rolü vardi. II. Murad ve Fatih döneminin önemli devlet adamlarindan Sehabeddin Pasa, 1444'te Filibe'de cami, medrese, imaret, hamam ve büyük bir handan mütesekkil bir külliye insa ettirdi. Asirlarca, imarette gece gündüz bol miktarda yemek pisirildi ve din ayirimi yapilmadan ihtiyaç sahibi herkes gelip burada yemek yedi. Sehabeddin Pasa medresesinde masraflari vakif tarafindan karsilanarak ögrenciler okutuldu. Pasa'nin Filibe'de insa ettirdigi külliye, sehrin gelismesine önemli katkilarda bulundu.Sehabeddin Pasa bu külliyenin masraflarinin karsilanmasi için Filibe, Edirne ve Malkara'dan çok sayida köyü vakfetmisti. Sadece, Filibe kazasindan 19 köy ve iki çeltik arki ve bir çiftlik Sehabeddin Pasa'nin külliyesinin vakfina aitti.
http://www.bugun.com.tr/haberler/140107/p31273.asp
|