Anasayfa   İletişim  
Reklam  
-->
   
 
 
   
Google
   
   
    
 
 
 

 
 
 
 
 

Lozan Mübadilleri Vakfi var da, bir romancisi niye yok?

Radikal
2 Subat 2007

[YAZARLAR] - HAKKI DEVRIM - Lozan Mübadilleri Vakfi var da, bir romancisi niye yok?
Sali günkü Radikal'de mübadillere dair bir haber vardi, bilmem dikkatinizi çekti mi? Belki de suali söyle sormam daha dogrudur:
– Radikal okurlari arasinda MÜBADIL'in ne demek oldugunu kaç kisi bilir?
Önce açip Dil Kurumu Sözlügü'ne ben baktim. Mübadele, bildiginiz gibi «degis tokus» demek. Mübadil sifatinin, bizim için tarihî bir anlami var: «Lozan Antlasmasi'na göre, Türkiye'de, Istanbul disinda oturan Rumlar ile degistirilmek üzere, Bati Trakya disindaki Yunanistan'dan getirilen Türkler.» diye özetlenmis.
1923'te, yani günümüzden 84 yil önce yasanmis karsilikli büyük göç olayi. Lozan Antlasmasi'nin imzalandigi tarih 24 temmuz 1923. Ama Lozan Mubadilleri Vakfi olayin yildönümünü 30 Ocak günü aniyor. Demek Antlasma'nin mübadele fasli o tarihte kesinlesmis.
Bilmiyordum, Vakif her yil 30 Ocak günü bir toplanti düzenler, orada yemek yer, bir korodan Türkçe-Rumca ortak türkülerimizi dinlerlermis. Benim de bildigime göre, pek çok mübadil ailesinin evinde bugün de Rumca bilenler, konusanlar vardir. Farkli mutfak gelenekleri devam eder. Türkçe ve Rumca yaninda, Makedonca, Rumence, Pomakça, Arnavutça türküler de söylenir. Vakfin korosu, ikisi Yunanistan'da olmak üzere bugüne kadar yedi konser vermis. Yilda bir, aile büyüklerinin dogdugu yerlere gidiliyor, mübadele toplantilari düzenleniyormus. Devam eden Yunanca seminerleri bile var. Ve bir Mübadele Müzesi'nin hazirliklariyla ugrasiyorlar.
Atayurda vefa duygusu.
Haberi yapan Bahar Çuhadar, Vakfin yöneticileriyle konusmus. Giritli, Yanyali, Selanikli ailelerin çocuklari... Gemiyle gelirken, «Bu gidisin dönüsü yok» diye anahtar demetini denize atanlardan, geldikleri yerde on yil sonra dönecegiz diye gün sayanlara kadar ne hatiralar, dramlar... Mübadeleye tabi tutulan, karsilikli iki milyona yakin insan. Yil 1923'tür. Unutmayin ki benim bildigim Istanbul'un nüfusu yarim milyonu yeni geçmisti.
Bu zoraki göçe katilanlar arasindan, hikâyelerini bize de anlatacak bir romanci çikmadi. Ivo Andriç'in Drina Köprüsü adli romanini, yazari Nobel kazaninca (1961) okumustuk. Osmanli'nin devsirme uygulamasini anlatir. Yunanli Nikos Kazancakis'in Kaptan Mihalis'ini okudum; Girit'teki yakisikli Türk valisini anlatan romani. Anadolu'dan Yunanistan'a göçen Dido Sotiriu'nun : Benden Selam Söyle Anadolu'ya adli romanini da okudum ve herkese tavsiye ettim.
Peki Yunanistan'dan Türkiye'ye göçmüs mübadillerden bir Türk romancisi ve hatirladiginiz bir eseri var mi?
Varsa bana da haber verin lütfen. 600 000'den çok Türk'ün anayurduna dönüsünün ve yeni bir hayat kurma macerasinin hikâyesidir bu! Merak edilmeyecek gibi degil.
Romancilarimizin dar ufuklulugu ve tembelligi de basli basina bir meselemiz. Bizim kendimizi yeterince taniyamayisimizda, sorunlarimizi geregi gibi benimseyemeyisimizde onlarin da büyük etkisi var, ya da olmasi gerekirken hemen hiç etkisi yok demek, suçluyu yanlis yerde aramak anlamina mi gelir?

 

 
Nutuk (Sesli ve Görsel)
 
Etkinlik Takvimi
Kasım , 2024
PzrPztSalÇrşPrşCumCts
1 2
3 4 5 6 7 8 9
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
 
 
 
 
 
Copyright Aralık 2002 © balkanpazar.org
tasarım ve uygulama Artgrafi.net