Balkan Harbi’ni niye kaybettik
27 Mayis 2007 Dogan HIZLAN dhizlan@hurriyet.com.tr
Balkan Harbi’ni niye kaybettik
SEVGILI okurlarim, bugün yazima Atatürk’ün daha Mustafa Kemal’ken sanata verdigi önemi simgeleyen bir anekdotla baslayacagim.
Mustafa Kemal, Sofya’da askeri atase iken, Bulgar Parlamentosu’nda Türk milletvekili Sakir Zümre’nin sagladigi davetiyeyle operaya gidiyor.
Georges Bizet’nin Carmen operasini seyrediyor. Birinci perdeden sonra Kral Ferdinand, Mustafa Kemal ile Fethi Okyar’i locasina davet ediyor. Mustafa Kemal, kralin sorusu üzerine icrayi olaganüstü buldugunu belirtiyor.
Sakir Zümre’nin Bulgarya Oteli’nde verdigi "supe"den sonra Mustafa Kemal, kalacaklari Splendid Oteli’ne gidiyor.
Gecenin ilerleyen saatinde Sakir Zümre’nin kapisi çaliniyor.
Gerisini Altan Deliorman’dan nakledeyim:
Sakir Zümre kapiyi açmadan sordu:
Kim o?
Benim Sakir, uyudun mu? Mustafa Kemal’in sesini duyunca Sakir Bey kapiyi açti. Mustafa Kemal’in üzerinde pijamasi vardi.
Uyku tutmadi, biraz konusalim diye geldim, dedi ve içeri girdi.
Karsilikli oturdular. Mustafa Kemal düsünceliydi. Sonra birdenbire Sakir Bey’in yüzüne bakarak söyle dedi:
"Sakir, kim ne derse desin, simdi Balkan Savasi’ndaki yenilgimizin nedenini daha iyi anliyorum. Ben bu adamlari böyle zannetmezdim. Oysa baksana operalari bile var. Operada oynayacak sahne sanatçilari, müzisyenleri, dekoratörleri, hepsi yetismis, opera binalari bile var."
Herhalde Mustafa Kemal uyuyamadigi o gece, Türkiye’ye dair projelerinin basina operayi koydu. Sonraki çalismalari, bunu dogrulayacak nitelikte.
O zaman, operasizligin, sanatta geri kalmanin acisini duyan Mustafa Kemal’in, Türkiye’de Cumhurbaskani olduktan sonra, Türk bestecilerine opera yazmalarini söyledigini animsatmakta yarar var. Bilmeyenler ya da unutanlar için.
Bir savasin kaybini, topa, tüfege, mermiye degil de estetik eksiklige, zevk geriligine bagliyor.
Büyük bir askerin, büyük bir devlet adaminin bu görüsüne karsi duracaginizi sanmiyorum. Daha dogrusu ummuyorum.
Iran Sahi’nin Türkiye’yi ziyareti münasebetiyle Adnan Saygun’a bir opera bestelemesini istemisti, bestecinin de bu istek üzerine Özsoy operasini besteledigini yazmanin tam sirasi.
Üç perde olarak bestelenen bu operayi, 1982 yilinda Atatürk’ün 100. dogum yili münasebetiyle, tam 48 yil sonra sahnelenmesi söz konusu oldugunda, Saygun operayi tek perdelik özet haline dönüstürmüstür. Ayrica Tasbebek operasinin Sihir Raksi müzigini de Özsoy’a ilave etmistir.
Atatürk’ün müzik, sanat konusunda yaptiklarinin en önemlisi olan müzik devrimini niye yazdim?
Cumhuriyete sahip çikmak için meydanlari dolduranlarin bir bölümü sanata nasil bakiyor?
Sanat-siyaset iliskisinde neden sagduyumuz da solduyumuz da duyarsiz?
* * *
YARIN da bunlari tartisacagiz.
Yazarken Adnan Saygun’un Özsoy operasini dinledim.
Yararlandigim kaynaklar:
"Atatürk, Bir Milletin Yeniden Dogusu", Lord Kinross, Altin Kitaplar Yayinevi, s.83.
Altan Deliorman’in yazisindan.
"Atatürk ve Adnan Saygun, Özsoy Operasi", Gülper Refig, Boyut Müzik.
|