Tasimacilikta Bulgaristan Krizi Kapida
Dünya Gazetesi 21 Haziran 2007
RODER 2 Baskani Erol Soylu, Bulgar oyununa dikkat çekti: Türk nakliyeciliginin alti bosaltilmaya çalisiliyorYilbasinda baslayan Bulgar krizi mütekabiliyet esasina göre verilen ödünlerle çözüldü. Ancak, kapimizda simdi çok daha büyük bir tehlike duruyor. Bulgaristan’in, anlasma geregi bizden aldigi belgelerle kendi ülkeleri yerine üçüncü ülkelere tasima yaptigi iddia edildi. Bu da, Türk nakliye filosunun tasimasi gereken yüklerin Bulgar tirlari tarafindan götürülmesi ve nakliyeciligimizin altinin oyulmasi anlamina geliyor. Son günlerde, yollardaki Bulgar araçlarinin çokluguna bakip, sürecin basladigini söylemek mümkün. Gazetemizi ziyaret eden RODER 2. Baskani Erol Soylu ve RODER Genel Müdürü Cumhur Atilgan, Türk nakliyeciliginin belki de karsilasabilecegi en büyük sorunlardan biri konusunda uyari görevlerini yerine getirdiler. Ulastirma Bakanligi adina kontrolü yapan Gümrük Teskilati’nin söylenenleri ihbar kabul edip, bundan böyle Bulgar araçlarinin beyanname ve nakliyeci bilgilerini çakistiracaklarini umuyoruz. “Her sey, mutlaka çözüme kavusturulmasi gereken Bulgaristan kriziyle basladi” diye sözlerine baslayan Erol Soylu, “Bulgarlar bize 200 bin transit geçis belgesi verdi. Biz de, mütekabiliyet esasina göre onlara 200 bin belge verdik. Bu, oran yalnizca mütekabiliyet esasina göre verilen belge sayisidir. Yoksa, onlarin kullanacagi en fazla 3500 belgedir. Yine anlasmaya göre, 20 bin dolu Bulgar araci, Türkiye’ye girebilecek ve Bulgaristan’a götürmek üzere yük alabilecekti. Bunun yani sira, 10 bin de bos Bulgar araci Türkiye’ye girip, Türkiye’den dolu olarak Bulgaristan’a gidebilecekti. Demek ki, buradan Türkiye’den 30 bin Bulgar araci yük alip, Bulgaristan’a gidebilecek, anlami çikarabiliriz” diye konustu. Bulgaristan’a 30 bin araçlik ihracat mümkün degil Anlasmanin, yapilmasi mecbur olunan ve karsi taraftan daha fazla alinacak bir sey olmadigi kabul edildigi için bu çerçevede olustugunu belirten Soylu, söyle devam etti; “Buraya kadar tamam. Ama, bu belgelerin Türkiye’den yüklenip, Bulgaristan’a gidecek yükler için kullanildigini çok siki takip etmek gerekir. Bu kontrolü Ulastirma Bakanligi adina Gümrük Teskilati yapiyor. Ayrica Dis Ticaret Genel Müdürlügü ve bu isle ilgili sektör temsilciliklerinin bir koordinasyon dahilinde bu kontrolü saglamalari lazimdir. Aksi halde Türk tasimaciligi, Bulgar tasimacilarinin eline geçecektir. Buradan Bulgaristan’a götürülmek üzere alinan yük, daha öteye Avrupa’daki herhangi bir ülkeye götürülebilir. Türkiye’den Bulgaristan’a tasimak için ellerinde 30 bin araçlik müsaade vardir. Ama, Türkiye’den Bulgaristan’a 30 bin araçlik ihracatin olmasi mümkün degildir.” Italya’da 28 bin, Bulgaristan’da 30 bin belge var Dis ticaret hacmi bakimindan Bulgaristan’in 10 kati olan Italya’yi örnek veren Erol Soylu, “10 misli hacmi, ayni belge sayisi ile yapmak garip, sasirtici bir durum ve kesinlikle dogru degil” dedi. Bu durumun böyle devam etmesi halinde Türk filosunun eriyerek yok olma tehlikesiyle karsi karsiya kalacagini ifade eden RODER 2. Baskani, “Avrupali’nin yapmak istedigi de budur. Lojistik üs olma iddiasindaki Türkiye’yi zayiflatarak, bu gücünü kaybetmesini istiyorlar. AB’nin bütün amaci, bu gücün Bulgar, Romen ve Polonyalilar’a aktarilmasini saglamaktir. Avrupa Birligi, tasima hizmet sektörünün bu ülkelerce yapilmasini, gelirlerinin bu sekilde saglanmasini ama bu gelir pastasindaki payin da, AB disindaki ülkelerden, özellikle de Türkiye’den elde edilmesini hedeflemistir. Yani, yeni üyelerin AB’ye entegrasyonu, ülkemiz kaynaklarindan karsilanacak gibi gözüküyor. Ihracat bir sekilde yapiliyor. Bunu ha Türk, ha Bulgar yapiyor diyemezsiniz. Türk tasimaciligi yok edildigi zaman bu ihracat rakamlarina ulasmak da eskisi kadar kolay olmayabilir. Araç bulunamadigi, bulunan aracin çok pahali olmasindan dolayi rekabetçi kosullar olusmadigi için ihracat sekteye ugrar. Türk araçlari devreden çiktiginda fiyatlar baska yerde tesekkül eder” açiklamasini yapti. Kontroller daha siki tutulmali Sorunun daha siki kontrol tedbirleriyle çözülebilecegine dikkat çeken Erol Soylu, ancak bunun Kapikule’ye gelmis aracin evraki var mi yok mu diye sormaktan ibaret olmamasi gerektiginin özellikle altini çizdi. Yükleme yerinde gümrüklemesi yapilir; beyannamesi açilirken, nakliyecinin islemi ile beyannamedeki iliskiyi kesmek yerine bir ara link ile beyanname ve nakliyeci bilgilerini çakistirmak gerektigini belirten Soylu, “Eger ihraç beyannamesinde Paris yaziyor, nakliyeci beyaninda Sofya yaziyorsa, kesinlikle müsaade edilmemelidir. Ve bu tarz araçlardan ilgili belgenin istenilmesi gerekir. Bulgaristan’a 500 adet üçüncü ülke tasimasi verilmis. Onlar da, bize o kadar vermisler. Eger, üçüncü ülkeye tasima yapacaksa elindeki o belgeyle yapsin. Bizim talebimiz eldeki belgenin amacina uygun kullandirilmasidir. Bu testi de, ilk yükleme mahallinde yapmak gerekir. Yoksa, ihracatçinin zaman taahhüdü ile göndermis oldugu Türk ihraç malini, kapiya geldikten sonra bekletmek de, ihracata sekte vurur. Muhtelif gerekçelerle bu belgeler kontrol edilemiyor olabilir. Teknik imkansizlik ya da bilgi yetersizliginden kaynaklanan kontrol bosluklari olabilir. O nedenle kontrol islemini kapilara degil, ihracatin basladigi çikis gümrüklerine verilmesi gerekmektedir. Ulastirma Bakanligi’nin, konunun ciddiyetini memurlarina aktarmasi ve ardindan da önlemek için ciddi yaptirimlarin gelmesi lazimdir” seklinde konustu. Reel sektörü destekleyeni destekleriz Düsük kur politikasi ve reel ekonomi yerine, para politikalarinin öne çikarilmasiyla zor günler geçirdiklerini belirten Erol Soylu, yaklasan seçimler nedeniyle de, beklentilerini ortaya koydu. Soylu, “Geçmiste dolara faiz veriyorduk. Simdi gelinen nokta, dolara o kadar faiz verilmedigi görüntüsü veriyor. Son 4 yilda Türk Lirasi, dolar karsisinda sürekli deger kazanmis. Ortalama yüzde 25, dolara faiz ödemisiz. Yabanci dolarini getirerek, gecelik faize koymus, bono almis. Sonra dönüp daha düsük seviyeden dolarini geri almis. Böyle güzel kazanç nerde var. Bu ekonominin tasiyabilecegi bir yük olmaktan çikti. Navlun vadeleri 15-20 günken 3 aylara geldi. Bunu kabul etmezseniz, yük alamiyorsunuz. Yeni gelecek hükümetin mutlaka reel ekonomiyi canlandiracak tedbirleri almasi lazim. Para politikalari yerine; üretimi, istihdami artiracak politikalar öne çikarilmalidir. Bunu seçim öncesi programlarinda da ilan eden, programlarina alan parti, Türk nakliye sektörünün de, destegini kazanacaktir” dedi. Fazla mesaide mutlu sona dogru Öte yandan tüm tasimacilik sektörünün, hatta genelgeyi hazirlayan Gümrük Müstesarligi’nin da, tatmin olmadigi ‘gümrüklerde alinan fazla mesai ücretleri’ konusunda yarin somut bir adim atilacak. Hafta içinde IMEAK Deniz Ticaret Odasi (DTO) yetkilileriyle bir araya gelen RODER 2. Baskani Erol Soylu, katildigi denizcilik sektör meclisi toplantisinda konuyu bir kez daha gündeme getirdi. DTO Baskani Metin Kalkavan’a; Gümrük Müstesar’i Bülent Ertem’in talebine olumsuz yanit verip, mahkemeye gideceklerini ilan ettikleri için durumu muhakeme etme olanagi yakalayamadiklarini hatirlatan Soylu, Kalkavan’dan ‘O arkadasimiz hata etmis, biraz heyecanli davranmis’ yanitini aldigini söyledi. Gümrük Müstesarligi’nda bir araya gelecek sektör temsilcileri, hazirladiklari fazla mesai sorunu ile ilgili öneri paketini yarin Ankara’da masaya yatiracaklar.
Kapikule’den Avrupa’ya çikan araçlarin yarisi 3 ülkeye gitmis Içüncü ülke tasimalari için verilen belgelerin, ülkelerin birbirlerine çok dikkatli davranarak ve cimrilikle verdikleri belgeler oldugunu belirten RODER Genel Müdürü Cumhur Atilgan ise, çok çarpici bir örnekle yasananlara açiklik getirdi: “Bulgarlar’la 200 bin transit geçis belgesi konusulurken, üçüncü ülke tasima belgesi 500’de kalmis. 2006 yilinda Kapikule’den Avrupa’ya çikis yapan araç sayisi, 70.130. Bunlarin yüzde 95’i Macar’sa Macaristan’a; Çek’se Çek Cumhuriyeti’ne; Ingiliz’se Ingiltere’ye yük götüren araçlardan olusuyor. Bu 70 bin araç içinde Bulgaristan, Makedonya ve Moldova’nin toplami 35 bin. Yani, koca Avrupa’nin tasimacilari kendi ülkelerine toplamda 70 bin sefer yapiyor. Bunlarin içinde Bulgaristan, Makedonya ve Moldova kendi ülkelerine 35 bin tasima yapiyor. Diger tarafta Avrupa’nin devleri Almanya, Fransa, Ingiltere varken, bu üç ülkenin büyüklügü nedir ki, kendi ülkesine 35 bin araçlik yük tasimis..! Burada bir karisik durum oldugu, bu yüklerin kendi ülkelerine gitmedigi, diger ülkelere tasindigi; yani üçüncü ülke tasimasi yapildigi gün gibi asikar. Isin kontrolü ile sorumlu insanlarin, bu tabloyu görmemeleri, görevlerini yapmamalari, sonucu itibariyle suça istirak niteligindedir.”
|