Anasayfa   İletişim  
Reklam  
-->
   
 
 
   
Google
   
   
    
 
 
 

 
 
 
 
 

Koca Yusuf'un mezarı bulundu mu?


Koca Yusuf'un mezarı bulundu mu? 26 Aralık 2007
Hürriyet gazetesi

A.A

İsmi, Türk ve dünya güreşinin zirvesinde yer alan Koca Yusuf'un, 1898
yılında Amerika'dan dönerken bindiği “La Buorgogne” adlı geminin
batması sonucu Atlas Okyanusu'nun derinliklerine gömüldüğü sanılan
bedeninin, Asor adalarının birindeki kilise bahçesine gömülü olduğu
iddia edildi.


Şair Sunay Akın, Çınar Yayınlarından piyasaya çıkan “Önce çocuklar ve
kadınlar” adlı kitabında, Koca Yusuf'u konu alan “Okyanusa yenilen
güreşçi” adlı bir bölüme de yer verdi.

Akın, tarihçi Murat Sertoğlu'nun 1964 yılında Amerika'da yayınlanan
“Wrestling” adlı güreş dergisinde Koca Yusuf'un anlatıldığı
sayfalarda gemi kazasıyla ilgili enteresan bilgilere ulaştığını ve bunu
Türkiye'de bir tarih dergisinde yayımladığını anlattı.

Amerika'nın Halifax açıklarında 4 Temmuz 1898'de içinde Koca Yusuf'un
da bulunduğu “La Buorgogne” adlı geminin, kireç taşıyan başka bir
gemiyle çarpışması sonucu battığını hatırlatan Akın, kaza sonrasına
ilişkin şunları anlattı:

“Gemi battıktan bir süre sonra oralardaki küçük adalardan birinin
kıyısına 20 ceset vurmuş. Cesetlerin kazaya uğrayan geminin
yolcuları olduğu anlaşılmış. Hemen hemen hiçbirinin kimliği tespit
edilememiş. Cesetlerden biri pek heybetliymiş. Üzerindeki kılıktan hangi
milletten olduğunu köy papazı bile anlayamamış. Yalnız belinin çok uzun
bir kuşakla sarılı olduğu görülmüş. Bu ceset de diğerleriyle birlikte
kilisenin mezarlığına defnedilmiş. Bu Koca Yusuf'tur. Ben eminim, orada
yatan Koca Yusuf'tur. 20 ceset arasında birinin farklı olması, boyu
posu, kıyafeti, kuşağı...”

Akın, gemiden kurtulmak isteyen Koca Yusuf'a ilişkin bir efsaneyi de
“Gemi kazası olunca Koca Yusuf bir filikaya çıkmak istemiş.
Filikadakiler, devirecek korkusuyla Koca Yusuf'un parmaklarını
kesmişler” diye anlattı.

“Wrestling” adlı derginin arşivinden gerekli bilgilere
ulaşılabileceğini ve adalara giderek konunun mutlaka araştırılması
gerektiğini dile getiren Akın, “Koca Yusuf'un kemikleri alınıp
hakkettiği yere neden getirilmesin? Böylece 'Ata Sporu' dediğimiz güreşe
gerçek anlamda sahip çıkarız. Koca Yusuf'un sırtı, böylece hakkettiği
yerde yere gelir” diye konuştu.

KOCA YUSUF KİMDİR?

Koca Yusuf, 1857 yılında Bulgaristan'ın Şumnu kentinin Karalar köyünde
doğdu. Küçük bir çocukken köyde danalarla boğuşmaya başlayan Koca Yusuf,
sonra kispeti vücuduna geçirip güreşmeye başladı. Ünü, önce Deliorman'ı,
sonra Kırkpınar'ı kaplayan Koca Yusuf, Türk güreşinin gelmiş geçmiş en
büyük pehlivanı olarak tarihe geçti.

Yalnız Türk güreşinde değil, güreş dünyasında da büyük bir zirve olarak
kabul edilen Koca Yusuf, ilk kez güreş tarihinin en büyük
pehlivanlarından biri olan ve 26 yıl Kırkpınar'ın başpehlivanlığını
elinden bırakmayan Kel Aliço'nun karşısında tanındı. 27'inci yılda da
başpehlivanlığı rakipsiz alacağını umarak Kırkpınar'a gelen Kel
Aliço, burada “Başa güreşeceğim” diyen Deliormanlı Yusuf isminde
körpe bir çocukla karşılaştı.

26 yılın başpehlivanı Kel Aliço'nun böyle bir pehlivana yenilerek güreş
dünyasındaki tahtını kaybetmesine kimsenin içi razı gelmiyordu. Havanın
kararmasını fırsat bilenler güreşi yarıda bıraktırmak istediğinde
Aliço'nun gür sesi er meydanını kapladı:

“A be burası Kırkpınar'dır... Er meydanıdır buncağaz. Burada yenişene
kadar güreş tutulur. Zift fıçıları, çıralar ne güne duruyor? Tutuşturun
oncağazları... Pişmiş güreş bırakılır mı hiç? Bu kızancağıza yenilmek
kaderimde varsa bırakın yensin beni... Hem ben artık bu er
meydanlarından çekileceğim. Aliço'yu yenmek talihini bir daha bu
Yusufcağız nerede bulacak?”

Aliço'nun bu sözleri Yusuf'u öylesine duygulandırmıştı ki, gözyaşlarını
tutamadı ve büyük ustanın eline sarılıp öptükten sonra titrek bir sesle
ona adeta yalvardı:
“Ustaların ustası, pehlivanların pehlivanı, koçyiğit ağam benim. Gel
bırakalım şu güreşi. Sözlerinle yendin sen beni. Elimde ayağımda derman
komadın. Bu söylediklerinden sonra ben seni tutamam gayri. İstersen sen
tut beni, vur sırtımı yere...”

Aliço da meydanı çevreleyen kalabalığı teşkil edenler gibi çok
duygulanmıştı. Deliormanlı Yusuf'un alnına sıcak bir buse kondurdu:

“Bu meydan bundan sonra senindir artık. Senin gibi bir pehlivan
ortaya çıktıktan sonra gözüm arkada kalmadan ayrılacağım buralardan.
Ödül de, başpehlivanlık da senindir. İkisine de güle güle sahip
ol. İkisi de sana helal olsun oğul.”

O günden sonra Türk güreşinde Koca Yusuf'un devri başladı. Er
meydanlarında kasırgalar yaratıp rakip tanımayan bir kuvvet olarak
ortaya çıkan ve yalnız cüssesinden ötürü değil, güreş değerinden ötürü
de “Koca” sıfatını alan büyük Türk pehlivanı, yenecek rakip
bırakmadı.

Bunu fırsat bilen organizatörler onu Avrupa'ya götürdüler. Koca Yusuf,
Avrupa'dan sonra Amerika'da yaptığı güreşleri de kazandı. Koca Yusuf,
Avrupa ve Amerika'daki güreşlerinden 800 altın kazandı. Bunları kemerine
yerleştiren Koca Yusuf, yurda dönmek için Fransız bandıralı “La
Buorgogne” adlı gemiye bindi. Gemi Atlas Okyanusu'nda sis yüzünden
İrlanda bandıralı “Cromartyshre” gemisiyle çarpıştı. 721 yolcunun
bulunduğu “La Buorgogne”, kaşla göz arasında sulara gömüldü.

 

 
Nutuk (Sesli ve Görsel)
 
Etkinlik Takvimi
Kasım , 2024
PzrPztSalÇrşPrşCumCts
1 2
3 4 5 6 7 8 9
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
 
 
 
 
 
Copyright Aralık 2002 © balkanpazar.org
tasarım ve uygulama Artgrafi.net