Prosohi (Dikkat)!
Cumhuriyet 20.01.2008 MURAT İLEM
ATİNA
Prosohi (Dikkat)! Cumhuriyet okurları bu hafta da başlığın Yunanca olmasını istediler. Benim için risk, çünkü geçen haftanın başlığında yapılan editöryal hata yüzünden haklı olarak eleştiri aldım. Aslında bir kısım Cumok'lar bu yanlışlığa dikkat çekerken, komşunun lisanını bilmeyen diğerleri yazının Yunanca kelimelerle süslenmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Yanlışlık konusunda mail kutuma düşen elektronik postalara elimden geldiğince cevap vermeye (özür ve düzeltme) çalıştım. Ulaşamadıklarım için bir kez daha ve özür dileyerek önemle belirtmeliyim ki, geçen haftaki yazımın başlığında yer alan "Politis" kelimesi (şehirli anlamında kullanılır) aslında "Politiki" olacaktı (siyaset, politika). İşte bu yanlışlık yüzünden Erzurum'dan Batı Trakya'ya kadar Yunanca bilen Cumok'lar tarafından uyarıldım. İlk başlarda bu editöryal hatanın yapılmasına çok ama çok üzülmüştüm. Ancak gerçeği söylemem gerekirse sonraki günlerde yapılan bu hatadan dolayı memnun oldum. Çünkü gelen e-postaların sayısı dikkate alındığında bu köşenin oldukça fazla okuyucusu olduğu ortaya çıktı. Eh bu da bir gazeteci için en büyük onur.
Şimdi gelelim bu haftaki başlığa. "Prosohi" kelimesi Türkçeye çevrildiğinde "dikkat" anlamına gelir. Ben bu başlığı son dönemde biraz da olsa gerginleşen Türk-Yunan ilişkilerine "dikkat" çekmek için kullandım. Eğer ikinci şahıslara uyarı anlamında "dikkat" demek istiyorsanız, "prosehe" kelimesini kullanmalısınız. Örneğin yoldan karşıya geçen bir arkadaşınızı "prosehe" diyerek uyarırsınız. Bu noktada şunu belirtmeliyim, Yunanistan'ın en büyük ikinci kenti Selanik'teki dil kurslarında birinci sırada ilgi gören dilin "Türkçe" olduğunu biliyor muydunuz? Bu bilgi notu iki ülke ilişkilerinde son altı yılda gelinen notayı gösterir. Öte yandan Yunan silahlı kuvvetlerine girmek isteyen adaylar içinde "Türkçe" bilenlere daha bir öncelik tanınırken, Yunan istihbarat kuruluşu "EİP" (bizdeki MİT) "Türkçe" bilenleri neredeyse havada kapıyor. Tabii bu kuruluşların derdi başka!..
Meraklı Cumok'ların isteği doğrultusunda bugünkü Yunanca dersimiz ve Yunanistan ile ilgili bilgilere kısa bir ara vererek gelelim asıl konuya, yani Türk-Yunan ilişkilerindeki son döneme. Bilindiği gibi Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis üç gün sonra (23-25 Ocak) Türkiye'ye geliyor. Yunan Başbakanı'nın Türkiye ziyareti öncesinde tuhaf bir huzursuzluk yaşamaya başladım. Önsezilerim sürekli olarak "prosohi" (dikkat) diyor. Bu önemli ziyaret öncesi (ya da sırasında) ne olacak? Ne ya da neler olabilir? Şimdilik bilmiyorum. Ama huzursuzluğum bu ziyaret bitene kadar sürecek, bunu biliyorum. Gerçeği söylemem gerekirse bu kritik günlerde Yunanistan ya da Türkiye'de birilerinin (!) düğmeye basmasından korkuyorum. "Basarsa bassın" demeyin. Bilindiği gibi düğmeye basılması demek birtakım güç odaklarının harekete geçmesi demektir. Bu odakların harekete geçmesi ise her defasında istenmeyen olayların kaynağı olarak ortaya çıkmıştır. Bu konuda günlerdir Yunanistan'dan kötü kokular geliyor. Birtakım çevrelerin (!) ki siz bunlara ister derin devlet, ister derin muhalefet, ister şer odakları deyin, hareketlenmeye başladığını seziyorum. Bu güçlerin yaşam kaynağı iki ülke ilişkileridir. Sabırla ve inatla beklerler, en umulmadık anda harekete geçip Türk-Yunan ilişkilerinde gerginlik yaratacak vuruşu gerçekleştirirler. Atina'daki derin odaklardan ilk işaretler Türk misyonuna ait araçların meçhul (!) kişilerce yakılmasıyla geldi. Karanlık güçlerin çirkin saldırısı sonucu iki diplomatımızın aracı kullanılamaz hale geldi. Bu saldırıların üzerinden bir hafta geçmeden bu defa Ege bir anda hareketlendi. İki ülkeyi savaşın eşiğine getiren "Kardak" adası çevresinde çipura balığı yüzünden olaylar cereyan etme başladı. Karasuları, kıta sahanlığı, hava sahası, adaların silahsızlandırılması ve Batı Trakya konuları zaten yıllardır "dikkat" edilen kronik ve tehlikeli konular. Yine bu günlerde birtakım hedeflere terörist saldırılar beklendiği yönünde gazete haberleri çıkıp duruyor. Yunanlı meslektaşların bu bilgileri nereden aldıkları bilinmiyor ama kritik dönemde yapılan bu uyarıları "dikkate almak" gerekiyor. Öte yandan Ege'nin uluslararası hava sahasında uçan Türk savaş uçaklarını önlemeye çıkan Yunanlı pilotların son dönemde çok heyecanlı oldukları gözleniyor. Bizimkileri görünce mi böyle oluyorlar bilmiyorum. Ancak bu konuya da "dikkat" notu düşüyorum. Karamanlis'in ülkesine dönüşünden hemen sonra Türkiye'nin Ege'de petrol arama çalışmalarını başlatacak olması da ilişkileri çok fazla gerebilir. Bu konuya "iki defa dikkat" edilmesi gerekiyor.
Görüldüğü gibi Türk-Yunan konularında son dönemde sürekli olarak "prosohi" (dikkat) kelimesini kullanmak durumunda kalıyoruz. Keşke bu kelime yerine keyifle "İrini ke filia" (barış ve dostluk) diyebilseydik, ne güzel olurdu.
murilem@otenet.gr
|