Anasayfa   İletişim  
Reklam  
-->
   
 
 
   
Google
   
   
    
 
 
 

 
 
 
 
 

Karamanlis'in Türkiye Ziyareti

Daha önceleri neredeydiniz?
Murat Yetkin

24/01/2008

Fransa ve Almanya arasındaki yıkıcı rekabetin son bulması, Avrupa'ya
tarihinin en savaşsız, en parlak, en zengin zamanını yaşatıyor son
yarım yüzyıldır. Modern tarihin en başarılı barış ve kalkınma projesi
olan Avrupa Birliği'nin temelinde de Fransız-Alman işbirliği yatıyor.
Bu işbirliğinin kilometre taşlarından birisi, 22 Ocak 1963'de
imzalanan Elysée Antlaşması. Önceki akşam, Ankara'daki Fransız
Büyükelçisi Bernard Emié ve Alman Büyükelçisi Eckart Cuntz'un ev
sahipliğinde Büyülü Fener sinemasında bu antlaşma münasebetiyle bir
film gösterimi vardı. Fransız-Alman cephesinde, siper savaşları
altında 1914 Noel gecesini üstlerine itaatsizlik ve daha sonra ağır
cezalara rağmen savaşmadan, birlikte kutlayan bir avuç askerin
öyküsünün anlatıldığı (Türkçe'de 'Ateşkes' adıyla gösterilen) 'Joyeux
Noel-Mutlu Noeller' filmi idi bu.
Büyükelçi Cuntz, gösterim öncesi yaptığı konuşmada, dedesinin ve üç
dayısının Fransa ile savaşlarda öldüğünü, ancak bugün ağabeyinin bir
Fransız'la evli olduğunu anlattı. Anlatmadığı, kendi çocuğunun da
Ankara'daki Fransız okuluna devam ettiğiydi.
Elysée Antlaşması'nın imzalandığı 1963 yılında, Türkiye ile o zamanki
adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında Ankara Anlaşması
imzalanmıştı. Daha o yıl, Yunanistan Başbakanı Konstantin
Karamanlis'in Ankara'yı ziyareti üzerinden dört yıl geçmişti. Sonra,
dünyada, bölgemizde, Türk-Yunan ilişkilerinde meydana gelen pek çok
gelişmeye rağmen bir Yunan başbakanı Ankara'ya gelmedi.
ABD ile Sovyetler Birliği Küba-füzeler krizi nedeniyle nükleer savaşın
eşiğinden döndü örneğin, sonra Sovyetler Birliği yıkıldı, Avrupa
Birliği kuruldu, Türk ve Yunan dışişleri bakanları (Yorgo Papandreu
ile, bugün ölüm yıldönümünü andığımız merhum İsmail Cem) birlikte
horon tepti, zeybek oynadı, iki ülke doğalgaz şebekelerini
birleştirdi, ama 49 yıl boyunca bir Yunanistan başbakanı Ankara'ya
gelmedi.
Türkiye'ye geldi Yunan başbakanları; İstanbul'a, İzmir'e geldier. Ama
başkente gelmediler. Ankara'ya resmi ziyaret için gelmeyi, nedense
tarihsel bir hesaplaşmanın kaybedilmesi olarak yanlış yorumladırlar.
Bardağın dolu değil, boş tarafına baktılar.
Bu tabuyu, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bitmek bilmez ısrarıyla yıkan
Yunan siyasetçisi, 49 yıl önce amcası Konstantin'in izinden giden
Başbakan Kostas Karamanlis oldu. 1.5 saatlik uçuş 49 yıl aldı.
Karamanlis bu kararı nedenle çok eleştirildi. Türkiye'deki etnik
milliyetçilere rahmet okutan Yunanistan milliyetçi kesimleri,
Karamanlis'in Anıtkabir'de Atatürk'ün mozolesini ziyaret etme
kararını, 'İsrail başbakanının Hitler'in mezarını ziyaret etmesine'
benzetecek kadar ileri gittiler. Karamanlis'in bu eleştirilere rağmen
bu açıklanamaz ayıba son vermesi, takdir edilmesi gereken bir adımdır.
Ziyaret bu nedenle, sadece yapıldığı için bile önemlidir.
Türk-Yunan ilişkilerinin son yıllardaki gelişmesinin bu ziyaretle
sıçrama yapması, tıpkı Fransız-Alman işbirliğinin ortaya çıkardığı
yepyeni imkânlar gibi, geniş bir bölgenin siyasi ve ekonomik
atmosferine yeni imkânlar getirebilir.


Sabah Gazetesi
SABAH GAZETESİ
24 Ocak  2008

[GUNDEM] - Patrikhane AB pasaportu
Stelyo BERBERAKİS - Duygu GÜVENÇ - Bülent AYDEMİR İki lider 95
dakikalık görüşme sonrası ortak basın toplantısı yaptı. Karamanlis,
Patrikhane için "Bunun Avrupa pasaportu olduğunu söyleyebilirim"
dedi.. İLİŞKİLİ HABERLER Patrikhane AB pasaportu Ankara'da dostluk
dansı Dora Bakoyanni'den Babacan'a: Ooo, Ali Tarihi günün satır
araları Kardak'ta geçici balık avı yasağı Bayan Karamanlis için özel
program 49 yıl önceki ziyaret... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile
Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis arasında 30 dakika planlanan
baş başa görüşme 95 dakika sürdü. İki lider baş başa görüşmeleri
sırasında azınlıkların sorunu ve terörizme karşı işbirliği konusunda
mutabakata vardı. Ancak iki ülke arasındaki Ege, Ruhban Okulu,
Patrikhane ve Kıbrıs sorunlarında henüz mesafe kaydedilmediği ortak
basın toplantısına yansıdı. Karamanlis "Ruhban Okulu eğitime açılmalı.
AB kriterlerine uyulmalı" dedi. İki liderin basın toplantısında
yaptıkları açıklamalar ve sorulara verdikleri yanıtlar şöyle:
ERDOĞAN: Ege'nin bir barış denizi olmasını istiyoruz. Önümüzdeki
dönemi fırsatlar penceresi olarak görmek istiyoruz.
KARAMANLİS: Bu sorun çözülmüş olsaydı biz istikşafi görüşmelerin devam
ettirilmesi ve hızlandırılması istemezdik.
ERDOĞAN: Azınlıklar ülkelerimiz arasındaki en önemli köprüdür.
Azınlıklarımızın sorunlarını çözme hususunda mutabakatımız sürüyor.
KARAMANLİS: Azınlık haklarının korunması ayrıca Avrupa kriterleri
açısından en önemli bir kriteri oluşturmaktadır.
KARAMANLİS: Türkiye için Patrikhane'nin merkezinin burada olması çok
önemli bir kriter. Bunun Avrupa pasaportu olduğunu söyleyebilirim.
ERDOĞAN: Patrikhane'ye gösterdiğimiz ilgi ortadadır. Bu konuda
elimizden gelen bütün kolaylığı göstermekteyiz. Aslında ekümeniklik
konusu, Hıristiyan Ortodoks dünyasının kendi iç sorunudur.

SON DUVAR DA YIKILMALI
KARAMANLİS: Yunanistan bu konuda Lahey Adalet Divanı'na başvurulması
yönündeki tavrını muhafaza ediyor.
ERDOĞAN: Amaç kıta sahanlığıyla ilgili konuda adil, kapsamlı ve
kapsayıcı bir çözüme ulaşılmasıdır. İstikşafi görüşmeleri teşvik
edeceğiz.
KARAMANLİS: Kıbrıs konusunda çerçeve BM Güvenlik Konseyi kararları, AB
ilkeleri ve 8 Temmuz 2006 sözleşmesidir. Biz çözüm için her türlü
desteği vermeye hazırız. Sorunun çözümü Türkiye'nin AB üyeliğinde
önemli bir kriterdir. Avrupa'daki varolan bu son duvarın yıkılması
için artık önümüzdeki son fırsat için çaba göstermemiz gerek.
ERDOĞAN: Dostum meslektaşım Kostas'tan seçimlerden sonra bir gayret
bekliyoruz. Bu BM zeminidir.

49 YILA GEREK YOK KARAMANLİS
"Ruhban Okulu eğitime açılmalı. AB kriterlerine uyulmalı
ERDOĞAN: Bizler şu anda bu konuyla ilgili bir çalışma yapıyoruz.
Değerlendiriyoruz. Karamanlis, bir sonraki Yunan Başbakanının
Türkiye'ye ne zaman geleceği sorusuna da "Şu ana kadar verdiğim
cevaptan tekrar bir 49 yıl beklemek gerekmediği ortaya çıkıyor"
yanıtını verdi.


Milliyet
Dogan Gazetecilik
24 Ocak  2008

[SİYASET] - Eski talepleri masaya koydu
Yunanistan Başbakanı Karamanlis, tarihi ziyarette Türkiye yerine kendi
kamuoyuna mesaj verdi ve kıta sahanlığı sorununun Adalet Divanı'na
götürülmesi, Patrikhane'nin ekümenik statüsünün tanınması, ruhban
okulunun açılması gibi taleplerini sıraladı


UTKU ÇAKIRÖZER Ankara

Yunanistan'dan Türkiye'ye 49 yıl aradan sonra gerçekleşen ilk başbakan
ziyaretinde Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, kendi iç kamuoyuna
dönük tavır takınarak, kıta sahanlığı sorununun Adalet Divanı'na
götürülmesi, Patrikhane'nin ekümenik statüsünün tanınması, ruhban
okulunun açılması taleplerini sıraladı. Karamanlis'in taleplerine
karşı Türkiye'nin bilinen görüşlerini tekrarlayan Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın ruhban okulu konusunda "Değerlendirme yapıyoruz.
Kararımızı vereceğiz" demesi dikkati çekti.


Erdoğan olumlu başladı
İki ülke dışişleri bakanları Dora Bakoyannis ve Ali Babacan'ın da
katıldığı ve yaklaşık 2.5 saat süren görüşmeler sonrasında Karamanlis
ile Erdoğan basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan, "Önümüzdeki dönemi fırsatlar penceresi olarak görmek
istiyoruz. Siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel alanda ilişkileri
geliştireceğimize inanıyoruz. Sorunsuz alanlarda hızla mesafe almamız
lazım, diğer yandan da sorunlarımızı çözmemiz lazım" dedi. Erdoğan
"Dostum Kostas" dediği Yunan liderine "Türkiye'ye hoş geldiniz"
dedikten sonra Yunanca "Çok teşekkür ederim" anlamına gelen
"Efharitopara poli" diyerek konuşmasını tamamladı.
Karamanlis ise "Geçmişin zorluklarını geçip geleceğe bakmak için
buradayız. Yunan halkı yeni bir sayfa açılmasını istiyor" diye söze
başladıktan sonra ülkesinin Türkiye'den bilinen taleplerini sıraladı.
İki liderin temel sorunlarda aralarında ne kadar büyük fark olduğu,
açıklamalarında şöyle gözlendi:


'Kıbrıs'ı AB çözsün'
2008'in Kıbrıs sorununun çözümü için önem taşıdığını kaydeden Erdoğan,
Rum tarafındaki seçimlerden sonra BM zemininde müzakerelerin başlaması
için Karamanlis'ten "gayret" beklediğini belirtti. "Avrupa'da var olan
son duvarın kalkması için son bir çaba gösterilmeli" diyen Karamanlis,
soruna BM kararlarının yanı sıra "AB ilkeleri doğrultusunda" çözüm
bulunması gerektiğini vurguladı. Karamanlis'in AB vurgusuna karşı
Erdoğan, "Konu lokal konu değildir, müzakere zemini BM zeminidir"
dedi.


'Lahey'e götürelim'
Erdoğan'ın "Ege'nin bir barış denizi olmasını vurguladık. Ülkelerin
birbiri için tehdit oluşturduğu bir dünya, küresel barışa hizmet
etmez" sözlerine rağmen Karamanlis, Ege'de tek sorun olarak kıta
sahanlığı meselesini gördüklerini belirtti. Karamanlis şöyle konuştu:
"İlişkilerimizin ilerleyebilmesi için tek izlenmesi gereken yöntem
kıta sahanlığı sorununun uluslararası hukuk ve uluslararası
sözleşmeler ile ele alınması yöntemidir.
Yunanistan bu konuda Lahey Adalet Divanı'na başvurulması tavrını
muhafaza etmekle birlikte sorunların barışcıl çözüleceğine
inanmaktadır. Aynı ittifak içerisinde yer alan ve AB sürecinde tehdit,
kaba kuvvet ve gerginliğin yer alması anlamsızdır."
Yunanistan'ın AB üyelik sürecinde Türkiye'ye verdiği desteğe, "Zor
dönemde yanımızda gördük" diyerek teşekkür eden Erdoğan'a karşı
Karamanlis, "Her aday ülkenin olduğu gibi Türkiye'nin uyum süreci de
gerçekten zor ve çalışmayı gerektiren bir süreç. Sorumluluklarını
yerine getirirse Avrupa da Türkiye'yi tam üye olarak kabul etmek
zorunda" dedi.


Ruhban okuluna açık kapı
Fener Rum Patrikhanesi'nin sorunlarının giderilmesi ve Heybeliada
Ruhban Okulu'nun açılmasını isteyen Karamanlis, "Patrikhane,
Türkiye'nin Avrupa pasaportu" diye konuştu.
"Patrikhanenin seçimlerine varıncaya kadar gösterdiğimiz ilgi alaka
ortadadır. Bu konuda elimizden gelen bütün kolaylığı gösteriyoruz"
diyen Erdoğan, ekümeniklik konusunun ise "Hıristiyan-Ortodoks âleminin
iç işi olduğunu" belirtti.
Erdoğan, ruhban okulunun açılması talebine ise "Bu konuyla ilgili bir
çalışma yapıyor, konuyu değerlendiriyoruz ve kararımızı bundan sonra
vereceğiz" diyerek açık kapı bıraktı.
"Yeni ziyaret için 49 yıl beklemeliyiz mi?" sorusuna Karamanlis,
"Bugün duyduklarınız bu kadar beklemeniz gerekmediğini gösteriyor"
yanıtını verirken, Erdoğan "Merak etmeyin 49 yıl sürmez" dedi.
Karamanlis, Başbakanlık'taki resmi karşılama töreninde, onur kıtasını
Türkçe "Merhaba asker" diyerek selamladı. Başbakanlık gönderine 49 yıl
aradan sonra ilk kez Yunanistan bayrağı çekildi. Erdoğan, Karamanlis'i
kucaklamak için yaptığı hamle yanıtsız kalınca, Yunan lideriyle el
sıkışarak selamlaştı.

Başbakanlık'ta eşlerden ayrı yemek


Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY
Erdoğan ile Karamanlis başkanlığındaki Türk ve Yunan heyetleri,
Başbakanlık Konutu'nun bir salonunda görüşmelerine akşam yemeğinde
devam etti (altta). Bu sırada Emine Erdoğan, Başbakanlık Konutu'nun
başka bir salonunda, Yunan liderin eşi Natas Karamanlis'e özel bir
yemek daveti verdi (üstte solda). Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora
Bakoyannis, resmi heyetin bulunduğu salonda yemeğe katılırken, Bakan
Nimet Çubukçu'nun eşlerin yemeğine katılması dikkat çekti.



MHP'li Ekici'den Karamanlis sorusu


ANKARA Milliyet
MHP Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici, Başbakan Erdoğan'ın yanıtlaması
istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, Yunanistan
Başbakanı Kostas Karamanlis'in Türkiye ziyaretinden önce, Vakıflar
Kanunu'nun TBMM Adalet Komisyonu'nda aynen kabul edilmesinin bir
"jest" olup olmadığını sordu. CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin de
Erdoğan'a, Sudan Devlet Başkanı'nın ziyaretinin Türkiye'nin imajını
bozup bozmadığı sorusunu yöneltti. Ersin önergesinde, "Uluslararası
insan hakları örgütlerinin insanlık suçu işlemekle suçladığı birisinin
ülkemize davet edilmesinin Türk dış politikasına ne katkısı vardır?"
diye sordu.


Radikal
Radikal
January 24, 2008

[DIŞ] - Karamanlis'le dostluk rüzgârı esti
YORGO KIRBAKİ (Arşivi)HİLAL KÖYLÜ (Arşivi)ANKARA - Tam 49 yıl sonra
Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştiren ilk Yunanistan Başbakanı olan
Kostas Karamanlis, dün eşi Nataşa ve Dışişleri Bakanı Dora
Bakoyani'yle birlikte Ankara'ya geldi. Havaalanında Dışişleri Bakanı
Ali Babacan ile eşinin çiçeklerle karşıladığı Karamanlis'i Başbakan
Tayyip Erdoğan konutta karşıladı. Başbakanlık önündeki direklere Türk
ve Yunan bayrağı çekildi. Bu sırada polisler selam durdu. Türk ve
Yunan milli marşlarının çalınmasının ardından Karamanlis, tören
kıtasını selamladı.
Harem-selamlık yemek
Karamanlis Erdoğan'ın konutta onuruna verdiği yemeğe katıldı.
Karamanlis, başbakanın 2004'teki Atina ziyaretinde öptüğü Emine
Erdoğan'la akşam yemeğinde buluşamadı. Erdoğan ve Karamanlis konutta
yerken, başka bir salonda Emine Erdoğan, Nataşa Karamanlis'le yemek
yedi. Daha önce resmi konuklarına akşam çayı vermiş Emine hanımın, ilk
kez bir resmi konuğun eşiyle ayrı yemek yemesi 'harem-selamlık' diye
yorumlanınca, protokol görevlileri "Eşler, çalışma yemeğine katılmak
istedi. Harem-selamlık olarak görmeyin" dedi.
Bugün Anıtkabir'i ziyaret edecek Karamanlis'in ziyaretçi defterine
yazacağı yazıda Atatürk-Venizelos dönemine değinmesi bekleniyor. 49
yıl önce amcası başbakan Konstantinos Karamanlis Anıtkabir defterine
sadece imzasını atmıştı. Karamanlis ardından Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül tarafından kabul edilecek.
Ankara'yı çok temiz bulan Yunan heyeti, Atina'nın bu konuda geride
kaldığında birleşti. İki başbakan, 'gündem maddeleri' sınırlaması
olmaksızın tüm konuların ele alındığı bir görüşme yaptı. Liderler,
ortak basın toplantısında iki ülke arasındaki kıta sahanlığı
anlaşmazlığından kaynaklananlar başta olmak üzere Kıbrıs ve Heybeliada
Ruhban Okulu'yla ilgili sorunların çözümünde ortak anlayış
geliştireceklerini dile getirdiler. Erdoğan, 'dostum' diye seslendiği
Karamanlis'ten öncelikle Kıbrıs sorununun çözümü için adım
beklediklerini istedi. Erdoğan, Rum kesimindeki seçimlerden sonra
tarafların çözüm için garantör ülkeler eşliğinde masaya
oturabileceklerini söyledi. "Kıbrıs konusunda siyasetimiz net" diyen
Karamanlis ise adada birleşmenin zamanının gelidiğini çözümün BM
Güvenlik Konseyi ve AB kararları çerçevesinde gerçekleştirilmesini
istediklerini dile getirdi.
Yunanca karşılama
Karamanlis, çözümün Türk-Yunan ilişkilerini düzelteceğini, Türkiye'nin
AB üyeliğini de bir 'pasaport' gibi kolaylaştıracağını söyledi.
Karamanlis'e Yunanca 'Efharisto Parapoli' diyerek Türkiye'yi
ziyaretinden ötürü teşükkür edip 'hoşgeldin' diyen Erdoğan,
Karamanlis'ten de Türkçe 'hoşbulduk' karşılığını aldı. Karamanlis,
Türkiye'nin AB'ye adaylık sürecini desteklediklerini ancak üyelik
kriterlerini yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Bu kriterlerden
birinin 'azınlık hakları' ve 'Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması'
olduğunu belirten Karamanlis, "Bunlar, zaten üyeliğin pasaportu
olacaktır. Türkiye, kriterleri yerine getirdiğinde AB, Türkiye'yi
üyeliğe almak zorundadır" dedi. Karamanlis, 'patrikhane sorunu'na
çözüm beklediklerini dile getirdi. Erdoğan, patrikhane sorununun
Ekümenik Ortodoks Hıristiyan dünyasının kendi iç sorunu olduğunu,
1972'de kapatılan Ruhban Okulu'nun açılması için de bir çalışma içinde
olduklarını söyledi. Karamanlis, Ege'deki kıta sahanlığı sorunu için
Lahey Adalet Divanı'na başvuru hakkını kendilerinde gördüklerini
söylerken, Erdoğan ise bu konuda 'kapsamlı ve kalıcı' çözüm için
tarafların istikşafi görüşmeleri hızlandıracağını dile getirdi.

* * * * *
Kardak'a gidilmedi tatbikat yapılmadı
Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'in tarihi ziyareti vesilesiyle
Türkiye ile Yunanistan arasındaki bir sorun, garip bir şekilde başka
bir sorunun çözümüne gerekçe teşkil etti. Yunanistan yıllardır
Türkiye'yi kaçak göçmenle mücadele etmemekle suçluyor. Türkiye'nin de
Yunanistan'a benzer suçlamaları var. Aralıktan beri Ege'de Türk ve
Yunanlı balıkçılar arasında, sahil güvenlik kuvvetlerinin de karıştığı
'çipura savaşı'nın Karamanlis'in ziyaretinde gerginlik yaratmaması
için çıkış yolu 'göçmen kaçakçılığına karşı tedbirler'de bulundu.
Yunan Deniz Ticaret Bakanlığı'nın emriyle Kilimli Liman Müdürlüğü
'göçmen kaçakçılığına karşı operasyon' gerekçesiyle Kardak
kayalıklarına teknelerin yaklaşmasını beş günlüğüne (cumartesiye dek)
yasakladı. Yasağın sadece Kardak'a yönelik olduğunu örtbas etmek için
bazı başka bölgeler de kapsandı. Bunun sonucunda, Yunanlı balıkçılar
uzun zamandır ilk kez dün Kardak'a gitmedi. Karamanlis'in ziyaretinde
olası Kardak krizi böylelikle önlenirken, Ege semalarında gerginlik
ihtimali de iki ülke genelkurmay başkanlarının mutabakatıyla ortadan
kalktı.
Büyükanıt'tan yazılı güvence
Etnos gazetesine göre, Yunan Genelkurmay Başkanı Dimitrios Grapsas,
dört gün önce 'kırmızı telefon'la Genelkurmay Başkanı Yaşar
Büyükanıt'ı arayıp ziyaret sırasında iki ülkenin de Ege'de programlı
tatbikatlarını ertelemelerini önerdi. Büyükanıt, tereddütsüz öneriyi
kabul etti. Grapsas'ı Büyükanıt'ı aramaya halen içişleri bakanı
yardımcısı olan eski genelkurmay başkanı Panayotis Hinofotis
cesaretlendirdi. Büyükanıt ile Hinofotis karşılıklı ziyaretlerde sıkı
dostluk kurmuştu. Etnos gazetesi, Büyükanıt'ın tatbikatların
ertelendiğini Atina'ya yazılı bildirdiğini de iddia etti.



Dünya İletişim Ajansı - Haberler
Dünya Gazetesi
22 Ocak  2008

[YAZARLAR] - HALÜK ÜLMAN - İki geçimsiz komşu
DÜNYA PENCERESİNDEN / Prof. Dr. Haluk Ülman
Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis resmi bir ziyaret için yarın Türkiye'ye
geliyor. Hoş gelecek, sefalar getirecek.

Ben Türkiye ile Yunanistan'ı ne birbiriyle geçinebilen ne de
birbirinden vazgeçebilen
iki sevgiliye benzetiyorum. Tarih -ve talih- getirmiş, bu iki ülkeyi
yan yana koymuş.
Tüm günahı ve sevabıyla dört yüzyıla yakın süren "ortak" bir geçmiş
vermiş. Aralarına
bir de paylaşamadıkları bir denizi, Ege'yi yerleştirmiş. Bu "coğrafi
konum" ve "ortak
geçmiş", Türkler ile Yunanlılar arasında hem benzerliklerin ve
dostlukların doğmasına
hem de duygu ve çıkar çatışmalarının çıkmasına neden oluyor. O
bakımdan Türkiye ile
Yunanistan arasındaki ilişkilerin ne zaman iyi gideceği ne zaman geçimsizliğe
dönüşeceğini kestirebilmek kolay değil.

Aslına bakarsanız bu iki komşu arasındaki sorunlar saymakla bitecek
gibi değil. Kendi
başına bir sorun olan Kıbrıs'ı bir yana bırakırsak, bunların çoğu Ege
Denizi'ndeki ve
hava sahasındaki egemenlik paylaşması üzerinde çıkıyor. Ne var ki,
biri 1987, diğeri
de 1996 yılında olmak üzere Türkiye ile Yunanistan'ı iki kez savaşın
eşiğine kadar
getiren bu sorunlar, zamanın Türk ve Yunan dışişleri bakanlarını, İsmail Cem ile
Yorgos Papandreu arasında Marmara depreminden sonra kurulan
yakınlaşmadan başlayarak,
"uyku"ya bırakılmıştır. (Böylece uluslararası ilişkiler literatürüne
bir de "deprem
diplomasisi" deyimi girmiş bulunuyor.) O sayededir ki o günden bu yana
Türk ve Yunan
işadamları arasında yakın ilişkiler kuruluyor, Yunanlılar, Türkiye'de
banka satın
almaya bile başlıyorlar.

Gerçi Ege adalarının üzerinde Türk ve Yunan savaş uçakları arasında zaman zaman,
çatışmaya dönüşmeye çok elverişli "it dalaşları" yaşanmıyor değil.
Onun yanı sıra,
Gümüşlük kıyılarının hemen burnunun dibindeki Kardak kayalıkları dolaylarında,
özellikle o güzelim deniz çipuralarının bu günlere rastlayan göç
mevsiminde, Türk ve
Yunan balıkçı tekneleri ve onlara arka çıkan sahil muhafaza botları da
karşı karşıya
gelip her iki ülkenin kamuoylarında heyecan yaratıyorlar. Ama bunlar bile artık
eskilerin deyimiyle "vukuat-ı adiye"den sayılıyor, o bakımdan
kanıksanmış gibiler.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki bugünkü "yumuşama" havası ne kadar
sürecek? Ege
üzerindeki anlaşmazlıklar ne zaman "uyanacak"? Bana öyle geliyor ki Atina, Ege
Denizi'yle ilgili anlaşmazlıkların çözümünü AB ile Türkiye arasındaki
ilişkilerin
açıklık kazanmasına bağlamış durumda, Türkiye, AB üyesi olursa o zaman bu
anlaşmazlıkların çözümünü AB içinde arayacak. Olmazsa, Türkiye'nin karşısına,
arkasına AB'nin desteğini almış bir biçimde çıkacak. O bekleyiş içinde
Atina şimdi bu
anlaşmazlıkları kaşımıyor. Atina'nın şimdilik Türkiye'den beklediği, AB'nin de
benimseyip peşine düştüğü, "azınlık hakları" gibi konulardır. O
bakımdan Ankara'da
yapılacak görüşmeler sırasında gündemin en önemli maddelerini azınlık vakıf
mallarının geri verilmesi, Heybeliada ruhban okulunun öğretime açılması, Fener
Patriği'nin "ekümenik" sıfatının tanınması gibi konular oluşturursa buna hiç
şaşırmamak gerekir.

Kıbrıs'a gelince o artık Yunanistan'ın derdi değil, Kıbrıs sorununun
zaten artık AB
üyesi olmuş bir sahibi, Güney Kıbrıs Rum yönetimi var. Üstelik nasıl ve ne zaman
biteceği belirsiz üyelik görüşmelerinin başlaması karşılığında Türkiye, ne kadar
kıvırtırsa kıvırtsın, limanlarının ve havaalanlarının Kıbrıs Rum
ticaret gemilerine
ve uçaklarına açılmasına "evet" demiş. Bu konuda Yunanistan'ın
söyleyeceği olsa olsa,
"şu yükleminizi bir an önce yerine getirin" demekten öteye gitmez.
Eğer derse, pek de
haksız sayılmaz değil mi? Kendi düşen ağlamaz.


Türkiye Gazetesi
21 Ocak  2008

[YAZARLAR] - Yılmaz Öztuna - 49 yıl sonra
Yunanistan başbakanı Kostas Karamanlis, 52 yaşındadır. İktidara
geldiğinin ertesi yılı, 2005te Başbakan Tayyip Erdoğana, Türkiyeyi
ziyaret sözü vermişti. Ancak şimdi icabet ediyor. Çarşamba günü
Ankaradadır. Ertesi gün İstanbula geçip Patrikin elini öpecek.
Daha önce, tâ 49 yıl önce bir Yunanistan başbakanı, komşu ve müttefik
Türkiyeye gelmişti. Böylesine bir gecikmenin türlü çeşitli sebepleri
mevcut. Başta Kıbrıs anlaşmazlığı var. Yarım asır önce Yunanistan,
İngilizler çekilir çekilmez Kıbrısı ilhâk edivereceği kanaatinde idi.
49 yıl önce 7 Mayıs 1959da Başbakan Kostantinos Karamanlis, Ankaraya
gelip Başbakan Adnan Menderesi ziyaret etmişti. Cumhurbaşkanı Celâl
Bayar tarafından da kabul edildi. Menderes, Zürih ve Londra
Anlaşmaları ile Kıbrıs Cumhuriyetini kurmaya ve Türkiyenin asker
bulundurarak garantörlüğünü sağlamaya muvaffak olmuştu. Menderesin
-Köprülünün yerine gelen- efsanevî dışişleri bakanı Fatin Rüştü
Zorlunun bu konudaki dirâyetini vurgulamam gerekir.
1959da gelen bu 1. Karamanlis, şimdi beklediğimiz 2. Karamanlisin
amcasıdır. 1. Karamanlis, Yunanistanda albaylar cuntası darbeyle
iktidara el koyunca, kral gibi, o da ülkeyi terk etmişti. Ecevitin
Kıbrısa müdahalesi sonucu cunta iktidardan düşünce Karamanlis, döndü.
Kralı davetle tahtına oturtacağına, cumhuriyet ilân etti.
Cumhurbaşkanı oldu. Kralın malına mülküne el kondu (şimdi iade
edilmiştir, Kral hayattadır ve kız kardeşi bugün İspanya
kraliçesidir).
Yunanistan, Özal ve Çiller iktidarlarında da Türkiye ile burun buruna
geldi. Batı Trakyadaki Türklere çok kötü davrandı. Biz de İstanbuldaki
Türkiye vatandaşı Rumların vakıflarına el koyarak, Türke yakışmaz
mukabelede bulunduk, şimdi iade ediyoruz.
19-20. asırlarda Almanya ile Fransa anlaşmazlığa düşerse âdettir,
Avrupa ve ABD, Fransayı tutardı. Türkiye ile Yunanistan arasında
ihtilâf çıkarsa, Yunan tarafını tutarlar. Bu durumdan kurtulmak için
çok çalıştık. Üçlü koalisyon döneminin parlak dışişleri bakanı İsmail
Cemin Türk-Yunan dostluğu için gösterdiği çaba hatırlardadır. Bugün AK
Parti, aynı gayret içindedir.

 

 
Nutuk (Sesli ve Görsel)
 
Etkinlik Takvimi
Kasım , 2024
PzrPztSalÇrşPrşCumCts
1 2
3 4 5 6 7 8 9
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
 
 
 
 
 
Copyright Aralık 2002 © balkanpazar.org
tasarım ve uygulama Artgrafi.net