Karamanlis'in Türkiye Ziyareti
Daha önceleri neredeydiniz? Murat Yetkin
24/01/2008
Fransa ve Almanya arasındaki yıkıcı rekabetin son bulması, Avrupa'ya tarihinin en savaşsız, en parlak, en zengin zamanını yaşatıyor son yarım yüzyıldır. Modern tarihin en başarılı barış ve kalkınma projesi olan Avrupa Birliği'nin temelinde de Fransız-Alman işbirliği yatıyor. Bu işbirliğinin kilometre taşlarından birisi, 22 Ocak 1963'de imzalanan Elysée Antlaşması. Önceki akşam, Ankara'daki Fransız Büyükelçisi Bernard Emié ve Alman Büyükelçisi Eckart Cuntz'un ev sahipliğinde Büyülü Fener sinemasında bu antlaşma münasebetiyle bir film gösterimi vardı. Fransız-Alman cephesinde, siper savaşları altında 1914 Noel gecesini üstlerine itaatsizlik ve daha sonra ağır cezalara rağmen savaşmadan, birlikte kutlayan bir avuç askerin öyküsünün anlatıldığı (Türkçe'de 'Ateşkes' adıyla gösterilen) 'Joyeux Noel-Mutlu Noeller' filmi idi bu. Büyükelçi Cuntz, gösterim öncesi yaptığı konuşmada, dedesinin ve üç dayısının Fransa ile savaşlarda öldüğünü, ancak bugün ağabeyinin bir Fransız'la evli olduğunu anlattı. Anlatmadığı, kendi çocuğunun da Ankara'daki Fransız okuluna devam ettiğiydi. Elysée Antlaşması'nın imzalandığı 1963 yılında, Türkiye ile o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında Ankara Anlaşması imzalanmıştı. Daha o yıl, Yunanistan Başbakanı Konstantin Karamanlis'in Ankara'yı ziyareti üzerinden dört yıl geçmişti. Sonra, dünyada, bölgemizde, Türk-Yunan ilişkilerinde meydana gelen pek çok gelişmeye rağmen bir Yunan başbakanı Ankara'ya gelmedi. ABD ile Sovyetler Birliği Küba-füzeler krizi nedeniyle nükleer savaşın eşiğinden döndü örneğin, sonra Sovyetler Birliği yıkıldı, Avrupa Birliği kuruldu, Türk ve Yunan dışişleri bakanları (Yorgo Papandreu ile, bugün ölüm yıldönümünü andığımız merhum İsmail Cem) birlikte horon tepti, zeybek oynadı, iki ülke doğalgaz şebekelerini birleştirdi, ama 49 yıl boyunca bir Yunanistan başbakanı Ankara'ya gelmedi. Türkiye'ye geldi Yunan başbakanları; İstanbul'a, İzmir'e geldier. Ama başkente gelmediler. Ankara'ya resmi ziyaret için gelmeyi, nedense tarihsel bir hesaplaşmanın kaybedilmesi olarak yanlış yorumladırlar. Bardağın dolu değil, boş tarafına baktılar. Bu tabuyu, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bitmek bilmez ısrarıyla yıkan Yunan siyasetçisi, 49 yıl önce amcası Konstantin'in izinden giden Başbakan Kostas Karamanlis oldu. 1.5 saatlik uçuş 49 yıl aldı. Karamanlis bu kararı nedenle çok eleştirildi. Türkiye'deki etnik milliyetçilere rahmet okutan Yunanistan milliyetçi kesimleri, Karamanlis'in Anıtkabir'de Atatürk'ün mozolesini ziyaret etme kararını, 'İsrail başbakanının Hitler'in mezarını ziyaret etmesine' benzetecek kadar ileri gittiler. Karamanlis'in bu eleştirilere rağmen bu açıklanamaz ayıba son vermesi, takdir edilmesi gereken bir adımdır. Ziyaret bu nedenle, sadece yapıldığı için bile önemlidir. Türk-Yunan ilişkilerinin son yıllardaki gelişmesinin bu ziyaretle sıçrama yapması, tıpkı Fransız-Alman işbirliğinin ortaya çıkardığı yepyeni imkânlar gibi, geniş bir bölgenin siyasi ve ekonomik atmosferine yeni imkânlar getirebilir.
Sabah Gazetesi SABAH GAZETESİ 24 Ocak 2008
[GUNDEM] - Patrikhane AB pasaportu Stelyo BERBERAKİS - Duygu GÜVENÇ - Bülent AYDEMİR İki lider 95 dakikalık görüşme sonrası ortak basın toplantısı yaptı. Karamanlis, Patrikhane için "Bunun Avrupa pasaportu olduğunu söyleyebilirim" dedi.. İLİŞKİLİ HABERLER Patrikhane AB pasaportu Ankara'da dostluk dansı Dora Bakoyanni'den Babacan'a: Ooo, Ali Tarihi günün satır araları Kardak'ta geçici balık avı yasağı Bayan Karamanlis için özel program 49 yıl önceki ziyaret... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis arasında 30 dakika planlanan baş başa görüşme 95 dakika sürdü. İki lider baş başa görüşmeleri sırasında azınlıkların sorunu ve terörizme karşı işbirliği konusunda mutabakata vardı. Ancak iki ülke arasındaki Ege, Ruhban Okulu, Patrikhane ve Kıbrıs sorunlarında henüz mesafe kaydedilmediği ortak basın toplantısına yansıdı. Karamanlis "Ruhban Okulu eğitime açılmalı. AB kriterlerine uyulmalı" dedi. İki liderin basın toplantısında yaptıkları açıklamalar ve sorulara verdikleri yanıtlar şöyle: ERDOĞAN: Ege'nin bir barış denizi olmasını istiyoruz. Önümüzdeki dönemi fırsatlar penceresi olarak görmek istiyoruz. KARAMANLİS: Bu sorun çözülmüş olsaydı biz istikşafi görüşmelerin devam ettirilmesi ve hızlandırılması istemezdik. ERDOĞAN: Azınlıklar ülkelerimiz arasındaki en önemli köprüdür. Azınlıklarımızın sorunlarını çözme hususunda mutabakatımız sürüyor. KARAMANLİS: Azınlık haklarının korunması ayrıca Avrupa kriterleri açısından en önemli bir kriteri oluşturmaktadır. KARAMANLİS: Türkiye için Patrikhane'nin merkezinin burada olması çok önemli bir kriter. Bunun Avrupa pasaportu olduğunu söyleyebilirim. ERDOĞAN: Patrikhane'ye gösterdiğimiz ilgi ortadadır. Bu konuda elimizden gelen bütün kolaylığı göstermekteyiz. Aslında ekümeniklik konusu, Hıristiyan Ortodoks dünyasının kendi iç sorunudur.
SON DUVAR DA YIKILMALI KARAMANLİS: Yunanistan bu konuda Lahey Adalet Divanı'na başvurulması yönündeki tavrını muhafaza ediyor. ERDOĞAN: Amaç kıta sahanlığıyla ilgili konuda adil, kapsamlı ve kapsayıcı bir çözüme ulaşılmasıdır. İstikşafi görüşmeleri teşvik edeceğiz. KARAMANLİS: Kıbrıs konusunda çerçeve BM Güvenlik Konseyi kararları, AB ilkeleri ve 8 Temmuz 2006 sözleşmesidir. Biz çözüm için her türlü desteği vermeye hazırız. Sorunun çözümü Türkiye'nin AB üyeliğinde önemli bir kriterdir. Avrupa'daki varolan bu son duvarın yıkılması için artık önümüzdeki son fırsat için çaba göstermemiz gerek. ERDOĞAN: Dostum meslektaşım Kostas'tan seçimlerden sonra bir gayret bekliyoruz. Bu BM zeminidir.
49 YILA GEREK YOK KARAMANLİS "Ruhban Okulu eğitime açılmalı. AB kriterlerine uyulmalı ERDOĞAN: Bizler şu anda bu konuyla ilgili bir çalışma yapıyoruz. Değerlendiriyoruz. Karamanlis, bir sonraki Yunan Başbakanının Türkiye'ye ne zaman geleceği sorusuna da "Şu ana kadar verdiğim cevaptan tekrar bir 49 yıl beklemek gerekmediği ortaya çıkıyor" yanıtını verdi.
Milliyet Dogan Gazetecilik 24 Ocak 2008
[SİYASET] - Eski talepleri masaya koydu Yunanistan Başbakanı Karamanlis, tarihi ziyarette Türkiye yerine kendi kamuoyuna mesaj verdi ve kıta sahanlığı sorununun Adalet Divanı'na götürülmesi, Patrikhane'nin ekümenik statüsünün tanınması, ruhban okulunun açılması gibi taleplerini sıraladı
UTKU ÇAKIRÖZER Ankara
Yunanistan'dan Türkiye'ye 49 yıl aradan sonra gerçekleşen ilk başbakan ziyaretinde Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, kendi iç kamuoyuna dönük tavır takınarak, kıta sahanlığı sorununun Adalet Divanı'na götürülmesi, Patrikhane'nin ekümenik statüsünün tanınması, ruhban okulunun açılması taleplerini sıraladı. Karamanlis'in taleplerine karşı Türkiye'nin bilinen görüşlerini tekrarlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ruhban okulu konusunda "Değerlendirme yapıyoruz. Kararımızı vereceğiz" demesi dikkati çekti.
Erdoğan olumlu başladı İki ülke dışişleri bakanları Dora Bakoyannis ve Ali Babacan'ın da katıldığı ve yaklaşık 2.5 saat süren görüşmeler sonrasında Karamanlis ile Erdoğan basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, "Önümüzdeki dönemi fırsatlar penceresi olarak görmek istiyoruz. Siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel alanda ilişkileri geliştireceğimize inanıyoruz. Sorunsuz alanlarda hızla mesafe almamız lazım, diğer yandan da sorunlarımızı çözmemiz lazım" dedi. Erdoğan "Dostum Kostas" dediği Yunan liderine "Türkiye'ye hoş geldiniz" dedikten sonra Yunanca "Çok teşekkür ederim" anlamına gelen "Efharitopara poli" diyerek konuşmasını tamamladı. Karamanlis ise "Geçmişin zorluklarını geçip geleceğe bakmak için buradayız. Yunan halkı yeni bir sayfa açılmasını istiyor" diye söze başladıktan sonra ülkesinin Türkiye'den bilinen taleplerini sıraladı. İki liderin temel sorunlarda aralarında ne kadar büyük fark olduğu, açıklamalarında şöyle gözlendi:
'Kıbrıs'ı AB çözsün' 2008'in Kıbrıs sorununun çözümü için önem taşıdığını kaydeden Erdoğan, Rum tarafındaki seçimlerden sonra BM zemininde müzakerelerin başlaması için Karamanlis'ten "gayret" beklediğini belirtti. "Avrupa'da var olan son duvarın kalkması için son bir çaba gösterilmeli" diyen Karamanlis, soruna BM kararlarının yanı sıra "AB ilkeleri doğrultusunda" çözüm bulunması gerektiğini vurguladı. Karamanlis'in AB vurgusuna karşı Erdoğan, "Konu lokal konu değildir, müzakere zemini BM zeminidir" dedi.
'Lahey'e götürelim' Erdoğan'ın "Ege'nin bir barış denizi olmasını vurguladık. Ülkelerin birbiri için tehdit oluşturduğu bir dünya, küresel barışa hizmet etmez" sözlerine rağmen Karamanlis, Ege'de tek sorun olarak kıta sahanlığı meselesini gördüklerini belirtti. Karamanlis şöyle konuştu: "İlişkilerimizin ilerleyebilmesi için tek izlenmesi gereken yöntem kıta sahanlığı sorununun uluslararası hukuk ve uluslararası sözleşmeler ile ele alınması yöntemidir. Yunanistan bu konuda Lahey Adalet Divanı'na başvurulması tavrını muhafaza etmekle birlikte sorunların barışcıl çözüleceğine inanmaktadır. Aynı ittifak içerisinde yer alan ve AB sürecinde tehdit, kaba kuvvet ve gerginliğin yer alması anlamsızdır." Yunanistan'ın AB üyelik sürecinde Türkiye'ye verdiği desteğe, "Zor dönemde yanımızda gördük" diyerek teşekkür eden Erdoğan'a karşı Karamanlis, "Her aday ülkenin olduğu gibi Türkiye'nin uyum süreci de gerçekten zor ve çalışmayı gerektiren bir süreç. Sorumluluklarını yerine getirirse Avrupa da Türkiye'yi tam üye olarak kabul etmek zorunda" dedi.
Ruhban okuluna açık kapı Fener Rum Patrikhanesi'nin sorunlarının giderilmesi ve Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını isteyen Karamanlis, "Patrikhane, Türkiye'nin Avrupa pasaportu" diye konuştu. "Patrikhanenin seçimlerine varıncaya kadar gösterdiğimiz ilgi alaka ortadadır. Bu konuda elimizden gelen bütün kolaylığı gösteriyoruz" diyen Erdoğan, ekümeniklik konusunun ise "Hıristiyan-Ortodoks âleminin iç işi olduğunu" belirtti. Erdoğan, ruhban okulunun açılması talebine ise "Bu konuyla ilgili bir çalışma yapıyor, konuyu değerlendiriyoruz ve kararımızı bundan sonra vereceğiz" diyerek açık kapı bıraktı. "Yeni ziyaret için 49 yıl beklemeliyiz mi?" sorusuna Karamanlis, "Bugün duyduklarınız bu kadar beklemeniz gerekmediğini gösteriyor" yanıtını verirken, Erdoğan "Merak etmeyin 49 yıl sürmez" dedi. Karamanlis, Başbakanlık'taki resmi karşılama töreninde, onur kıtasını Türkçe "Merhaba asker" diyerek selamladı. Başbakanlık gönderine 49 yıl aradan sonra ilk kez Yunanistan bayrağı çekildi. Erdoğan, Karamanlis'i kucaklamak için yaptığı hamle yanıtsız kalınca, Yunan lideriyle el sıkışarak selamlaştı.
Başbakanlık'ta eşlerden ayrı yemek
Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY Erdoğan ile Karamanlis başkanlığındaki Türk ve Yunan heyetleri, Başbakanlık Konutu'nun bir salonunda görüşmelerine akşam yemeğinde devam etti (altta). Bu sırada Emine Erdoğan, Başbakanlık Konutu'nun başka bir salonunda, Yunan liderin eşi Natas Karamanlis'e özel bir yemek daveti verdi (üstte solda). Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis, resmi heyetin bulunduğu salonda yemeğe katılırken, Bakan Nimet Çubukçu'nun eşlerin yemeğine katılması dikkat çekti.
MHP'li Ekici'den Karamanlis sorusu
ANKARA Milliyet MHP Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici, Başbakan Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'in Türkiye ziyaretinden önce, Vakıflar Kanunu'nun TBMM Adalet Komisyonu'nda aynen kabul edilmesinin bir "jest" olup olmadığını sordu. CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin de Erdoğan'a, Sudan Devlet Başkanı'nın ziyaretinin Türkiye'nin imajını bozup bozmadığı sorusunu yöneltti. Ersin önergesinde, "Uluslararası insan hakları örgütlerinin insanlık suçu işlemekle suçladığı birisinin ülkemize davet edilmesinin Türk dış politikasına ne katkısı vardır?" diye sordu.
Radikal Radikal January 24, 2008
[DIŞ] - Karamanlis'le dostluk rüzgârı esti YORGO KIRBAKİ (Arşivi)HİLAL KÖYLÜ (Arşivi)ANKARA - Tam 49 yıl sonra Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştiren ilk Yunanistan Başbakanı olan Kostas Karamanlis, dün eşi Nataşa ve Dışişleri Bakanı Dora Bakoyani'yle birlikte Ankara'ya geldi. Havaalanında Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile eşinin çiçeklerle karşıladığı Karamanlis'i Başbakan Tayyip Erdoğan konutta karşıladı. Başbakanlık önündeki direklere Türk ve Yunan bayrağı çekildi. Bu sırada polisler selam durdu. Türk ve Yunan milli marşlarının çalınmasının ardından Karamanlis, tören kıtasını selamladı. Harem-selamlık yemek Karamanlis Erdoğan'ın konutta onuruna verdiği yemeğe katıldı. Karamanlis, başbakanın 2004'teki Atina ziyaretinde öptüğü Emine Erdoğan'la akşam yemeğinde buluşamadı. Erdoğan ve Karamanlis konutta yerken, başka bir salonda Emine Erdoğan, Nataşa Karamanlis'le yemek yedi. Daha önce resmi konuklarına akşam çayı vermiş Emine hanımın, ilk kez bir resmi konuğun eşiyle ayrı yemek yemesi 'harem-selamlık' diye yorumlanınca, protokol görevlileri "Eşler, çalışma yemeğine katılmak istedi. Harem-selamlık olarak görmeyin" dedi. Bugün Anıtkabir'i ziyaret edecek Karamanlis'in ziyaretçi defterine yazacağı yazıda Atatürk-Venizelos dönemine değinmesi bekleniyor. 49 yıl önce amcası başbakan Konstantinos Karamanlis Anıtkabir defterine sadece imzasını atmıştı. Karamanlis ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kabul edilecek. Ankara'yı çok temiz bulan Yunan heyeti, Atina'nın bu konuda geride kaldığında birleşti. İki başbakan, 'gündem maddeleri' sınırlaması olmaksızın tüm konuların ele alındığı bir görüşme yaptı. Liderler, ortak basın toplantısında iki ülke arasındaki kıta sahanlığı anlaşmazlığından kaynaklananlar başta olmak üzere Kıbrıs ve Heybeliada Ruhban Okulu'yla ilgili sorunların çözümünde ortak anlayış geliştireceklerini dile getirdiler. Erdoğan, 'dostum' diye seslendiği Karamanlis'ten öncelikle Kıbrıs sorununun çözümü için adım beklediklerini istedi. Erdoğan, Rum kesimindeki seçimlerden sonra tarafların çözüm için garantör ülkeler eşliğinde masaya oturabileceklerini söyledi. "Kıbrıs konusunda siyasetimiz net" diyen Karamanlis ise adada birleşmenin zamanının gelidiğini çözümün BM Güvenlik Konseyi ve AB kararları çerçevesinde gerçekleştirilmesini istediklerini dile getirdi. Yunanca karşılama Karamanlis, çözümün Türk-Yunan ilişkilerini düzelteceğini, Türkiye'nin AB üyeliğini de bir 'pasaport' gibi kolaylaştıracağını söyledi. Karamanlis'e Yunanca 'Efharisto Parapoli' diyerek Türkiye'yi ziyaretinden ötürü teşükkür edip 'hoşgeldin' diyen Erdoğan, Karamanlis'ten de Türkçe 'hoşbulduk' karşılığını aldı. Karamanlis, Türkiye'nin AB'ye adaylık sürecini desteklediklerini ancak üyelik kriterlerini yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Bu kriterlerden birinin 'azınlık hakları' ve 'Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması' olduğunu belirten Karamanlis, "Bunlar, zaten üyeliğin pasaportu olacaktır. Türkiye, kriterleri yerine getirdiğinde AB, Türkiye'yi üyeliğe almak zorundadır" dedi. Karamanlis, 'patrikhane sorunu'na çözüm beklediklerini dile getirdi. Erdoğan, patrikhane sorununun Ekümenik Ortodoks Hıristiyan dünyasının kendi iç sorunu olduğunu, 1972'de kapatılan Ruhban Okulu'nun açılması için de bir çalışma içinde olduklarını söyledi. Karamanlis, Ege'deki kıta sahanlığı sorunu için Lahey Adalet Divanı'na başvuru hakkını kendilerinde gördüklerini söylerken, Erdoğan ise bu konuda 'kapsamlı ve kalıcı' çözüm için tarafların istikşafi görüşmeleri hızlandıracağını dile getirdi.
* * * * * Kardak'a gidilmedi tatbikat yapılmadı Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'in tarihi ziyareti vesilesiyle Türkiye ile Yunanistan arasındaki bir sorun, garip bir şekilde başka bir sorunun çözümüne gerekçe teşkil etti. Yunanistan yıllardır Türkiye'yi kaçak göçmenle mücadele etmemekle suçluyor. Türkiye'nin de Yunanistan'a benzer suçlamaları var. Aralıktan beri Ege'de Türk ve Yunanlı balıkçılar arasında, sahil güvenlik kuvvetlerinin de karıştığı 'çipura savaşı'nın Karamanlis'in ziyaretinde gerginlik yaratmaması için çıkış yolu 'göçmen kaçakçılığına karşı tedbirler'de bulundu. Yunan Deniz Ticaret Bakanlığı'nın emriyle Kilimli Liman Müdürlüğü 'göçmen kaçakçılığına karşı operasyon' gerekçesiyle Kardak kayalıklarına teknelerin yaklaşmasını beş günlüğüne (cumartesiye dek) yasakladı. Yasağın sadece Kardak'a yönelik olduğunu örtbas etmek için bazı başka bölgeler de kapsandı. Bunun sonucunda, Yunanlı balıkçılar uzun zamandır ilk kez dün Kardak'a gitmedi. Karamanlis'in ziyaretinde olası Kardak krizi böylelikle önlenirken, Ege semalarında gerginlik ihtimali de iki ülke genelkurmay başkanlarının mutabakatıyla ortadan kalktı. Büyükanıt'tan yazılı güvence Etnos gazetesine göre, Yunan Genelkurmay Başkanı Dimitrios Grapsas, dört gün önce 'kırmızı telefon'la Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ı arayıp ziyaret sırasında iki ülkenin de Ege'de programlı tatbikatlarını ertelemelerini önerdi. Büyükanıt, tereddütsüz öneriyi kabul etti. Grapsas'ı Büyükanıt'ı aramaya halen içişleri bakanı yardımcısı olan eski genelkurmay başkanı Panayotis Hinofotis cesaretlendirdi. Büyükanıt ile Hinofotis karşılıklı ziyaretlerde sıkı dostluk kurmuştu. Etnos gazetesi, Büyükanıt'ın tatbikatların ertelendiğini Atina'ya yazılı bildirdiğini de iddia etti.
Dünya İletişim Ajansı - Haberler Dünya Gazetesi 22 Ocak 2008
[YAZARLAR] - HALÜK ÜLMAN - İki geçimsiz komşu DÜNYA PENCERESİNDEN / Prof. Dr. Haluk Ülman Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis resmi bir ziyaret için yarın Türkiye'ye geliyor. Hoş gelecek, sefalar getirecek.
Ben Türkiye ile Yunanistan'ı ne birbiriyle geçinebilen ne de birbirinden vazgeçebilen iki sevgiliye benzetiyorum. Tarih -ve talih- getirmiş, bu iki ülkeyi yan yana koymuş. Tüm günahı ve sevabıyla dört yüzyıla yakın süren "ortak" bir geçmiş vermiş. Aralarına bir de paylaşamadıkları bir denizi, Ege'yi yerleştirmiş. Bu "coğrafi konum" ve "ortak geçmiş", Türkler ile Yunanlılar arasında hem benzerliklerin ve dostlukların doğmasına hem de duygu ve çıkar çatışmalarının çıkmasına neden oluyor. O bakımdan Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin ne zaman iyi gideceği ne zaman geçimsizliğe dönüşeceğini kestirebilmek kolay değil.
Aslına bakarsanız bu iki komşu arasındaki sorunlar saymakla bitecek gibi değil. Kendi başına bir sorun olan Kıbrıs'ı bir yana bırakırsak, bunların çoğu Ege Denizi'ndeki ve hava sahasındaki egemenlik paylaşması üzerinde çıkıyor. Ne var ki, biri 1987, diğeri de 1996 yılında olmak üzere Türkiye ile Yunanistan'ı iki kez savaşın eşiğine kadar getiren bu sorunlar, zamanın Türk ve Yunan dışişleri bakanlarını, İsmail Cem ile Yorgos Papandreu arasında Marmara depreminden sonra kurulan yakınlaşmadan başlayarak, "uyku"ya bırakılmıştır. (Böylece uluslararası ilişkiler literatürüne bir de "deprem diplomasisi" deyimi girmiş bulunuyor.) O sayededir ki o günden bu yana Türk ve Yunan işadamları arasında yakın ilişkiler kuruluyor, Yunanlılar, Türkiye'de banka satın almaya bile başlıyorlar.
Gerçi Ege adalarının üzerinde Türk ve Yunan savaş uçakları arasında zaman zaman, çatışmaya dönüşmeye çok elverişli "it dalaşları" yaşanmıyor değil. Onun yanı sıra, Gümüşlük kıyılarının hemen burnunun dibindeki Kardak kayalıkları dolaylarında, özellikle o güzelim deniz çipuralarının bu günlere rastlayan göç mevsiminde, Türk ve Yunan balıkçı tekneleri ve onlara arka çıkan sahil muhafaza botları da karşı karşıya gelip her iki ülkenin kamuoylarında heyecan yaratıyorlar. Ama bunlar bile artık eskilerin deyimiyle "vukuat-ı adiye"den sayılıyor, o bakımdan kanıksanmış gibiler.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki bugünkü "yumuşama" havası ne kadar sürecek? Ege üzerindeki anlaşmazlıklar ne zaman "uyanacak"? Bana öyle geliyor ki Atina, Ege Denizi'yle ilgili anlaşmazlıkların çözümünü AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin açıklık kazanmasına bağlamış durumda, Türkiye, AB üyesi olursa o zaman bu anlaşmazlıkların çözümünü AB içinde arayacak. Olmazsa, Türkiye'nin karşısına, arkasına AB'nin desteğini almış bir biçimde çıkacak. O bekleyiş içinde Atina şimdi bu anlaşmazlıkları kaşımıyor. Atina'nın şimdilik Türkiye'den beklediği, AB'nin de benimseyip peşine düştüğü, "azınlık hakları" gibi konulardır. O bakımdan Ankara'da yapılacak görüşmeler sırasında gündemin en önemli maddelerini azınlık vakıf mallarının geri verilmesi, Heybeliada ruhban okulunun öğretime açılması, Fener Patriği'nin "ekümenik" sıfatının tanınması gibi konular oluşturursa buna hiç şaşırmamak gerekir.
Kıbrıs'a gelince o artık Yunanistan'ın derdi değil, Kıbrıs sorununun zaten artık AB üyesi olmuş bir sahibi, Güney Kıbrıs Rum yönetimi var. Üstelik nasıl ve ne zaman biteceği belirsiz üyelik görüşmelerinin başlaması karşılığında Türkiye, ne kadar kıvırtırsa kıvırtsın, limanlarının ve havaalanlarının Kıbrıs Rum ticaret gemilerine ve uçaklarına açılmasına "evet" demiş. Bu konuda Yunanistan'ın söyleyeceği olsa olsa, "şu yükleminizi bir an önce yerine getirin" demekten öteye gitmez. Eğer derse, pek de haksız sayılmaz değil mi? Kendi düşen ağlamaz.
Türkiye Gazetesi 21 Ocak 2008
[YAZARLAR] - Yılmaz Öztuna - 49 yıl sonra Yunanistan başbakanı Kostas Karamanlis, 52 yaşındadır. İktidara geldiğinin ertesi yılı, 2005te Başbakan Tayyip Erdoğana, Türkiyeyi ziyaret sözü vermişti. Ancak şimdi icabet ediyor. Çarşamba günü Ankaradadır. Ertesi gün İstanbula geçip Patrikin elini öpecek. Daha önce, tâ 49 yıl önce bir Yunanistan başbakanı, komşu ve müttefik Türkiyeye gelmişti. Böylesine bir gecikmenin türlü çeşitli sebepleri mevcut. Başta Kıbrıs anlaşmazlığı var. Yarım asır önce Yunanistan, İngilizler çekilir çekilmez Kıbrısı ilhâk edivereceği kanaatinde idi. 49 yıl önce 7 Mayıs 1959da Başbakan Kostantinos Karamanlis, Ankaraya gelip Başbakan Adnan Menderesi ziyaret etmişti. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar tarafından da kabul edildi. Menderes, Zürih ve Londra Anlaşmaları ile Kıbrıs Cumhuriyetini kurmaya ve Türkiyenin asker bulundurarak garantörlüğünü sağlamaya muvaffak olmuştu. Menderesin -Köprülünün yerine gelen- efsanevî dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlunun bu konudaki dirâyetini vurgulamam gerekir. 1959da gelen bu 1. Karamanlis, şimdi beklediğimiz 2. Karamanlisin amcasıdır. 1. Karamanlis, Yunanistanda albaylar cuntası darbeyle iktidara el koyunca, kral gibi, o da ülkeyi terk etmişti. Ecevitin Kıbrısa müdahalesi sonucu cunta iktidardan düşünce Karamanlis, döndü. Kralı davetle tahtına oturtacağına, cumhuriyet ilân etti. Cumhurbaşkanı oldu. Kralın malına mülküne el kondu (şimdi iade edilmiştir, Kral hayattadır ve kız kardeşi bugün İspanya kraliçesidir). Yunanistan, Özal ve Çiller iktidarlarında da Türkiye ile burun buruna geldi. Batı Trakyadaki Türklere çok kötü davrandı. Biz de İstanbuldaki Türkiye vatandaşı Rumların vakıflarına el koyarak, Türke yakışmaz mukabelede bulunduk, şimdi iade ediyoruz. 19-20. asırlarda Almanya ile Fransa anlaşmazlığa düşerse âdettir, Avrupa ve ABD, Fransayı tutardı. Türkiye ile Yunanistan arasında ihtilâf çıkarsa, Yunan tarafını tutarlar. Bu durumdan kurtulmak için çok çalıştık. Üçlü koalisyon döneminin parlak dışişleri bakanı İsmail Cemin Türk-Yunan dostluğu için gösterdiği çaba hatırlardadır. Bugün AK Parti, aynı gayret içindedir.
|