Suzan Kardeş, Bekriya albümünü çıkardı
Ocak 2008 Ocak 2008
Yaklaşık 20 yıldır makyöz sanatçılığı yapan ve Bir Demet Tiyatro’ da canlandırdığı penceredeki göçmen kadın tiplemesi ile tanıdığımız Suzan Kardeş doğduğu toprakların şarkılarından oluşan albümü ile müzik dinleyicilerine bir sürpriz yapıyor. “Bekriya” adını verdiği 15 şarkıdan oluşan albüm müzik marketlerdeki yerini aldı.
20 yıldır sanatın içinde olan Suzan Kardeş, hayalindeki projeyi hayata geçirmenin mutluluğu içinde. Suzan Kardeş, albümüyle ilgili şöyle konuştu. "Benim de hayallerim vardı. Şimdiki adı "eski Yugoslavya" olan ülkede doğdum. Çocukluğum Türk filmlerinin, Türk şarkılarının çok az olduğu yerlerde geçti. Türkiye' ye gelmek bir hayaldi. Türkan Şoray' ı görmek hayal ötesiydi. Onun saçını makyajını yapmak mı? Daha neler… Sezen Aksu ile şarkı söylemek mi ? yok artık! Daha neler… Şarkı söylemeyi hep sevdim. Kimseyle paylaşmak değildi amacım; sadece bir şarklıyı kayıt edip kızıma bırakmayı hayal ettim. Bu albüm ile hayallerimden de büyük oldu hayalim… sezen hanım' ın dediği gibi, "Tanrı istedi. Ve su gibi aktı her şey." Suyun akması için yolun açılmasını kendi deyimiyle "sadece vesile" olan Sezen Aksu' ya ne kadar teşekkür etsem az. Bana, kızıma, aileme ve Balkanlarda kalan köklerime verdiği bu hediye için O' na sonsuza kadar minnettar kalacağım."
25 yıldır birçok ünlünün makyözlüğünü yapan Suzan Kardeş, sanat müziği eserlerinden oluşan bir albüm çıkardı. Sezen Aksu'nun da desteğiyle "Bekriya" adlı albümünü tamamlayan ve DMC etiketi ile piyasaya süren Suzan Kardeş: "Kızım Begüm, Londra'da okuyor. Bazen telefon açıp 'Anne bana bir şarkı söylesene' der. Ben de bir CD hazırlayıp, ona armağan etmeyi düşünüyordum. Sonra bir gün Sezen Aksu aradı ve 'Yarın stüdyoya giriyorsun' dedi. Şok oldum. Sanki yüreğimden geçenleri okumuştu." diyor. Albümde yer alan parçalar şöyle:
1. Bir Kızıl Gonca Beste: Amir Ateş Güfte: Melek Hiç 2. Bülbül ve Gül Beste & Güfte: Zeki Müren 3. Körfezde Akşam Beste & Güfte: Yusuf Nalkesen 4. Yüce Dağdan Esen Rüzgar Beste & Güfte: Selahattin Pınar 5. Kapıldım Gidiyorum Beste: Kaptanzade Güfte: Ömer Bedrettin Uşaklı 6. Neyleyim Köşkü Beste: Kadri Şençalar Güfte: Celal Ertan 7. Dağlar Dağlar Viran Dağlar Beste & Güfte: Anonim 8. Yarim İstanbul'u Mesken Mi Tuttun / Köşküm Var Deryaya Karşı / Alişimin Kaşları Kara Beste & Güfte: Ahmet Gazi Ayman 9. Bir Dalda İki Kiraz Beste & Güfte: Anonim 10. Ayağına Giymiş Sedef Nalini Beste & Güfte: Anonim 11. Şahane Gözler Şahane Beste & Güfte: Anonim 12. Batan Gün Kana Benziyor(Şenka'ya) Beste: Avni Anıl Güfte: Reşat Özpirinççi 13. Prozit Beste & Güfte: Saadettin Kaynak 14. Kır Çiçeği (Sezen Aksu Düet) Beste: Sezen Aksu Güfte: Sezen Aksu
25 yıllık makyözden sanat müziği albümü 25 yıldır birçok ünlünün makyözlüğünü yapan Suzan Kardeş, sanat müziği eserlerinden oluşan bir albüm çıkardı.
Sezen Aksu’nun da desteğiyle “Bekriya” adlı albümünü tamamlayan ve DMC etiketi ile piyasaya süren Suzan Kardeş, yaşadığı heyecanı Kelebek’le paylaştı: “Kızım Begüm, Londra’da okuyor. Bazen telefon açıp ‘Anne bana bir şarkı söylesene’ der. Ben de bir CD hazırlayıp, ona armağan etmeyi düşünüyordum. Sonra bir gün Sezen Aksu aradı ve ‘Yarın stüdyoya giriyorsun’ dedi. Şok oldum. Sanki yüreğimden geçenleri okumuştu.”
25 yıldır yaptığı makyajlarla Türk sinemasına hizmet veren ve bunca yıl içinde birçok ünlünün makyözlüğünü yapan Suzan Kardeş, sanat müziği eserlerinden oluşan bir albüm hazırladı. 22 yıldır çalıştığı Sezen Aksu’nun da desteğiyle “Bekriya” adlı albümünü tamamlayan ve DMC etiketi ile piyasaya süren Kardeş, yaşadığı heyecanı Kelebek’le paylaştı…
İş Bankası reklamlarında Haluk Bilginer’e Atatürk makyajını siz mi yaptınız?
- Evet… En son yaptığım iş… Burun dışındaki bütün makyaj bana ait.
Müthiş bir iş çıkarmışsınız. Kaç yıldır makyözlük yapıyorsunuz?
- 1982 yılında başladım. 25 bitti yani…
Sizi biraz daha yakından tanıyalım o zaman. Çok hoş bir şiveniz var. Aslen Kosovalı’sınız değil mi?
- Evet… Yugoslavya doğumluyum ama biz Türk sülalesiyiz. Yani soyumuz, Karamanoğlu’na dayanıyor. Dolayısıyla ben ve kardeşlerim (5 kardeşiz) Türk adetlerine göre büyüdük, Türk okulunda okuduk. Üç dil biliriz. Boşnakça, Türkçe ve Hırvatça…
Albümünüzün adı “Bekriya” ne anlama geliyor?
- Bekriya, “Çok içen, devamlı içen” anlamına gelir.
Kaç yılında İstanbul’a geldiniz?
- 1969… Babam “Burada kardeş kardeşi vuracak. Ben çocuklarımı götürmek istiyorum” demiş ve meyhaneyi kapatıp, evimizi satıp, İstanbul’a gelmiş. Gerçekten de sonrasında Yugoslavya’da çok kötü şeyler oldu. Babam ileriyi gören, sezgileri kuvvetli biriydi.
Nasıl makyöz oldunuz peki?
- Bir gün Lisa Tuna, fotoroman çektiklerini ve bu fotoromanda kuaföre ihtiyaçları olduğunu söyledi. Takla atarak gittim… İlk işim, o fotoroman oldu. Ama benim aklım makyözlükteydi. Kendi kendime malzemeler alıyor, yatırım yapıyordum… Hayatta neyi çok istediysem, olmuştur. Bu da oldu. İkinci fotoroman çekiminde şans benim yüzüme güldü ve kuaförlükle birlikte makyözlüğe başladım. İlk başka çok korktum ama bu işi bildiğimi gördüm. Yaptığım makyaj çok beğenilince, “Beyaz Şemsiyeli Kadın” fotoromanının da makyajı bana geldi. Ve hayran olduğum sanatçıyla bu çekim sayesinde tanıştım…
Kime hayrandınız?
- Türkan Şoray… Ben bu mesleği yani makyözlüğü öğrenirken tek bir hayalim vardı; Türkan Şoray’ı boyamak. Hep bunun hayalini kurardım. Dolayısıyla daha üçüncü işimde Türkan Hanım’a makyaj yapmak beni çok heyecanlandırmıştı. O gün yaşadığım heyecanı, mutluluğu asla unutamam.
Makyaj konusunda farkınız nedir?
- Ben bu mesleği yaparken öncelikle sanatçının rahatlığına özen gösterdim… Sanatçı kendini nasıl görmek istiyorsa o şekilde boyadım. Boyadığım kişiyi, kendi zevkim doğrultusunda bir şekle sokmadım. Tabii ki bir filmin içinde senaryoya uygun makyaj yapmaktan söz etmiyorum. Sahne sanatçılarına yaptığım makyajda da, sanatçı kendini nasıl rahat hissediyorsa ona göre makyaj yaptım. Hep gerçeğe yakın olmaya çalıştım. Sanırım farkım bu.
Oyunculuk da yapıyorsunuz bu arada…
- Ona oyunculuk denirse… “Bir Demet Tiyatro”da ufak rollerde yer aldım. Bazı sinema filmlerinde küçük rollerde oynadım işte. Sanatın içinde olmayı seviyorum.
Bütün bunlarla beraber baba mesleğini de sürdürdünüz. “Bekriya” adında bir meyhaneniz vardı…
- Evet, Arnavutköy’de açtım… Çocukken 3 yıl babamın meyhanesinde çalışmıştım. Dolayısıyla o kültürü çok iyi biliyordum. Bir gün bir kaza geçirdim. O kazadan sonra tek gözle makyözlük yapamam ama tek gözle meyhane işletebilirim dedim ve 12 yıl önce Bekriya’yı açtım. 3,5 yıl önce de kapattım.
Orada şarkı söylüyordunuz değil mi?
- Evet… Balkan şarkıları seslendiriyordum…
Albüm fikri nasıl ortaya çıktı?
- Kızım Begüm, Londra’da okuyor. Bazen beni arayıp “Anne bana bir şarkı söylesene” der. Ben de ona bir CD hazırlayıp, armağan etme fikriyle yola çıktım. Sonra bir gün Sezen Hanım (Aksu), “Yarın stüdyoya giriyorsun” dedi, şok oldum. Sanki aklımdan, yüreğimden geçenleri okumuştu. Ama dediğim gibi biz yola albüm yapmak üzere çıkmamıştık. Sadece “bizim” için yapıyorduk. Sonra DMC yaptıklarımı duymuş, satın aldı ve iş bu noktaya geldi.
“Bekriya”da tamamen Türk Sanat Müziği şarkıları var değil mi?
- Evet. Sezen Hanım benim sesim için “Sanki toprağın altından geliyor” der. O yüzden bu şarkıların içine hiç Balkan şarkıları koymadı. Eski sanat müziği eserlerinden oluşan bir albüm oldu.
Şov dünyasının perde arkasındaki isimlerinden biriydiniz, şimdi sahnedesiniz. Tuhaf hissediyor musunuz kendinizi?
- Evet, hissediyorum. Ama benim her şeyim bir tuhaf… Albüm piyasaya çıkar çıkmaz iş teklifi aldım. Zeki Müren’in, Müzeyyen Senar’ın, Safiye Ayla’nın sahne aldığı eski Casablanka Gazinosu’nda haftada bir gün program yapacağım. Gerçekten çok ilginç değil mi?
Gerçekten ilginç… Var mı başta yapmak istediğiniz bir şey? İsteyin, oluyor çünkü…
- Şu an bir kitap hazırlıyorum. Ayrıca bir de senaryo yazıyorum; 1918’de başlayıp bana kadar ulaşan bir hikaye. Belki bir gün biri bunu film yapar. Ben de o filmde, Titanic’teki mavi gözlü yaşlı kadın gibi, anlatıcı olarak yer alırım.
SEZEN HANIM’A TEŞEKKÜR EDERİM
Sahnede şarkı söyleyemeyeceğimi sanırdım, çünkü kendimi hep geride duran biri gibi görürdüm. Ama iki yıl önce Yeni Melek Sineması’nda yapılan “Fasıl” konserlerinde Sezen Aksu’nun sahnesinde ilk şarkımı söyleyince, bana bir güven geldi. Ayrıca doğduğum yerde kalanlarıma da şarkı söyleyeceğim için çok mutluyum. İkinci albümde tamamen Balkan şarkıları okuyacağım. Bu işin devamı geleceği için de Sezen Hanım’a teşekkür ederim.
MADONNA’YI BOYAMAK İSTERİM
25 yıl boyunca çok ünlü isimlere makyaj yaptım. Pek çok sinema filminde, TV dizisinde yer aldım, almaya da devam ediyorum. Boyadığım ünlülerin başında Sezen Aksu gelir. 22 yıldır birlikte çalışıyoruz. Dediğim gibi çok isimle çalıştım, çalışıyorum da ama bir tek elimi Zeki Müren’e değdiremedim. O yüzden Oya Tolga’yı çok kıskanırım. Bir Zeki Müren’e bir de Madonna’ya elimi sürmek isterdim. Bugüne kadar istediğim her şey oldu. Bir gün bakarsanız bu hayalim de gerçekleşir, Hollywood yıldızlarını da boyayabilirim.
|