Balkan Araştırmaları Derneği
Tüm Yazarlar >İbrahim SELAMET 10-03-2008 Balkan Araştırmaları Derneği Bildiğiniz üzere ülkemizin Balkan coğrafyasında yaşayan halklar ile olan ilişkileri, şanlı bir maziye ve köklü bir medeniyete dayanmaktadır. Dostluk ve kardeşlik köprülerimiz halen devam etmektedir. Gelecekte de artarak devam edecektir.
Kentimizde azımsanamayacak oranda Bosna, Kosova, Sancak, Makedonya, Batı Trakya ve Bulgaristan muhacirleri yaşamaktadır.
Balkanlarda son yıllarda yaşanan konjonktürel gelişmeler, Federal Yugoslavya’nın parçalanması, Sırbistan’ın ırkçı ve yayılmacı siyaseti ile başlattığı Bosna ve Kosova savaşlarının ardından Kosova’nın da bağımsızlık ilan etmesi üzerine gelinen “de facto” durum Balkanlar konusunda ülkemizin ağırlığını ve önemini arttırmaktadır.
Yoğun Balkan muhacirlerinin yaşadığı ülkemizin Kosova Cumhuriyetini ilk tanıyan ülkelerden olması bizleri mutlu etmiş olduğu gibi, Kosova’da yaşayan Türklere ve Bağımsız Kosova Devleti’ni kuran Arnavut meclisi ve milletine uluslar arası alanda büyük bir moral ve güç vermiştir.
Bunun yanında tarih ve kültür medeniyetimizin halen mevcut olduğu Balkanlar konusunda Türk kamuoyu ve medyasının yeterince bilgi sahibi olmadığı gözlenmektedir. Osmanlı sonrasında yetim kalan Kosova halkının yüzyıllık hasreti ne yazık ki Türkiye’den tam anlaşılamadı.
Ülkemizin stratejik çıkarları ve dünya barışı açısından Kosova ve Balkanlar hayati önem taşımaktadır. Osmanlı açısından Kosova, Balkanlar kilidiydi. 1389 yılında kırılan bu kilit Vatikan, Avrupa ve Sırpların korkulu rüyalarının başladığı tarihtir.
Özellikle Türk soydaşlarımızın, Müslüman Arnavut ve Boşnak kardeşlerimizin inanç, tarih, kültür ve medeniyet değerlerinin korunması, geleceğe dönük kaygılarının giderilmesi ülkemize ve dolayısıyla bizlere tarihi bir sorumluluk yüklemektedir.
Balkan Araştırmaları üzerine kurulmuş olan en kapsamlı kuruluş Fransa’dadır. Bu enstitünün başında Aleksandre Popoviç isimli Sırp tarihçinin olması enteresandır.
Temellerini geçen yılın yaz başlangıcında attığımız “Balkanlar” konusunda bir dernek kurulması fikri nihayet kuvveden fiile döküldü. Tetikleyen süreç Kosova’nın bağımsızlık ilanı oldu sanırım.
İsmi ve kapsamı üzerinde, ince eleyip sık dokuduğumuz Balkan Araştırmaları Derneği’nin kuruluşu 25 Şubat 2008 günü resmen onaylanmış oldu. Balkanlar konusunda ilmi ve akademik araştırmaların yeterince yapılmadığını üzülerek belirtmek zorundayım. Kalıcı ve kapsamlı projeler üreterek yeni ve derinlikli bir Balkan perspektifi oluşturmak zorunda olduğumuza inanıyorum. Bu bakış açısına öncelikle Türkiye’nin ihtiyacı vardır. ABD, Avrupa ve Rusya’nın kozlarını paylaştığı ve piyon olarak Müslüman kimliklerin masaya yatırıldığı bir coğrafya’dan bahsediyoruz.
Türk dışişlerinin Balkan coğrafyasında şimdiye kadar izlediği mütereddit ve içe dönük politikalar, meseleyi çözmekten uzaktı. Özellikle Kosova’yı bağımsızlık sürecine götüren Arnavut iradesini anlamadan Balkan masasında Türkiye’nin pazarlık edebilmesi mümkün görünmemektedir.
Ülkemizin tarihinden ve devlet geleneğinden kaynaklanan entelektüel bilgi birikimini Balkanlardaki kardeşlerimizle paylaşmanın önemine inanıyorum. Bu paylaşımın ortak noktası ırk temeline dayanmamalıdır. Arnavut, Boşnak ve Türklerin ortak kimliğinin İslam dini medeniyeti ve ortak tarihimiz olduğu unutulmamalıdır.
Balkanlar konusunda yapacağımız çalışmalarda özellikle Sakarya Üniversitesinin her türlü akademik desteğine ihtiyacımız var. Rektör Mehmet Durman Bey’in Sakarya Üniversitesi adına Priştine Üniversitesi rektörü Enver Hasani ile başlatabileceği ortak çalışmalar bizlere ufuk açacaktır. Sakarya Üniversitesinin akademik kadrosunun bu işin önderliğini üstlenebileceğinde inancımız tamdır. Balkan Araştırmaları konusunda bir boşluğu dolduracağına inandığımız derneğimizin kuruluşuna imza atarak önderlik eden kurucular kurulundaki değerli arkadaşlarıma huzurlarınızda teşekkürlerimi arz ederim.
Marifet, iltifata tabidir düsturunca yola koyulduk. Çaba ve gayret bizden, başarı Allah’tandır. http://www.sakaryarehberim.com/others/yazi.php?xnumber2=267
|