|
Orta Avrupa'nın tipik mimarisi olan Ljubljana neredeyse olduğu gibi korunmuş
Orta Avrupa'nın tipik mimarisi olan Ljubljana neredeyse olduğu gibi korunmuş Mücevher gibi bir kent LEYLA TAVŞANOĞLU Cumhuriyet 20.03.2008
Ljubljana/Slovenya - Ljubljana... Mücevher gibi bir kent... Orta Avrupa'nın tipik mimarisi neredeyse olduğu gibi korunmuş. Bunun nedeni de İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi ordularının Ljubljana'yı bombalamaya değer bir kent olarak görmemeleriymiş.
Kente ayak basar basmaz ilk durağım Ljubljana Kalesi. Kale 1495 yılında yapılmış. O zamandan beri çeşitli restorasyonlar görmüş. Tarihte biraz daha geriye gidince Ljubljana Kalesi'nin yerinde başka bir kale daha olduğunu öğreniyorum.
Meğer 1335'te Habsburg Hanedanı bugünkü Slovenya topraklarını ele geçirdiğinde Ljubljana Kalesi'yle birlikte pek çok binayı yakıp yıkmış. Aradan bir yüzyıldan fazla bir zaman geçtikten sonra akıllarına yeni bir kale inşa etmek gelmiş. Kalenin tepesinden Slovenya'nın başkenti olduğundan da daha güzel görünüyor. Şehrin ortasından Sava Nehri nazlı nazlı akıyor.
Kaleden aşağı inerken bu kez füniküleri bırakıyorum. Zaten iniş 10 dakika bile sürmüyor. Nehir kıyısı boyunca yürüyüş yapmak çok güzel. Bir de hava 0 derece olmasa daha iyi olacak. Kıyı boyu barlar, lokantalarla kaplı. 15 dakikalık bir yürüyüşle Ljubljana'nın eski kentine ulaşıyorum. Dar, arnavut kaldırımlı sokaklar nehir kıyısı boyunca olduğu gibi barlar ve lokantalarla dolu. Danilo Türk 55 yaşında uzun boylu, hoş bir insan. Esas olarak sosyalist eğilimli. Geçen ekim ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde oyların yüzde 68'ini alarak seçilmiş. Ama merkez sağ eğilimli ve piyasa ekonomisinden yana olan hükümetle arasının pek olmadığı söyleniyor. Hukukçuluktan gelme eski bir diplomat olan Danilo Türk resepsiyonu açış konuşmasında Slovenya'nın AB'nin dönem başkanı olmasından duydukları mutluluğu dile getiriyor. AB Komisyonu'nun Avrupa-Akdeniz ve Komşu Ülkelerle Yakınlaşma Projesi'ni desteklediklerini, kendileri için demokrasi ve insan haklarının en önemli ilkeler olduğunu vurguluyor.
Konuşmasının bitiminde şarap kadehini kaldırıyor. Şerefe içiliyor. Bizimkilere duyurulur. Ben ise meraktan tutuşuyorum. Danilo Türk'ün soyadı neden Türk? Fırsatını bulduğumda yanına yanaşıp sorumu soruyorum. Gülüyor. " Burada doğudan gelen herkese Türk denirdi. Tarihten kalma bir alışkanlık. Türk soyadı Slovenya'da çok yaygındır. " Ben durmayıp üsteliyorum. "Peki, damarlarınızda Türk kanı var mı?"
İşte bu soruma bir kahkaha atıyor. " Yok, ama olabilirdi ."
Bunun ardından Türklerin Osmanlı döneminde bölgede çok etkili olduklarından söz ediyor. Bunun izlerini zaten Sloven mutfağında da görmek mümkün.
Slovenya iki milyonun biraz üzerinde nüfusuyla talihli bir ülke. 2004'te AB'nin genişleme sürecinin bir parçası olmayı başarmış. Yetmiş milyonluk Türkiye'nin aksine AB'nin midesine oturmamış. Bir yandan AB'ye tam üyeliğe teşne görünüp öte yandan da kadınlarımıza en az üç çocuk doğurmaları çağrısında bulunanlara duyurulur.
|
|
|