150 Milyon Avro'luk Müze!
Cumhuriyet 04.04.2008 KAVŞAK
ÖZGEN ACAR
150 Milyon Avro'luk Müze!
ATİNA - Yunanistan, 1821'de Osmanlı'dan bağımsızlığını almadan önce Lord Elgin İstanbul'da büyükelçiydi. Atina'da, Akropolis tepesindeki Parthenon Tapınağı'nın görkemli mermer kabartmalarını, kendinden önceki büyükelçilerden Lord Montegu 'nun Londra'daki malikânesinde tohumu atılan British Müzesi'ne taşımıştı. Yaklaşık iki yüz yıldır Yunanların aklı, bu yitik kabartmalarda kaldı.
1981'de Yeorgios Papandreu , başbakan seçilince ünlü sinema sanatçısı Melina Merküri 'yi (MM) kültür bakanı yaptı. MM, Papandreu'nun iktidarı boyunca koltuğunu koruyan ender bakanlardan biri oldu. Yunanistan dışına yaptıkları resmi gezilerde Papandreu'nun basın toplantısını, söz gelişi 30 kadar yabancı medya temsilcisi izliyorsa, MM'ninkine 300 kişi katılıyordu. MM, ilk iş olarak bir kampanya başlattı: "Barbar Osmanlı'nın yağmalanmasına göz yumduğu Yunanistan tarihsel mirası Parthenon kabartmaları geri verilmeliydi."
MM, kampanyasıyla yalnızca Yunan halkında bir bilinçlenme yaratmakla kalmadı, Yunan turizmi için çok önemli ve etkin bir tanıtımı da gerçekleştirdi. Yerli ve yabancı basına demeç üzerine demeçler verdi, TV kanallarında boy gösterdi. Yabancı meslektaşlarını, UNESCO'yu harekete geçirdi. Hatta British Müzesi'nde TV kameraları önünde "Atalarımın mirasını geri istiyoruz" sözleri ile gösteriler bile düzenledi. Bazı "Hellenofil (Yunan muhibbi)" İngiliz milletvekillerini de yanına çekti.
Ancak konuyla bağlantılı soğukkanlı İngilizler "Siz, Atina'daki yoğun 'nefos (hava kirliliği)' altında mı bu yapıtları koruyacaksınız? Biz, Yunan sanatını müzemizde sizden daha iyi koruyoruz" sözleri ile alay ederek MM'yi ciddiye almadıklarını gösterdiler. Bu tepkiyi, kendilerinde Yunanistan, İtalya, Türkiye'den kaçırılmış yapıtları barındıran öteki Avrupa ve ABD müzeleri de desteklediler.
Yunanlar yılmadılar. İlk iş olarak; yüz yılların, siyasal olayların ve depremlerin yıprattığı Parthenon'u onarıma aldılar. Uzmanlar, onarım çalışmasını çeyrek yüzyıldır ciddiyetle sürdürüyorlar. İkincisi, Akropolis'in eteğinde görkemli bir müze yapımına başladılar. Amaç, İngilizlerin "daha iyi koruma" kozunu ellerinden almaktı. Gördüğüm kadarı ile Yunanlar bu amaca olağanüstü bir biçimde ulaşmışlar.
"Metro" inşaatı için antik kenti titizlikle arkeologlara kazdıran ve buluntuları istasyonlarda sergileten Kültür Bakanlığı, aynı özeni müze inşaatında da göstermiş. Temel kazısında antik kent ortaya çıkarılmakla kalınmamış, bu buluntuları ziyaretçilere gösterecek biçimde yeni müzenin planı da çizilmiş. Müzeyi gezecekler, binaya girmeden önce kalıntıları görmekle kalmıyor, içeride de cam taban üzerinde yürüyen kendilerini yüz yıllar öncesinin antik Atina'sında sanki helikopterle dolaşıyormuş gibi hissediyorlar. Yunan hükümeti bu müzenin yapımına, bugüne değin 130 milyon Avro harcamış. Sergileme için 20 milyon Avro daha harcayacak...
Yunan Kültür Bakanlığı bir akıllı iş daha yapmış. UNESCO'ya bir öneri götürerek "tarihsel mirasın ait olduğu ülkelere geri verilmesi" konusunda bir konferansın birlikte Atina'da düzenlenmesini sağlamış. Türkiye'nin nedense üye olmadığı ve bu konuda çalışan 22 üye ülkenin bulunduğu "UNESCO hükümetler arası kuruldan" konferans kararını çıkarmış. Çin'den Zimbabve'ye; Peru'dan Grönland'a kadar çeşitli ülkelerin kültür bakanlık temsilcilerini, hukukçularını, müzecilerini, arkeologlarını bu yeni müzede düzenlenen konferansa çağırmışlar. Türkiye'nin resmen davet edilmediği, Cumhurbaşkanı Karolos Papulias 'ın açtığı bu konferansı Yunan Kültür Bakanlığı'nın "özel konuğu" olarak izleme olanağını buldum.
115 ülkenin onayladığı UNESCO'nun 1970 tarihli tarihsel mirasın korunmasını, kaçakçılığın önlenmesini amaçlayan sözleşmesine bağlı olarak bugüne değin pek çok uluslararası toplantı yapılmıştı. Bu konferansın ötekilerden farkı "tarihsel mirasın ait olduğu ülkeye geri verilmesinin" tartışılmasının amaçlanmasıydı. Atina, Parthenon kabartmalarının geri verilmesi amacıyla başarılı bir uluslararası kulisi de gerçekleştirdi.
Çeşitli ülkelerden özellikle seçilen, Yunan kökenli yabancı konuşmacıların sıkça Parthenon olayına gönderme yapmaları da Atina'nın amacına önemli katkıda bulundu. Bir oturumda, Yunan konuşmacının, British Müzesi'ne Parthenon olayını anımsatması üzerine İngiliz Müzeleri Birliği Müdür Yardımcısı Maurice Davies, "Hiç kimse bize ne yapmamız gerektiğini söyleyemez! Yunanistan, bizimle yaptığı müzakerelerde sert davranışlarda bulunmasaydı, belki farklı yollar izlenebilirdi" gibilerden bir çıkışta bulundu. Ev sahibesi eski Kültür Bakanlığı Eserler Müdiresi Elena Korka , "En azından böyle bir telkin, bizi memnun etti" diyerek kapıyı aralık tutmayı bildi.
|