Belgrad'dan bakınca İrlanda
26-06-08 Zaman Gazetesi [YAZARLAR] - ŞAHİN ALPAY - Belgrad'dan bakınca İrlanda
Haziran ayının ilk haftasonunu Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da geçirdim. Bu, Tuna ile Sava ırmaklarının buluştuğu yerdeki zümrüt yeşili kente ilk ziyaretimdi. 1521'den 1841'e (Avusturya-Macaristan eline geçtiği 1717-1739 arası hariç) dile kolay tam 300 yıl süreyle Osmanlı yönetimi altında kalan kenti gezmeye ayıracak zamanım, ne yazık ki, çok kısıtlıydı. Yine de, o dönemden kalan en önemli yapı olan kaleyi ve içinde bulunduğu meydanı ("Kalemegdan") gezmek fırsatını kaçırmadım. Buradaki "Sahat" (saat) kulesi, iç ve dış "Stambol" (İstanbul) kapıları, "Zindan" kapısı ve kuleleri, üç asırlık Osmanlı döneminin not ettiğim izleri oldu. Kent merkezindeki geniş caddelerde yürüyüş yapan, kafelerde sohbet eden Belgradlılar, ne Kosova'nın bağımsızlığını ilan etmesiyle, ne de 11 Mayıs'taki seçimden bu yana kurulamayan hükümet kriziyle ilgili görünüyordu. Ama seçim sonuçlarının açıkça gösterdiği gibi Sırbistan, "AB'ye bağlanmak" ile "milliyetçiliğe sarılmak" arasında, ortadan bölünmüş bir ülke konumunda. Cumhurbaşkanı Boris Tadiç'in liderliğindeki "Avrupalı Sırbistan" listesi seçimlerde oyların % 39'unu toplayarak 250 sandalyeli mecliste 102 sandalye kazandı. Tomislav Nikoliç'in liderliğindeki aşırı milliyetçi Radikal Parti % 29 oyla 78, (Kosova'nın bağımsızlığını ilan etmesi üzerine AB'ye sırt çeviren Başbakan) Voyislav Kostuniça'nın Demokrat Partisi % 11 oyla 30 sandalye elde ederken, geriye kalan oylar ve sandalyeler küçük partiler arasında paylaşıldı. Seçimlerden bu yana "AB yanlısı" Tadiç ile "AB karşıtı" Nikoliç - Kostunica ittifakı ortadaki küçük partilerin desteğini kazanmak için mücadele veriyor. Yüzde 8 oyla 20 sandalyeye sahip Sosyalist Parti, iktidarın anahtarını elinde tutuyor. İster inanın ister inanmayın (2006'da Lahey Savaş Suçları Mahkemesi'nde yargılanırken ölü bulunan "Balkan Kasabı" Slobodan Miloşeviç'in kurduğu) Sosyalist Parti'nin AB yanlısı hükümete girmesi muhtemel. Nitekim son haberlere göre, Tadiç'in listesi Sosyalistler ile koalisyon görüşmelerine başladı. Sırp meslektaşlardan öğrendiğime göre: Sırbistan halkının çoğunlukla AB üyeliğine yakın durduğu kesin, ancak 1999'daki Belgrad bombardımanı nedeniyle NATO üyeliğinin aleyhinde. Sırp ordusu ise (ilginçtir) bombardımana hedef olmasına rağmen, belki (Tito döneminden miras) Rusya alerjisi nedeniyle NATO üyeliğine hiç de olumsuz bakmıyor. Belgrad'a çeşitli Balkan ülkelerinden gazeteci ve akademisyenleri bir araya getiren Bluebird Club'ın "Balkanlar'da Yeni Milliyetçilik" konulu konferansı vesilesiyle gittim. Dile getirilen en dikkat çekici görüşlerden biri, Soğuk Savaş sonrası Balkanlar'da milliyetçiliğin ideolojik değil araçsal bir nitelik taşıdığı; etnik - kültürel türdeşlik üzerine kurulu devletlerin ortaya çıkmasından sonra milliyetçiliğin giderek zayıfladığı, dikkatlerin devlet inşası üzerinde odaklandığı bir döneme girildi. Sırp meslektaşlara göre, bunun için artık Belgrad basınında "Sırbistan bir gün Kosova'nın bağımsızlığını tanıyacaktır" diye yazmak, tehlikeli bir iş olmaktan çıktı. Bunun için Miloşeviç'in partisinin AB yanlısı hükümete girmesine şaşırmamalı. Konferansa katılan Arnavut meslektaşlara göre: "Büyük Arnavutluk" fikrinden söz etmek artık abes: Almanlar nasıl Almanya, Avusturya ve İsviçre'de yaşıyorsa, Arnavutlar da Arnavutluk, (nüfusun % 95'ini oluşturdukları) Kosova ve (nüfusun % 25'ini oluşturdukları) Makedonya'da yaşayacak. Arnavutluk Arnavutları, Kosova'nın kaderinden ziyade ekonominin geleceğiyle ilgili. Milliyetçilik daha ziyade diyasporaları etkiliyor. Eğer Balkanlar'da milliyetçilik geriliyorsa, bunda en büyük rolü AB ile bütünleşme perspektifinin oynadığı konusunda en küçük bir kuşkum yok. Yani: AB sayesinde Avrupa'nın en yoksul ülkelerinden biri olmaktan çıkıp, en zengin ülkelerinden biri haline gelen İrlanda'da seçmenlerin, önemli bir bölümünün ne hakkında oy verdiklerini dahi bilmeden Lizbon Antlaşması'nı reddederek, AB'ye indirdiği darbenin hoş karşılanacak bir tarafı hiçbir yerde yok.
|