Vezirler şehri Travnik
Vezirler şehri Travnik Milli Gazete 11 Ağustos 2008
Saraybosna’ya 85 km mesafede bulunan 70 bin nüfuslu Travnik’te 19 Osmanlı vezirinin türbesi bulunduğundan 70 bin nüfuslu Travnik’e vezirler şehri deniyormuş. Savaşta dahi eğitim ve öğretime ara verilmemiş İslam Medresesi bu şehirde. İslam medresesinde ise 100’ü kız, 100’ü erkek, toplam 200 öğrenci okuyor. Bizdeki İmam-Hatip Liselerinin muadili bir okul. Medresenin isteyen erkek öğretmenleri sarık ve cübbeleriyle, bayanlar ise başörtülü kıyafetleriyle derslere giriyorlar. Selami ÇALIŞKAN Vezirler şehri 70 bin nüfuslu Travnik’in ve savaşta dahi İslami eğitim ve öğretime ara verilmeyen İslam medresesi’nin (Elçi İbrahim Paşa Medresesi) methini Bosna-Hersek’e gitmeden Prof. Dr. Nevzat Kor Hocamızdan duymuştum. 19 Osmanlı vezirinin türbesi bulunan Travnik uzun yıllar Bosna'nın merkezi olmuş. Osmanlı ve Yugoslavya Krallığı döneminde Avusturya--Macaristan İmparatorluğu'nun bu şehirde konsolosluğu varmış. Travnik’te en çok eser yaptıran İslam Medresesi’nin de banisi Elçi İbrahim Paşa, kendi ismiyle kale, cami ve çeşme yaptırmış. Bosna’da içme suyu bol. Her yerde kaynak suları çıkıyor. Travnikte de bir değirmen döndürecek su Elçi İbrahim paşa kalesinin altından çıkıyor. Osmanlı döneminde sancak merkezi olan Travnik’te halkın önemli kesimi koyunculuk ile geçiniyor. Peynir ve kuru eti (çemensiz isli pas-tırması) meşhur. Orta Bosna' da yer alan yemyeşil Travnik’i görünce kendinizi Karadeniz’de bir vadide zannediyorsunuz. Travnik ismi, otluk manasına geliyormuş. Mimari bakımdan Bosna’da bir benzeri bulunmayan Alaca Şareno Camii bu şehirde. Erkek öğretmenler sarıklı, bayanlar başörtülü Elçi İbrahim Paşa Medresesi’nin bugünkü ismi “İslam Medresesi”. 100’ü kız, 100’ü erkek, toplam 200 öğrencisi bulunan medrese, bizdeki İmam-Hatip Liselerinin muadili bir okul. Medresenin isteyen erkek öğretmenleri sarık ve cübbeleriyle, bayanlar ise başörtülü kıyafetleriyle derslere giriyorlar. Kız öğrenciler için de kıyafet serbest. Tıpkı diğer okullarda olduğu gibi rengarenk elbiseler giyiyor, farklı şekil ve renklerde eşarplarla başlarını örtüyorlar. Öğrenciler, çok güzel bir binada öğretim görüyorlar. Şeffaf yardım sandığı gibi bir de Osmanlılar döneminde medresede ders veren alimlerin yazdığı el yazması kitapler teşhir ediliyor. Dikdörtgen şeklinde binanın ortası boşluk bırakılmış. Dört bir yanda dershaneler. Ortadaki boşluğun üzeri camekanla kaplanmış. Ortadaki aln çok maksatlı kullanılıyor. Cuma günleri hutbede okunan minberin bulunduğu alanda öğrenciler hutbe okuyor ve namaz kıldırıyor. (Vakit namazları da burada kılınıyor) Namazlık halıfleksler toplanıyor, alana ping-pong masaları kuruluyor. Bir köşesi tv seyretmek isteyenlere ayrılmış. Öğrenciler gayet rahat bir ortamda. İbadet, eğitim ve spor aynı mekanda. Kız öğrencilerin derste olduğu bir sırada sınıfa girdik. “İstanbul’u görenler parmak kaldırsın” deyince, sınıfın yarısı parmak kaldırdı. “-İstanbul’u beğendiniz mi?” sorumuza, “Beğenmek ne kelime, hayran kaldık” cevabını verdiler. Okutulan derslerin isimleri 18 ders okutulan İslam Medresesi’nde bazı derslerin isimleri şöyle “Hadis, Tefsir, Kelam, Fıkıh, Felsefe, Batı Medeniyeti ve Tarihi, İslam Medeniyeti ve Tarihi, Güzel Yazı (Hüsn-i Hat) Dokumacılık, Türk Dili ve Edebiyatı, Boşnakça, İngilizce, Arapça, Farsça, Almanca, Kütüphanecilik, (Kız öğrenciler için) Ev ve El İşi, Musiki, Ruh ve Beden Eğitimi. Mesela İslam Medeniyeti ve Tarihi dersinde hangi konuları okuduklarını da sordum. “Hz. Adem’den (a.s.) Hz. Muhammed’e (as) kadar Peygamberler tarihi, Raşit Halifeler, Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Osmanlılar ve Atatürk dönemi” karşılığını verdiler. Ha bu arada Endülüs Emevileri dönemini de okuyorlar. Travnik’te Camilerinin sıklığını anlatmak için: “Bir fotoğraf karesine 7 cami minaresini sığdırabilirsiniz” diyorlar. Kışlar sert geçtiği için evlerin çatıları kar birikmesin diye dik yapılıyormuş. Şehirde bulunan diğer camiler şunlar: Hasan Ağa Camii, II. Beyazid Camii, Hacı Ali Bey Camii, Muslihiddin Tezkereci Camii ve Hacı Ali Bey Camii. Fatih’in fermanı ya da insan hakları beyannamesi Her yerde olduğu gibi Fatih Sultan Mehmed’in fermanını resmini ve tuğrasını burada da görmek mümkün. Bosna’nın fatihi Fatih Sultan Mehmet Han, Fransisken (Katoliklerin bir kolu) mezhebinin bağlılarına bir ahidnâme veriyor. Başka dinden ve ırktan olanlara hoşgörü ile muameleyi öngören bu ferman, Fatih’in Bosna’yı fethinden sonra 28 Mayıs 1463 tarihinde Milodraz’da yazılmış. Fethedilen bölge ahalisine inanç, can ve mal hürriyetinin tanındığını belgeleyen bu ahidnâmede bildirilenler, tarihte bilinen insan hakları hareketlerinden en eskisi olan Fransız İhtilâli’nden 326, 1948 Uluslararası İnsan Hakları Bildirgesi’nden 485 yıl önce uygulamaya konmuş. Bu ahidnâmenin orjinali bugün Foynika şehrinde Fransisken Katolik Kilisesi’nde korunuyor. Günümüz Türkçesine çevirisi şöyledir: “Ahidnâme” Yardım Allah’tandır Bosna rahiplerine Sultan Muhammed Han-ı Merhum’un verdiği ahidnâme suretidir: Nişan-ı Hümayun şu ki; Ben ki Sultan Muhammed Han’ım; üst ve alt tabakada bulunan bütün halk şu şekilde bilsin ki, bu fermanı taşıyan Bosna rahiplerine lütufta bulunup şu hususları buyurdum: Sözkonusu rahiplere ve kiliselerine hiçkimse tarafından engel olunmayıp rahatsızlık verilmeyecektir. Bunlardan gerek ihtiyatsızca memleketimde duranlara ve gerekse kaçanlara emn ü eman olsun ki, memleketimize gelip korkusuzca meskûn olsunlar ve kiliselerinde yerleşsinler. Ne ben ne de vezirlerim ve ne de halkım tarafından hiç kimse bunlara herhangi bir şekilde karışıp incitmeyecektir. Kendilerine, canlarına, mallarına, kiliselerine ve dışarıdan memleketimize getirecekleri kimselere dahi yeri ve göğü yaratan Allah hakkı için, Ulu Peygamberimiz hakkı için, yedi Mushaf hakkı için, yüz yirmi dört bin peygamber hakkı için ve kuşandığım kılıç için en ağır bir yemin ile yemin ederim ki; söz konusu rahipler benim hizmetime ve benim emrime itaatkâr oldukları sürece yukarıda belirtilen hususlara hiç kimse tarafından muhalefet edilmeyecektir.”
|