Anasayfa   İletişim  
Reklam  
-->
   
 
 
   
Google
   
   
    
 
 
 

 
 
 
 
 

Kosova..Umut ile esaret arasinda bir ‘özerk’ bölge

TURKUAZ 13.11.2005  PAZAR Zaman Gazetesi
Elif Tunca

Umut ile esaret arasinda bir ‘özerk’ bölge


Avrupa’nin tam ortasindaki konumu dolayisiyla Kosova’da tarih boyu çatisma eksik olmadi.

Son olarak alti yil önce Yugoslavya’nin dagilmasiyla karisan Kosova, o tarihten beri Birlesmis Milletler Baris Gücü kontrolünde. Baris Gücü kimisi için savastan kurtulmak anlamina geliyor kimisi içinse bagimsizliga müdahale. Uluslararasi statüsü hâlâ netlik kazanmayan ülkenin en büyük sikintisiysa issizlik. Yine de baskent Pristine’de ve Osmanli yadigâri Prizren’de gözleri umutla isildayan gençler var.

Avrupa’nin orta yerinde, her seyin ortasinda duran ülke Kosova, tarihi boyunca sinandigi aci tecrübelerin sonuncusunu atlatma telasinda. Komsu oldugu ülkeler gibi kendi içinde de Müslümanlar, Katolikler, Ortodokslar, Arnavutlar, Türkler ve Sirplarin yasadigi Kosova’da savas biteli alti yil oldu; ama kimse barisin geldigini söyleyemiyor.

Ülkenin en büyük sorunu, bu ‘her seyin ortasinda’ kalakalma hali. Kagit üzerinde Sirbistan’a bagli olan Kosova’yi, Birlesmis Milletler yönetiyor. Pristine Havaalani’ndan Prizren’e kadarki bir buçuk saatlik yolda rehberligimizi üstlenen Kosovali Bahattin, durumu somutlastirmak adina cebinden kimligini çikarip uzatiyor. Kimlik, “Birlesmis Milletler Görev Gücü Kontrolü Altindaki Kosova” adina kayitli. Her yerde dolasan BM güçlerinin ne zaman gidecegini soruyoruz. Belki de tek sermayesi olan kalenderligiyle “Bu arkadaslar gelmisler; ama dönüs biletlerini unutmuslar. Biz yardim edip gönderelim diyoruz.” diye gülüyor bu kez. Aslina bakilirsa Arnavutluk, Makedonya, Karadag ve Presova Vadisi arasinda kalan bu stratejik bölge, tarihinin hiçbir döneminde çok da rahat olmamis. 14. yüzyilda Osmanli’nin Üsküp sancagina baglanan Kosova, Osmanli’nin zayiflamasiyla 19. yüzyildan itibaren Sirp saldirilarina maruz kalip önce Sirp egemenligine, sonraki dönemde de Yugoslav yönetimine girmis. Ancak bu idarelerin hiçbiri Kosova’ya huzur getirmemis. Özellikle Arnavutlar ve Sirplar arasindaki gerginlik, her dönemde sürmüs. Simdi de belirsizligin getirdigi gerginlik var. Sokaklari BM ile KFOR arabalari ve askerleri doldururken duvarlari da BM karsiti sloganlar kapliyor. En sik rastlanani ‘Jo Negociata-Vetevendosje’; yani ‘Az laf, çok is’. Pristine’de sehir meydanina bakan bir duvarda ise bu sloganin hemen yaninda, ülkede görevli olan UNMIK’in açilimi var; “Kosova’yi Biz Vermedik Siz Aldiniz”. UNMIK’in gerçek açilimi ise United Nations Interim Administration Mission in Kosovo. Yani; Kosova Geçici Birlesmis Milletler Yetkili Gücü.

Iki yani ormanlarla kapli sehirlerarasi yolda, sari-kirmizi-yesil yapraklariyla kâh bakir, kâh altin gibi parlayan agaçlarin bazilarinin dibinde birakilmis demet demet çiçekler dikkat çekiyor. Bahattin, bu çiçeklerin, savasta ölen sivillerin öldügü yerleri isaret ettigini söylüyor. Çiçeklerin tümünün taze olusuna ise bizim gibi sasirmiyor ve “Ölenlerin de anne-babalari, sevdikleri var. Onlar her gün çiçek birakir buralara.” demekle yetiniyor. Bosna- Hersek’te savas sürerken Kosova’ya saldiran Sirbistan’in, 10 binden fazla cana mâl olan bilançosuna iste bu mezarlar da dahil. Bir milyon yeni mültecinin o günden bugüne ne yaptigi ise bilinmiyor. En kesin bilgi, zaten yüksek olan issizlik oraninin, önü alinamaz bir sekilde arttigi. Daha 1980’lerde, Yugoslavya’daki issizlik orani yüzde 14’ken ayni oran Kosova’da yüzde 44’e varmisti bile. 1989-1994 arasinda isten çikarilan Arnavutlarin sayisi 150 bin. Bu da hem Pristine’de hem de Prizren’de her sokak basini tutan dilenci ve kaçak sigara saticilarinin varlik sebebini açikliyor.

Bir buçuk saatlik yolculuk sonunda görünen küçük sehir Prizren’de yabancilik çekmek için hiçbir sebep yok. Adini, ortasindaki çesmeden alan Sadirvan Meydani ve civarindaki herkes güleryüzlü bir Türkçeyle konusuyor. Anlasilamayan tek sey ‘su’. Çesmelerinden kaynak suyu içen Prizrenliler, su istendiginde soda getiriyor. Buralarin asil içecegi ise bir çesit kahve olan makyato. Hafta içi olmasina ragmen issizlikten dolayi Prizren’de kafeler kalabalik. Yine de iftara kadar el, ne suya, ne makyatoya sürülüyor; Prizrenliler, oruç konusunda hassas. Hatta “Ramazan’da sokakta yiyip içeni döverler.” deniyor. Arnavut taksici Küse de yarim Türkçesiyle “Dün sizin otobüsün soförünü gördüm. Gündüz gündüz elinde sigara. Yahu Ramazan!” diye kizginligini dile getiriyor. Küse’nin tepkisine de, bozuk Türkçesine de sasmamali; zira dediklerine göre burada Arnavutlar bile evlerinde Türkçe konusurlarmis.

Ancak ayni manzaralari Pristine’de görmek mümkün degil. Kosova’nin baskenti, Prizren’in aksine Arnavutlarin çogunlukta oldugu bir sehir ve Türkçe bilen birini bulmak pek mümkün degil. Ama Ingilizceniz varsa hemen hiç sikinti çekmeden gün geçirebilirsiniz Pristine’de. Nitekim meydandaki kafede çalisan Driton Gashi de bu sekilde ayaküstü de olsa Kosova hakkinda güncel bilgileri aktariyor. Tanisma faslinda Arnavut oldugunu söyler söylemez Müslüman oldugunu da ekleyen (bütün Müslüman Arnavutlar gibi) Driton, üniversite son sinif ögrencisi. Cografya bölümünde okuyan Driton, kendi gelecegi adina çok da kaygili degil; “Ben hükümette de sektörde de çalisabilirim.” diyor. Sektör kelimesi üzerinde biraz daha durunca, ülkenin genel manzarasi da beliriyor. “Tabii ki burada herhangi bir seyin sektörünün ayakta kaldigindan bahsedemeyiz. Fabrikalar islemiyor. Savastan sonra ülke bir türlü düzene giremedi. Zaten epey Arnavut gitti, kalanlar da issizlikle bogusuyor.”

Bütün bunlara ragmen yüz güldürecek yerler de yok degil. Swiss Loto ile ortak binayi kullanan sinemanin hemen yanindaki Sinema Cafe gibi. Bundan üç yil önce kurulan Sinema Cafe, ziyaretçilerini sanki bir arabali sinemadaymisçasina, eski, üstü açik bir arabanin içinde agirliyor. Araba, Amerika’dan gelip burada monte edilmis. Cafeyi, en eski çalisani Enis Dragoni anlatiyor: “Burayi bu sekilde düzenlemek ilk patronun fikriymis. Ama o bir yil islettikten sonra devretmis. Simdi Ramazan oldugu için müsteri az, ama burasi genelde agzina kadar dolar. Sinemaya gitmeyecek olsalar bile buraya gelmeyi seviyor insanlar.”

Havaalaninda pasaport görevlisinin sordugu “Kosova’yi begendiniz mi?” sorusuna, bütün bunlari düsünüp net bir cevap vermek zorlasiyor. Prizren’in asinaligi, Pristine’nin yorgun çehresi, sokaklardaki dilenciler, tas köprü, makyato tadi... Aklimdan ilk geçen cümleyle cevap veriyorum: “Insallah sonraki gelisimde her sey daha iyi olacak.”

 

 
Nutuk (Sesli ve Görsel)
 
Etkinlik Takvimi
Mayıs , 2024
PzrPztSalÇrşPrşCumCts
1 2 3 4
5 6 7 8 9 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
 
 
 
 
 
Copyright Aralık 2002 © balkanpazar.org
tasarım ve uygulama Artgrafi.net