Dayton dersleri
Dayton dersleri Sami Kohen, Milliyet, 23-11-2005
BOSNA'da 1992-95 iç savasina son veren Dayton Anlasmasi'nin 10'uncu yildönümü, Balkanlar'daki bu trajik olaylardan bazi önemli sonuçlar çikarilmasi için bir vesile oluyor. Günümüzde dünyanin çesitli bölgelerinde sikça benzer olaylar meydana geldigine göre, "Dayton denemesi"ni, basarili veya basarisiz yanlariyla, bir örnek olarak kabul etmek mümkün. Dayton Anlasmasi'nin "mimari" sayilan Amerikali diplomat Richard Holbrooke'un önceki aksam BBC'de yayimlanan bir mülakatinda belirttigi gibi, bu anlasmanin basarisi, Bosna'da üç yil içinde 250 bin kisinin ölümüne, 1.8 milyon insanin da göç etmesine yol açan etnik ve dinsel nitelikteki "savasa son vermis olmasi"dir. Buna karsilik basarisizligi ise, 10 yil içinde ulus-devlet yapisini kuramamasi ve "barisi da tam saglayamamasi"dir. * * * TAM 10 yil önce ABD'nin Ohio eyaletine bagli Dayton kasabasi yakinlarindaki bir askeri üste parafe edilen Dayton Anlasmasi'nin nasil gerçeklestigini hatirlayalim. Yugoslavya'nin dagilmaya basladigi günlerde, onu olusturan federe cumhuriyetler pes pese bagimsizliklarini ilan ederken, Belgrad'in "Güçlü Adami" Slobodan Miloseviç Bosna'da "demir yumrugunu" göstermeye basladi. Bosna-Hersek, çok irkli, çok dinli, çok kültürlü bir dokuya sahipti. Burada Müslüman Bosnaklar, Ortodoks Sirplar ve Katolik Hirvatlar uyum içinde birlikte yasiyordu. Tarihi Saraybosna kenti bu kaynasmanin canli bir sembolü idi... Ne yazik ki Miloseviç yönetiminin bölgedeki Sirplar araciligiyla diger etnik ve dinsel gruplari sindirme politikasi, kisa sürede kanli çatismalara ve bir soykirima yol açti. Ve gene ne yazik ki, dünya basta Avrupa'nin göbegindeki bu insanlik trajedisine seyirci kaldi. Ta ki, ABD'nin harekete geçmesi ve NATO'nun askeri müdahalesi sonunda Miloseviç ve Bosna'daki Sirp militanlar pes edinceye kadar... * * * DAYTON Anlasmasi 3 haftalik yogun müzakerelerden sonra ortaya çikan ve tüm taraflarin (ve bu arada bizzat Miloseviç'in) onaylamak zorunda kaldigi bir belge. Bu mutabakatin en önemli sonucu, savasi durdurmus olmasidir. Ama belge, Bosna-Hersek'in gelecek statüsünü de belirledi. Bosna-Hersek, iki "unsur"dan (veya konfederal sistem içinde iki devletçikten) olusuyordu: Biri "Sirp Cumhuriyeti", digeri ise "Bosnak-Hirvat Federasyonu". Iki kesimin çok genis özerkligi olacakti. Örnegin her iki devletçigin kendi meclisi, hükümeti, ordusu, polisi olacakti. Merkezi yönetimde bir degil, üç cumhurbaskani (yani 3 üyeli bir baskanlik divani) görev yapacakti... Bu gevsek konfederal sistem -basta 60 bin kisilik NATO gücünün ve simdi 6500 kisilik Avrupa gücünün kontrolü altinda- nispeten yumusak bir "geçis dönemi" saglayabildi. Bu sayede göçmenlerin 1 milyonu evlerine döndü... Ancak Dayton'dan 10 yil sonra Bosna-Hersek henüz iç savas yaralarini sarmis veya unutmus degil. "Ayrilik içinde birliktelik" prensibi daha çok "ayrilik"tan yana uygulandi. Halen Bosnaklar, Sirplar ve Hirvatlar ayri yasamayi, hatta çocuklarini ayri okullara göndermeyi tercih ediyorlar. Gözlemciler, bu topraklarda yasayan çogu insanin kendi etnik ve dinsel kimligini öne çikardigini ve hâlâ bir "mikro milliyetçiligin" hâkim oldugunu belirtiyorlar. * * * SAVASTAN barisa dönmekle beraber, Bosna çok kültürlü yapisi çatismalar ve gerginliklerle bozulan topluluklarin tekrar "eski güzel günlere" pek kolay dönemediklerini gösteriyor. Dayton'un 10. yildönümünde, bu anlasma "diplomasinin önemli bir basarisi" sayilabilir. Ama Bosna'nin tekrar eski "mozaik yapisi"na kavusmasi için, herhalde daha çok zamana ihtiyaç olacak...
|