Yugoslavya Nasıl Parçalandı?
Cumhuriyet 23.10.2008 GÜNDEM
MUSTAFA BALBAY
Yugoslavya Nasıl Parçalandı?
Son günlerde Türkiye’nin iç gündemini düşünürken nedense, Yugoslavya’nın nasıl parçalandığı sorusu daha çok aklıma düşmeye başladı! Balkanlar’a, hem hüzünlü hem sevinç çoğaltıcı geziler yaptım.
Sırt çantasıyla en uzun gezinin sonrasında bölgenin kitabını yazarken Türkçenin anlatım gücünden,
sözcüklerin içindeki gizli enerjiden yararlanıp şu tarifi yaptım:
Bal... Kan...Lar...
Bal tadının ve kan kokusunun coğrafyası.
Bunu en çok hissettiğim bölge tabii ki eski Yugoslavya toprakları oldu. Yugoslavya nasıl tarih sahnesinden silindi, sorusunun yanıtı, Turgut Özakman ustamızın diliyle “tarih bilincini diri tutmak” açısından son derece öğreticidir.
Yugoslavya sözcüğünün anlamı şu:
Güney Slavları...
Yugoslavya’nın kurucusu Tito, adı ırksal ve etnik temele dayalı olmayan bir devletin kalıcılaşabileceğini düşündü. Bu ad uygundu. 4 Mayıs 1980’de ölümüne dek, yönetim gücünün tüm halkalarını kullanarak ülkesini ayakta tuttu. Doğu-Batı bloku ayrımının dışında kalmaya özen gösterdi, Bağlantısızlar’ın öncüsü oldu. Ölümünden sonra sürdürülmeye çalışılan “kolektif yönetim” tam Batı’nın dişine göreydi!
***
1980’lerin sonundan itibaren ABD ve Avrupa ülkeleri usul usul Yugoslavya içindeki etnik grupları kaşımaya başladı. ABD’nin planı şuydu:
“Yugoslavya, Kosova’dan parçalanır... Stratejimizi ona göre çizelim...”
Ancak Almanya’nın daha erken davranması, “Yugoslavya birliğinin içindeki Hırvatistan bağımsızlığını ilan ederse tanırım” çıkışını yapması hesapları değiştirdi. Hırvatistan’ın bağımsızlığı Bosna-Hersek’i tetikledi, ardından Makedonya...
Bosna-Hersek, başta başkent Saraybosna olmak üzere 1992-1996 yılları arasında çok kanlı bir iç savaş yaşadı. 3 milyon nüfuslu ülkede 250 bin kişi yaşamını yitirdi, 1 milyon kişi yaşadığı yeri terk etmek zorunda kaldı. Batı, Saraybosna’nın bütün gücünü birbirine karşı kullanıp tükenme noktasına gelinceye dek durumu seyretti. Uygun bulduğu bir aşamada “barış operasyonu” gerçekleştirdi.
Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, 21. yüzyıla Hırvatistan, Slovenya, Bosna-Hersek, Makedonya’yı doğurmuş bir ülke olarak girdi... Bunca doğumdan sonra 2003’te kendisini bitirdi, adı değişti:
Sırbistan ve Karadağ Cumhuriyeti!
2006’da Karadağ da ayrı bir devlet oldu.
Geriye kaldı Sırbistan Cumhuriyeti... Belgrad, bu sınırları mutlaka korumalıyım refleksiyle, içinde milliyetçiliği de barındıran çıkışlar ararken Şubat 2008’de Kosova bağımsızlığını ilan etti.
***
Parçalanma burada durdu mu?
Görünen o ki, hayır...
Önümüzdeki dönem Bosna-Hersek 3’e ayrılırsa, Makedonya’nın kuzeyinden Arnavutlar ayrılırsa, Sancak bölgesi sesini yükseltirse şaşırmamak gerekir.
Çünkü, ayrılıkların öne çıkartılması temel politika olarak belirlendi mi, işin ucu yok!
Örneğin; Bosna-Hersek’te barış ortamı öylesine pamuk ipliğine dayalı bağlantılarla kuruldu ki, bir fiske her şeyi karıştırmaya yeter...
Ahmet Taner Kışlalı’nın sık kullandığı tümcelerden biri şuydu:
“Ayrılıkları öne çıkardınız mı, buyrun Tito’nun kurduğu Yugoslavya... Ortak yanları öne çıkardınız mı, buyrun Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye...”
Yugoslavya 1980’lerin sonunda parçalanma kulvarına sokuluyor... 90’lar boyunca lime lime ediliyor... 2003’te adı bitiriliyor... Yıl 2008, hâlâ tam olarak parçalanamadığı düşünülüyor!
Başka yorum yok!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
|