Yunan Firmaları Balkanlar'dan Çekiliyorlar
*Balkanlar'dan Çekiliyorlar
*Necat Aşkın
YUNANİSTAN'la Türkiye arasındaki ahali mübadelesi 1923'ten 1927'ye kadar sürmüştür. 400.000 Müslüman Türk Yunanistan'dan Türkiye'ye gelirken, 1 milyonu aşkın Rum da Yunanistan'a gitti. Mübadeleye konu olan Rumların yüzde 80'i Anadolu'dan, yüzde 20'si Trakya'dandı. 1927'ye gelindiğinde Türkiye'de hemen hepsi İstanbul'da yaşayan 110.000 Rum kalmıştı. Mübadelenin Yunanistan'daki etkisi türkiye'dekinden ağır olmuştur. Ciddi bir işsizlik ve toprak yetersizliği ortaya çıktı. Anadolu'dayken oldukça iyi durumda olan Rum göçmenlerin ekonomik durumlarının bozulması ve uğradıkları statü kaybı, Yunan toplumuyla bütünleşememelerine, mutsuz ve yerine getirilemez isteklerle ortaya çıkan bir kesime dönüşmelerine yol açtı. Bu durum iki savaş arası dönemde Yunanistan'daki siyasal istikrarsızlığı belirleyen etmenlerden biri oldu. 1973 Eylül'ünde Selanik-Atina treninde karşılaştığımız Manisa köylüsü bir Rum aradan geçen elli yıla rağmen mübadelenin derin izlerini taşıyordu. Önce "İngiliz" olup olmadığımızı öğrenmek istedi. Türkçe konuşup bütün sıcaklığıyla içini döktü. Hâlâ intibak edememişti. Yunanistan'da kötü muamele görmüşlerdi. Yumurta vermek istedi. Son derece zayıf, alnında derin izler taşıyan bir Ege köylüsüydü. Mübadelenin Türkiye açısından önemli bir sonucu, savaşta uğranılan kayıplarla birlikte nüfusta, özellikle kentsel nüfusta azalmaya yol açmasıydı. 1913-1927 arasında İstanbul ve İzmir'in nüfusu yüzde 40 oranında azalmış, Rumların ağırlıkta olduğu imalat sanayisi gerilemişti. Bu koşullarda, ticaret ve sanayide İttihat ve Terakki döneminden beri izlenen Müslüman-Türk girişimci sınıf yaratmaya yönelik politikanın uygulanmasında Cumhuriyet sonrası ilk evre oluştu. Rumların terk ettiği toprak ve servetlerin bir bölümüne yerel eşraf el koydu. Bu da toprak yoğunlaşmasını artırıcı, eşrafı güçlendirici bir etki yarattı. Lozan Mübadilleri Vakfı Genel Sekreteri Sefer Güvenç'in belirttiği gibi, mübadelenin yaraları iki tarafta da hâlâ sızlamaktadır. İnsani durum budur. Dr. Herkül Millas'ın altını çizdiği üzere de Türkiye, Rum burjuvazinin gidişiyle milli burjuvazisini zaaf içine sokmuştur. Aradan geçen yüz yıla yakın sürede iki toplum birbirini daha yakından tanımış değildir. Karşılıklı ticari bilgi alışverişi çok zayıftır. Yunanlıların yaşanan krizi nasıl karşıladıklarını merak etmiyoruz. Oysa, elbette bu yakın ve ticari duyargaları çok hassas komşudan öğreneceklerimiz olmalıdır. Dimitris Harontakis, Atina'nın "To Vima" (Kürsü) gazetesinde Güneydoğu Avrupa'da iş yapan Yunan firmalarının güç şartlar içine girdiğini aktarıyor. Yaşlı Avrupa'nın bu düş bölgesi krizle birlikte batağa dönüşmek üzere. Sofya bölgesine Yunan firmaları son yıllarda 1,6 milyar avrodan fazla yatırım yaptılar. Birçoğu gayrımenkulden, özellikle de konuttan zengin oldu. Ancak, bu olağanüstü büyüme günümüzde geride kalmış gibi. Kriz yeni inşaata engel olduğu gibi, süren şantiyelerin de tamamlanmasını zora sokuyor. Bankalar yatırımcılara kredi açmıyor. Devletse, güven vermeye çalışsa da bankalara destek olamıyor. Uzmanlar, kriz çok yakında sona erse bile Bulgaristan'daki etkisinin uzun süreceğini tahmin ediyorlar. Dolayısıyla, en iyisi tası tarağı toplamak. Yunanlı girişimciler biraz daha kuzeydeki Bükreş'te gayrımenkul sektörüne 250 milyon avro yatırmışlardı. Ancak bir müteşebbisin altını çizdiği üzere, Bulgaristan'da olduğu gibi Romanya'da da krizden en çok etkilenen sektör o oldu: "Sadece konut değil her türden gayrımenkul işi krizde." Daha birkaç ay önce işadamları üzerine bina yapılabilecek en ufak toprak parçası için birbirlerine girerken, arsa fiyatları ok gibi fırlamaktaydı. İşadamlarının kaygısı artıyor. Bulgar hükümeti birkaç hafta önce sükûnet çağrısında bulundu: Yatırımlar yılbaşından bu yana düşmüştü, ama krizden dolayı bütün sermaye de ülke dışına çıkmayacaktı. Bulgar dışişleri bakanı yabancı şirketlerin daha fazla yatırım yapmasını temin için önlemler aldı. Yunanistan, Avusturya ve Almanya'dan sonra Bulgaristan'da en çok yatırımı olan üçüncü ülke. 2006 ve 2007'de Yunan firmalarının yatırımları 500 milyon avroyu aştı. 2007'de bütün rekorlar kırıldı. Kriz, Yunan firmalarının yerel yatırımcıların eline geçmesine yol açabilir. Bulgaristan'da mevcut 4000'den fazla Yunan firmasının büyük çoğunluğu KOBİ. Bankaların kredi vermemesi en zayıflarını vuracak. Romanya 2005 Ocak ayında şirketlerin yükünü hafifletince, ülkedeki Yunan firmalarının sayısı 4000'i buldu. 30 milyar avro tutarındaki yıllık yabancı yatırımdan 3 milyarı Yunanistan'daydı: Hollanda, Avusturya ve Almanya'dan sonra dördüncü sırada gelen Yunan firmaları inşaatın yanı sıra telekomünikasyon ve bankacılığa da el atmışlardı. Balkanlar'a yerleşen Yunan şirketlerinin birçoğu dönüş yoluna geçti. Yatırdıkları parayı geri alabilme umutları pek yok.
Bizim Gazete (21.11.2008)
|