Yeni Kitaplar
Mustafa Kemal Ve Selanik Yaşamı 1881 yılının soğuk bir kış günü, Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği altındaki Selanik kentinin “Yukarı Şehir” bölgesinde, Islahhane mahallesinde bulunan üç katlı bir evde, bir bebek dünyaya gelir. Anne Zübeyde Hanım ve baba Ali Rıza Bey, sarışın, mavi gözlü bebeklerine Mustafa adını verirler. Bebeğin doğumuna yardımcı olan ebe, sonradan Müslümanlığı seçerek, -ki, bu da, kentin ruhuna uygun bir durumdur- Fatma adını alacak olan Todora Hanım’dır. Mustafa Kemal’in Selanik’i, Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı’ya açılan kapılarından biridir.
Modernite ve aydınlanmacı düşünce, tarihsel bakımdan miadını doldurmuş olan imparatorluk coğrafyasına, bu kent üzerinden geçerek yayılmış, Jöntürkler’den İttihatçılar’a kadar uzanan birçok siyasal akım, bu kentte yeşermiştir. Öyle ki, gün gelecek, kimi Yunan tarihçileri, bu kenti, “modern Türkiye fikrinin oluşumunun anayurdu” olarak tanımlayacaklardır. Yunanistan’ın önemli yazarlarından biri olan Hristos Hristodulu, Mustafa Kemal ve Selanik Yaşamı adlı bu ilginç çalışmasında, bize, bir Yunanlı’nın gözüyle, hem gelecekte bir ülkenin ve ulusun kaderinde tayin edici roller üstlenecek olan insan Mustafa Kemal’in, hem de onun kültürel ve siyasal biçimlenişine “yataklık” etmiş kozmopolit bir kentin öyküsünü anlatıyor. Yazar : Hristos Hristodulu Yayınevi : Telos Yayıncılık Sayfa Sayısı : 264 ISBN : 978975545239 Basım Tarihi : Kasım 2008
İstanbul'da Tanzimat Öncesi Rum Ortodoks Kiliseleri Zafer Karaca Yapı Kredi Yayınları ISBN: 975-081-483-9 680 sayfa Rum Ortodoks toplumu, Osmanlı dönemindeki yeni yaşamını “Milletbaşı” unvanı ile Patrik liderliğinde ve Patrikhane çatısı altında sürdürür. Bu dönemde Bizans kiliselerinin bir kısmı, özellikle kubbeli yapılar, çoğu cami olmak üzere yeni işlevleriyle kullanıma sokulmuş; geriye kalan kiliseler ise onarımlar ya da yeniden yapımlar sonucu, Rum Ortodoks toplumunun ibadet mekânları olarak işlevlerini sürdürmüştür… Osmanlı yönetiminde Hıristiyanların, dini yapıları ile ilgili inşa faaliyetlerinde uyulması zorunlu kurallar vardı. Tanzimat dönemine kadar Osmanlı yönetiminde, yeni kilise inşa edilmesi yasaktı. Bir kilisenin yeniden inşa edilmesi ise, ancak eskiden kilise olduğunun kanıtlanması halinde, aynı yerde ve aynı özelliklerde yapılması koşuluyla mümkündü… Tanzimat öncesi Rum Ortodoks kiliseleri, “Osmanlı” kavramı çerçevesinde adeta aynı reçete ile oluşturulmuş; özgün nitelikte ve sanat tarihi bağlamında bütünlük gösteren yapılardır. Rum Ortodoks toplumu, Osmanlı dönemindeki yeni yaşamını “Milletbaşı” unvanı ile Patrik liderliğinde ve Patrikhane çatısı altında sürdürür. Bu dönemde Bizans kiliselerinin bir kısmı, özellikle kubbeli yapılar, çoğu cami olmak üzere yeni işlevleriyle kullanıma sokulmuş; geriye kalan kiliseler ise onarımlar ya da yeniden yapımlar sonucu, Rum Ortodoks toplumunun ibadet mekânları olarak işlevlerini sürdürmüştür… Osmanlı yönetiminde Hıristiyanların, dini yapıları ile ilgili inşa faaliyetlerinde uyulması zorunlu kurallar vardı. Tanzimat dönemine kadar Osmanlı yönetiminde, yeni kilise inşa edilmesi yasaktı. Bir kilisenin yeniden inşa edilmesi ise, ancak eskiden kilise olduğunun kanıtlanması halinde, aynı yerde ve aynı özelliklerde yapılması koşuluyla mümkündü… Tanzimat öncesi Rum Ortodoks kiliseleri, “Osmanlı” kavramı çerçevesinde adeta aynı reçete ile oluşturulmuş; özgün nitelikte ve sanat tarihi bağlamında bütünlük gösteren yapılardır. Rum Ortodoks toplumu, Osmanlı dönemindeki yeni yaşamını “Milletbaşı” unvanı ile Patrik liderliğinde ve Patrikhane çatısı altında sürdürür. Bu dönemde Bizans kiliselerinin bir kısmı, özellikle kubbeli yapılar, çoğu cami olmak üzere yeni işlevleriyle kullanıma sokulmuş; geriye kalan kiliseler ise onarımlar ya da yeniden yapımlar sonucu, Rum Ortodoks toplumunun ibadet mekânları olarak işlevlerini sürdürmüştür… Osmanlı yönetiminde Hıristiyanların, dini yapıları ile ilgili inşa faaliyetlerinde uyulması zorunlu kurallar vardı. Tanzimat dönemine kadar Osmanlı yönetiminde, yeni kilise inşa edilmesi yasaktı. Bir kilisenin yeniden inşa edilmesi ise, ancak eskiden kilise olduğunun kanıtlanması halinde, aynı yerde ve aynı özelliklerde yapılması koşuluyla mümkündü… Tanzimat öncesi Rum Ortodoks kiliseleri, “Osmanlı” kavramı çerçevesinde adeta aynı reçete ile oluşturulmuş; özgün nitelikte ve sanat tarihi bağlamında bütünlük gösteren yapılardır.
Andrej Blatnik / Deri Degisimi /Slovenya'dan Öyküler Pupa Yayınları
ÖYKÜ
TÜRKÇESI AY BASMAN-SINA BAYDUR
Tito'nun ölümünden sonra, sokaklari ve Sloven edebiyatini geri alan modern, sehirli kusagin öncü edebiyatçisi
Andrej Blatnik , Deri Degisimi 'nde okuyucuyu müzikle, Dogu Avrupa'nin geçmisinden gelen hayaletlerle ve sehir hayatinin ucu açik iliskileriyle besliyor. Yazarin zarif bir ironiyle kotardigi hikâyelerde, baskici bir rejimin fazlasiyla politize dilinin “çözülüsünü”, yerine yeni bir dilin, yeni bir kadinin ve erkegin gelisini; bireyin geri dönüsünü bulacaksiniz.
“ Billie Holiday'i dinliyorsun.”
“Telefonda konusup ayni zamanda Billie Holiday'i dinleyebilirim. Ikisi ayni anda. Sanirim bunu becerebilirim.”
“Hayir beceremezsin. Billie Holiday'i dinlerken ayni anda beni öpersen telefonda konusamazsin.”
Agzindan uzaklastirdigi ahizeye dogru, “Olmaz,” der. “Yapamam Billie Holiday'i dinliyorum. Hâlâ ayni sekilde ama farkli. Beni duyuyor musun? Anliyor musun?”
Barkod : 978-605-5765-03-3
ISBN: 978-605-5765-03-3
Mehmet Âkif ' Hayatı ve Toplu Şiirleri/ Yayıma Hazırlayan: Refik Durbaş/ Kırmızı Yayınları/ 674 s.
Refik Durbaş'ın yayıma hazırladığı 'Mehmet Âkif ' Hayatı ve Toplu Şiirleri' isimli yapıt, Ersoy'un hayatı, sanat görüşü, kişiliğinin kimi özellikleri yanında İstiklâl Marşı'nı nasıl yazdığı, Tevfik Fikret'le tartışması, anıları ve 'Safahat' adı altında topladığı yedi şiir kitabıyla birlikte, kitaplarında yer almayan şiirlerini içeriyor.
Kobakizade İsmail Hakkı /Bir Mübadilin Hatıraları
Lozan mübadilleri bütün geçmişlerini bıraktıkları toprakları, bağlarını, bahçelerini, çocukluk ve gençlik günlerini tatlı anılarla, birbiri ardı sıra gelen harplerin ve işgallerin getirdiği açlık, sefalet ve verdikleri can kayıplarını ise büyük bir hüzünle hep hatırlamışlardır. Gemileri Çanakkale Boğazı’ndan geçerken denkleri içerisinde sakladıkları tabanca, tüfek ve mavzerleri çıkartıp ateşleyerek yaşadıkları coşkuyu göstermişlerdir.
Ancak geldikleri yeni yurtlarında onları uyum zorlukları beklemektedir. Bazılarını da geride bıraktıkları ile burada edindikleri taşınmazlar arasındaki dengesizlik gibi sorunlar meşgul etmiştir. Elinizdeki kitap böylesine meşakkatli bir yaşamın sade bir özetidir Yazar : Kobakizade İsmail Hakkı Yayınevi : Yapı Kredi Yayınları Sayfa Sayısı : 88 ISBN : 9789750815027 Basım Tarihi : Kasım 2008 Mezarda Hayat/Stratis Mirilivis; Çevirmen: Nevzat Hatko Can Yayınları;
2008, 1. Baskı, 276 sayfa, Türkçe, K. Kapak. ISBN No: 9750709777 Defterleri, 908 râkımlı tepeye yaptığımız o korkunç, iğrenç saldırının başarıyla sonuçlandığı bir sırada, Adalar Tümeni’nin 4. Alayı’ndan bir sırt çantasında bulmuştum. Bu sırt çantası Andon Kostulas’ındı. Bu uzun boylu, uzun suratlı üniversite öğrencisi, her zaman karışık, sık ve gür saçlarıyla dipdiri gözlerimin önünde. Kusursuz bir erkek. Sessiz, ağırbaşlı, uysal, bir genç kız kadar utangaç, ölçülü, çekingen. 20. yüzyıl Yunan edebiyatının önde gelen yazarlarından Stratis Mirivilis’in, 1910’ların başlarındaki Balkan Savaşlarını konu alan Mezarda Hayat adlı romanı, savaş karşıtı edebiyatın en etkileyici yapıtlarından biridir. Andon Kostulas adlı çavuşun cepheden sevgilisine yazdığı mektuplardan oluşur. Günümüzdeki savaşların yol açtığı dehşet ve yıkımların geçen yüzyıldaki köklerine ışık tutan bu romanı, Nevzat Hatko’nun Yunanca aslından yaptığı çeviriyle sunuyoruz.
Şİrket /Hristos A. Homenidis Altın Bilek Yayınları ISBN: 9789944394352 Yunanistan’ın bir dönemine ışık tutmaya çalışan başarılı bir roman olarak Şirket; ülkede yıllarca hüküm süren büyük bir organizasyonun gizli kapaklı işlerini, karşı gelenleri yollarından çekmek için işledikleri cinayetleri, ayak oyunlarını ve örgütün yapısını açıkça gözler önüne seren bir hikâyeyle, gerçeğin kurguyla inanılmaz bir buluşması…
Sağlam karakterlerle örülü, ülkemizin gündemiyle de neredeyse tamamıyla örtüşen bir roman olarak Şirket, siyasal terörün, çıkar ilişkilerinin ne denli köklü bir organizyona sahip olabileceğinin kanıtlarını ortaya koyarken, olaylara birden çok kişinin gözünden bakabilen yazarın ustalığı sayesinde de günü iyi anlayabilmemize fırsat verecek bir entrika ve kurmaca rehberine dönüşüyor.
“…Homenidis, tarihten esinlenerek, başrolde bir yandan teröristlerin diğer yandan da onları kovalayanların olduğu muhteşem bir roman yazmış…”
Kostas Farmakis, Status Dergisi
“…Homenidis’in anlatımı halk romancılığı çevresinde yükselip, derin bir siyasi drama dönüşüyor…”
Haris Mavromatis, Apogeumatini tis Kirlakis Gazetesi
“…Homenidis, bu kitabında hiç olmadığı kadar küfürbaz, analizci ve okuması zevk verici…”
Eleni Giga, To Ethnos Gazetesi
|