Romanya'nın Ankara Büyükelçisi Ion Pascu: Türkiye'ye Krizde Zengin Turist Gelecek
Dünya Gazetesi Şubat 23, 2009 ANKARA - Romanya'nın Ankara Büyükelçisi Ion Pascu, kriz döneminde Türkiye'nin Avrupa'nın zengin turistlerini çekme şansı yakaladığını ifade ederek, Türkiye'nin krizi fırsata çevirebileceğini söyledi. Ankara Sohbetleri'ne konuk olarak Ankara Temsilcimiz Ferit B.Parlak ve arkadaşımız Nedim Çağlar'ın sorularını yanıtlayan Pascu, AB konusunda Türkiye'yi koşulsuz desteklediklerini belirterek, "Çünkü Romanya emindir ki, Türkiye'nin AB üyeliği hem Türkiye'nin hem de AB'nin menfaatine olacaktır" dedi.
Türkiye ile Romanya'nın dış ticaretinde yükselen bir ivme var. Bu yeterli midir? Yetersizse neler yapılabilir? Türk hükümetinden ve Türk özel sektöründen beklentileriniz nelerdir?
Türkiye ve Romanya arasındaki ilişkilerin zengin bir tarihi vardır ve bu gelecekteki gelişmeler için de etkileyici olacaktır. Geçen yıl iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 130. yılını kutladık ki bu bizim ortak tarihimiz için bir dönüm noktasıydı. Ortak değer ve ortak amaçlar üzerindeki iş birliği ve anlayışla ilişkimiz durmadan büyüdü ve bugünkü boyutuna geldi.
Kültürel, eğitim ve bilimsel alanlarda ilişkilerimiz kesilmeden büyümeye devam ediyor. Geçen yıl 450 bin Romanyalı Türkiye'yi turist olarak ziyaret etti. Son olarak, Romanya'da yaşayan etnik Türkler ve Türkiye'de yaşayan ve artan Romanya toplulukları iki ülke arasındaki işbirliği ve dostluğun gelişimi için önemli bir katkı sağlamaktadırlar.
Son 18 sene içerisinde Romanya ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler ivme kazanmıştır. Böylelikle bugün Türkiye, Romanya'nın AB dışındaki ilk partneri konumuna gelmiştir. Aynı zamanda Türkiye, Romanya'nın dünyadaki 4. ekonomik partneridir. Elimizdeki verilere göre, Romanya ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi 2008 yılında 7.3 milyar dolara ulaşmıştır. Unutmayalım ki, geçen yılın ekonomik krizi de bu ticaret hacmini ister istemez biraz etkiledi. Aynı zamanda Türkiye, Romanya'da büyük bir yatırımcıdır.
Romanya'da çok sayıda Türk yatırımcı bulunmasına rağmen dış ticaret hacminin 7.5 milyar dolarda kalmasını neye bağlıyorsunuz?
Güzel bir soru. İstatistiksel rakamların çok fazla gerçeği yansıttığını düşünmüyorum. Çünkü, Türkiye'nin yatırımları birçok defa üçüncü ülkelerden gelmektedir. Dolayısıyla bunlar o ülkelerin yatırımlarıymış gibi gözünmektedir. Örneğin, Fiba Grup'un yatırımlarının Hollanda'dan yapıldığı görülmekte; halbuki bir Türk yatırımıdır. Romanya'da inşaat alanında Türk yatırımları önemli bir yer tutmaktadır. Romanya'da İnşat sektöründe hizmet veren 70 şirket ve 100'den fazla inşaat projesi tespit edilmiştir. Aynı zamanda Romanya'da şu anda resmi olarak kayıtlı 10 bini aşkın Türk şirket bulunmaktadır. Belki hepsi faal değil ama büyük bir kısmı faaldir. Bununla birlikte, Romanya'da önemli bir iş topluluğu ve çok faal bir iş adamları derneği (TIAD) bulunmaktadır.
Romen iş dünyasının Türkiye'de yatırımları var mı? Programlanmış ya da düşünülen projeleri var mı?
Tabi ki. Türkiye, hem bizim ihracatımız için hem de Romen yatırımları için potansiyel bir piyasadır. Bizim Türkiye'deki yatırımlarımız şimdilik çok yüksek bir seviyeye ulaşmadı. Ancak bunun artırılması için imkanlar var. Enerji alanında bazı Romen şirketlerinin Türkiye'deki hidroelektirik santral yapımında yer aldıklarını biliyoruz. Türkiye'deki bazı metalurji fabrikalarının yapımında Romen şirketlerinin yer aldığını biliyoruz. Karadeniz Bölgesi'nde Romen şirketlerinin off-shore olarak yapmış oldukları çalışmalar vardır. Yine bu doğrultuda bazı elektrik santrallerinin modernize edilmesi çalışmalarına da katılımlarımız sözkonusu. Bu ilişkilerin geliştirilmesi husunda her iki tarafın da iradesi mevcut. Özellikle dünyada yaşanan finansal kriz döneminde hem Romen hem Türk ekonomileri etkilenmesinden dolayı hem Türk tarafından hem Romen tarafından daha çok çaba gerekmektedir.
Dış ticaret hacminde 2010 yılına kadar 10 milyar dolarlık hedef konulduğunu biliyoruz. Kriz hedefe ulaşımı engelleyecek mi?
90'lı yılların başında her iki ülkenin liderleri 1 milyar dolara ulaşma hedefinden bahsediyorlardı. 7.5 milyar dolara çıktı. Finans krizinin komplikasyonları piyasaları etkilemeden kısa bir süre önce, uzmanlar ve liderler 2010 yılında 10 milyar dolarlık bir hedeften sözediyorlardı. Kriz nedeniyle hem Romanya hem Türkiye için bir risk mevcuttur. Dolayısıyla bu dönemde, hem büyükelçi olarak ben hem de ekonomik işlerden sorumlu elçim Sayın Radoi, özellikle Business Forum konularına odaklanmış durumdayız. Kriz dönemindeki çabamız bu yönde. Türkiye'deki şirketlerle temaslarımız devam edecek. Türkiye'deki yatırım imkanlarının sunulduğu toplantılara Romen işadamlarının gelmesi ve Türk işadamlarının Romanya'ya gitmesi konusunda çalışmalarımız oluyor. Bunlara ek olarak işadamlarının uluslararası fuarlara, iş forumlarına, çeşitli seminerlere, panellere katılımlarını destekliyoruz.
Şu an bunlara odaklanıyoruz. Bazı ekonomik misyonlar ve forumlar hazırlanması söz konusu. Aynı zamanda bu sene hükümetler arası karma ekonomik komisyon toplantısının mayıs ayında yapılması gündemde. Türk tarafından eşbaşkan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'dir, büyük ihtimalle Romen tarafının eşbakanı Romanya'nın Ekonomi ve Maliye Bakanı olacak. Bu vesileyle Sayın Bakan Tüzmen 100 ya da 150 iş adamından oluşan bir heyet ile Romanya'ya gelecek, iş adamları bir iş forumuna katılacaklar. Yine hükümetler arası düzeyde olan enerji karma komisyonu da toplanacak.
Romen sanayinin öncü sektörleri hangileridir? İki ülke, birbirini tamamlar bir özellik gösteriyor mu?
Türkiye ile Romanya arasındaki ticaret hacminin 7 milyar doları aşması Türkiye ile Romanya arsında tamamlayıcı bir unsurun olduğunun ispatıdır. Elbetteki ticaret haciminin büyümesinde her iki ekonominin de hızlı büyümesi etkendir. Her iki ülkenin otomotiv sektörü mevcuttur. Romanya ile Türkiye arasında otomotiv sektöründe değişimler de sözkonusudur. Yine istatistiklere baktığımızda metalurji alanında Romanya Türkiye'ye ihracat yapıyor. Aynı zamanda Türkiye'nin Romanya'ya ihracatı olduğunu görebiliyoruz. İki ülke arasında aynı alandaki ürünlerde değişim sözkonusu. Örneğin, otomotiv sektörü için ya da gemi inşaatı için Türkiye Romanya'dan sac almaktadır; aynı zamanada Romanya'ya metalik yapılar ihracat etmektedir. Tabiki bu alanlar geliştirilebilir. Tarım, turizm ve makine gibi alanlarda da ortak çalışmalar yapılabilir.
2008'de 450 bin turist geldi Romanya'dan. 2009'da bu sayı düşer mi?
Benim şahsi görüşüm, krize rağmen turist sayısında bir azalma olmayacak. İnsalar biraz tasarruf yapmaya çalışıyorlar; ancak tatillerinden vazgeçmek istemeyecekler. Daha pahalı yerelere giden Romen turistler ise inşallah bu sene Türkiye'ye gelecekler. Türkiye'de fiyatlar uygun ve Türkiye Romanya'ya çok yakın. Mesela, bir kişi arabayla gelmek isterse sabah Romanya'dan yola çıkarsa akşam Türkiye'nin tatil beldelerinde olabilir. Dolayısıyla ben bu alanda da iyimserim.
Bu durumda siz de mi tatilinizi Türkiye'de yapacaksınız?
Öyle görünüyor. Türkiye'de neredeyse 1'inci yılım doluyor, 2'inci yıla gireceğim. Şu ana kadar Türkiye'de tatil yapmadım; ama yapmalıyım. Antalya'da organize edilen Türk-Romen iş forumuna katılmıştım. Antalya'da bir buçuk gün kaldım ve çok beğendim. Bodrum'da da bir gün kaldım, orayı da çok beğendim. Bu yıl tatilde Türkiye'deyiz.
Tarımdan da bahsettiniz. Romanya'da tarımın durumu nedir?
"En iyi durumdadır" diyemeyeceğim. Bunu neden söylüyorum, çünkü bir şeyi gözönünde bulundurmanızı istiyorum. Romanya'nın tarımsal potansiyeli çok büyüktür. Dolayısıyla tarımın geliştirilmesi hükümetimizin önemli politikalarından biridir. Çok iyi diyemiyeceğim demiştim; çünkü, bizim ülkemizde çok önemli bir potansiyel mevcuttur. Ama ne yazıkki, bu konuda ithalatımız yüzde 60'a ulaşmaktadır. Bazı tarımsal ürünlerin Türkiye'den de ithal edildiğini görebiliriz. En başta meyve ve sebzeler.
Romanya'da tarım alanındaki değişimler 1989'daki değişimlerle açıklanabilir. Biliyorsunuz ki, eskiden tarım devlete aitti. Tarım alanında bazı birliklerimiz mevcuttu, onlar tarafından idare ediliyordu, işletiliyordu. 1989'dan sonra araziler ve tarımsal alanlar sahiplerine iade edilmiştir. Özel sahiplerinin bulunması ve iade işlemleri epey sürmüştü. Bu zaman içerisinde köylerde arazilerdeki çalışacak genç nüfusta yok oldu. Çünkü genç nüfusun çoğu sanayileştirilmiş bölgelere ve özellikle şehirlere göç etmişti.
Peki tarım arazilerindeki bu parçalanma verimliliği düşürmedi mi? Aynı sorun bizde de var çünküÖ
İşte asıl sorun bu oldu zaten. Araziler sahiplerine geri verilince birçok arazi sahibi ortaya çıktı. Dediğim gibi birçok yerde iş gücü yoktu, göç etmişlerdi. Banka sistemi bu üreticileri desteklemeye hazır değildi. Aynı zamanda tarım alanında kullanılan yeni teknolojiler yoktu. Çünkü sizin de söylediğiniz gibi araziler parçalanmıştı. Köylüler eski birliklerden memnun olmadıklarından dolayı yeni birlikler kurma fikrine karşı geliyorlardı. Dolayısıyla bugün çok büyük tarımsal alanlar işletilmiyor, kullanılmıyor. Fakat arazi sahiplerinin birleşme süreci devam etmektedir. Son dönemlerde özellikle yabancıların tarımsal alanda yapmış oldukları yatırımların büyüdüğü görülmektedir. Hükümetimiz aynı zaman da tarımı destekleyen projeler üretmektedir. Tarım üreticilerine sübvansiyon verilmektedir. Türkiye'nin Romanya'da tarımsal alanda yatırımları bulunmaktadır. Romanya'da Romen şirketi olarak kaydını yaptıran Türk şirketi varsa, ya da karma bir şirket kurabiliyorsa araziler satın alınabilir.
Altyapı ve üstyapıda açık var mı? Toplu konut, otoban gibi büyük projeler düşünülüyor mu?
Konut sağlama konusunda büyük bir açık var. İnşaat sektörü son yıllarda hızla gelişen alanlardan biri. Türkiye'nin yabancı yatırımcılar arasında önemli bir yer aldığını söylemiştim. Türk şirketleri konut ve altyapı projelerin yapımında önemli bir katkı sağlamaktadırlar. Altyapı bundan sonra da gelişecektir. Bu hükümetimizin önemli bir hedefidir. Altyapı için, hem bütçeden hem de hem de AB fonlarından önemli ölçüde paylar ayrılmaktadır.
Türk yatırımcılar için Romanya ne tür avantajlar sağlıyor?
Romanya 21 milyonluk nüfusu ile, merkezi ve doğu Avrupa'da ikinci en büyük pazar. Önceki Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerine, Balkanlar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine kolay ulaşım imkanı sunuyor.
Bir yatırımcı, Romanya'da, yetenekli iş gücü, sağlam teknoloji bilgisi, bilişim teknolojisi, mühendislik, zengin doğal kaynak, verimli tarımsal alan, petrol ve doğalgaz ve turizm potansiyeli bulur.
Romanya'da fonksiyonel bir market ekonomisi ve rekabetçi vergi politikası vardır. Sosyal market ekonomisinin gelişimi sürekli bir yardım ve destekten faydalanır. Romanya önemli AB fonlarına ulaşım imkanına sahiptir.
Türk yatırımcılarına Romanya'yı anlatmanın en iyi yolu, Romanya pazarındaki başarılı olmuş FIBA Group, Garantibank, Arçelik, Süperlit, Kombassan gibi Türk şirketleri ile oluyor.
Romanyalı yatırımcıları Türkiye'ye yönlendirmek için çalışmalarınız var mı?
Romanyalı yatırımcıları Türkiye ekonomisine teşvikinde, ki şu anda az hacme sahip olsa da, bu bizim büyük elçiliğimizin önceliklerinden bir tanesidir. Ben ve ekonomik işlerdi Bakanlık danışmanı her fırsatı değerlendiriyoruz, gerek iş bağlantıları ile gerekse konferans ve toplantıların teşvikiyle.
2007 başında AB'ye tam üye oldunuz. AB, Romanya'ya ne kattı?
Bize göre AB üyesi olmak, bütün çabalara değiyor. Bizim iki yıllık tecrübemiz var. Bunun sonucunda anladık ki, hem AB için hem ülkemiz için olumlu bir adım olmuş. AB üyeliğinin ve üye olmanın gerektirdiği büyük kapsamlı reformlar, Romen topluluğunun neredeyse tamamını değiştirdi. Bu reformalarla yapılan en önemli şey, hukuk devletinin ve demokrasinin pekiştirilmesi ve sağlamlaştırılmasıdır. Aynı zamanda Romen ekonomisi piyasa ekonomisine dönüştürüldü. Romanya'nın son üç yıldaki ortalama yüzde 7.3 ekonomik büyümesini göz önünen alırsak AB' ye reformlarının önemi ortaya çıkacaktır. Bu çok önemli bir ivme, özellikle 1 ocak 2007 tarihinden sonra artan yatırımlar sayesinde gerçekleşmiştir. 2007 yılında AB' ye üye olduktan sonra toplam yatırım sermayesi 9 milyar dolar civarındaydı. 2008 yılında ise 7 milyar dolar civarında. Bir başka önemli unsur da Romen vatandaşlarının serbest seyahat etmesi ve başka ülkelerde serbest bir şekilde ikamet edebilme imkanlarıdır. Seyahat özgürlüğü, ikamet özgürlüğü ve başka ülkelerde iş açabilme imkanları büyük avantajlar sağladı.
Yeni durumumuz, bütün ülkede modernleşme süreci gibi birçok alanda reform için cesaretlendirici oldu. Pratik olarak yaşamımızın her alanı gözle görülür bir değişikliğe uğradı. Kabul süreci, hukukun üstünlüğü ve ortak Avrupa kuralları gibi önemli reformların garanti altına alınmasını teşvik etti.
Romanya tarafından üstlenilmiş bu reformlar, global dünyanın zorluklarına karşı direnmeye hazır işleyen modern bir pazar ekonomisi oluşumunu sağlamıştır.
Yabancı yatırımlara ve ekonomik büyümeye ilişkin destek gözlemledik ve umarız bu durum devam eden küresel krize rağmen devam eder. Avrupa fonu bizim altyapı, tarım, servis hizmetleri ve eğitim gibi alanlardaki bazı projelerimizi uygulamamız için olanak sağlayacaktır.
Bu durum işsizliği düşürdü mü?
Muhakkak ki, çok sayıda Romen vatandaşının yurt dışına gitmesi ve orda kalması Romanya'daki işsizliğin düşmesine de katkı sağlamıştır. Çünkü İspanya, İtalya ve başka ülkelere giden Romen vatandaşı sayısının oldukça büyük olduğunu biliyoruz. İşsizlik oranının düşmesinin en önemli nedeni ekonominin hızla büyümesi. Mali politikamız rekabeti teşvik eden bir yapıya kavuştu. KOBİ'lerin geliştirilmesi için devlet devamlı finansal destekler verdi.
Proje finansmanından sözedebiliriz. Tekrar yatırılan gelirler için vergilendirmelerin kaldırmasından bahsedebiliriz bu anlamda. Şu anda parlamentoda oylanmayı bekleyen bütçe ile ilgili söylemek istediğim bir şey var: Finansal kriz ortamına rağmen bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 20'si yatırımlara ayrılmış durumdadır.
Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda ne düşünüyorsunuz?
Herşeyden önce şunu belirtmek isterim ki, Romanya Türkiye'nin AB' ye katılımını desteklemektedir. Çünkü Romanya emindir ki, Türkiye'nin AB üyeliği hem Türkiye'nin hem de AB'nin menfaatine olacaktır.
Türkiye Romanya'nın NATO üyeliğini güçlü bir şekilde destekleyen ülkelerden birisidir. Bu nedenle bizim Türkiye'ye manevi bir borcumuz var. AB üyeliği konusundaki tecrübemizi Türkiye ile paylaşmaya hazırız. Deneyimlerimiz kanıtlıyor ki, AB'ye katılım süreci, yüksek çaba gerektiren bir süreçtir.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği forumuna nasıl bakıyorsunuz? Amaca ulaşıldı mı?
Bildiğiniz gibi Romanya ve Türkiye KEİ'i kuran ülkelerden. Karadeniz bölgesinde barış, istikrar ve güvenliğin sağlanması hem Romanya'nın hem Türkiye'nin önceliği konumunda. Romanya ve Türkiye'nin Karadeniz'deki bölgesel işbirliği, Romanya Türkiye işbirliğinin önemli bir unsurudur. Bu doğrultuda KEİ örgütünün profilinin yükseltilmesi hususunda çaba gösteriyoruz. Romanya bu yıl genel sekreter yardımcısı konumuna adaydır. Amaca ulaşmak için daha fazla çalışmak gerekiyor. Tabiki her zaman beklentiler sonuçlardan daha büyük olacaktır.
Sizce Türk halkı Romenleri, Romenler de Türkleri yeterince tanıyor mu?
Öncelikle belirteceğim hususlar var. 2008 Haziranı'nın sonundan beri Türkiye'deyim ve buraya yerleştim. Romanya'nın gelişmiş dostluk ve işbirliği bağlarının olduğu bir ülkeye, Türkiye'ye büyükelçi olarak atanmaktan onur duydum.Türkiye'yi seviyorum, buradaki dostluklar ve misafirperverlik için teşekkür ediyorum.
1937'de Ankara'da yapılan bir konuşmada zamanın Romanya Dışişleri Bakanı "Uzun süren tarih boyunca insanlarımız birbirine saygılı ilişkiler geliştirmiştir. Bu birbirini etkileyen ilişkiler Romanyalı insanların kalbinde yüksek saygınlık ve Türk halkı için bir sevgi oluşturmuştur" demiş. Bu sevgi ve saygı günümüzde de devam ediyor. Artması için ise ben ve Bükreş'teki Türkiye Büyükelçisi yoğun çaba gösteriyoruz. İki ülke arasında, kültürel, sanatsal ve eğitim alanında, çeşitli seminer ve konferanslarda katılımı artırmaya çalışıyoruz.
Türkiye'ye gelmeden önce hangi ülkedeydiniz?
Buraya gelmeden önce 4 yıl Bükreş'teydim. Ondan öncede Romanya'nın Japonya büyükelçisiydim.
Türk ve Romen halkları arasında dikkatinizi çeken benzerlikler var mı?
Geçmişimiz ve yöreler göz önüne alındığında, iki toplum arasında birçok benzerlik var. Romence'de birçok Türkçe kelime var. Türk mutfağına adaptasyon sağlama konusunda herhangi bir sorun yaşamadım örneğin. Türk mutfağı sadece Romenler tarafından değil birçok yabancı tarafından beğeniliyor. Özellikle Romenler tarafından beğenilmektedir. Çünkü onların birçok yemeği Türkiye'deki yemeklere çok benziyor. Bazı yemekler hem isim olarak hem de yapı olarak aynıdır. Örneğin, sulama, mıhlama, çorba, sarma, baklava gibi isimler var. Bunlar ortak yemekler ve kelimeler, belki daha başka vardır.
Ayrıntılardaki Ion Pascu
Ferit B.PARLAK
ferit.parlak@dunya.com
2007 yılında AB'nin en hızlı büyüyen ülkesiÖ
1990'lı yılların başında 'bavul ticareti'; 2000'li yılların başında 'Hagi', 'Popescu', 'Rotariu', 'Lucescu' gibi futbol ustaları; son 3 yılda ise Türk müteahhit ve sanayicisine sağladığı yatırım olanakları ile Türkiye'nin gündemine damga vurdu Romanya.
Bu yakınlaşma, iki ülke arasındaki ticaret hacminin baş döndürücü bir hızla artışına vesile oldu.
2000 yılında (özelleştirmelerin de etkisiyle) 1.1 milyar dolarla yabancı sermaye çekmeye başlayan, sonraki 7 yıllık dönemde ise yaklaşık 32 milyar dolarlık yabancı sermaye çekmeyi başaran Romanya'da 10 binin üzerinde Türk sermayeli şirket mal ve hizmet üretiyor şimdi.
Gerçekleştirdiğimiz ihracatın 2008 yılında son iki aydaki düşüşe rağmen 4 milyar Dolar'a, ithalatın ise 3.5 milyar Dolar'a çıkması, iki ülke arasındaki dış ticaret hacminde 5 yılda 4 katın üzerinde bir artış sağlandığını gösteriyor.
Romanya devleti ikili ilişkilerin daha da geliştirilebileceğine inanıyor ve bu inancını, "Beraber gerçekleştirilecek bir mevzuat ile birlikte Avrupa fonlarının çekilmesi", "Avrupa'da Rhein'den Main'e kadar su yoluyla girişi sağlayacak Tuna-Karadeniz projesi", "Orta Asya-Trabzon-Köstence AB Ulaşım Koridoru", "Romanya'nın güneyinde oluşturulacak büyük bir teknolojik park projesi" gibi projelerde Türk devleti ve yatırımcısıyla çalışmak istediğini belirterek kanıtlıyor.
Büyükelçi Ion Pascu'da sohbet sırasında, Türkiye'ye verilen önemi ayrıntılarıyla anlatıyor.
2013 yılına kadar AB fonlarından 30 milyar Euro'ya yakın kaynak aktarılacak Romanya, Türk yatırımcısı için önemli fırsatlar taşıyor.
Avrupa'nın en hızlı büyüyen ülkesinde 10 binin üzerinde Türk şirketinin bulunması ise girişimcilerimizin bu fırsatın farkında olduğunu gösteriyor.
|