Komşularımıza birer ayna verebilseydik
Komşularımıza birer ayna verebilseydik
Mehmet Y. YILMAZ 27.05.2009 Hürriyet BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’den kaçmak zorunda kalan azınlıklar için "Yapılanlar faşizan davranışımızın sonucudur" demesi Yunanistan’da da yankısını bulmuş.
Yunan gazeteleri Erdoğan’ın "milli bir tabuyu yıktığını" yazıyorlar.
Bir gazete de bu konuşmadan sonra Heybeliada Ruhban Okulu ve Rum vakıf malları ile ilgili sorunların çözülebileceğini söylüyor.
"İnsanın kendi kusurunu görememesinin bir örneği daha" diye düşündüm, bu haberleri okurken.
Erdoğan’ın konuşması ile ilgili haberlerin yanına mesela şöyle bir haber yakışmaz mıydı?
"Biz de 1974’ten sonra Rodos’ta, İstanköy’de çok baskı yaptık, insanlarımızın kaçmasına neden olduk. Türklere, Batı Trakya’da kaçıp, vatandaşlıktan atılsınlar diye çok zulüm yaptık. Vakıflarına el koyduk, camilerinin harap olmasını seyrettik, ’siz Türk değil, Müslüman Yunanlısınız’ dedik, çok ayıp ettik!"
Hatta bunu Karamanlis söyleyebilseydi daha iyi olmaz mıydı?
Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Hristofyas "1974’ten önce çok faşizanca işler yaptık, etnik temizliğe teşebbüs ettik, cennet adamızı cehenneme çevirdik" diyebilseydi, hayatın akışı değişmez miydi?
Bugünkü Ermenistan’dan bir lider çıkıp da "Yüzyıllarca yan yana yaşadığımız komşularımızı, Karabağ’dan kaçırtmak için utanç verici işler yaptık" diyebilse Ermenistan bugünkünden daha kötü bir durumda mı olurdu?
Aslına bakarsanız, bu coğrafyada Balkan Savaşları’ndan beri kimsenin eli temiz değil.
Bütün mesele, tarihin değişik zamanlarında "devlet politikasıdır" diyerek yapılan zulümlerin samimiyetle kabul edilmesidir.
Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan, Ermenistan fark etmiyor.
Kimsenin kimseden bir fazlası da yok, eksiği de yok çünkü.
Bugünün demokratik dünyasında marifet, o yapılanları "faşizm" olarak tanımlama cesaretiyle ilgilidir. Bu cesareti gösterebilenleri alkışlayıp, kendi yaptığını hiç hatırlamamak değil!
|