''Baltık'tan Balkanlar'a, Balkanlar'dan Orta Asya'ya Bilge Adamlar: Avrasya Ekonomi Zirvesi"
AVRASYA EKONOMİ ZİRVESİ Anadolu Ajansı - Ekonomi Haberleri
Mayıs 7, 2009 - 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, yaşanılan ekonomik krizin çaresinin bulunacağını ancak yeniden başka krizler olmaması için dünyanın yeni bir mimariye ihtiyaç duyduğunu belirterek, '''Neme lazım' dediğiniz yerde, bilin ki dünya küçülmüştür. 'Neme lazım' diyenlerin hepsini, bu sorumsuzluktan doğan neticeler gelip çarpar'' dedi. 12. Avrasya Ekonomi Zirvesinin ikinci gününde, Demirel'in moderatörlüğünde ''Baltık'tan Balkanlar'a, Balkanlar'dan Orta Asya'ya Bilge Adamlar'' oturumu gerçekleştirildi. Demirel, oturumda yaptığı konuşmada, 2. Dünya Savaşının ardından, barış ve refahın birbirinden ayrılamayacağının kavrandığını ifade ederek, 1939 krizi sonrasında dünyada para meselelerini, kalkınmayı ve barışı sürdürmek üzere kurumlar oluşturulduğunu hatırlattı. Süleyman Demirel, ''Birleşmiş Milletleri kuran 51 devlet bugün 192'ye çıkmışsa bu barış sayesindedir. Bütün bunlara rağmen evrensel hukuk ve evrensel kurallar henüz istenildiği kadar etkili değildir'' diye konuştu. Dünyanın bütün ekonomileri alakadar eden bir krizle karşı karşıya olduğuna işaret eden Demirel, şöyle devam etti: ''Dünyanın tümünü ve büyük ekonomileri ilgilendiren meselelere dünya sessiz kalamaz, nasılsa buna çare bulacaktır. Ama yeniden başka krizler olmasına geldiğiniz zaman dünyanın yeni mimarisi lazım. 'Neme lazım' dediğiniz yerde, bilin ki dünya küçülmüştür. 'Neme lazım' diyenlerin hepsini, bu sorumsuzluktan doğan neticeler gelip çarpar.'' Beşeri sermayeyi en iyi kullanabilen ülkelerin en çabuk şekilde zenginleştiğini kaydeden Demirel, ''İnsanoğlu kendi belasını da kendi kuruluşunu da kendi elinden buluyor. Dünyayı yönetenlerin en önemli meselesi insanları bu yöne yöneltmektir'' dedi. 1992'de Helsinki'de düzenlenen toplantının ardından birbirinden ayrılamayacak unsurlar arasında barış ve refahın yanı sıra çevrenin de eklendiğine işaret eden Demirel, ''Çevre dediği yerküredir. Yerküre bugün imdat diyor'' ifadelerini kullandı. Demirel, AB'nin varlığını sürdürebilmesi durumunda dünya için çok önemli bir model olacağını belirterek, insanlar için hudutların lüzumsuz hale geleceği bir ütopyası olduğunu, bu ütopyada insanların tek dünya pazarı için üreteceklerini, savaşsız bir hukuk sistemine ulaşacaklarını anlattı. -''IŞIĞI GÖRDÜK DİYE YOLA DEVAM ETMEKTEN VAZGEÇMEMELİYİZ''- Hırvatistan Cumhurbaşkanı Stjepan Mesic, dünya nüfusunun yüzde 6'sının, toplam varlığın yüzde 60'ına sahip olduğunu belirterek, dünya nüfusu arasındaki bu büyük gelir farklılıklarının, hem etik hem de kalkınma sorunu olduğunu söyledi. Mesic, ''Bu kriz döneminde bir kısım insan, en iyi kalite havyar satın alamazken, bir kısım karnını doyuramaz hale geldi'' diyerek, neoliberal politikaların egemenliğinin yaşandığı son 30 yılda bu eşitsizliğin giderek arttığını vurguladı. Krize karşı alınan önlemlere değinen Mesic, yapılan çalışmaların olumlu olduğunu ancak çabaların mutlaka devam etmesi gerektiğini belirtti. Mesic, ''Aksi bir durum, ışığı görür görmez yolumuza devam etmekten vazgeçmek anlamına gelir. Tünelin sonunu görmeden içerisinde kalırız. Sistemik değişimler inşa etmek gerekiyor'' diye konuştu. Kosova Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu, bağımsızlığın ilanından bu yana bütün göstergelerin, Kosova'nın güçlü, sürdürülebilir ve rekabet gücüne sahip bir ekonomi geliştirmek zorunda olduğunu gösterdiğini kaydetti. AB ülkelerinin ve NATO üyelerinin çoğunluğu tarafından tanınmış olmalarının, bu ülkelerin Kosova ile ekonomik ilişkileri güçlendirmeye kararlı olduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Sejdiu, Kosova'ya hibe olarak 1,4 milyar dolarlık taahhütte bulunulduğunu söyledi. -''ORTAK SORUNLARA ORTAK ÇÖZÜMLER''- Bulgaristan 3. Cumhurbaşkanı Petar Stoyanov da küresel kriz dolayısıyla 2009 yılında dünya ticaretinin yüzde 12 azalmasının beklendiğine işaret ederek, Balkan ülkelerinde de gelişmenin önemli itici güçleri olan ihracat ve sermaye girişinin azaldığını kaydetti. Avrupa'dan gelen kaynakların 8-9 kat azalarak, 254 milyar avrodan, 30 milyar avroya düşmesinin beklendiğini ifade eden Stoyanov, ''Bu, krizle birlikte gerçekten acılı bir uyum süreci yaşanacağını gösteriyor'' dedi. Stoyanov, küresel krize karşı halihazırda alınan önlemlerin çok da yeterli olmayacağı görüşünü aktararak, ''Mevcut statükonun ötesine geçilmesi ve mentalite değişikliği gerekiyor'' diye konuştu. Stoyanov, sözlerini ''Geçmişte düşmanlarımız vardı. Şimdi artık sorunlarımız var. Ortak sorunları birlikte aşmalı, ortak sorunlara ortak çözümler bulmalıyız'' diyerek tamamladı. -''GÜVENİ İNŞA ETMEK İÇİN YENİ BİR KÜLTÜREL MODEL...''- Romanya 9. Cumhurbaşkanı Emil Constantinescu ise krizle birlikte son 10 yıllarda tüketime odaklanan sistemin değişeceğini belirterek, ''Tarihteki tüm imparatorlukların sonunu getiren kibir olmuştur. Neoliberal mali bankacılık sistemindeki sorun da kibirdir'' diye konuştu. Mevcut küreselleşmenin, ilk günlerinde oluşturduğu kültürden koptuğuna işaret eden Constantinescu, ''Demokrasi ve pazar ekonomisi için en önemli şey olan vatandaşların güveni kaybolmuştur. Bu güvenin yeniden inşa edilmesi için yeni manevi değerler üzerine kurulu, yeni bir kültürel model oluşturulmalıdır'' değerlendirmesinde bulundu. Moğolistan 2. Cumhurbaşkanı Natsagün Bagabandi de küresel ekonomik krize değindiği konuşmasında, krizi tek başına aşmayı ''Karadeniz'i bir kayıkla geçmeye çalışmaya'' benzetti. Her krizin mutlaka sona ereceğini, ancak bu süreçte bir şey yapmadan beklenmesi durumunda bir boşluğa düşüleceğini söyleyen Bagabandi, ülkelerin yatırım ortamlarını gözden geçirmesi ve daha avantajlı şartlar oluşturması gerektiğini kaydetti. Bu arada, oturum öncesinde Viyana Ekonomi Forumu Genel Sekreteri Büyükelçi Elena Kirtcheva ile ve Marmara Grubu Vakfı Başkanı Akkan Suver tarafından, iki kurum arasında işbirliğini öngören protokol imzalandı.
|