Anasayfa   İletişim  
Reklam  
-->
   
 
 
   
Google
   
   
    
 
 
 

 
 
 
 
 

Batili gözüyle Osmanli

Batili gözüyle Osmanli
 
20. yüzyilin en önemli tarihçilerinden kabul edilen Nicolae Jorga ile Fransiz sair Alphonse de Lamartine'in Osmanli tarihi üzerine kitaplari art arda yayimlandi


09/12/2005
Radikal Gazetesi
EFNAN ATMACA
Osmanli tarihi üzerine yazili kaynaklarin azligi yillardir tarihçilerin yakindigi bir konu. Bu konuda yazilmis yabanci kaynakli yapitlarin Türkçeye çevrilmemis olmasi da bu eksikligin önemli bir parçasi. Hatta Hammer'in yazdigi on cilttlik ansiklopedi neredeyse Türkçedeki tek eser diyebiliriz. Hammer'in yani sira Osmanli tarihi konusunda eser veren diger isimler ise Zinkeisen, Lamartine ile Jorga. Ve hos bir rastlantiyla Lamartine ve Jorga'nin eserleri pesi sira geçen günlerde yayimlandi. Seyh-ül müverrihin, tarihçilerin babasi, vezir-i azam, tarih bilgini gibi lakaplari olan Halil Inalcik'in "Her seyden önce Nikolae Jorga'nin Osmanli tarihi önyargilardan oldukça kurtulmus, belgelerin tanikligina öncelik veren ciddi bir tarihçinin eseridir" diye niteledigi Osmanli Imparatorlugu'nun Tarihi adli bes ciltlik ansiklopedi Inalcik'in da belirttigi gibi Osmanli'yi belgeler isiginda mercek altina yatiriyor. 1910-1940 yillari arasinda Romen siyasetinde etkin rol oynayan Jorga, hayati boyunca 'millet davasinda havari' olarak tanindi ve 1919'da Millet Meclisi Baskanligi, 1931-32 arasinda Basbakanlik yapti. 1940'da da siyasi bir cinayete kurban gitti.

Bizans-Osmanli sentezi
Avrupa'nin özellikle de Balkanlar'in kapsamli bir tarihini çikarmak için çalisan Jorga, Bizans ile Osmanli üzerine genis arastirmalar yapti ve tarihte ilk kez 'Osmanli sentezi' saptamasini yapan tarihçi oldu. Bu eser de özellikle yabanci devletlerinin arsivlerinden toplanmis belgelere dayanilarak hazirlanmis. Alman tarihçi Ranke'nin ekolünden gelen Jorga bu nedenle ansiklopedisinde daha çok belgeler üzerinde duruyor. Ancak her vakayi belgelere dayandirdigi gibi bulgularinin isiginda tarihin büyük tablosunu da çizmekten kaçinmiyor. Bes ciltlik kitapta en çok üzerinde durdugu ise Osmanli tarihindeki devsirmelerin rolü ile Istanbul'un fethi. Ayni zamanda 'Osmanli dünyanin en parlak dönemini temsil eder' diyen Jorga ansiklopedide Osmanli tebaasinda yasamis birinin olmasinin da etkisiyle tarihi yorumlarken devletin kültür yapisinin detayli bir sekilde inceliyor. Osmanlinin etnisiteye ve kültüre çok önem verdiginin altini çizen Jorga devletin de bunu olumlu yönde kullandigini söylüyor. Ayrica Osmanli'nin Balkanlarda siyasi birligin saglamak için gümrükleri kaldirdigini, emniyeti sagladigini da belirtiyor ansiklopedisinde. Hep tartisilan Sultan II. Abdülhamid devriyle ilgili de ilginç saptamalar yapan Jorga bu bölümde "Türkiye'nin çok kritik bir zamanda kaderini neredeyse 40 yila yakin bir süre ellerinde tutan Sultan II. Abdülhamid'in, keske dedesi Sultan Mahmud gibi, despot da olsa bir ideali olmus, keske daha ulvi amaçlar için yasamis ve çaba göstermis olsa idi" diyor.
Eserini 1912 yilinda yani henüz Osmanli Imparatorlugu yikilmadan tamamlayan Jorga'nin ansiklopedisinde elbette eksikler ve yanlislar var. Özellikle de 1912'den sonra yapilan arsiv çalismalari göz önüne alindiginda. Ancak burada bir parantez açmak gerekiyor. Çünkü Osmanli'nin yikilisini, Türkiye'nin dogusunu görmeden ansiklopediye son noktayi koyan Jorga eserini su 'düsündürücü' cümlelerle bitiriyor: "Neticede Osmanli Imparatorlugu bir hatiradir, hem de tehlike getirebilecek bir hatira. Bugüne kadar Rumlarin, Ermenilerin, Yahudilerin ayrica 16. ve 17. yüzyillarda yasayan devsirmelerin haleflerinin hükmündeki Istanbul'da ve Rumeli'nin, Makedonya'nin ve Anadolu'nun köylerinde, bes yüz yildan beri atalarinin cesaretiyle kurulan devletin gidisatindan tamamen soyutlanmis bir halk yasamaktadir. Bu halk, Türk halkidir. Jöntürkler'in misyonlarini yerine getirmek için en güzel hizmet, bu gayretli, namuslu, çaliskan ve kanaatkâr, son derece misafirperver fedakâr ve dindar halki, tefecilerin ve genelde baska soylardan gelen memurlarin baskisindan kurtarmak ve Fransizca kitaplar okumasa, gazete çikartmasa ve mecliste bir konusmanin ne anlama geldiginin bilincinde olmasa da, bu halka tarihi rolünü geri vermektedir. Bu, neredeyse tamami savasmasini bilmeyen ve hiçbir sey feda etmek istemeyen Selanik'teki gürültücü Yahudilere, kalben Osmanli Devleti'ne düsmanlik besleyen Fenerli Rumlara, Makedonya'nin içine kapanik Bulgarlarina, Erzurum'daki intikam atesi ile yanan Ermenilere, kainatin tüm dillerinde dayanisma ve birlik içinde yeni bir Osmanli vatanseverligi hakkinda vaazlar vermekten çok daha güzel ve çok daha faydali bir is olacaktir."


Siparis üzerine yazilan tarih
Aslen bir Fransiz sairi olan Alphonse de Lamartine'in üç ciltlik ansiklopedisi de Jorga'ninki gibi Osmanli tarihine erbaplarin deyimiyle objektif bakiyor. Ancak Jorga'nin Romen olmasindan kaynaklanan cografyanin nabzini tutmasinin aksine Lamartine, Osmanli'ya biraz daha oryantalist açidan yaklasiyor ve mensubu bulundugu romantik akiminin da etkisiyle lirik ve hikâyesel bir tarih anlatiyor. Daha çok Osmanli'nin gösterisli, renkli, çekici görüntü ve kisilerini yansitiyor. Ayrica Osmanli'yi övmekten de geri durmuyor: "Türk, bir irk, bir millet haysiyetiyle yer yüzünün en serefli insanidir. Seciyeleri pek necip ve yücedir. Secaatleri (yigitlik, yüreklilik) yorulmaz bir kuvvet hâlindedir. Dinî ve vatanî faziletleri her bitaraf ruha hürmet ve hayranlik verir. Necabetleri (soyluluklari) alinlarinda ve amellerinde (hareket, is) yazilidir. Iyi kanunlari, daha münevver hükümetleri olsaydi dünyanin en birinci milleti olmak sifatini kazanirlardi.
Bütün sevki tabiileri asilanedir.
Vecd ile yasayan duygulu bir millettir. Onlarin yurdu 'Efendiler' diyâridir. Kahramanlar, sahsiyetler ülkesidir. Bence, insaniyete seref veren böyle bir milletin düsmani olmak, insanligin düsmani olmaktan farksizdir. Böyle bir lekeden Allah beni korusun."
1790 yilinda dogan Lamartine yaptigi seyahatlerin ve 'Göl' adli siiriyle yakaladigi ününün ardindan 1831'de politikaya atildi. Ilk yil basariya ulasamayan Lamartine, Dogu ile ilgili ilk yazilarini 1835'de 'Dogu'ya Seyahat' adiyla yayimladi. 1837'de milletvekili seçilen sair Fransiz politik arenasinda gitgide basarili olmaya basladi. Özellikle de Terör Dönemi hakkinda yazdiklariyla büyük destek elde etti. 1848'de Fransa Disisleri Bakanligi'na getirildi. Kisa bir süre sonra bakanliktan ayrilarak cumhurbaskanligina adayligini koydu fakat kazanamadi. 1851'deki hükümet darbesinden sonra popülerligini yitirdi ve hayatinin geri kalaninin unutulmuslukla yoksulluk içinde yasayarak geçirdi, 1869'da öldü. Lamartine'in bu eseri de 1838 ve 1851 yilinda Osmanli'ya yaptigi gezilerden ortaya çikmis. Daha çok Sultan Abdülmecid dönemini konu alan kitap zaten padisahla yaptigi bir söylesiyle basliyor. Kitap boyunca daha çok Osmanli haremindeki entrikalar, haremaglari ile cariyelerin soguk savaslari üzerinde durup bunlari sairane bir dille anlatan Lamartine siyasal degerlendirmelerini ise din üzerinden yapmayi tercih ediyor ve: "Osmanlilarin elindeki Islamiyet inanmak ve itaat altina almaktan baska bir sey bilmezken, Hiristiyanlik yaptigi fetihlerde eritme ve hükmetmeyi uyguluyordu" yorumunda bulunuyor. Hatta Osmanli'ya karsi "Dünyaya yalniz bir kere bakmak zorundaysan sadece Istanbul'a bak" diyecek kadar pozitif ayrimci bir tavir sergiliyor. Lamartine'in bu kapsamli kitabi, çok parasiz oldugu dönemde Osmanli devletinin siparis üzerine yazdigi da söylenir. Ancak Rusya'nin yayilmaci politikasi karsisinda bunalan Osmanli devletinin, bu tehdide karsi Avrupalilarin dikkati çekmek ve Fransa ile diplomatik iliskilere katkida bulunmak için kitabi siparis ettigi belgesi olmamasina ragmen otoriteler tarafindan daha dogru kabul gören bir sav. Bu dogru olsa bile kitap, Osmanli tarihine Batili bakis açisini sergiledigi için önemli. Basta da belirttigim gibi bana kalirsa Lamartine'in 'sairane' tarihi için dikkat edilmesi gereken tek husus oryantalist bakis açisi. Çünkü Edward Said'in dedigi gibi: "20. yüzyil yazarlari Dogu hakkinda degil, Dogu'nun yerine konusmuslardir. Dogu ise kendisi konusamazdi, çünkü tümüyle susturulmus bir dünyaydi."



OSMANLI IMPARATORLUGU TARIHI (5 cilt)
Nicolae Jorga, Çeviren: Nilüfer Epçeli, Yeditepe Yayinevi, 2005, 2356 sayfa, 138.89 YTL.


OSMANLI TARIHI (3 cilt)
Alphonse de Lamartine, Çeviren: Dr. Resat Uzmen, Bilge Kültür Sanat, 2005, 1337 sayfa, 56.48 YTL.

 

 
Nutuk (Sesli ve Görsel)
 
Etkinlik Takvimi
Kasım , 2024
PzrPztSalÇrşPrşCumCts
1 2
3 4 5 6 7 8 9
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
 
 
 
 
 
Copyright Aralık 2002 © balkanpazar.org
tasarım ve uygulama Artgrafi.net