Balkanlar’ın Ankara’dan beklentisi yüksek
Balkanlar’ın Ankara’dan beklentisi yüksek / Siyaset / Fikret Bila / Yön Milliyet Temmuz 28, 2009 Bağımsızlığına yeni kavuşan Karadağ’ın Sırbistan sınırında çam ormanlarıyla kaplı, doğa harikası Hayla Dağı’nın tepesindeki Boşnak kasabası Rozeja’dayız. Kent merkezindeki otelin girişinde kocaman bir Osmanlı tuğrası göze çarpıyor. Duvarlarda Osmanlı dönemini resmeden büyük boy tablolar. Osmanlı bayrakları, sancaklar. Otelin lobisinden Türk Sanat Müziği şarkıları yükseliyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, kentin tek caddesinde yoğun ilgi görüyor. Davutoğlu, her kafede ayrı ayrı ağırlanıyor. Sarılanlar, öpenler, Türkçe sohbet edenler. İstanbul’dan söz edenler. Babasından, dedesinden dinlediği Osmanlı anılarını aktarmaya çalışanlar. Kasabada bir bayram havası...
Anadolu belediyesi gibi Bir bakan, bir Anadolu kentinin belediyesinde nasıl karşılanırsa Davutoğlu da Rozeja’da öyle karşılanıyor. O kadar ki, Rozeja Belediye Başkanı, Türkiye’deki belediye başkanları gibi, kentin ihtiyaçlarını Davutoğlu’na sıralıyor. Altyapıdan sağlık ocağına, okuldan iş olanağı yaratılmasına kadar... Bu talepler sadece Rozeja’yla sınırlı değil. Diğer Boşnak yerleşim birimleri de ihtiyaçlarını bir şekilde bakana iletiyorlar.
Davutoğlu duyarlı Dışişleri Bakanı, bütün taleplere karşı duyarlı davrandı. Hepsini tek tek dinledi. Dönüş yolunda verdiğimiz molada ekibini toplayıp, neler yapılabilir, hangi kaynaklardan yardım iletilebilir, kalem kalem değerlendirdi. Sağlık Bakanlığı’ndan, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan, sivil toplum kuruluşlarından, TİKA’dan yararlanarak, bu taleplerin nasıl karşılanabileceği konusunda araştırma yapılması talimatını verdi. Sorunlar aynı: doktor, öğretmen, derslik, hastane, tıbbi cihaz, yol, köprü, su tesisatı...
Şarık Tara’ya çağrı Rozeja’daki Boşnaklar, sadece devletten değil, büyük işadamlarından da yardım bekliyorlar. ENKA’nın Onursal Başkanı Şarık Tara bu isimlerin başında geliyor. Rozeja’ya ulaşmak için 3,5 saatte zor geçtiğimiz dev kanyon “Tara” adını taşıyor. Rozeja’dan da geçen ve kanyonda kaybolan ırmağın adı da Tara. Kasabanın önde gelenleri “Tara” yazılı tabelaları gösterdikten sonra söze giriyorlar: “Şarık Tara bu toprakların insanıdır. İşte ismi de bu vadiden, bu ırmaktan geliyor. Eğer sağlık ocağımız özellikle kadın doğum alanında gerekli altyapıya kavuşturulmazsa, Karadağ hükümeti ocağımızı kapatacak. Kışın en yakın hastaneye 4,5 saatte ulaşabiliyoruz. Sağlık merkezimizin kapatılmaması, aksine donatılması gerekiyor. İşadamlarımızdan da yardım, katkı bekliyoruz.”
Davutoğlu’nun haritası Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Balkanlar’ı çok iyi tanıyor. Bir yerden söz açıldığında hemen Balkanlar haritasını istiyor ve harita üzerinde büyük bir heyecanla kentleri, kasabaları gösteriyor ve üniversitede ders anlatır gibi tarihiyle olayları anlatıyor. “İşte şurası” diyor, “İşte Mehmet Akif Ersoy’un doğduğu şehir. Pec, yazıyor ya işte orası. Şurası Plav. Şimdi biz şuradayız. Karadağ’ın 6 komşusu var. Denizden İtalya’yı komşu sayıyorum. Buradan şöyle giderseniz, Bosna-Hersek, şurası Makedonya, aşağı şöyle inerseniz, şu hat üzerindeki şu kasabalar 1912’de şunu yaşamışlardı. Şu Sancak bölgesi, üçte ikisi Sırbistan’da, üçte biri Karadağ topraklarında. Rozeja ile Yenipazar arasında karayoluyla 60 km var...”
Siyasi bakış Davutoğlu’nun Balkanlar’a bütüncül bir bakışı var. Osmanlıcılık yakıştırmalarını kabul etmiyor. “Hayır” diyor, “Bizim öyle bir yaklaşımımız yok. Biz ülkeleri rahatsız etmeden, bu coğrafyada yaşayan toplumların çağdaş değerlere ve olanaklara kavuşmasını istiyoruz. Bağlı oldukları ülkelerle de iyi ilişkiler ve işbirliği sağlamak istiyoruz. Avrupa Birliği değerlerini ortak değerler olarak görüyoruz. Sırbistan’la da, Karadağ’la da, Bosna-Hersek’le de, Makedonya’yla da, Kosova’yla da, Arnavutluk’la da, Yunanistan’la da işbirliğine ve dostluğa dayalı ilişkiler geliştirmek istiyoruz. Sırbistan’ın Türkiye’ye gösterdiği sıcak ilgi, bölgedeki krizlerin kontrolü bakımından önemli sayılmalıdır. Hiçbir etnik veya dini ayırım gözetmiyoruz.”
|