Filibe
ABDULLAH AYMAZ - Filibe
Zaman Gazetesi Temmuz 21, 2009 (06:07)
Kendimizden pek çok şey bıraktığımız Filibe, hatıramızda pek çok güzelliği canlandırır. Osmanlı'nın Tatar Pazarcığı dediği Pazarcık'tan, Isparta'mızın güllerinin asıllarının geldiği söylenir. Zamanında oraya Çorum Sungurlu'dan Tatarlarımız göç etmiş... Meriç Havzası, pirinciyle meşhur. Evliya Çelebi'mizin dediği gibi, Osmanlı'ya Mısır'dan pirinç gelmese bile buradan gelen pirinç yetermiş. Meriç Nehri, Filibe'yi ikiye ayırıyor. Şu anda Filibe'de Güneydoğu Avrupa'nın en büyük fuar alanı mevcut...
1365–1368 yıllarında yaptırıldığı Murad Hüdâvendigâr'ın Büyük Camii, Filibe'nin şehir merkezinin tam orta yerinde... Ulu Cami ve Cuma Camii de denilen bu mabede Bulgarlar Cumayata Camii diyorlar. Zaten şu anda caminin bulunduğu yere de Cumayata Meydanı diye de isim veriyorlar.
1553 yılında Filibe'ye uğrayan Hans Dernschwan, bu ulu mabet Hüdâvendigar Camii'ni, büyük ve muhteşem bir yapı olarak tarif etmektedir.
Hüdâvendigâr Camii orijinalde, bedesten, han, hamam ve imareti ile birlikte bir külliye olarak inşa edilmiştir. Bu yapıların çoğu çeşitli sebeplerle ortadan kalkmıştır. Külliyenin en önemli yapılarından olan Kurşunlu Han, şimdi bir alışveriş merkezi olarak bulunmaktadır.
1652'de Filibe'ye uğrayan Evliya Çelebi, "Çarşı içinde kalabalık cemaate sahip Ulu Cami, Edirne Fatihi Gazi Hüdâvendigâr Sultan I. Murad Han'ındır. Kârgir yapı büyük kubbelerle bezenmiştir ve caminin içi çok süslenmiştir." demektedir.
Komünizm döneminde sadece bu cami göstermelik olarak bırakılmıştır. Diğer 54 cami zaten Balkan savaşlarından sonra peyderpey tahribata uğramıştı... Caminin hemen bitişiğindeki tarihî hipodromun kazıları sebebiyle camide tahribat başlamış, zemininde ve tavanında kaymalar ve çökmeler görülmüştür. Tamamen harabe haline gelmemesi için bizim yetkililer devreye girmiş ve 2006'da İstanbul Belediyesi'nin üstlenmesiyle 2,5 milyon Euro masrafla aslına uygun olarak yapılan tamiri, geçen sene (5 Eylül 2008) tamamlanmıştır. Açılışına, Kadir Topbaş ve Filibe belediye başkanı katılmıştır. Bu camiyi, dışişleri bakanı iken Abdullah Gül, Meclis başkanı iken Bülent Arınç ziyaret etmiştir. Ayrıca eski Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve şimdiki Dışişleri Bakanı'mız Ahmet Davutoğlu da bakan olmadan önce ziyaret etmiştir. Bunların dışında birçok siyasimiz de ziyaret etmişlerdir.
Bulgarlar, Hüdâvendigâr Camii'ni tamir etmemizin karşılığı olarak da kendileri İstanbul'daki Dimitri Kilisesi'nin tamirini istemişler ve karşılıklı olarak anlaşma yapılmıştır...
Gerçekten bu cami, muhteşem bir mabet olarak göz kamaştırıyor... Caminin iki imamı ile görüştük. Birisi, ilahiyatı Türkiye'de bitirdikten sonra şimdi Bulgaristan'da doktorasını yapıyor. Öbürü de Nüvvab mezunu...
Hüdâvendigâr'ımızın hatırası bu ulu mabede yaptığımız hizmetten dolayı, Filibe'deki Müslümanlar, Türkiye'den çok memnunlar. Selçuklu mimarisinden Osmanlı'ya geçişteki çok kubbeli yapıya sahip bu muhteşem eser, İstanbul gibi yedi tepe üzerinde duran Filibe'yi, Balkanlar'ın boynuna asılmış bir gerdanlık gibi güzelleştiriyor...
Trafiğe kapalı olan cami çevresini geziyoruz. Hemen yanındaki hipodrom da tarihî bir yapı olması itibarıyla pek çok turistin uğrak yeri... Oradan yaya olarak Filibe'nin eski şehir yeri olan ve hâlen o günlerin izlerini taşıyan sokaklarına yöneliyoruz. 21 Haziran 2009, Pazar
|