TURİZM
• "Balkanlar ve Turizm" Konulu Panel..9 Temmuz 2005
• Edirne'nin turizm potansiyeli , Dünya Gazetesi, 17-02-2005 Cemil Güler / Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
• Kenan MORTAN - Ege'yi buluşturmak, Dünya Gazetesi, 01-02-2005
• BALKAN ÜLKELERİ TURİZMCİLERİ İSTANBUL'DA BULUŞTU... 23-11-2003
• 5.TÜRKİYE EGE KIYILARI VE YUNANİSTAN EGE ADALARI EKONOMİK ZİRVESİ SONA ERDİ... - ZİRVENİN SONUÇ BİLDİRGESİNDE BİRÇOK ALANDA İŞBİRL 28-09-2003
• 5.TÜRKİYE EGE KIYILARI VE YUNANİSTAN EGE ADALARI EKONOMİK ZİRVESİ SONA ERDİ... - ZİRVENİN SONUÇ BİLDİRGESİNDE BİRÇOK ALANDA İŞBİRL 28-09-2003
• TURİZM BAKANI AKŞİT BULGARİSTAN`DA... 08-09-2003
• BAFTAA says everything is okay in Istanbul , News Corporation S.A., November 30, 2003
• Tourism Associations Of Balkan Countries Meet In Istanbul, Bulgarian Economic Forum, November 25, 2003
• Balkan Federation of Travel Agencies Association http://www.baftaa.com/
• Turizmde dostluk mesajı Akşam 24-11-2003
• Başaran Ulusoy: Balkanlardaki mirası yaşatmak için görmek gerek
"Balkanlar ve Turizm" Konulu Panel..9 Temmuz 2005
16. Burhaniye Festivali kapsaminda 9 Temmuz 2005 tarihinda Izmir Balkan Dernekleri Federasyonu tarafindan "Balkanlar ve Turizm" kunulu bir panel duzenlendi. Oturum baskanligini Izmir Balkan Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Rifat SAIT'in yerine getirdigi panele konusmaci olarak TRT Yonetim Kurulu Uyesi Orhan KALKAN, Turizm Acenteleri Balikesir muduru Arda INAL ve Adnan TASAR katildilar.
Edirne'nin turizm potansiyeli , Dünya Gazetesi, 17-02-2005 Cemil Güler / Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Turizm, bugün dünya gayri safi milli hasılasının önemli bölümünü oluşturan bir sektör konumunda. Tüm dünyadaki ekonomik duraklamaya karşın, büyümesini devam ettirmekte olan bacasız sanayi turizm, dinamik yapısı ile ülkelerin gelişmesinde, kalkınmasında önemli bir itici güçtür. Dünyadaki pek çok başkent, o ülkenin turizm gelirinde başı çekmektedir. Bu durum başkentlerin devlet merkezi olma özelliğinden kaynaklandığı sanılsa da, başkentlerin tarihsel, kültürel alanlardaki zenginlikleri, doğal güzellikleri, ulaşım, ticaret ve kongre merkezi olma özellikleri bu konuyu belirleyicidir. Edirne, Romalılar'dan Osmanlılar'a kadar 2500 yıllık bir tarihi mirası günümüze kadar getirmiş, Osmanlı İmparatorluğu'na yüzyıla yakın başkentlik yapmış ve tarih boyunca doğu-batı yolunun en önemli geçiş noktası olmuştur. Meriç ile Tunca nehirlerinin birleştiği yerde, Güneydoğu Avrupa'nın Anadolu'ya zorunlu geçiş yolu üzerinde bulunması nedeniyle de göç, istila, ticaret ve kültür alışverişini yaşamış bir kent olarak günümüze gelmiştir. Edirne, Türkiye'nin en büyük kara sınır kapısı Kapıkule ile Bulgaristan, Pazarkule ve İpsala sınır kapıları ile Yunanistan üzerinden Türkiye'nin Avrupa ile bağlantısını sağlamaktadır. Ayrıca Yunanistan ve Bulgaristan bağlantılı demiryolu ulaşımı da bulunmaktadır. D-100 karayolu ve TEM ilimizde son bulmaktadır.
Ülkemizin en önemli sınır kentlerinden biri olan ve Bulgaristan ile Yunanistan'a 5 sınır kapısı ile açılan, tarihsel ve coğrafi olanakların bulunduğu özelliklerle bir uygarlık şehri olan Edirne, büyük bir iç ve dış turizm potansiyeline sahiptir. İçinden 3 nehrin geçtiği aynı zamanda üç semavi dinin mensuplarının yaşadığı Edirne, başta Osmanlı ve İslamiyet eserleri olmak üzere her dinden ve kültürden insanın kendisinden bir şeyler bulabileceği camileri, dini kompleksleri, köprüleri, saraylarıyla adeta yaşayan bir açık hava müzesidir.
Türkiye'yi Avrupa'ya bağlayan, yurda girip çıkanların uğrak yeri olan Edirne, eşsiz bir kültürel ve tarihi dokuyu üzerinde barındıran ender kentlerden birisi ve gerçek anlamda Balkanlar'ın merkezidir. Edirne, İstanbul'a 225 kilometre yani iki buçuk saatlik bir mesafede turistleri ilk karşılayan ve ayrılışlarında uğurlayan son izlenimlerin edinildiği bir merkez konumundadır. Zengin tarihsel miras ve kültürel değerleri ile tarihte pek az kente sahip olan özelliklere sahip Edirne, ne yazık ki bu potansiyele rağmen turizm hareketlerinden ve özellikle kültür turizminden bugüne kadar hak ettiği payı alamamıştır. 600'e yakın tarihi yapının mevcut olduğu şehrimizde 4 veya 5 yıldızlı otelin yokluğu turizmi olumsuz etkilemektedir. Odamız bu konuda yoğun çaba harcamakta ve girişimlerde bulunmaktadır.
Kültür turizmi açısından önemli olduğu kadar din turizmi açısından da önemli bir potansiyele sahip olan Edirne, turizm, özellikle kültür turizmi açısından etkinliğini sürdürecek ve AB'ye giriş süreci içinde yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi olma özelliğini taşıyacaktır. Bu amaçla bu cazip kentimizin muhteşem tarihi eserlerine yakışır imkanlara ve kalite düzeyine ulaştırılması ve tanıtımı için her çabanın gösterilmesi gerektiğine içtenlikle inanıyorum.
Ve tabii Edirne'nin sadece bir transit merkez olarak değil, turistlerin yeterli zaman ayırarak ziyaret ettikleri bir turizm kent olmasına çalışılmalıdır. Edirne'nin dünya çapında bir cazibe merkezi olan İstanbul'a çak yakın olmasının avantajından da en iyi şekilde yararlanmak gerek. Edirne sahip olduğu ayrıcalıklar ve var olan potansiyeli ile ülkemiz ve dünyanın gözde kentlerinden biri olmaya en yakın kenttir. Son yıllarda kabuğunu yırtmaya başlayan ulusal ve uluslararası projenin katılımcısı ve uygulayıcısı olan Edirne, ağır fakat emin adımlarla ülke ve dünya gündeminde yerini almaya, sesini duyurmaya başlamıştır.
Kentimizin iç ve dış turizmden ciddi paylar alan bir Edirne, yurt içinde ve dışında tanıtım işini tamamlayan bir Edirne, sağlık turizminin nerelerdeyse merkezi olan Edirne, sahip olduğu doğal güzellikleri ile 3. yaş turizminin merkezi olmaya aday bir Edirne, dev oteller zinciri içinde yer alan bir Edirne olması en temel arzumuzdur. Edirne'nin var olma potansiyelini canlandırmak ve gerçek bir Avrupa kenti yapmak için el birliği ile çalışmak ve Edirnemizi hak ettiği konuma getirmek zorundayız.
Ege'yi buluşturmak, Dünya Gazetesi, 01-02-2005
GLOBUS / Kenan Mortan
Arkeolojinin önde gelen isimlerinden Ordinaryus Ekrem Akurgal rahmetli, Ege'deki yaşamı bir "simbioz ilişkiye" benzetirdi. Adalar olmadan Ege kıyıları yaşayamaz. Aksi, Ege kıyılarından yararlanmadan adalar için yaşam yoktur. Geçenlerde Akurgal hocanın klasik eseri "Anadolu Uygarlıkları" eserini karıştırdım. Datça (Knidos) bölümünde verilen bilgi ilginçti. Datça, tarihteki başarısını; Rodos Adası, İstanköy Adası, Bodrum (Halikarnasos) ile birlikte Batı Anadolu kıyılarında bir Dor Kentler Birliği ile sağlamıştı. Bu örneklerin benzeri Foça ve Midilli için de geçerliydi. Yaşama kuralı çok açıktı: Biri olmadan ötekisi yaşamıyordu! Bu, antik dönemde olduğu gibi bugün için de geçerli.
Son iki yılda Ege Bölgesi'ndeki DÜNYA buluşmalarımıza göz gezdirdim. Muğla'da MUGİAD ile turizmin nasıl geliştirileceğini ele almışız. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası'nda da daha çok iç pazarın önündeki engellerin nasıl kalkacağını. Balıkesir Ticaret Odası'nın konuğu olarak ele alınan konu yılın neler getireceği olmuş. Aydın'da Arı Hareketi ile birlikte bölgesel gelişmeyi ele almışız. Bir tek Burhaniye Ticaret Odası'nda, Midilli Adası'yla zeytinyağı alanında ilişkilerin nasıl geliştirileceği görüşülmüş. Bir de Edirne'ye haksızlık etmeyelim! Edirne Ticaret ve Sanayi Odası ile iki buluşmamızda komşularla işbirliği tartışıldı. Edirne, bir adım öteye giderek bir projeyi hayata bile geçirdi. Edirne'yi bir yana koyarsak, bütün bunlarda önemli bir eksiklik görüyorum. Buluşmalarımızı pazarı genişletecek bir pencereden ele almamışız! Pazar genişlemesi için olaya sınır ötesinden bakmamız gerek. Bu anlamda Ege illeri için en yakın sınır ötesi, Yunanistan ve adaları. Türkiye ile Yunanistan arasında gelir farkı düz bir hesapla bire dört. Üstelik Yunanistan-Türkiye ticaret ilişkisi komşular arasında en hızlı gelişen ülke durumunda. Pazar olanakları çok fazla.
Bu büyük açığı gidermek için bu güne dek daha çok devlet ve merkezi kurumlar anlaşmalar ve işbirliği protokolleri imzaladı. İşin doğası da buydu zaten. Çünkü, uzun bir gerilim dönemi sonrası birdenbire sivil toplumun devreye girmesini beklemek olanaksızdı.
İki ülke arasında şöyle bir yapılan anlaşmaları taradım: Özellikle 2000 yılı sonrası İsmail Cem-Papandreu döneminde bir dizi işbirliği belgesi var. Önce, 2000 yılında turizm alanında bir işbirliği anlaşması imzalanır. Bunu çevre alanında işbirliğini öngören bir mutabakat zaptı izler. Kaçak işgücünün takibinin ekonomik yollarla yapılmasını öngören bir başka anlaşma imzalanır. Aynı yıl, bu kez Atina'da, 4 Şubat 2000'de kültürel işbirliği yapılmasını öngören bir anlaşma imzalanır. Radyo ve TV arasında ortak yayınlar bile öngörülür. Bunu 5 yıllık işbirliği öngören bir ekonomik anlaşma izler. En sonuncusu Atina'da imzalanan denizcilik alanındaki işbirliği anlaşmasıdır.
Bu anlaşmaların büyük bir kısmı şimdi beş yılını geride bırakıyor. İz bırakanını hatırlamıyorum. Ötesi, birçok alanda kötüleşme bile var. Ayvalık-Midilli ve Rodos-Marmaris arası deniz seferi ancak yaz ayları işliyor. Kış seferi için yeterli yolcu ya da taşınacak yük gerekiyor. Bu türden protokollerin "sonuçsuz kalmaya mahkum" olduğunu zannediyorum. Çünkü anlaşmaların işlemesi büyük ölçüde merkezi devlet organlarına bırakılmış. Projelerden yararlanacak ekonomik aktörler ise olayın içinde hiç yok. Öyle olunca "işbirliği dilemenin" ötesine geçilemiyor.
Bütün bu anlaşmaları neden aktarıyorum? İlk kez elde yeni, özü sivil bir bir olanak var. Interreg III/A başlıklı bir AB programı bugün başlıyor. Proje özetle, Yunanistan ile Türkiye arasındaki "sınır ötesi işbirliği" öngörüyor. Programın toplam bütçesi 66 milyon Euro. 2006 sonuna dek sürecek. Projenin Türkiye ayağını Edirne, Çanakkale, Balıkesir, İzmir, Aydın ve Muğla oluşturuyor. Yunan tarafında ise Doğu Balkanlar, Ege adaları var. Program temelde iki tarafın ortak proje getirmesini amaçlıyor. Doğrusu da bu zaten... Önce proje yapmak isteyen taraflar bir araya gelecek. Önemli olan önceliğin doğru kestirilmesi. Çünkü AB, 4 öncelik geliştirdi. Birinci öncelik, "sınır ötesi altyapı" konusunu içeriyor. Bu alandaki projeler uluştırma ve sınır ötesi altyapı ağlarını kapsıyor. İnsan ve mal geçişinin güvenliği de bu kapsamda yer alıyor. Dikkatinizi çekerim: Türkiye için çok daha önemli gözükse de "ekonomik gelişme ve istihdam" ancak 2. öncelik konusu. Girişimcilik/turizm ve insan kaynakları bu başlığın içinde yer alıyor. 3. öncelik alanını ise "yaşam kalitesi/çevre/kültür" konuları oluşturuyor. 4. öncelik konusu ise "teknik yardım" konularını içeriyor. Projenin kanımca önemli bir kısıtı zaman boyutunda. Bugünden başlayarak nisan sonuna dek proje sunulabilecek. Ancak fonların iptal edilmemesi için bu kaçınılmaz bir kısıt.
Yapılacak olan çok belli. Gözünü Akurgal hocanın deyimiyle Ege çeviren tüm iller şimdi süratle Yunan tarafında bir "proje eşi" bulmak durumunda. Kişisel katılımdan başlayarak sivil toplumu oluşturan tüm kuruluşlar, meslek odaları, üniversiteler bu projeye katılabilecek. Daha doğrusu katılmalı! Ege Bölgesi'nin kıyı şeridini oluşturan 5 il olan Çanakkale, Balıkesir, Aydın, İzmir, Muğla ve Trakya'daki Edirne için küçük pratik sorunlarını çözmenin aracı olarak Interreg, önemli bir olanak. Bence en önemlisi, piyasanın önündeki engellerin birlikte aşılması. Öyle ya, Ege Bölgesi'nin adalara domates satması ya da Yunan adalarından bu tarafa turist gelmesi için öncelikle ulaşım altyapısı gerekmiyor mu?
BALKAN ÜLKELERİ TURİZMCİLERİ İSTANBUL'DA BULUŞTU... 23-11-2003
-BALKAN ÜLKELERİ TURİZMCİLERİ İSTANBUL'DA BULUŞTU...
-BAFTAA BAŞKANI EVANGELOU: -''İSTANBUL'DA HAYAT NORMAL SEYRİNDE. TERÖR HAVASI YOK.
DÖNÜNCE BUNU ÜLKEMİZDE ANLATACAĞIZ'' -YUTA BAŞKANI PREMOVİC: ''TÜRKİYE'DE BÖYLE BİR OLAY OLDUĞUNDA, BALKANLAR'DA OLUYOR GİBİ TÜRKİYE'YE SAHİP ÇIKMALIYIZ'' -TURSAB BAŞKANI ULUSOY: ''ŞU AN YÜZDE 5 CİVARINDA İPTAL SÖZ KONUSU'' -''SAYIN BAŞBAKAN AB ÇALIŞMALARINI NASIL SERİ ŞEKİLDE YÜRÜTTÜYSE, TERÖRLE MÜCADELEYİ DE AYNI ŞEKİLDE AB'YE TAŞIMALI''
İSTANBUL - 23.11.2003 - Balkan Seyahat Acentaları Birliği Federasyonu (BAFTAA) Başkanı Yunan Yiannis Evangelou, ''İstanbul'da hayat normal seyrinde. Terör havası yok. Dönünce bunu ülkemizde anlatacağız'' dedi.
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) öncülüğünde Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan-Karadağ, Makedonya, Romanya ve Hırvatistan seyahat acentaları birliklerince Mart ayında kurulan BAFTAA'nın yedinci toplantısı, İstanbul'da yapıldı.
TÜRSAB'taki toplantı öncesi düzenlenen basın toplantısında konuşanEvangelou, terörün uluslararası boyutuna dikkat çekti. Evangelou, ''Türkiye'ye geldik. İstanbul'da hayat normal seyrinde. Terör havası yok. Dönünce bunu ülkemizde anlatacağız'' dedi.
Sırbistan-Karadağ Seyahat Acentaları Birliği Başkanı (YUTA) Dejan Premovic de, neyin ne zaman, nerede meydana geleceğinin bilinemeyeceğine işaret ederek, ''Türkiye'de böyle bir olayolduğunda, Balkanlar'da oluyor gibi Türkiye'ye sahip çıkmalıyız. Çünkübundan dolayı Türkiye, hem dostluk hem de iş açısından zarar görürse, Balkanlar da aynı zararı görür'' diye konuştu.
-TÜRK TURİZMİ...
BAFTAA'nın İkinci Başkanlığı görevini de üstlenen TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy da, Yiannis Evangelou'nun İstanbul'a gelmeden önce ülkesinde, ''Kızımla beraber İstanbul'da toplantıya gidiyorum. İstanbul güvenli bir şehir'' dediğini hatırlatarak, bu anlamlı sözler için teşekkür etti.
Olaylardan sonra kendisini ilk arayan kişinin Evangelou olduğunu belirten Ulusoy, ''Akdeniz çanağındaki en büyük rakibimiz olan Yunanistan, en iyi dostumuz oldu'' dedi.
''Türkiye'ye gidilmemesi'' yönündeki çağrıları esefle kınadıklarını belirten Ulusoy, bu sözlerin düzeltileceğine inandığını söyledi.
Uluslararası boyuta gelen terörün seyahat özgürlüğünü ortadan kaldırdığını ve bundan bütün ülkelerin zarar göreceğini anlatan Ulusoy, değişik ülkelerden Türkiye'ye tur düzenleyenleri arayarak, ''Türkiye'nin bugün size daha fazla ihtiyacı var. Bunu beraberce göğüslemeliyiz. Bugün bize gelen, yarın size de gelebilir'' dediklerini anlattı.Ulusoy, gelecek yıl Şubat veya Mart ayında dünyadaki turizm örgütlerinin yöneticilerini İstanbul'a davet ederek, konuyla ilgili bir toplantı yapmayı planladıklarını söyledi.
Soruları da yanıtlayan Ulusoy, son olaylardan sonra münferit bazı iptallerin olduğunu belirterek, ''Şu an yüzde 5 civarında iptal söz konusu. Bunlar da İngiltere ve İtalya'dan geldi. Ancak bizim önümüzdeki sezon için satışlarımızın başlayacağı aylar Ocak-Şubat...''diye konuştu.
Hükümetin Kültür ve Turizm Bakanlığı'na daha fazla destek olması gerektiğini de kaydeden Başaran Ulusoy, ''Sayın Başbakan AB çalışmalarını nasıl seri şekilde yürüttüyse, aynı şekilde bu terörle mücadeleyi de AB'ye taşımalı. AB ülkelerini ziyaret ederek, bu müşterek derdin çözümü için beraber yol aranmalı'' dedi.
5.TÜRKİYE EGE KIYILARI VE YUNANİSTAN EGE ADALARI EKONOMİK ZİRVESİ SONA ERDİ... - ZİRVENİN SONUÇ BİLDİRGESİNDE BİRÇOK ALANDA İŞBİRL 28-09-2003
- 5.TÜRKİYE EGE KIYILARI VE YUNANİSTAN EGE ADALARI EKONOMİK ZİRVESİ SONA ERDİ...
- ZİRVENİN SONUÇ BİLDİRGESİNDE BİRÇOK ALANDA İŞBİRLİĞİ
YAPILMASININ YANI SIRA TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİNİN YUNANİSTAN TARAFINDAN DESTEKLENMESİ
İLKE OLARAK KABUL EDİLDİ
HANYA - Yunanistan'ın Girit Adası Hanya Kenti'nde düzenlenen 5. Türkiye EgeKıyıları ve Yunanistan Ege Adaları Ekonomik Zirvesi sona erdi.
Zirvenin sonunda düzenlenen basın toplantısında konuşan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, zirvenin gelecek yıl Marmaris'te yapılacağını belirtti.
Hanya Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Evagelos Spanoudakis ise, bütün katılımcılara teşekkür ederek, ''Hanya, her zaman kucak açık sizi beklemektedir'' dedi.
2 ülke arasındaki ilişkinin ticaretle sınırlı kalmaması gerektiğine dikkati çeken Spanoudakis, diğer alanlarda da dostluk bağlarının güçlendirilmesini istedi.
Demirtaş, toplantı sonunda Evagelos Spanoudakis'e vazo ve İzmir Saat Kulesi'nin rölyefini hediye ederken, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun adına da cam üzerine Türk ve Yunan bayraklarının bulunduğu Türkiye haritası takdim etti.
SONUÇ BİLDİRGESİ
Taraflarca imzalanan sonuç bildirgesinde, Ege'nin bir ticaret-yatırım ve dostluk denizine dönüştürülmesi gerektiği belirtilerek, şöyle denildi:
''Ülkelerimiz yanı sıra, stratejik hedef piyasalar olan Orta Asya ve Balkanlar'da ortak yatırım, bir cazibe merkezi olan Doğu Akdeniz'de birlikte turizm ve ticaret projesinin geliştirilmesi, Ege, Akdeniz, Trakya hinterlandında bir ticaret ve turizm bölgesinin oluşturulması, Balkanlar'da ortak hareket edilmesi, bu bölgede ortak ticaret ve yatırıma ilişkin stratejiler oluşturulması, 2005 yılında tüm Güneydoğu Avrupa'yı kapsayacak bölgesel Pazar projesi, ulus devletler ve ticari entegrasyonların dışında ekonomik merkezi oluşması nedeniyle Ege adaları ve Ege kıyıları ile bölgede bir ekonomik sıçrama
yaratılması. Ege'nin ekonomi, ticaret, kültür ekseninde bir cazibe merkezi haline getirilmesi, 2 ülke arasındaki ticaretin 4 yılda 2 milyar dolar olarak belirlenmesi.''
Kıyı ticaretinin başlatılması ve bu konudaki ticari ve idari engellerin kaldırılması görüşünün de yer aldığı bildirgede şu ilkeler de yer aldı:
''Yunan Ege adaları ve Türk Ege kıyıları arasında ticaretin geliştirilmesini teminen Yunan adalarında akredite laboratuarların açılması, Ege ile hava ve deniz yolu bağlantılarının kurulması, Ege kıyıları ile Ege adaları arasında ortak enerji yatırımları, kurtarma ve orman yangınlarını söndürmede işbirliği, 2004 Atina olimpiyatları çerçevesinde hizmet, müteahhitlik, inşaat, konaklama, gıda, güvenlik, turizm, beyaz eşya, mobilya, tekstil, temizlik malzemeleri gibi bir çok sektörde işbirliği yapılması. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin Yunanistan tarafından desteklenmesi, çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşmasının mutlaka ve en kısa sürede imzalanması. 2 ülke arasında ikili ve transit karayolu taşımacılığının tamamen serbestleştirilmesi, İzmir-Atina uçak seferlerinin gerçekleştirilmesi için ortak hareket edilmesi, din turizmi paketleri, kış ve kültür turizmleri programlarının gerçekleştirilmesi, finansman ve bankacılık alanda işbirliği.''
5.TÜRKİYE EGE KIYILARI VE YUNANİSTAN EGE ADALARI EKONOMİK ZİRVESİ SONA ERDİ... - ZİRVENİN SONUÇ BİLDİRGESİNDE BİRÇOK ALANDA İŞBİRL 28-09-2003
- 5.TÜRKİYE EGE KIYILARI VE YUNANİSTAN EGE ADALARI EKONOMİK ZİRVESİ SONA ERDİ...
- ZİRVENİN SONUÇ BİLDİRGESİNDE BİRÇOK ALANDA İŞBİRLİĞİ
YAPILMASININ YANI SIRA TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİNİN YUNANİSTAN TARAFINDAN DESTEKLENMESİ
İLKE OLARAK KABUL EDİLDİ
YUSUF KAHRAMAN
HANYA - Yunanistan'ın Girit Adası Hanya Kenti'nde düzenlenen 5. Türkiye Ege Kıyıları ve Yunanistan Ege Adaları Ekonomik Zirvesi sona erdi.
Zirvenin sonunda düzenlenen basın toplantısında konuşan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, zirvenin gelecek yıl Marmaris'te yapılacağını belirtti.
Hanya Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Evagelos Spanoudakis ise, bütün katılımcılara teşekkür ederek, ''Hanya, her zaman kucak açık sizi beklemektedir'' dedi.
2 ülke arasındaki ilişkinin ticaretle sınırlı kalmaması gerektiğine dikkati çeken Spanoudakis, diğer alanlarda da dostluk bağlarının güçlendirilmesini istedi.
Demirtaş, toplantı sonunda Evagelos Spanoudakis'e vazo ve İzmir Saat Kulesi'nin rölyefini hediye ederken, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun adına da cam üzerine Türk ve Yunan bayraklarının bulunduğu Türkiye haritası takdim etti.
SONUÇ BİLDİRGESİ
Taraflarca imzalanan sonuç bildirgesinde, Ege'nin bir ticaret-yatırım ve dostluk denizine dönüştürülmesi gerektiği belirtilerek, şöyle denildi:
''Ülkelerimiz yanı sıra, stratejik hedef piyasalar olan Orta Asya ve Balkanlar'da ortak yatırım, bir cazibe merkezi olan Doğu Akdeniz'de birlikte turizm ve ticaret projesinin geliştirilmesi, Ege, Akdeniz, Trakya hinterlandında bir ticaret ve turizm bölgesinin oluşturulması, Balkanlar'da ortak hareket edilmesi, bu bölgede ortak ticaret ve yatırıma ilişkin
stratejiler oluşturulması, 2005 yılında tüm Güneydoğu Avrupa'yı kapsayacak bölgesel Pazar projesi, ulus devletler ve ticari entegrasyonların dışında ekonomik merkezi oluşması nedeniyle Ege adaları ve Ege kıyıları ile bölgede bir ekonomik sıçrama
yaratılması. Ege'nin ekonomi, ticaret, kültür ekseninde bir cazibe merkezi haline getirilmesi, 2 ülke arasındaki ticaretin 4 yılda 2 milyar dolar olarak belirlenmesi.''
Kıyı ticaretinin başlatılması ve bu konudaki ticari ve idari engellerin kaldırılması görüşünün de yer aldığı bildirgede şu ilkeler de yer aldı:
''Yunan Ege adaları ve Türk Ege kıyıları arasında ticaretin geliştirilmesini teminen Yunan adalarında akredite laboratuarların açılması, Ege ile hava ve deniz yolu bağlantılarının kurulması, Ege kıyıları ile Ege adaları arasında ortak enerji yatırımları, kurtarma ve orman yangınlarını söndürmede işbirliği, 2004 Atina olimpiyatları çerçevesinde hizmet, müteahhitlik, inşaat, konaklama, gıda, güvenlik, turizm, beyaz eşya, mobilya, tekstil, temizlik malzemeleri gibi bir çok sektörde işbirliği yapılması. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin Yunanistan tarafından desteklenmesi, çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşmasının mutlaka ve en kısa sürede imzalanması. 2 ülke arasında ikili ve transit karayolu taşımacılığının tamamen serbestleştirilmesi, İzmir-Atina uçak seferlerinin gerçekleştirilmesi için ortak hareket edilmesi, din turizmi paketleri, kış ve kültür turizmleri programlarının gerçekleştirilmesi, finansman ve bankacılık alanda işbirliği.''
TURİZM BAKANI AKŞİT BULGARİSTAN`DA... 08-09-2003
-TURİZM BAKANI AKŞİT BULGARİSTAN`DA...
-AKŞİT, BULGARİSTAN BAŞBAKAN YARDIMCISI VE EKONOMİ BAKANI NİKOLAY VASİLEV İLE GÖRÜŞTÜ
-BAKAN AKŞİT: ``TURİZM ALANINDA BULGARİSTAN İLE HER TÜRLÜ İŞBİRLİĞİNE HAZIRIZ``
-``VİZE SORUNUNUN EN KISA SÜREDE ÇÖZÜME BAĞLANMASINI İSTİYORUZ``
SOFYA - 08.01.2003 - Turizm Bakanı Güldal Akşit Balkanlar`da dostluk ve iyi ilişkilerin gelişmesi açısından turizmin büyük önem taşıdığını belirterek, ``Turizm alanında Bulgaristan ile her türlü işbirliğine hazırız`` dedi.
Akşit, yarın düzenlenecek ``Bulgaristan: Rüyalar Diyarı`` başlıklı uluslararası konferansa katılmak üzere, Bulgaristan`ın başkenti Sofya`ya geldi.
Bakan Akşit, bölge ülkelerinin turizm bakanı ve bakan yardımcılarının katılacağı konferans öncesinde ilk resmi temasını,
Bulgaristan Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Nikolay Vasilev ile yaptı.
Bulgaristan Turizm Bakan Yardımcısı Dimitar Hacınikolov`un da katıldığı görüşmede, turizm alanında iki ülke arasındaki işbirliği konuları ele alındı.
Akşit, görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında, Türkiye ile Bulgaristan`ın, iki dost ve komşu ülke olarak turizm alanındaki işbirliğini daha da geliştirmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye`nin turizm alanında sahip olduğu tecrübeyi Bulgaristan ile paylaşmaya hazır olduğunu belirten Akşit, görüşme sırasında iki ülke arasında bir turizm karma komisyonu oluşturulması konusunda ön anlaşmaya varıldığını açıkladı. Akşit, komisyonun turizm alanında iki ülke arasındaki somut işbirliği olanaklarını araştıracağını bildirdi.
-VİZE SORUNU-
Bulgaristan`daki turizm merkezleri için Türk turistlerin ciddi bir potansiyel olduğunu belirten Akşit, vize konusunda yaşanan sorunlar yüzünden Bulgaristan`ın bu potansiyeli değerlendiremediğini dile getirdi. Akşit, ``Vize probleminin en kısa sürede bir çözüme bağlanmasını istiyoruz`` dedi.
Bulgaristan Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Vasilev de vize sorununun çözümü için bakanlık olarak gerekli girişimleri yapacaklarını söyledi.
-``TÜRKİYE`DEN ÖĞRENECEK ÇOK ŞEYİMİZ VAR``-
Türkiye`nin son 13 yılda Bulgaristan için iyi bir dost ve ortak ülke olduğunu kanıtladığını ifade eden Vasilev, Türkiye`nin turizm konusunda Bulgaristan`ın çok daha önünde olduğunu kaydederek, ``Bizim turizm alanında Türkiye`den öğrenecek çok şeyimiz var`` diye konuştu.
Vasilev, Karadeniz`de yat turizminin geliştirilmesi için, Bulgaristan olarak Türkiye ile her türlü işbirliğine hazır olduklarını da dile getirdi.
Turizm Bakanı Güldal Akşit, yarın başlayacak uluslararası konferans sırasında, bölge ülkelerinin turizm bakanı ve bakan yardımcıları ile ikili görüşmelerde bulunacak. Akşit, 10 Ocak Cuma günü Bulgaristan`dan ayrılarak, Almanya`nın Düsseldorf kentinde Türkiye ile ilgili hazırlanan bir turizm katalog tanıtımına katılacak.
BAFTAA says everything is okay in Istanbul , News Corporation S.A., November 30, 2003
Chairman for the Balkan Federation of Travel and Tourist Agencies Associations (BAFTAA), Yiannis Evangelou recently stated they would announce to the people that there was no atmosphere of terrorism in Istanbul, according to seeurope. Istanbul recently hosted the seventh meeting of BAFTAA, which was set up in March this year by travel agencies of the countries of Turkey, Greece, Bulgaria, Serbia-Montenegro, FYROM, Romania and Croatia under leadership of Turkish Travel Agencies Union (TURSAB). While speaking at a press conference prior to the meeting Evangelou brought attention to the aspect of international terrorism. Evangelou stated that everything was normal in Istanbul and there was no tone of terrorism. The Chairman of Travel Agencies Association of Serbia-Montenegro, Dejan Premovic, made the point that they could never be sure of what could happen and where and when. Premovic noted that they should guard Turkey in case of such an incident as if it happened in the Balkans. He stated that if Turkey suffered losses because of such an incident the Balkans would suffer as well.
Tourism Associations Of Balkan Countries Meet In Istanbul, Bulgarian Economic Forum, November 25, 2003
Balkan Federation of Travel and Tourist Agencies Associations (BAFTAA) Chairman Iannis Evangelou said on Sunday that they would tell their people that there was not any atmosphere of terrorism in Istanbul. The seventh meeting of BAFTAA, which was established in March by travel agencies of Turkey, Greece, Bulgaria, Serbia-Montenegro, Macedonia, Romania and Croatia under leadership of Turkish Travel Agencies Union (TURSAB), was held in Istanbul on Sunday. Speaking in press conference held before the meeting, Evangelou drew attention to international dimension of terrorism. Noting that they came to Turkey, Evangelou said that life was normal in Istanbul and there was not any atmosphere of terrorism. He added that they would tell their people that there was not any atmosphere of terrorism in Istanbul when they returned to their countries. Dejan Premovic, the Chairman of Travel Agencies Association of Serbia-Montenegro (YUTA), pointed out that they could never know what could happen and when and where it could happen. Premovic noted that they should protect Turkey in case of such an incident as if it happened in the Balkans. Because, he said, if Turkey suffered losses in regard to friendship and business due to such an incident, the Balkans would also suffer the same loss.
Balkan Federation of Travel Agencies Association http://www.baftaa.com/
– BAFTAA was established as the outcome of cooperation efforts so far and as an expression of the wishes and intentions of national associations of tourist and travel agencies
of the Balkan countries to promote and enhance tourist trade and appear jointly in the third countries, with an idea to integrate tourist potentials of the Balkan region.
On March 30, 2003 in Athens the following associations signed BAFTAA's Charter of Foundation: ANAT – Romania, ATAA – Albania, ATAM – FYR of Macedonia, BATA – Bulgaria, HATTA – Greece, TURSAB – Turkey, UTA BIH – Bosnia and Herzegovina and YUTA – Serbia and Montenegro.
BAFTAA is based in Athens, where Mr. Yiannis Evangelou (HATTA President) was appointed the fist President and Ms. Nela Sandalska (BATA) and Mr. Basaran Ulusoy (TURSAB) were appointed the Vice-presidents.
The Federation is a stable, but flexible structure that will enable its members to plan and implement their activities and programs and, thus, achieve common goals such as: development of tourism in the Balkan countries, increase of tourist trade among the member countries, promotion and development of tourism aimed at third countries, etc. so as to make the Balkan region one of major travel destinations.
Interactive activities among the members will comprise sharing of experience, information and attitudes, including statistical, demographic and socio-economic approach to tourist recourses of the member countries, as well as mutual cooperation among them in respect of the existing facilities, tourist establishments, legislation, organization of the tourist trade by the states, developing strategy and programs and other relevant factors in the promotion of tourism.
One of the objectives set out by the Federation is the cooperation in achieving the goals of common interest, with special emphasis on the quality in tourism, travelers' protection, professional training for travel agency staff, improvement of professional knowledge and awareness, etc.
With an aim of attaining its strategic goals, BAFTAA is open to all kinds of cooperation and ties with all other associations or organizations engaged in tourism or other complementary activities, either as associate members or otherwise.
Turizmde dostluk mesajı Akşam 24-11-2003
Balkan Seyahat Acentaları Birliği'nin (BAFTAA) tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy, Yunan Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Yiannis Evangeleou ve Sırbistan-Karadağ Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Branko Krasoevic dostluk mesajı verdi. Toplantıda terörün ancak el ele, güçbirliğiyle önlenebileceği konusunda görüş birliğine varıldı.BAFTAA'nın tanıtım toplantısında konuşan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy, 'Kenetlenme ve güç birliğiyle bu sıkıntıları aşacağımıza inanıyorum' dedi. Turizmle ilgili tanıtım politikalarının akılcı bir şekilde yürüdüğünü, belirten Ulusoy, kendilerinin de BAFTAA olarak Şubat -Mart gibi tüm üyelerini Türkiye'ye davet ederek turizm sektörünün geleceği ile ilgili çalışmalar yapacaklarını vurguladı.Toplantı için ülkemize gelen BAFTAA üyelerinden Yunan Seyahat Acentaları Birliği'nin Başkanı Yiannis Evangeleou ise İstanbul'a geldiklerinden beri normal hayatın devam ettiğini gözlemlediğini belirterek, 'Ben buraya kızımla birlikte geldim. Terörden kaçış yok. Bugün burada patlar yarın başka bir yerde. Türkiye'de turizm terörden etkilenirse Yunanistan'da etkilenir. Biz birlikte güzel şeyler yapmak için uğraşalım' dedi. BAFTAA, Balkan ülkeleri arasında turizm işbirliğinin esaslarını oluşturacak kriterlere dayalı olan bir federasyon. Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan-Karadağ, Arnavutluk ve Makedonya'nın üye olduğu federasyonun amacı; tüm Balkanlar'a turist çekilmesi, turist altyapısının geliştirilmesi, üye ülkelerin Seyahat acentalarının menfaatleri için çalışmalarda bulunmak. Ekin TÜRKANTOS
Başaran Ulusoy: Balkanlardaki mirası yaşatmak için görmek gerek
Balkanlar sadece içinde bulunduğumuz değil, aynı zamanda içinde yaşadığımız bir coğrafyadır. Ancak, Türk halkı olarak coğrafya hakkında pek az şey bildiğimizin bile farkında değiliz. Son yıllarda her alanda bir ‘uyanış' yaşayan bizler önümüzdeki yıllarda Balkanları adeta yeniden keşfedeceğiz.
Bu keşfimizde bize rehber olacak çok anlamlı bir yayın çıktı bile. A Yayıncılık'tan çıkan ‘Balkanlar'da Osmanlı Mirası' isimli kitap hem bölgedeki bu mirası bize tanıtıyor hem de gezi rehberi olarak yol gösteriyor.
Mustafa İsen ve Mehmet İbrahimgil'in yayına hazırladığı yayın bu bakımdan bence çok önemli. Bir Alman'ın Balkanlara bakışıyla bir Türk'ün bakışı arasında fark olmalı her şeyden önce. Bu farklı bakışı kazanmak için mutlaka oralara gidip görmeliyiz. Oysa, Balkan ülkeleri ile turizm ilişkilerimiz nedense çok zayıf. Artık, Paris, Roma gibi her sokağı ezberimizde kentlere gidip alış veriş edip cafelerde boş boş oturma dönemi Türk turist için bitmeli. Tatillerimizde çıktığımız yurt dışı seyahatlerimizi sadece bir soluklanma, alışveriş fırsatı olarak değil, aynı zamanda değerimizi artıran bir kültür aktivitesi olarak da görmeliyiz. Balkanlar bu bakımdan bizim için önemli. Çünkü, önce yakın tarihimizi, komşumuzu tanımaktan işe başlamalıyız. Kitap, bölgeye yayılmış yüzlerce Osmanlı ve Türk eserinden bahsederken bir kısmının da bakımsız ve kendi kaderine terk edilmiş vaziyette olduğunu özellikle vurguluyor. Bu eserlerin ayağa kaldırılması sadece o ülkenin değil, bizim de görevimiz. Bu görevimizi en önce onları ziyaret ederek yerine getirebiliriz. Çünkü, bu eserlere ilgi arttıkça o devlet de o eserleri ayakta tutmaya mecbur kalacaktır.
Bölge ülkelerine giden Türk vatandaşı sayısı ile ilgili istatistikler maalesef bizi üzüyor: Her yıl Sırbistan'ı 5 bin, Bosna- Hersek'i 2 bin, Hırvatistan'ı 6bin, Mekadonya'yı 5 bin, Bulgaristan'ı 60 bin vatandaşımız ziyaret ediyor. Yunanistan'ın kuzeyine gidenlerin de bir 50 bin civarında olduğunu varsayarsak topu topu 180 bin civarında Türk vatandaşı Balkanları ziyaret ediyor demektir. Önemli bölümü iş ve akraba ziyaretlerinden oluşan bu rakam görüldüğü gibi gerçekten çok yetersiz. Balkanların son yıllarda yeniden gelişen siyasi istikrarından da yararlanarak tüm halkımızı bu bölgeyi ve bu bölgedeki mirasımızı görmeye tanımaya davet ediyorum. Biz, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği BATA, Yunan Seyahat Acentaları Birliği HATTA, Romanya Seyahat Acentaları ANAT, Sırbistan – Karadağ Seyahat Acentaları Birliği YUTA ve Birliğimizin katılımı ile kurduğumuz bu kuruluş bölge halklarının bölgedeki diğer ülkelere ziyaretlerinin önündeki engelleri kaldırmak için çaba gösteriyor.
BAFTAA bünyesinde ortak güzergahlar oluşturmak, ortak tanıtım faaliyetlerinde bulunmak gibi çalışmalar da yürütüyoruz. Bu ülkelerle aynı zamanda aramızda karşılıklı turizm öğrenci değiş tokuşu yapıyoruz.
İsen ve İbrahimgil yukarıda adını andığım kitabın girizgahındaki ‘Balkanlar ve Türkler' bölümünde bölgedeki Osmanlı ve Türk izlerini çok çok iyi özetleyen bir makale hazırlamışlar. Bu makalenin bir yerinde bölgenin bizler için önemi şu çarpıcı cümlelerle şöyle aktarılıyor: Bu haftaki makaleyi izninizle bu çarpıcı cümlelerle sonlandırmak istiyorum; “Balkanlar bugün komşu bir coğrafi bölgenin adı olarak yer alıyor belleğimizde. Ama biraz daha gerilere gidildiğinde hafızalarda başka çağrışımları var bu kelimenin. Tuna, Estergon, Saraybosna gibi bazen tarih, bazen dostluk, bazen medeniyet kokusu taşıyan hatıralar. Bazen de savaşlar, göçler, kıyımlar ölümler çağrıştıran kötü intibalar. Balkanlar bize bazen çok yakın, bazen çok uzak...
- Aksa Turizm Balkan ülkelerine turlar düzenleyen şirketin sayfasında, Yugoslavya''daki Kopaonik ve Bosna Sarajevo''daki Jahorina kayak merkezlerinin tanıtımı bulunuyor.
- http://www.aksatour.com
|