Bulgaristan Pomakları Geçmişini ve Geleceğini Arıyor
Bugün Pomaklar Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Arnavutluk ve Bosna'da yaşıyor. Etnik kökenleri konusunda çeşitli görüşler bulunmasına rağmen tarihçiler, anayurtları olan Orta Asya'dan Balkanlar'a geliş tarihleri konusunda birleşiyor ve 11. yüzyılda bugün yaşadıkları arazilere geldiklerini savunuyor. Etnik menşei konusunda ise görüş birliği hala sağlanmış değil. Bir görüşe göre Orta Asya'yı terk ederek, Ukrayna ve Romanya üzerinden Bulgaristan'a gelen Kuman Türklerinin torunları olan Pomaklar, daha sonra dinlerini terk ederek, Müslümanlığı benimsedi ve zamanla Osmanlılarla kaynaştı. Bu görüşe göre Pomakların menşei Türk.

Nahit Doğu, Soyfa'dan bildiriyor
Bulgaristan hükümetinin azınlık olarak tanımadığı Pomaklar, etnik kökenleri konusunda belirsizlik yaşıyor. Bulgaristan'ın Avrupa'ya entegrasyon yolunu seçmesiyle çeşitli kurumların Pomaklara karşı tutumu değişmesine rağmen hala var olan önyargılar değişmiş değil. Bulgar devleti onları azınlık olarak tanımayı reddettiği için hükümet yardımları bu topluluğa ulaşamıyor. Üstelik Pomakların çoğunluğu ülkenin en yoksul kesimlerinden biri olan Rodoplar bölgesinde yaşıyor.

Tarihi kaynaklar Pomaklar diye adlandırılan topluluğun, 10. asırda bugün yaşadıkları topraklara gelen Kuman/Kıpçak ve Peçenek Türklerinin torunları olduğunu gösteriyor.

Bugün Pomaklar Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Arnavutluk ve Bosna'da yaşıyor. Etnik kökenleri konusunda çeşitli görüşler bulunmasına rağmen tarihçiler, anayurtları olan Orta Asya'dan Balkanlar'a geliş tarihleri konusunda birleşiyor ve 11. yüzyılda bugün yaşadıkları arazilere geldiklerini savunuyor. Etnik menşei konusunda ise görüş birliği hala sağlanmış değil. Bir görüşe göre Orta Asya'yı terk ederek, Ukrayna ve Romanya üzerinden Bulgaristan'a gelen Kuman Türklerinin torunları olan Pomaklar daha sonra dinlerini terk ederek, Müslümanlığı benimsedi ve zamanla Osmanlılarla kaynaştı. Bu görüşe göre Pomakların menşei Türk.

Başka bir görüş ise Pomakların daha Orta Asya'da iken İslam'ı kabul etmiş Bulgarlar olduğunu savunuyor.

Pomakların günümüzde Bulgaristan'ın kurucusu Han Asparuh'un kardeşi Kotarg'ın Müslüman olması ve Kuman-Volga Bulgar devletini kurmasıyla oluşmuş bir toplum olduğu söyleniyor. Yunanistan ise, Pomakların en eski Yunanlılar olduğunu savunuyor. Makedonya ise Makedon olduklarını iddia ediyor. Konuştukları dile Pomakça deniliyor ama bu dil dünyanın hiçbir yerinde resmi dil olarak kabul edilmiyor.

Konuşulan tüm ülkelerde Pomakça'nın içinde Türkçe kelimelerin sayısı hayli fazla. Günümüzde haritaya bakıldığında İstanbul, Gaziosmanpaşa semtinden başlayarak Adriyatik Denizi'ne uzanan bir çizgide Pomakların yaşadığı görülüyor. Pomakça, yaşadıkları her ülkede de çeşitli dönemlerde baskılara maruz kalmış, içinde yaşadıkları topluma entegrasyon lafları altında asimile edilmiş. Yüzyıllarca süren bu fiziki ve psikolojik baskılar Pomaklarda derin yaralar açmış.

Pomaklara “Pomak” Denilmiyor

Bulgaristan örneğini ele alırsak bugün ülkede Pomaklara Pomak denilmiyor, resmi literatürde adları “Bılgaromohamedani” olarak geçiyor. Anlamı da “Muhammed'e inanan Bulgarlar” yani Bulgar Müslümanları. Bulgar hükümeti onları azınlık olarak tanımıyor.

Osmanlı'nın bu yerlerden çekilmesinden sonra Pomaklara karşı uygulanan asimilasyon politikasında Çarlık döneminde ve komünist iktidar zamanında iki ağır aşama yaşandı. 1990 yılında yıkılan totaliter komünist rejim daha 1912'de ve 1970'li yıllarda Pomakların Türk isimlerini zorla Bulgar isimlerle değiştirdi, Müslümanca giyinmelerini ve adetlerini yasakladı. Pomaklar bu baskılara karşı gelerek ülkenin birçok yerinde hükümet güçleriyle çatıştı. Bunun neticesinde yüzlercesi hapislere atıldı veya öldürüldü. Geçmişte olduğu gibi bugün planlı bir asimilasyona maruz kalmasalar da kendilerini kenara itilmiş hissediyorlar. Bulgaristan'ın Avrupa'ya entegrasyon yolunu seçmesiyle çeşitli kurumların Pomaklara karşı tutumu değişmesine rağmen hala var olan önyargılar değişmiş değil. Bulgar devleti onları azınlık olarak tanımayı reddettiği için hükümet yardımları bu topluluğa ulaşamıyor. Üstelik bu azınlık yoğun olarak Rodoplar bölgesinde, ülkenin en yoksul kesiminde yaşıyor. 2000 yılında yapılan nüfus sayımına göre Pomakların sayısı 200 bin civarında, yani Bulgar nüfusunun yüzde 2,5'ini teşkil ediyor.

Türkler gibi Pomaklar da zorla değiştirilen isimlerini geri alıyor. Ülke demokratik sürece girdikten sonra bir zamanlar zorla değiştirilen Türk isimlerini geri alan Pomakların sayısı az değil. Ne var ki, devlet kurumları bu konuda da zorluk çıkarmaya devam ediyor. 2004 yılına ait Batılı insan hakları kuruluşlarının raporlarında Yakuruda şehrinden örnek verilerek, kendilerini Pomak olarak adlandıran insanların hükümet memurları tarafından ayrımcılığa tabi tutulduğu belirtiliyor. 2003 raporlarında ise Bulgar isimlerinin dışındaki adların alınması ve kullanılması konusunda herhangi bir yasaklama olmadığı, ancak Türkler ve Pomakların isimlerinin geri verilmesi işlemlerinin çok zaman aldığı yönünde şikayette bulundukları vurgulanıyor.

Biyoloji öğretmeni Biserka Kalinova (58), tanıdıklarının kendisine Türk ismiyle, Hatça (Hatice) olarak hitap ettiklerini söylüyor ama 1986 doğumlu kızının Türk adı almak istemediğini belirtiyor. Annesine göre üniversite öğrencisi olan kızı Türk adı almaktan utanıyor. Zlatograd kentinde oturan Ahmet Sadık'ın torunları da Türk isimlerini geri almak istemiyor. Okulda herkesin kendilerini Bulgar isimleriyle tanıdığını söylüyorlar ama dedesi hiçbir zaman onları Bulgar isimleriyle çağırmamış. Pomaklarda kuşaklar arasında din, köken, gelenek, görenek ve yaşam tarzı bakımından derin bir uçurum oluşmuş. Kendinin Bulgar mı, Türk mü yoksa Pomak mı olduğunu bilmeyenlerin sayısı hayli fazla. Bu konuda kesin rakamlar verilemiyor.

Pomakların kendilerini hangi etnik kökenden hissettiklerine dair kesin rakamlar olmasa da genelleme yapılırsa ortaya üç cevap çıkıyor. Kendini Türk hissedenler, Bulgar hissedenler ve kökeni konusunda bir duyguya sahip olmayanlar.

Kendisinin etnik menşei konusunda belirsizlik içinde olanlar, daha çok genç kesimde yoğunlaşıyor. Geçmişte uygulanan psikolojik şekillendirme, komünist sistemin beyin yıkama propagandası ve globalleşen dünyanın getirdikleri, genç Pomakları bir boşluğa itmiş durumda. Bu boşluk içinde ait oldukları dini ve etnik kökeni bulmaları zorlaştı. Hangi dine ve etnik kimliğe sahip olduklarını bilmeyen bu Pomakların benlikleri, bilinçli ya da bilinçsiz her zaman bu soruya cevap arıyor.

Pomaklar ülkenin siyasi hayatında da etkin bir rol alamıyor. Etnik azınlık olarak görülmedikleri için siyasi partiler problemlerine çözümler getirecek politikalar üretme konusunda isteksiz davranıyor. Kendilerini temsil edecek bir siyasi partileri ise henüz yok. Son genel seçimlerde Pomakların büyük bir bölümü, üyelerinin çoğunu Türklerin teşkil ettiği Hak ve Özgürlükler Partisi'ne oy verdi ama bu partinin kendilerini temsil etmediğine inananların sayısı da hayli fazla. Azınlık olarak resmen tanınmayan, etnik aidiyetleri konusunda belirsizlik içinde olan ve kendilerini ülkenin siyasi yaşamında temsil edecek bir oluşumu bulunmayan Pomaklar geçmişin belirsizliğiyle geleceklerini arıyor. (Araştırmacı-Gazeteci Nahit Doğu, Sofya'dan yazdı- 23 Kasım 2005)

Ben Yunan Pomak'ı Değilim
Cengiz ÖMER - Batı Trakya

Hiç kimsenin bizleri vatansız bırakmasına göz yummayalım. Bu insanlık vazifemizdir. Gelin hep birlikte çok geç olmadan kimliğimizin ve namusumuzun sigortası olan dilimize var gücümüzle sahip çıkalım. Atalarımızın dediği gibi “Kâmus, namustur.”

Değerli okurlar!

Batı Trakya Müslüman Türklerinin namusu Türkçe'dir. Hiç kimsenin namusumuza el uzatmasına izin veremeyiz. Bizlere yapılan çok adi bir insanlık ayıbıdır. Nefrete, insan ve kültür düşmanlığına dur demek, geçit vermemek insanlık vazifemizdir. Biz dil düşmanları değiliz. Ama ucuz oyunlara gelecek kadar da cahil ve enayi de değiliz. Milletimizi aptal yerine koyup hiç kimsenin onu aldatmasına ve oyuna getirmesine izin veremeyiz. Canımızdan olsak bile... Şeref fukarası, haysiyet yoksunu, sömürge kafalı, vicdansız, milli ve dini duyarlılığını yitirmiş müsvedde aydınlar bu ifadelerimi ucuz, gereksiz, geçerliliği kalmamış ve aptalca bulabilirler. Ahlâksızlığın meziyet, şerefin zafiyet olduğu, insanlık fukarası bir dünyada böyleleri de olacaktır. Ben temiz ve milli duyarlılığını yitirmemiş, şahsiyet sahibi soydaşlarıma sesleniyorum.

Kimse Pomak'ça diye bir dili milletimize danışmadan, iradesine saygı duymayıp onayını almadan da-yatamaz. Böyle bir şey ancak Orta Çağ karanlığında veya Nazi işgalinde olur. Yunanistan bizleri yok etmek için Pomak'ça diye bir dili Latin harflerine uyarlıyor ve bununla yapay bir Pomak ulusu ihdas etmeye çalışıyor.

Devletin bu dil sevdası Türkçe düşmanlığının bir belirtisidir. Pomakları çok sevdiklerinden değil. Devletimize bir sualimiz olacak. Dillere bu kadar saygınız varsa neden Türk okullarında Türkçe derslerini ortadan kaldırmaya çalışıyorsunuz? Var olmayan bir dili (“Pomakça”) yaşatmaya çalışırken ve bu uğurda milyonlar harcarken, diğer yandan aynı şevkle Türkçe'nin tarihten silinmesi için gayret ediyorsunuz. “Pomakça”nın yaşatılması için yürütülen seferberlik, Türkçe'yi ve Türkleri sindirme oyunudur. “Pomak dilini yaşatmak”, “Pomak kültürüne hizmet”, “kültürler yok olmasın”, “dillere saygı” gibi içi boş sloganlarla bizleri kandıramazlar. Hem sonra bu Pomakça denen uydurma ve kırma dil nedir?

Bu bilgileri yazıya dökerken, bu bölgenin insanı olarak bizzat olayları yaşayan biri olarak sizlere aktarıyorum. Ve diyorum ki; Devletin zorla Yunan Pomakları olarak adlandırdığı bizler, yani ben Türk'üm. (Batı Trakya'da yayınlanan MİHENK Dergisinden alınmıştır.)

Balkanlar'da Pomak Türkleri

Dünya Gündemi Haber Merkezi

Süleyman Demirel Üniversitesi'nin Burdur Eğitim Fakültesi'nde görev yapmakta olan Profesör Doktor Hüseyin Memişoğlu'nun “Balkanlarda Pomak Türkleri” adlı kitabının 4. bölümünden alıntılar:

“ Türk toplumunun bölünmez bir parçası olan Pomak Türkleri, asırlar önce Batı Trakya bölgesine de yerleşmişlerdir. Onlar bugün Yunanistan sınırları içinde kalan bu bölgenin kuzeyinde bulunan Rodoplar dağlık kesiminde ikamet etmektedirler. Bu dağlık bölgede bir tek Rum köyü yoktur. Ve bölge de tamamen Müslüman Türk nüfusu ile meskûndur....”

“ Yunanlılar yıllardan beri Batı Trakya Müslüman Türkleri üzerinde iki türlü yıldırma taktiği uygulamaktadır. Ova köylülerini baskı, tehdit ve zorla topraklarını ellerinden alarak göçe zorlayan Yunanlılar, dağ bölgelerinde Pomak Türklerine karşı ise “Yunanlaştırma” politikası uygulamaktadır.”

“ ... son onbeş yirmi yıldan bu yana Yunan tarihçi ve sosyologları Pomak Türleri üzerinde hak iddia eden tezler üretmeye başlamışlardır. Bunlar bilimsel özelliklerden tamamen mahrum, devletin belli iç ve dış çıkarları uğruna gerçekleri saptırma amacı gütmektedirler. Gonatas, Milonas, Makriyotis, Soltaridis, Hidiroğlu, Musopulos ve Foteas gibi yazarlar böyle bir amaç içinde bulunmaktadırlar.”

“ Aynı yazarlar, Pomak'ların Türk'lerle hiçbir ilişkisi olmadığını iddia etmekte ve Pomakların büyük bir ihtimalle Trak'ların veya Trak-Yunan sentezinin torunları olduğu ihitimali üzerinde durmaktadırlar. Diğer Yunan yazarları Pomak'ların Büyük İskender'in torunları olup Osmanlılar tarafından zorla “Müslümanlaştırılmış” olduklarını iddia etmekte hatta bunların Yunan kanı taşıdığını tıbbî yöntemlerle kanıtlamaya çalışmaktadırlar.”

(Yazar bize dipnotta şu bilgiyi verir : Yunanlı Ksirotiri, Pomaklarda kan gruplarının sıklık tasnifi üzerine bulgular adlı bir doktora çalışması hazırlar. Bu kitabı yazar, Selânik 1971 tarihinde kaleme almıştır.) Bu olay, bu ülkede fanatizm ve ırkçılığın daha yetmişli yıllardan bu yana hangi safhalara ulaştığını ve bilimin nasıl suistimal edildiğinin göstergesidir.

“ Pomakların Yunan oldukları iddiasını ortaya atanların bir kısmına göre de, Pomaklar Büyük İskender'in torunları değil, Asya seferinde yanından eksik etmediği bir Yunan kabilesi olan “Agriyan” ların torunları oldukları iddiasını ileri sürmektedirler.”

Yazar Hakkında

Prof. Dr. Memişoğlu 1937 yılında Bulgaristan'ın Kırcaali sancağına bağlı Kayaloba köyünde doğdu. 1964'te Sofya Üniversitesinden mezun olur. 1971 - 1988 yılları arasında Bulgaristan'da üniversite öğretim görevlisi olarak çalışır. 1984'te Bulgar yönetiminin Türklere uyguladığı baskı politikalarına daha fazla dayanamıyarak Mart 1988'de Türkiye'ye iltica eder. Hacettepe Üniversitesi'nde göreve başlayan Prof. Memişoğlu, 1995'te Süleyman Demirel Üniversitesi'nin Burdur Eğitim Fakültesi'ne atanmıştır. (Haber Merkezi)

Pomakların, Kuman-Kıpçak Türklerine Dayanan Tarihi Bir Geçmişi Var

Basri Zilabid - Araştırmacı

Pomaklar, Balkanlarda Pomakça konuşan Müslümanlara verilen bir addır. Pomakların, Kuman Türklerine dayanan uzun bir tarihi geçmişi vardır. Kuman Türkleri miladi 916 yılında Kuzey Çin'den ayrılarak önlerine çıkan Ruslarla savaşıp, XI. ve XII. yüzyılda Ukrayna ve Romanya üzerinden Balkanlara inmeğe başlayan bir Türk kavmidir. İlk olarak kuzey Bulgaristan'a daha sonra güneye doğru inerek Rodoplara ve Makedonya'nın doğu kısımlarına yerleşmişlerdir. Yerleştikleri bölgelere Kumanova, Kumantsi, Kumança gibi isimler vermişlerdir.

Kuman ve Peçenek Türkleri'nin 1087'de kurdukları federasyonun 1091'de yıkılması neticesinde Kuman Türk boylarından birçoğu Romanya, Macaristan, Avusturya ve Çekoslovakya içlerine kadar giderek gayri Türk unsurların içinde Hıristiyanlığı kabul etmişler ve etnik varlıklarını kaybetmişlerdir. Batı Trakya ile Rodop ve Prin bölgelerinin dağlık kesimlerinde ise bir hayli Kuman Türk boyu kalmıştır. 1065 yıllarından itibaren Bizans, Slavların güneye inmelerini önlemek amacıyla Konya'nın bazı kesimlerinden birçok Türk kabilelerini gayet tavizkar tekliflerle Teselya ile Makedonya ve Rodoplara götürüp iskan ettirmiştir. Bu kabilelerin 55-60 bin kişilik bir topluluk olduğu Bizans kroniklerinde belirtilmektedir. Daha sonra 1345 yılında Gazi Umur Beyin fütuhatına sahne olan bu bölgelere 100 bin kadar Yörük Türkmen iskan edilmiştir. Anadolu'dan iskan edilen bu Türk-Müslüman grupları, bu bölgede yaşayan Kuman Türkleri arasında İslamiyetin yayılmasında etkili rol oynamışlardır. Bu gruplar arasında şeyh, abdal, derviş, gibi İslam misyonerleri İslam'ın propagandasını yapmışlardır. Bulgar tarihçileri Zlatarski ve İreçek, İslam Dini misyonerlerinin Bulgaristan'da İslam propagandasını yaptıklarını ve XIII. asra kadar İslam dininin bu yörelerde yayıldığını belirtmektedir. Tarihi verilere göre Kuman Türkleri'nin ihtida ederek Müslüman oluşları Osmanlı'nın bölgeye gelmesinden önceye rastlamaktadır.

Kuman Türkleri Anadolu'dan gelen Müslüman kardeşlerine maddi ve manevi yardımlarda bulunmuşlar, “öncü”, “ardcı” ve “ileri keşif” kolu olarak aktif görevlerde bulunmuşlardır. Slavlar, Kuman Türk Müslümanlarına Osmanlı ordularına yardım ettikleri için yardımcı anlamına gelen “pomagaç” adını vermişler ve bu zamanlarda Pomak şeklini almıştır. Ancak bu kelime Osmanlı müelliflerinin eserlerinde geçmediği gibi, Pomak adına da hiçbir yerde rastlanmamaktadır. Bu tabire Türkçe eserlerde ancak 1877-1878 Türk-Rus harbinden sonra Balkanlar'dan gelen muhaceretler dolayısıyla rastlanır.

Pomaklar bütün tarihleri boyunca Osmanlı Devletine sadakat ile hizmet etmiştir. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşının elim neticeleri Rodopların Rus ordusu ve Bulgar komitacıların istila tehlikesine kaldığı vakit, Rodop Türkleriyle Pomaklar yine birlik ve beraberlik içinde düşmanlarını bu bölgeye sokmamışlardır. 3 Mart 1878'de imzalanan Ayastefanos andlaşması hükümlerine itiraz etmişler ve oturdukları bölgede “Muvakkat hükümet” kurmuşlardır. Bulgar-Rus kuvvetleri muahede şartlarını yerine getirmek için, Pomaklara saldırmışlardır. Pomaklar ve Rodop Türkler'i, aylarca mukavemet edip memleketlerine düşmanı sokmamışlardır. 1878 Haziran ayından itibaren büyük Avrupa devletlerinin ve Osmanlı Devleti'nin mümessilleri Berlin'de barış müzakerelerine başladıkları vakit, Rodoplar'da savaş devam ediyordu. Bu çetin mücadele Berlin'de toplanan kongre üzerinde etkili oldu ve çeşitli milletlerin temsilcilerinden oluşan bir heyet, Rodoplar'a gönderildi. Neticede Pomaklar arzularına kavuştular. Berlin Kongresi kararları gereğince müstakil bir “Şarkî Rumeli Vilâyeti” kuruldu ve Pomaklar'ın vatanı düşman istilasından kurtuldu.

Pomaklar'ın konuştukları dile gelince, % 30 Ukrayna Slavcası, % 25 Kuman-Kıpçakçası, % 20 Oğuz Türkçe'si, % 15 Nugayca ve % 10 Arapça'dan müteşekkildir. Buna göre Bulgarlar'ın iddia ettikleri gibi Pomakça'nın Bulgarca'nın bir şivesi olduğunu söylemeye imkan yoktur. Pomaklar bugün Bulgaristan güneyinde, Yunanistan'ın kuzeyinde, Makedonya'nın çeşitli bölgelerinde ve Türkiye'nin kuzeybatısında ve güney orta bölümlerinde yaşamaktadırlar. Bugün kendini Pomak kabul edenlerin sayısı 500 bini aşmaktadır. Pomaklar umumiyetle zeki, çalışkan ve cesur insanlar olup, daha ziyade ziraat ve ticaretle ile meşguldürler. Şehirlerde oturanların çoğu Türkçe konuşur. Bunlar Türk-İslam medeniyeti içinde gelişmiş olduklarından, bugün duyguları ile Türklüğe bağlı yaşamışlar ve onun keder ve saadetini paylaşmayı bir vazife bilmişlerdir.

Bibliyografya

- ACAROĞLU, Türker, “Bulgaristan”, Türk Ansiklopedisi, VII/377-396, Ank. 1956

- (ALTINAY), Ahmet Refik, Türk İdaresinde Bulgaristan, Devlet Matbaası, İst. 1933

- AYDINLI, Ahmet, Batı Trakya Faciasının İçyüzü, Akın Yay., İst. 1971

- ÇAVUŞOĞLU, Halim, Balkanlarda Pomak Türkleri, Köksav Yay., Ank. 1993

- EREN, A. Cevat, “Pomaklar”, İA, İX/572-576, İst. 1964

- “Pomaklara Dair”, Türk Kültürü, Sayı 4 (Şubat) Ank. 1963

- FEHER, Geza, Bulgar Türkleri Tarihi, TTK, Ank. 1999

- KONSTANTİNOV, Yulian, “Strategies for Sustaining a Vulnerable Identity: The Case of the Bulgarian Pomaks”, Muslim Identity an The Balkan State, London 1997

- MEMİŞOĞLU, Hüseyin, Pomak Türklerinin Tarihi Geçmişinden Sayfalar, Ank. 1991

- “POMAKLAR”, Müslüman Halklar Ansiklopedisi (MHA), İST. 1991

- “RODOPLAR VE POMAK TÜRKLERİ” , Türk Dünyası, Sayı 28, İst. 1973

- YÜCEL, Yaşar, “Balkanlarda Türk Yerleşmeleri ve Sonuçları”, Bulgaristan'da Türk Varlığı (Bildiriler) TTK, Ank. 1992. - (Basri Zilabid yazdı)

 

 

POMAKLAR hakkında Doç.Dr.Kemal Gözler'in Yayınları:

1. Kemal Gözler, "H Omospondiopoihsh thz  Ellhnotourkikhz Politeiaz tou Aigaiou', Enauoma, Teuxoz  2 - Martioz 1993, p.11-13.
2. Kemal Gözler, Les villages pomaks de Lofça aux XVe et XVIe siècles d'après les tahrir defters ottomans, Ankara, Publications de la Société turque d'Histoire, 2001, XII+119 p.
3. Kemal Gözler, "Les origines des pomaks de Lofça d'après les tahrir defters ottomans: 1479-1579", TURCICA: Revue d'études turques, 1999, Tome 31, s.35-66.  [For
 4. Kemal Gözler, "XV ve XVI'ncı Asırlarda Lofça Pomak Köylerinin İlk Müslüman Sakinleri", XIII. Türk Tarih Kongresi, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2002, Cilt III, Kısım III, s.1397-1437 (Türk Tarih Kurumu Tarafından Düzenlenen 13. Türk Tarih Kongresinde Sunulan Tebliğ, Ankara, 4-8 Ekim 1999).
5. Necdet Zeki Gezer ve Kemal Gözler, Yeniçiftlik Beldesi: Tarihi, Ekonomisi, Sosyal ve Kültürel Yapısı, Bursa, Ekin Kitabevi Yayınları, 2003, 388 sayfa.

Linkleri asagida:           .
http://www.anayasa.gen.tr/pomteb.htm

http://www.anayasa.gen.tr/pomturcica-resume.htm

http://www.anayasa.gen.tr/pomak.htm

http://www.anayasa.gen.tr/yc-tanitim.htm

 

.....
sayfa başına dön