RUMELİ TÜRKÜLERİ

15-20. yüzyıllar arasın­da Rumeli topraklarında Türkler tarafından yaratılmış, bestecisi bilinmeyen sözlü müzik parçalarına verilen genel ad.

Rumeli türküleri, tıpkı Anadolu türküleri gibi zamanla ve yöreden yöreye az ya da çok değişmiş, gerek melodik çizgi, gerekse sözlerin müzikle kaynaşması açısından gide­rek daha yetkin hale gelmiştir. Çoğunun hangi yöreden çıktığı bilinmez. Gezginler ve askerler aracılığıyla Rumeli türkülerinin bazısı İstanbul'a, hatta Anadolu'ya kadar gitmiştir. Aşk, doğa, savaş, zafer, bozgun gibi çok çeşitli temaların işlendiği Rumeli türkülerinin çoğu, usta bestecilerin elinden çıktığı izlenimini uyandırır.

Rumeli türkülerinde en çok düyek, sofyan ve aksak usullerine rastlanır. En çok kulla­nılan makamlarsa uşşak, hicaz, evç ve hüzzamdır. Gerek usuller, gerekse makam­lar, klasik Türk müziğinde olduğu gibi kullanılmıştır. Oysa Anadolu türkülerinin pek çoğunda, özellikle makamların işlenişi oldukça farklıdır. Kıvrak ezgili birçok Rum­eli türküsü, zamanında İstanbul'da kö­çekçe takımlarına alınmıştır.

Günümüzde de Türkiye'nin her yanında bilinen Rumeli türküleri arasında “Dağlar dağlar viran dağlar”, “Estergon Kal'ası su başı durak”, “Köşküm var deryaya karşı”, “Maya Dağdan kalkan kazlar” (Vardar Ovası), “Yine şahlanıyor kolbaşının kır atı”, “Kırmızı gülün adı var”, “Gide gide yarelerim dirildi”, “Ayağına giymiş sadef nâlini”, “Atladım bağçene girdim gülleri fincan gibi”, “Şahane gözler şahane”, “Ha­vada turna sesi var”, “Çıkayım gideyim Urumeli'ne”, “Aliş'imin kaşları kare”, “Alıverin bağlamamı çalayım”, “Fincanı taştan oyarlar”, “A benim mor çiçeğim” sayılabilir.

Rumeli türkülerinin büyük bir bölümü İstanbul'da Tamburacı Osman Pehlivan'ın okuyuşundan notaya alınmıştır. Bugün Balkanlar'da yaşayan Türkler arasında bu türkülerin birçok çeşitlemesi oluşmuştur.

— Mus. ve Folk. Rumeli türküleri 'nin mu­siki sistemi, bütün unsurlarıyle türk mu­sikisi sistemidir. Bu türküler, türk dizisi, türk makamları, türk usulleri ve türk form­ları içinde bestelenmiştir. Rumeli türküle­rinin özellikleri ezgi, beste ve icra yön­lerinde görülür:

1. ezgi yönünden. Rumeli türkülerinde, doğ­duğu ortamın icabı olarak; sıla hasreti, kahramanlık, sevgiliye duyulan özlem, üs­tün bir sanat zevki ve anlayışı içinde bir­leştirilmiş, bütünleştirilmiştir; 2. beste yö­nünden. Rumeli türküleri ve serhat-sınır türküleri adı altında toplanan bu eserler, bir halk musikisi şekli (form) olan türkü adiyle anılmasına rağmen çoğunlukla sis­tem yönünden türk sanat musikisi kural­larına uygundur. Bu eserlere türkü denme­sinin sebebi, güftelerinin halk musikisi ürünlerini andırmasıdır. Klasik türk musi­kisinin kar, beste, semai gibi ağır form­ları dışında rumeli türküleri, anadolu tür­külerine nazaran sanat musikisine, özel­likle şarkı formuna daha yakın eserlerdir. Anadolu türkülerinde genellikle makam di­siplini yoktur. Bir makamda başlayıp baş­ka makamda biten, hattâ makamın ve di­zinin bütün seslerini kullanmayan, durak, güçlü, yeden gibi özel görevi olan sesle­rin bu görevlerine itibar etmeyen eserler çoğunluktadır. Rumeli türküleriyse genel­likle kurallara daha uygundur; 3. icra yö­nünden. Rumeli türkülerinin doğduğu or­tam bu musikinin, resmî ordu sazı olan mehter ile kendi sazını cenge, akına birlikte götürmüş askerlerin cura, tambura, meydan sazı, meyi ile icra edildiğini düşün­dürmektedir.

Bugün rumeli türküleri hem sanat musi­kisi hem de halk musikisi aletleriyle icra edilmektedir. Rumeli türküleri ezgi özel­likleri, yapıları ve lirik-hamasî-pastoral te­ma zenginlikleri yönünden orkestrasyona da elverişli eserlerdir. Rumeli türkülerinin bugüne kalmış olan örnekleri şunlardır: Arazbar - aksak köçekçe (El Çek Zülf-i Yârdan); evc (Lâhûı Şalla Şu Güzel), evc (Sabah Oldu Uyansana); evc (Yürüdükçe Servi Boyun), evc-aksak (Ey Benim Mestane Gözlüm, Şimdi Buldum Ben Yari­mi); evc- sengin semai (Şahane Gözler Şa­hane); evc-aksak (Atladım Bahçene Gir­dim Gülleri Fincan Gibi); gerdaniye-dü­yek (Belgrad Kalası, Zemlin Ovası); ger­daniye-köçekçe (Yine Yol Vermedi Dağ­lar); gerdaniye-devri hindî köçekçe (Yine de Kaynadı, Coştu Dağların Taşı); gerda­niye-aksak köçekçe (İlkbahar Olunca Ley­lim Şen Olur Dağlar); gerdaniye-sofyan köçekçe (Tuna'da Çırpar Bezini); gerdani­ye-aksak köçekçe (Selanik, Kahbe Sela­nik, Suyun içtim Bulanık); hicaz -aksak (İndim Yarin Bahçesine Gülden Geçilmez); hicaz-sofyan (Dağlar Dağlar, Viran Dağlar); hicaz (Köşküm Var Deryaya Karşı); hicaz köçekçe (Bir Sevda Geldi Başıma); hicaz (Estergon Kalası Subaşı Durak); hicaz-sofyan (Pencere Açıldı Bilâl Oğlan, Piştov Patladı); hicaz-düyek (Gemi Kalkar, Sulara Akar); hicaz-türk aksağı (Maya Dağın Yıldızıyım); hicaz (Ceylân Şehri, Sen Dahi Viran Kalasın); hicaz-düyek (Kim Gör­müştür Güzellerin Vefasın); hicazkâr nim-sofyan (Be Gemici, Gemici, Kullan Dü­meni); hümayun-sofyan (Kırmızı Gülün Alı Var); hümayun-aksak (Sabah Sabah-Ben Zülfümü Tararım); hümayun-devri-turan (Gidem Dedim Aman Yarenlerim Darıldı); hüseynî-sofyan (Teşfik Eyle Aman Gel Yanıma);, hüseynî aksak (Demirciler Demir Döver Tunç Olur); hüseynî-devrituran (Yağmur Yağar Taş Üstüne); hüseynî-sof­yan (Bahçe Duvarını Aştım); hüseynî-sof­yan (Yerde Buldum Bir Elma); hüseynî-düyek (Çıkayım Gideyim Urumeli'ne); hüseynî-devrituran (Bulut Gelir Seher İle); hüzzam-aksak (Düriyem'in Güğümleri Ka­laylı); hüzzam-düyek (Suya Gider Su Destisi Elinde); ısfahan-devrihindi (Ey Ga­ziler,Yol Göründü Yine Garib Serime); ısfahan-sofyan (Aliş'imin Kaşları Kare) karcığar köçekçe (Yabandan Geldim Ya­bandan); kürdî-oynak (Evlerinin önü Han­dır); mahur (Yine de Şahlanıyor Kolbaşının Kır Atı); mahur-aksak (Bülbüller ötü­yor, Seher Vaktidir); mahur-aksak (Ça­dırlar Sökülsün, Tuğlar Dikilsin); mahur-curcuna (İndim Yârin Bahçesine, Gül Di­binde Gül Biter); muhayyer-sofyan (Yine Bugün Yardendim); muhayyer-curcuna (Esmerim Kıyma Bana); muhayyer-aksak (Belgrad Kalası, Zemlin Ovası); muhay­yer-düyek (Giderken Kundurama Kum Doldu); neva (Kırım'dan Gelirim, Adım Sinan'dır); nişaburek-türk aksağı (Finca­nı Taştan Oyarlar); segah - düyek (Akşam Oldu Yine Bastı Kareler); suzinak (A be­nim Mor Çiçeğim, Sen Doldur Ben İçeyim); uşşak-aksak (Evlerim Ormana Bakar); zavil (Meclisinde Mail Oldum Ben Bir Kaşı Kareye).

Rumeli'nde teşekkül etmiş musiki ürünlerine verilen umumî ad. Burada Rumeli'nin sınırları, hemen İstanbul sûrları dışında başlamakta, kuzeyde bir taraftan Avusturya, diğer taraftan Kırım taraflarına kadar uzanmaktadır. Türkülerin bir çoğunun tam mahalli tesbît edilemez, zira bütün Rumeli'nde yayıldıktan sonra, Anadolu'ya da intikal etmiştir. Fakat büyük çoğunluk Edirne ile Tuna boyu arasında ve Macaristan Türk âleminde yapılmıştır. "Ser had Türküleri" de denir. XV. ilâ XX. asırlar arasında doğ­ muş eserlerdir. Çok büyük san'atkârlar tarafından bestelenmiş tir, isimleri meçhuldür. bir çoğunun devirlerinin meşhur bes­ tekârları oldukları şüphesizdir (Dr. Subhi Ezgi de bu fikir­ deydi). Ama "Rumeli Türküleri" denen ve çoğu daha fazla klasik-ekolün şarkılarına benzeyen, hattâ bir kısmı tastamam böyle olan parçaların hepsinin sahibi meçhuldür. Çoğundan buram buram Türk maşerî dehâsı tüter. Türk halk musikisi­ nin bütün Türk âleminde en parlak mahsulleridir. Fakat mü­ him kısmının klasik bestekârların eseri olduğu, çok iyi mu­ siki bilen kimselerce yapıldığı aşikârdır (Dr.Ezgi ile vaktiyle bu mevzuda yapılan bir konuşmada bu hususta da mutabık kalınmıştır). Rumeli Türküleri arasında orta değerde eserler bile azdır. Çoğu güzel, parlak, çok parlak, fevkalâde ve dehâ mahsulü şarkılardır. Haylisinin akıncı türküsü olduğu, güf­ te ve üslûbundan anlaşılır. Şekil, makam, üslûb ve edâ zevki barizdir. Kahramanlık mevzuları kadar tabiat ve aşk konuları da işlenir ve hemen hepsinde lirizm hâkimdir. Zaferin ve bozgunun neş'e ve hüznü, akıncının gamsız pervasızlığı dai­ ma hissedilir. Köçekçe takımlarında çok defa köçek­ çe olarak Rumeli türküleri okunur. Elimizde mevcut Rumeli türkîerinin ‘başlıcaları şunlardır :

•  Acem-Aşirân Curcuna (Haydi de gidelim Receb, kara koyun gütmeye, İskeçe)

•  Arazbar Yürük Aksak Köçekçe (El çek zülf-i yârdan)

•  Bayati Düyek (Ne bakarsın hâin hâin'yüzüme?)

•  Çârgâh Yürük Aksak (Penceresi yola karşı, 2 kita)

•  Eve Curcuna (Sabahın seherinde ötüyor kuşlar, 2 kıt'a)

•  Eve Yürük Aksak (Havada turna sesi var, muhammes, 2 kıta)

•  Eve Düyek (Güvercin uçuverdi, kanadını açıverdi, mu hammes, 2 kıt'a)

•  Eve Sofyân (Koyun beni, yükseklere yatayım, 3 mısra,2 kıt'a, Aksu nehri kıyısı)

•  Eve Aksak (El-veda dost, deli gönül el-veda, muham­ mes, 2 kıt'a)

•  Eve Aksak (Ayağına giymiş sadef nâlini, müseddes,2 kıt'a)

•  Eve Aksak (Üç güzelin sevdâsıyle düşer oldum bu yola, Palanka)

•  Eve Yürük Aksak (Saçları lüle lüle, 2 kıt'a, Osman Pehlivan'dan)

•  Eve Düyek (Üç güzel oturmuş gergef işler)

•  Eve Aksak (Yürüdükçe servi boyun salınır)

•  Eve Sofyân (Şâhâne gözler, şâhâne)

•  Eve Yürük Aksak (Atladım bağçene girdim, gülleri fin­
can gibi, muhammes)

•  Eve Yürük Aksak (Ey benim mestâne gözlüm, şimdi bul­ dum ben yârimi, Osman Pehlivan'dan)

•  Evc(Lâhûr şalla şu güzel, 2 kıt'a)

•  Evc Aksak (Sabah oldu,uyansana, muaşşer, 3 kıt'a)

•  Gerdaniye Yürük Aksak (Şemşîrpınar'ın üstüyüm)

•  Gerdaniye Düyek (Belgrad kal'ası, Zemlin ovası,Belgrad)

•  Gerdaniye Yürük Aksak (Eseri bâd-i sabâ yeli Tuna'nın, Tuna boyu)

•  Gerdaniye Yürük Aksak Köçekçe (Selanik, kahbe Sela nik, suyunu içdim, bulanık, Akkermân)

•  Gerdaniye Köçekçe (Yine yol vermedi Acem dağları, 2 kıt'a)

•  Gerdaniye Devr-i Hindi Köçekçe (Yine de kaynadı, coş du dağların karı, muhammes, 3 kıt'a)

•  Gerdaniye Sofyân Köçekçe (Tuna'da çırpar bezini, Tuna boyu Bulgaristan)

•  Gül'izâr (Bizim sahraların başı bölük bölük duman şim­di, 2 kıt'a)

•  Hicaz Yürük Aksak (İndim yârin bağçesine, gülden ge­ çilmez, muhammes)

—Hicaz Sofyân (Dağlar, dağlar, vîrân dağlar, 2 kıt'a)

•  Hicaz Nîm Sofyân (Köşküm var deryaya karşı, muham­ mes, Meriç boyu)

•  Hicaz Sofyân Köçekçe (Bir sevda geldi başıma)

•  Hicaz Aksak (Estergon kal'ası subaşı durak, muhammes, Estergon)

•  Hicaz Yürük Aksak (Pencere açıldı Bilâl Oğlan, piştov patladı, muhammes, 2 kıt'a)

—Hicaz Düyek (Gemi kalkar, sulara akar, 2 kıt'a, Vardar boyu)

•  Hicaz Sofyân (Maya dağdan kalkan kazlar, 7'li, 2 kıt'a, Vardar boyu)

•  Hicaz (Geylân şehri, sen dahi vîrân kalasın)

•  Hicaz Düyek (Kim görmüşdür güzellerin vefasını?, 3 kıt'a)

•  Hicaz Yürük Aksak (İhtiyatlar silâh çatmış ah yolun üs tüne, muhammes, 2 kıt'a, Tuna boyu)

•  Hicaz Düyek (Hay seneye, seneye Naciye'm, 2 kıt'a)

•  Hicaz Sofyân (Eğil dağlar, eğil de üstünden asam,mu hammes, Tesalya, 1897)

•  Hicaz Aksak (Seller aldı değirmenin bendini, İslimye)

•  Hicaz Düyek (Âşık Keremler düşerlermiş dağlara,mu­ hammes, 2 kıt'a)

•  Hicaz Düyek (Gider pâdişâhım, 2 kıt'a)

•  Hicaz. Yürük Aksak (Bakkallar satıyor karaca üzüm,2 kıt'a, Edirne)

•  Hicaz Yürük Aksak (Pınarbaşının gülleri, şakşak öter bülbülleri, 2 kıt'a)

•  Hicaz Düyek (Bağa girdim, bağ budanmış, 4 kıt'a,Şar­ köy)

— : Hicaz Aksak (Asmayı daldırdım "ince dal" diye, 2 kıt'a)

•  Hicaz Aksak (Yine sevdiğim gönlüme uydu, muhammes, 2 kıt'a)

•  Hicaz Aksak (Edirne'den çekirdeksiz nar gelir, Edirne)

•  Hicaz Aksak (Otina'nın ufak taşı, İştip)

•  Hicaz Düyek (Kalk gidelim canım Şazo, Üsküb)

•  Hicaz Aksak (Mendilimin ucu penbe, İştip)

•  Hicaz Düyek (Şadırvan olsam akayım, Üsküb)

•  Hicaz Düyek (Tuna yalısında tutdular beni, Palanka)

•  Hicaz Sofyân (Maçin Dağı, âmân Maçin Dağı, Maçin)

•  Hicaz (Yine şahlanıyor kolbaşının kır atı, muhammes)

•  Hicaz Aksak (Yine sevdiceğim gönlüme uydu, muhammes, 2 kıt'a)

•  Hicâzkâr Nîm Sofyân (Be gemici, gemici, ‘kullan dümeni, muhammes, 2 kıt'a, Balçık)

•  Hicâzkâr Düyek (Yiğit adın İsmail, 2 kıt'a)

•  Hümâyûn Sofyân (Kırmızı gülün alı var, 3 kıt'a)

•  Hümâyûn Aksak (Sabah sabah ben zülfümü tararım,mu­ hammes)

•  Hümâyûn Devr-i Tûrân (Gide gide âmân yârelerim dirildi)

•  Hüseynî Yürük Aksak {Yüksek yüksek tepelere ev kur­ masınlar, 2 kıt'a, Edirne)

•  Hüseynî Düyek (Ela gözlerini gördüğüm akşam, Üsküb)

•  Hüseynî Düyek (Yanar iken yanmaz oldu çerâğım, İş tip)

•  Hüseynî Düyek (Atma kirpiğin okunu, Üsküb)

•  Hüseynî Düyek (Ötme bülbül, el-amân, Üsküb)

•  Hüseynî Düyek (Kuzum seni bin nâz ile sevmişim, Üsküb)

•  Hüseynî Yürük Aksak (Pencereden yel gelir, 3 kıt'a)

— Hüseynî Yürük Aksak (Demirciler demir döğer, tunç olur, muhammes, 2 kıt'a)

•  Hüseynî Nîm Sofyân (Açıl ey gönlümü varı, 2 kıt'a, Semendire)

•  Hüseynî Düyek (Çıkayım gideyim Urûmeli'ne, muham­ mes, 2 kıt'a)

•  Hüseynî Sofyân (Bağçe dıvarını aşdım, 2 kıt'a, Osman Pehlivan'dan)

•  Hüseynî Devr-i Tûrân (Yağmur yağar taş üstüne, mu­ hammes, 2 kıt'a, K. Altınkaya'dan)

•  Hüseynî Sofyân (Teşrif eyle âmân, gel yanıma, Manas tır)

•  Hüseynî Devr-i Tûrân (Bulut gelir seher ile)

•  Hüseynî Sofyân (Yerde buldum bir elma, Osman Pehli van'dan)

•  Hüzzâm Düyek (Üsküb kızı, kıvrak belli, Üsküfe)

•  Hüzzâm Yürük Aksak (Suya gider, su destisi elinde, mu hammes)

—Hüzzâm Sofyân (Alıverin bağlamamı çalayım)

•  Hüzzâm Yürük Aksak (Dürriye'min güğümleri kalaylı, muhammes, 2 kıt'a)

•  Hüzzâm Yürük Aksak (Âmân dağlar, yol verin a beyler, ben sılama varayım, 2 kıt'a)

•  Isfahan Sofyân (Aliş'imin kaşları kaare, Tuna boyu, 3 kıt'a)

•  Isfahan Devr-i Hindî (Ey gaazîler, yol göründü yine garîb serime)

•  Isfahan Aksak (Feracemin al yakası)

•  Isfahan Düyek (Sabah olsun, ben bu yerden gideyim)

•  Isfahan Düyek (Tuna, Tuna, yeşil Tuna, Tuna boyu)

•  Isfahan Sofyân (Kalk gidelim seninle Nemçe'ye, 2 kıt'a, Tuna boyu)

•  Karcığar Köçekçe (Yabandan geldim, yabandan)

•  Kürdî Aksak (Bugün benim efkârım var, İştip)

•  Küıdî Yürük Aksak (Küffâr sanır hüccet almış Eğri'ye,muhammes, 2 kıt'a, Tuna boyu)

•  Kürdî Oynak (Evlerinin önü handır, 3 kıt'a)

•  Kürdî Yürük Semaî Gazi; Osman Paşa Türküsü (Tuna nehri akmam diyor, 3 kıt'a, 1877)

•  Mahûr Yürük Aksak (Evreşe yolları dar, 2 kıt'a, Edirne)

•  Mahûr Aksak (Bülbüller ötüyor, seher vaktidir, Macaris­tan)

•  Mahûr Aksak (Çadırlar sökülsün, tuğlar dikilsin, 3 kıt'a)

•  Mahûr Yürük Aksak {Penceresi yola bakar, 3 kıt'a,İs keçe)

•  Mahûr Yürük Curcuna (İndim yârin bağçesine, gül biter, Macaristan)

•  Mahûr Yürük Aksak ı(Bağçelerde biberiyye, 3 kıt'a, Kırk­ lareli)

•  Muhayyer Sofyân ı(Yine bugün yârdendim)

•  Muhayyer Curcuna Dâğî (Esmerim kıyma bana, 2 kıt'a)

•  Muhayyer Düyek (Giderken kundurama kum doldu, mu hammes)

•  Muhayyer-Kürdî Aksak (Çubuğum yok, yol üstüne uza tam, muhammes, 2 kıt'a)

•  Neva Düyek (Edirne'nin ardı da bağlar, 2 kıt'a, Edirne)

•  Neva (Kırım'dan gelirim, adım Sinan'dır, 2 kıt'a, Kırım)

•  Rast Aksak (Ben bir sabah erken kalkdım, Üsküb)

•  Rast Düyek (Hep güzeller allar giymiş, Üsküb)

•  Sabâ Aksak (Yedi odanın camları, Gelin Oyun Havası, Çorlu)

•  Sabâ Yürük Aksak (Lofca'nın üstünde kuyu, müseddes, Lofca)

•  Sabâ Yürük Aksak (Bir alçacık fidan dalı, 2 kıt'a)

•  Sabâ Yürük Aksak (Yedi odalar yaptırdım, 2 kıt'a, Edirne)

•  Sabâ (Kına yolladım sana, 2 kıt'a, Edirne)

•  Segah Düyek (Ne giyersin mor mintanı her güne?, Üsküb)

•  Segah Aksak ((Düğünde toplandılar, meşvereti kurdular, muhammes, 2 kıt'a)

•  Segah Düyek (Akşam oldu, yine basdı kaareler)

•  Segah Düyek (Sultân'ın giydiği allı kumaş, 2 kıt'a)

•  Segah Aksak (Yüksek minareden atdım kendimi, muham­ mes, 2 kıt'a)

•  Sûznâk Yürük Aksak ı(A benim mor çiçeğim, sen doldur, ben içeyim, 4 kıt'a, Osman Pehlivan'dan)

—Uşşak-Hicâz Aksak (Lofca'nın ardında kaya, muhammes, 3 kıt'a, Lofca)

•  Uşşak Düyek (Ne hoş imiş Kalkandere ovası, Üsküb)

•  Uşşak Aksak (Ceviz idim, ayırdılar dalımdan, Üsküb)

•  Uşşak Düyek (Ay buluta giriyor, Üsküb)

•  Uşşak Düyek (Bir sabah namazında çıkdım evimden, İştip)

•  Uşşak Düyek (Yüce dağ başında kervanın ucu, İştip)

•  Uşşak Düyek (Esme tûfân deryaya,, kumun kalkmasın, Palanka)

•  Uşşak Düyek (Emîr kızı, hünkâr kızı, Üsküb)

•  Uşşak Düyek (Sabah yeli, hep yellerin şâhısın, Üsküb)

•  Uşşak Aksak (Bindim aşkın gemisine, Üsküb)

•  Uşşak Düyek (Ben mi dedim sana güzel olasın?, Üsküb)

•  Uşşak Aksak (Sabah sabah dolaşalım yalını, Palanka)

•  Uşşak Düyek (İlk yaz olur, açar badem çiçeği, Üsküb)

•  Uşşak Devr-i Hindi (Kalk (gidelim canım Şazo, Üsküb)

•  Uşşak Devr-i Hindî (Mendilimin ucu penbe, Üsküb)

•  Uşşak Yürük Aksak (Küp içinde nişasta, 2 kıt'a)

•  Uşşak Düyek (Tutamadım ben bu yerlerde vatan, İştip)

•  Uşşak Türk Aksağı (Drama Köprüsü'nü canım Hasan, Drama)

•  Uşşak Aksak (Bülbülüm altın kafeste, 2 kıt'a)

•  Uşşak Aksak (Evlerin ormana bakar)

•  Uşşak Yürük Aksak (Edirne'nin arkası bağlar, 2 kıt'a, Edirne)

•  Uşşak Yürük Aksak (Kavak kavakdan uzundur, 2 kıt'a, Edirne)

•  Uşşak (Kahvenin önünden gelip geçersin, muhammes)

Zâvil (Meclisinde mail oldum ben bir kaşı karaya) (Y. O.)

 

 

.....
sayfa başına dön